WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Kira sözleşmesinin hususi şartlarında " sözleşme süresinin 1 yıl olduğu ve kontratın sona ermesinden bir ay önce taraflar yazılı olarak ihtarda bulunmadıkları sürece sözleşmenin yenileneceği" kararlaştırılmıştır. Davalı Belediye Başkanlığının davacıya yollamış olduğu 27.1.2014 düzenleme ve tebliğ tarihli ihtarname ile davalı belediye sözleşmenin yenilenmeyeceği hususunda irade beyanını ortaya koyduğundan taraflar arasındaki kira sözleşmesi 01/03/2014 tarihinde sona ermiştir. Davacı tarafından 05/05/2014 tarihinde açılan dava ile dava konusu taşınmazda kiracılık sıfatının devam ettiğinin tespiti talep edilmişse de davacı ile davalı arasındaki kira sözleşmesinin 01/03/2014 tarihinde sona erdiği, tahliye konusunda davacıya gerekli ihtarnamenin süresinde tebliğ edildiği, davacının dava konusu yerde bir hakkının bulunmadığı, davacının fuzuli şagil olduğu anlaşılması karşısında davanın reddi yerine kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir....

    Taraflar arasındaki 20.02.2008 tarihli kira sözleşmesinde kira süresinin 7 yıl olduğu ve başlangıcının 01.03.2008 tarihi olarak belirlendiği anlaşılmıştır. Kiracı tacir olup, 6098 sayılı yasanın 343. Maddesi 6098 sayılı B.K.( Değişik: 4/7/2012- 6353/53 mad.) nin değişik 2 maddeye göre; 8 yıl uygulanmayacak olup hak ve nesafet kurallarına göre kira parası belirlenecektir. Davacı kira süresinin sonu olan 7 yıl bittikten sonra uzayan yeni kira dönemi için kira tespiti davası açmış bulunmakta olup, taraflar arasındaki kira sözleşmesinde sözleşmesinin bitiminden sonraki uzayan dönem için artış oranı düzenlenmediği, kira bedelinin yukarıda açıklanan hukuk genel kurulu kararlarına uygun olarak tespiti gerekir....

      Üst irtifakının kurulmasında belediyenin kusuru veya teknik ve idari gecikmeleri olması halinde geçen süre, kira süresine eklenebilir." düzenlemesini içerdiğini, müvekkilinin defalarca davalıya şifaen başvurmasına rağmen davalının bugüne kadar tapuda dava konusu alan ile ilgili olarak üst hakkı tesis etmediğini, buna ilişkin açmış oldukları kiracılığın tespiti davalarının Manavgat Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2020/1725 E. sayılı dosyası ile derdest durumda olduğunu, bu nedenle Sulh Hukuk Mahkemesinin dava dosyası bekletici mesele yapılması gerekirken Antalya 2.İdare Mahkemesi'nin kararına dayanılarak davanın reddine karar verilmesinin yanlış olduğunu, davalı kurum edimlerini yerine getirmediğinden dolayı yap-işlet-devret sözleşmesinden de anlaşılacağı üzere kira süresinin uzamakta olduğunu, hal böyleyken müvekkilinin kiralayan sıfatı bulunmadığından bahisle davanın reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek yerel mahkemece verilen kararın kaldırılarak, davalarının kabulüne...

      dan yazılı sözleşme ile kiraladığını beyan ederek kiracılık sıfatına dayalı olarak istihkak iddiasında bulunmuştur. İİK'nun 96/1. maddesi uyarınca istihkak iddiasının mülkiyet, rehin vb. haklardan birisine dayanılarak ileri sürülmesi gerekir. Gerek doktrinde ve gerekse Yargıtay uygulamasında “mülkiyet ve rehin hakları” sözcüklerinin sınırlandırıcı anlam taşımadığı, ayrıca sınırlı ayni haklara, tapuya şerh verilmiş kişisel haklara, hapis hakkına, mülkiyeti muhafaza sözleşmesine, intifa hakkına dayanarak da istihkak davası açılabileceği kabul edilmektedir. Ancak somut olayda, davalı 3. kişi yukarıda yazılı haklara değil, yalnızca kiracılık sıfatına dayanmıştır. Davalı 3. kişinin sunduğu kira sözleşmeleri ise adi nitelikte olup, kural olarak kiracının istihkak iddiasında bulunma hakkı yoktur. Adi kira sözleşmesinde borç sadece taraflar yönünden sonuç doğurur....

