Ceza Dairesinin 21/04/2016 tarihli görevsizlik kararı ile Dairemize gönderilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü: Oluş ve dosya içeriğine göre; araç alım satım ilişkisinden kaynaklanan alacağını tahsil etmek isteyen sanığın, olay günü karşılaştığı katılanı "Parayı getir, getirmezsen seni öldürürüz” diyerek tehdit ettiğinin iddia edilmesi karşısında; sanığın eyleminin, sübutu halinde yağmaya teşebbüs suçunu oluşturup oluşturmadığına ilişkin kanıtların takdiri ve tartışmanın üst dereceli ağır ceza mahkemesine ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması, Bozmayı gerektirmiş, sanık ...'ın temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeyen hükmün açıklanan nedenle isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 1412 sayılı CMUK'un 326/son maddesi gereğince sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 03.04.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur” şeklinde vurgulanmaktadır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 4. maddesinde ise dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın kiralanan taşınmazların, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaların sulh hukuk mahkemesinin görevinde olduğu düzenlenmiştir. Somut olayda, sigortalı işyerinde oluşan su hasarı sebebiyle meydana gelen zarar sigortacı tarafından sigortalıya ödenmiş olup ödenen tazminatın işyerinin maliki olan davalıdan tahsili talep edilmiştir. Dosyaya sunulan kira sözleşmesine göre dava dışı sigortalı, sigortalı işyerinde kiracı olarak bulunmaktadır....
Dava, irtifak hakkı bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK.nun sulh hukuk mahkemelerinin görevini düzenleyen 4. maddesinin 1/a bendi gereğince kiralanan taşınmazların İcra ve İflas Kanunu'na göre ilamsız icra yolu ile tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalar sulh hukuk mahkemesinin görevine girmektedir. Mülga 1086 Sayılı HMUK'dan farklı olarak bu düzenlemede miktar ayırımı yapılmaksızın tahliye, alacak, tazminat, kiracılık sıfatının tespiti gibi tüm kira ilişkisinden kaynaklanan uyuşmazlıkların çözüm yeri sulh hukuk mahkemesi olarak gösterilmiştir. Dava irtifak hakkı bedelinin tahsili için yapılan icra takibine itirazın iptaline ilişkin olup taraflar arasında kira ilişkisi bulunmaktadır....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 05/03/2015 NUMARASI : 2011/194-2015/77 -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre, dava kayden mülkiyet hakkı bulunmaksızın taraflar arasındaki kira ilişkisinden kaynaklanan muarazanın giderilmesi istemine ilişkindir. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 19.01.2015 tarih ve 8 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 22.01.2015 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 02.02.2015 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 6.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hâl böyle olunca, 11.4.2015 tarihinde yürürlüğe giren, Yargıtay Kanunu ile Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nda Değişiklik Yapılması Hakkındaki 6644 sayılı Kanun gereğince dosyanın Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE, 07.07.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Asliye Hukuk Mahkemesine sunulan dava dilekçesinde özetle; davacı birlik ile davalı T5 Üretim A.Ş arasında 03/08/2007 tarihli üst hakkı sözleşmeleri, yap-işlet-devret sözleşmeleri ve bu sözleşmelere istinaden yapılmış tadilat sözleşmeleri uyarınca davalı lehine 98 yıllığına üst hakkı kurularak tapuya şerh edildiğini, davalı ile yapılan 02/06/2015 tarihli Üst Hakkı tadil Protokolünün 3....
