Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Ödeme emri içeriği bina vergisine konu gayrimenkulün tapu kayıtları, yapı kullanma izni ve üst hakkı sözleşmesine göre malikinin Bandırma Belediye Başkanlığı olduğu, taşınmaz üzerinde davacı ortak girişim lehine 29 yıl süreli üst hakkı tesis edildiği, dosyada davacı adına intifa hakkı tesis edildiğine dair bir bilgi ve belgenin bulunmadığı, her ne kadar davalı idare tarafından, bir üst hakkına dayalı olarak başkasına ait bir arazinin altında veya üstünde sürekli kalmak üzere inşa edilen yapıların mülkiyetinin üst hakkı sahibine ait olacağı ve bina vergisi mükellefi olacağı iddia edilmekte ise de 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu ile üst hakkı sahibine tanınan bu imkandan hareketle emlak vergisi uygulamasında üst hakkı sahibinin malik konumuna alınarak mükellef olarak kabul edilmesi halinde, binanın maliki, varsa intifa hakkı sahibi, her ikisi de yoksa bunlara malik gibi tasarruf edenleri mükellef olarak belirleyen 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu'nun...

    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Ödeme emri içeriği bina vergisine konu gayrimenkulün tapu kayıtları, yapı kullanma izni ve üst hakkı sözleşmesine göre malikinin Bandırma Belediye Başkanlığı olduğu, taşınmaz üzerinde davacı ortak girişim lehine 29 yıl süreli üst hakkı tesis edildiği, dosyada davacı adına intifa hakkı tesis edildiğine dair bir bilgi ve belgenin bulunmadığı, her ne kadar davalı idare tarafından, bir üst hakkına dayalı olarak başkasına ait bir arazinin altında veya üstünde sürekli kalmak üzere inşa edilen yapıların mülkiyetinin üst hakkı sahibine ait olacağı ve bina vergisi mükellefi olacağı iddia edilmekte ise de 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu ile üst hakkı sahibine tanınan bu imkandan hareketle emlak vergisi uygulamasında üst hakkı sahibinin malik konumuna alınarak mükellef olarak kabul edilmesi halinde, binanın maliki, varsa intifa hakkı sahibi, her ikisi de yoksa bunlara malik gibi tasarruf edenleri mükellef olarak belirleyen 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu'nun...

      REDDİNE, mercide yanılma nedeniyle CMK.nun 264. maddesi gözetilerek Üst Cumhuriyet Savcısının isteminin itiraz olarak kabulüyle gereğinin mahallinde yerine getirilmesi için dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 21.11.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Kesin borç ipoteğinde temel ilişkiden (borç ilişkisinden) doğan bir alacak teminat altına alınmaktadır. Temel borç ilişkisinin geçersiz olması nedeniyle alacak doğmamışsa yapılan tescil görünürde alacaklı lehine bir rehin hakkı doğurmaz. Rehin sözleşmesinde temel borç ilişkisinin gösterilmesi geçerlilik şartı olmamakla beraber hangi alacak için rehin kurulduğunun ispatını kolaylaştırır. Paraya çevirme anında geçerli bir alacağın varlığı rehin hakkının kullanılması için zorunludur. Alacak mevcut değilse, tescil edilmiş ipotek alacaklı için güvence oluşturmaz. Bu halde hakkın kullanılmasında ipoteğin alacağa bağlılığı mutlaktır. Üst sınır ipoteği, ileride doğacak veya doğması muhtemel olan bir alacağın teminatı olarak tesis edildiği için bu belirsizliğin ileride getireceği sorunları önlemek amacıyla taşınmazın bu belirsiz borca azami ne miktar için teminat teşkil edeceği ipotek akit tablosunda bir limitle belirlenir....