        Davalı, taşınmazı geçerli kira sözleşmesine dayalı olarak kullandığını ve işgalci durumda bulunmadığını, dava konusu taşınmazın Belediye sınırları içinde olup, 6570 sayılı yasaya tabi olduğunu, 2886 sayılı yasanın 75. maddesinin bu davada uygulanma olanağının bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 30.03.2011 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 04.11.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, mülkiyet hakkına dayalı elatmanın önlenmesi istemiyle açılmıştır. Davalılardan ... davacı ile 10.08.2005 başlangıç tarihli kira sözleşmesi yapıldığını dava konusu yerin de bu sebebe dayalı olarak kullanıldığını açılan davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, kira ilişkisinin varlığı sebebiyle davalı ... hakkındaki davanın reddine, diğer davalı ... hakkındaki davanın ise husumet noktasından reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı temyiz etmiştir....

            vekili, derdestlik itirazında bulunmuş, taşınmazın tahliye taahhüdüne dayalı olarak boşaltıldığını, sözleşmede davacının takipte bulunamayacağının hükme bağlandığını, kira süresinin uzatılmadığını, söz konusu belgede tahrifat yapıldığını bildirerek davanın reddini savunmuştur....

              görüşü ile; 1994 tarihli kira sözleşmesinin süresi dolduktan sonra yeni maliklerin yaptığı kira sözleşmesinde yeni kira bedeli ve yeni bir kira süresi belirlendiği, 01.12.1999 başlangıç tarihli ve üç yıl süreli kira sözleşmesinin yenileme sözleşmesi değil yeni bir sözleşme olduğu, bu sözleşmenin süresinin 01.12.2002 tarihinde sona erdiği, süre bitiminde birer yıl süre ile kira sözleşmesinin uzadığı, bu arada 28.12.2004 tarihinde 1 nolu bağımsız bölümün ...’e intikal ettiği, 01.12.2005 tarihinde 1 ve 3 nolu bağımsız bölümler için maliklerle kira sözleşmesi yapıldığı ve sözleşmeye göre kira süresinin 1 yıl olduğu, kira bedelinin de yeniden belirlendiği, bu sözleşme birer yıl uzama suretiyle üç yıl uzama süresi sonunda yapılan bir sözleşme olup, bu sözleşmenin 01.12.1999 tarihli sözleşme gibi yeni sözleşme olarak sayılamayacağı, 01.12.1999 tarihli kira sözleşmesine göre uzama süresinin 01.12.2002 tarihinde başlayacağı, on yıllık uzama süresinin 01.12.2012 tarihinde biteceği, 6101 sayılı Türk...

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Elatmanın önlenmesi-Ecrimisil Uyuşmazlık mülkiyet hakkına dayalı el atmanın önlenmesi ve ecrimisil istemine ilişkindir.. Davalının taşınmazda kiracı olduğunu ileri sürmesi uyuşmazlığın kira sözleşmesinden kaynaklandığı sonucunu doğurmaz. Uyuşmazlığın bu niteliği gereği de inceleme görevi Yargıtay 1. Hukuk Dairesine aittir. Ancak, Yargıtay 1. Hukuk Dairesince uyuşmazlığın kira sözleşmesinden kaynaklığından bahisle dairemizin görevli olduğu belirtildiğinden, görevli dairenin belirlenmesi için dosyanın Başkanlar Kurulu'na gönderilmek üzere Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmesine, 18.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                  Bilindiği üzere, kira sözleşmesinin geçerliliği herhangi bir şekil koşuluna bağlı tutulmamış, sözlü olarak da yapılabileceği kanun koyucu tarafından kabul edilmiştir. Somut olayımızda ise davalı tarafından 27.07.2012 tarihli kira sözleşmesi dosyaya sunulmuştur. Kira ilişkisi, kişisel borç doğuran bir sözleşme türü olup, taşınmazın mülkiyetinin el değiştirmesi ile ilgili değildir. TBK’nin 310. maddesi hükmüne göre kiralananın mülkiyetinin kiralayan malik tarafından üçüncü kişiye devri ile birlikte, kiralayan ve kiracı arasındaki kira sözleşmesi tüm hak ve borçları ile birlikte yasa gereği kendiliğinden yeni malike geçer. Taşınmazın başkasına satılması, kiracının kişisel hakkını ortadan kaldırmaz. Davacının mülkiyet hakkına dayalı olarak elatmanın önlenmesi davası değil, 6570 sayılı Yasa hükümleri uyarınca kiralananın tahliyesi davası açması gerekmektedir....

                    UYAP Entegrasyonu