-a bendinde kira ilişkisinden kaynaklanan uyuşmazlıkların sulh hukuk mahkemesinde çözümleneceği öngörülmüş olmasına göre, mahkemece sulh hukuk mahkemesinin görevli olup olmadığı hususu tartışılmadan ve yanlış gerekçe ile Tüketici Mahkemesinin görevli bulunduğu kabulü ile görevsizlik kararı vermesi doğru görülmemiş olup bu husus bozma sebebi yapılmıştır. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine ....03.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Danıştay bozma kararı üzerine Vergi Mahkemesinin temyize konu kararıyla; olayda, davacı lehine tesis edilen üst hakkı ve üst hakkına istinaden belirlenen bedelin değerlemesinden kaynaklı uyuşmazlığın söz konusu olduğu, üst hakkı bedelinin taşınmaz satışı gibi değerlendirilmesinin hatalı olacağı, zira taşınmaz satışında ortada tahakkuk etmiş bir alacak ve borç ilişkisi mevcut olduğu, oysa davaya konu üst hakkı sözleşmesinde tapuya davacı adına kayıt edilen üst hakkına karşılık tahakkuk etmiş bir borcun söz konusu olmadığı, resmi senette görüldüğü kadarıyla üst hakkı bedellerinin taksitler halinde inşaatın ilerleyişi ve inşaat bitiminde de işletme yılları itibariyle ödenecek bir borç ilişkisi mevcut olduğundan, günü geldikçe ödenen bir borcun tamamının değerlemesinin mümkün olmadığı, üst hakkının ne bir satış işlemi ne de bir kira ilişkisi olduğu dikkate alındığında, vergi kanunlarında yer alan alacak ve borçlarda değerleme yapılabilmesinin satış akdi...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Üst Hakkı Kurulması DOSYANIN DAİREYE GELİŞ TARİHİ: 09.10.2017 K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık, üst hakkından kaynaklanan isteğe ilişkindir. Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 14.01.2017 tarih ve 1 sayılı kararı ile hazırlanan, 20.01.2017 günlü ve 2017/1 sayılı Yargıtay Büyük Genel Kurulunca kabul edilip 27.01.2017 tarihli ve 29961 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak 01.02.2017 günü yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (14.) Hukuk Dairesi'nin görevi cümlesinden bulunmakla, dosyanın anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 20.10.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Bununla birlikte üst düzey yönetici konumunda olan işçiye aynı yerde görev ve talimat veren bir başka yönetici ya da şirket ortağı bulunması halinde, işçinin çalışma gün ve saatlerini kendisinin belirlediğinden söz edilemeyeceğinden, yasal sınırlamaları aşan çalışmalar için fazla çalışma ücreti talep hakkı doğar. O halde üst düzey yönetici bakımından şirketin yöneticisi veya yönetim kurulu üyesi tarafından fazla çalışma yapması yönünde bir talimatın verilip verilmediğinin de araştırılması gerekir. İşyerinde yüksek ücret alarak görev yapan üst düzey yöneticiye işveren tarafından fazla çalışma yapması yönünde açık bir talimat verilmemişse, görevinin gereği gibi yerine getirilmesi noktasında kendisinin belirlediği çalışma saatleri sebebiyle fazla çalışma ücreti talep edemeyeceği kabul edilmelidir....
Mülga 1086 sayılı HUMK'dan farklı olarak bu düzenlemede miktar ayırımı yapılmaksızın tahliye, alacak, tazminat, kiracılık sıfatının tespiti gibi tüm kira ilişkisinden kaynaklanan uyuşmazlıkların çözüm yeri Sulh Hukuk Mahkemesi olarak gösterilmiştir. Somut olayda davacının, dava konusu taşınmazını, hak ve mükellefiyetler kısmında tamamının intifa hakkı S.. A..'a aittir şeklinde şerh düşülerek eski eşi G.. A..'a sattığını, G.. A..'ın taşınmazı kiraya veremeyeceğini, ancak G.. A..'ın rızası ve bilgisi dışında taşınmazı davalıya kiraladığını belirterek davalının müdahalesinin men'ine, fazlaya ilişkin talep ve dava hakkının saklı kalmak kaydıyla taşınmazın haksız kullanımından dolayı Nisan 2014 tarihinden itibaren alınması gereken toplam 3.500.-TL ecrimisilin yasal faizi birlikte tahsilini talep ettiği anlaşılmıştır....