-Davacılar vekilinin kiracılık sıfatının tespiti ve el atmanın önlenmesine ilişkin temyiz itirazlarına gelince; 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 347/....maddesi hükmüne göre konut ve çatılı işyeri kiralarında kiracı, belirli süreli sözleşmelerin süresinin bitiminden en az ... gün önce bildirimde bulunmadıkça, sözleşme aynı koşullarla bir yıl için uzatılmış sayılır. Kiraya veren sözleşme süresinin bitimine dayanarak sözleşmeyi sona erdiremez. Ancak, on yıllık uzama süresi sonunda kiraya veren, bu süreyi izleyen her uzama yılının bitiminden en az üç ay önce bildirimde bulunmak koşuluyla herhangi bir sebep göstermeksizin sözleşmeye son verebilir. Davada dayanılan ve hükme esas alınan 01/03/2013 başlangıç tarihli ve 30.....2013 bitiş tarihli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Kira sözleşmesi ile işyeri kiralanmıştır. Kiralanan 6098 Sayılı ....nun konut ve çatılı işyeri kirası hükümlerine tabidir....
Bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde, kira sözleşmesinin tapuya şerh edilip edilmediği sorulmuş, böyle bir şerhin olmadığı, kira sözleşmesinin vergi dairesine bildirilmediği anlaşılmış ise de; davalı tarafın sunduğu faturalar ve defterler üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu alınan rapora göre Kurumlar Vergisi mükellefleri arasındaki kiralamaların stopaja tabi olmayıp KDV'ye tabi olduğu, kira sözleşmesinin bildirilmesi zorunluluğunun olmadığı, taraflar arasındaki kira sözleşmesinin varlığının kabulü gerektiği gerekçesiyle davanın usulden reddine mahkemenin görevsizliğine dair karar verilmiş hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, mülkiyet hakkına dayalı elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir. Mahkemece, kira ilişkisinden söz edilmek ve davanın sulh hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği belirtilmek suretiyle görevsizlik kararı verilmiştir....
KARAR Davacı vekili, vekil edeninin maliki olduğu 9 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan binadaki 1 nolu bağımsız bölümü, davalının haksız olarak işgal ettiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 18.400,00 TL ecrimisil tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir Davalı vekili, dava konusu taşınmazı 05.02.2009 tarihinde kiraladığını, ödemeleri bazen davacıya bizzat, bazen üst katta oturan oğluna elden yaptığını, belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, taraflar arasında kira sözleşmesi bulunup bulunmadığının görevli mahkemece değerlendirilmesi gerektiği bu nedenle davaya bakma görevinin Sulh Hukuk Mahkemelerinde olduğu gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, mülkiyet hakkına dayalı ecrimisil isteğine ilişkindir....
Davalı davanın reddini savunmuş, Mahkemece taraflar arasında kira ilişkisi olduğundan bahisle görev yönünden davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. ...- 6100 sayılı HMK'nın .../...-a maddesinde, Sulh ... Mahkemeleri, dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın; kiralanan taşınmazların, 09/06/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanun'una göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaları görürler, hükmüne yer verilmiştir. Somut olayda; dava, irtifak hakkına dayalı alacak istemine ilişkin olup taraflar arasında herhangi bir kira ilişkisi yoktur. Açıklanan bu nedenle mahkemece işin esasına girilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde görevsizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olup hükmün bozulması gerekmiştir. ......
Davacı, kayden maliki olduğu taşınmaza, davalının haklı ve geçerli bir neden olmaksızın işyeri olarak kullanmak suretiyle müdahale ettiğini ileri sürerek eldeki davayı açmış, davalı ise davacıdan önceki malik ile aralarında 15.05.2009 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 5 yıllık kira sözleşmesinin yapıldığını bu nedenle dava konusu taşınmazda kiracı olarak bulunduğunu belirtip, davanın reddini savunmuştur. Bilindiği üzere, kira sözleşmesinin geçerliliği herhangi bir şekil koşuluna bağlı tutulmamış, sözlü olarak da yapılabileceği kanun koyucu tarafından kabul edilmiştir. Öte yandan kira ilişkisi, kişisel borç doğuran bir sözleşme türü olup, taşınmazın mülkiyetinin el değiştirmesi ile ilgili değildir. Taşınmazın başkasına satılması, kiracının kişisel hakkını ortadan kaldırmaz. Davacının mülkiyet hakkına dayalı olarak elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davası değil, 6570 sayılı Yasa hükümleri uyarınca kiralananın tahliyesi ve kira alacağı davası açması gerekmektedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Alacak Uyuşmazlık, mülkiyet hakkına dayalı davalı paydaşın kiralayan sıfatıyla aldığı kira bedelinin tahsili ile çekişmenin giderilmesi istemine ilişkindir. Taraflar arasında kira ilişkisi bulunmamaktadır. Uyuşmazlığın bu niteliğine göre temyiz incelemesi Dairemize ait olmayıp, 3. Hukuk Dairesine ait ise de, aynı Dairece de görevsizlik kararı verildiğinden, görev uyuşmazlığının çözümü için dosyanın Başkanlar Kurulu'na gönderilmek üzere Yargıtay Yüksek Birinci Başkanlığı'na gönderilmesine, 13.03.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
İstinaf sebepleri: Davacı vekili süresinde sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde; taraflar arasındaki ilişkinin üst hakkı sözleşmesi olduğunu, davalı ile resmi şekilde üst hakkı sözleşmesi yapıldığını, üst hakkının halen devam ettiğini davalının bu üst hakkına dayalı olarak taşınmazları ipotek ettirdiğini, davalının taşınmazı malik gibi tasarruf ettiğini belirterek mahkemece verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesi talep etmiştir....
Bu halde mahkemece yapılması gereken iş; davalı tarafa verilen ek cevap verme süresinin beklenmesi, süresi içinde sunulan savunma ve belgelerin değerlendirilmesi, ayrıca kira sözleşmesinde kira bedellerinin banka yolu ile ödeneceği kararlaştırıldığına göre davacılara ait hesap numaralarının istenerek ilgili bankalardan hesap özetlerinin istenmesi, gerekirse bilirkişi incelemesi yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. Karar bu nedenlerle bozulmalıdır....
Mahkemece, taşınmazın anahtar teslim tarihinin 14.05.2008 olduğu ve kiracı davacının bu tarihe kadar olan kira bedelinden sorumlu olduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulü ile 5416,67 TL borçlu olmadığının tespiti cihetine gidilmiş, hüküm, süresinde davalı (kiralayan) tarafından temyiz edilmiştir. Somut olayda, taraflar arasında kira ilişkisi 25.02.2005 tarihinde başlamış olup, 6570 sayılı yasanın 11. maddesi hükmü gereğince birer yıllık sürelerle yenilenmiştir. Taşınmazın, kira süresinin bitiminden 9 ay önce 14.05.2008 tarihinde boşaltıldığı tarafların kabulündedir. Kural olarak, davalı, kira sözleşmesi süresince kiraladığı taşınmazın kira bedellerinden sorumludur. Yine, taraflar arasındaki kira sözleşmesinin 8. maddesinde; kiracının “erken tahliye halinde kontrat bitim tarihine kadar olan kira bedellerini mal sahibine ödeyeceği” düzenlenmiştir....
Taraflar arasında düzenlenmiş kira sözleşmesinin bulunmadığı, davacının taşınmaz üzerindeki intifa hakkına dayalı olarak dava açtığının anlaşılmasına göre uyuşmazlığın asliye hukuk mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK'nın 21 ve 22. maddeleri gereğince Mersin 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 11.01.2016 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....