          Yönetmeliğin geçiş hakkı ücretlerini düzenleyen 9. maddesinde, "(1) Geçiş hakkı kullanımında gerçek ve özel hukuk tüzel kişilerine ait mülkiyet alanları dışında kalan yerler için GHS tarafından, geçiş hakkını kullanan işletmeciden talep edilen geçiş hakkı ücreti, Geçiş Hakkı Ücret Tarifesinde belirtilen fiyatları aşamaz. (2) Tapuda kamu kurum ve kuruluşları adına kayıtlı taşınmazlar için belirtilen ücret üst sınırı hariç olmak üzere, Geçiş Hakkı Ücret Tarifesinde yer alan üst sınırları belirten fiyatlar, her mali yılın başında Türkiye İstatistik Kurumunca yayımlanan Üretici Fiyatları Endeksi (ÜFE) oranında artırılarak tespit edilir. (3) İlk yıldan sonraki geçiş hakkı ücretleri; bir önceki yıl geçiş hakkı ücretine en fazla Türkiye İstatistik Kurumunca yayımlanan Üretici Fiyatları Endeksi (ÜFE) oranında artırım yapılması suretiyle tespit edilir. (4) Geçiş hakkı nedeniyle yapılacak keşif ücreti, sabit ve mobil haberleşme altyapısı veya şebekelerinde kullanılan her türlü kablo ve benzeri gerecin...

            Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı idare vekilince temyiz edilmiştir, Arazi niteliğindeki ... köyü 116732 ada 11 parsel sayılı taşınmaza net geliri esas alınarak değer biçilmesinde, taşınmazın niteliği, tamamının yüzölçümü, geometrik durumu ve boru hattı güzergahı dikkate alınarak değer düşüklüğü oranı belirtilmek suretiyle daimi üst hakkı ve geçici irtifak hakkı karşılıklarının tespit edilmesinde yöntem itibariyle bir isabetsizlik görülmemiştir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Dava, üst hakkı sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 6723 sayılı Kanunun 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince, Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun Hukuk Dairelerinin işbölümünü düzenleyen 20.01.2017 tarihli ve 2017/1 sayılı Kararına ve davanın açıklanan niteliğine göre temyiz inceleme görevi Yargıtay (13.) Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle dosyanın sözü edilen görevli Yüksek Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 12.02.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : 05/02/2019 NUMARASI : 2016/886 ESAS - 2019/66 KARAR DAVA KONUSU : Alacak (İşçi İle İşveren İlişkisinden Kaynaklanan) KARAR : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; alacakların zaman aşımına uğradığını, davacının iş akdinin haklı nedenlerle feshedildiğini, davacıya bu fesih nedeniyle ihbar ve kıdem tazminatının ödenmediğini, ödenen tazminatların 1. dönem çalışması nedeniyle verildiğini, davacının aylık ücretinin brüt 3.500,00 TL olduğunu, davacıya elden ödeme yapılmadığını, ayrıca, kira ödemesinin söz konusu olmadığını, hiç bir alacağı bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararı davalı vekili istinaf etmiştir....

                Az yukarıda değinildiği gibi, üst haklarının müstakil bir sayfaya kaydedilebilmesi için sürekli ve bağımsız nitelik arz etmesi gerekmektedir. Taraflar arasındaki üst hakkı sözleşmesi içeriğine göre, dava konusu üst hakkının sürekli nitelikte olduğu kuşkusuzdur. Ancak, devrinin izne tabi tutulması bağımsız bir nitelikte bir üst hakkı olmadığını göstermektedir. Ne varki, üst hakkı tapunun bağımsız sayfasına ayrı bir hak olarak kaydedilmiştir. Şimdi, bu kayda sözleşmedeki kısıtlamaların yazılmasında yasal bir engelin bulunduğundan söz edilemez....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma konusu daimi ve müstakil nitelikli üst hakkı ve geçici irtifak hakkı bedelinin tespiti ve bu hakların davacı idare adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R – Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma konusu daimi ve müstakil nitelikli üst hakkı ve geçici irtifak hakkı bedelinin tespiti ve bu hakların davacı idare adına tescili istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu