Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Üçüncü kişi tarafından icra müdürlüğünce belirlenen mahcuz malların değerine itiraz edildiği, mahkemece mahcuzların değerinin tespiti yoluna gidilmediği görülmekte ise de, asıl davada üçüncü kişinin talebi üzerine 09/10/2018 tarihli 6 no lu celsenin 2 no lu ara kararı ile dosya kapak hesabının %115 i tutarında teminat mektubu sunulduğu takdirde haczin teminat mektubu üzerinde devamına, dava konusu kömürler üzerindeki haczin kaldırılmasına karar verildiği, bunun üzerine üçüncü kişi tarafından Akbank T.A.Ş Dörtyol/Hatay şubesinin 25/10/2018 tarihli, 26668521- 12800288 no lu, 1.764.317,56 TL tutarlı teminat mektubunun icra dosyasına sunulduğu, haczin bu teminat mektubu üzerine kaydırıldığı, dava konusu kömürler üzerindeki haczin kaldırıldığı ve üçüncü kişiye teslim edildiği anlaşılmıştır....

Mahkemece toplanan delillere göre: “dava konusu mahcuzların davacıya ait olduğu yönünde tam bir kanaat edinildiği, borçlu ...in davacı şirketle herhangi bir organik bağının ve hukuki ilişkisinin bulunmadığı,davacı yararına tazminata hükmedilebilmesi için aranan yasal şartların gerçekleşmediği” gerekçesi ile davanın kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmiş; hüküm, davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, üçüncü kişinin İİK’nun 96. vd. maddeleri uyarınca açtığı “istihkak” davası niteliğindedir. Borçlu ..., davacı üçüncü kişi şirketin kurucu ortağı iken, takip tarihinden kısa bir süre önce ortaklıktan ayrılmıştır.Aynı zamanda şirketin diğer kurucu ortağı Gürsel Eser’in kardeşidir. Öte yandan haciz, (İİK’nun 8/son maddesi uyarınca aksi sabit oluncaya kadar geçerli haciz tutanağına göre) çevredekilerin borçlunun adresi olarak gösterdiği yerde yapılmıştır....

    Davalı (alacaklı) vekili,davanın süresinde açılmadığını, borçlu ve üçüncü kişi arasında yakın akrabalık bağı bulunduğunu belirterek davanın reddini istemiş, sonraki aşamalarda ise borcun haricen ödendiğini, tarafların anlaştığını, ibraname düzenlendiğini, buna göre üçüncü kişinin davadan vazgeçeceğini ve tarafların masraf ve vekalet ücreti talep etmeyeceğini belirterek davanın vazgeçme nedeni ile reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Davalı (borçlu), usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen duruşmalara katılmadığı gibi cevap da vermemiştir. Mahkemece toplanan delillere göre:“haczin uygulandığı iş yerinin ve mahcuzların davacıya ait olduğu, alacaklı vekilinin de kabul ettiği üzere takip konusu borcun ödendiği“ gerekçesi ile davanın kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmiş; hüküm,davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, üçüncü kişinin İİK’nun 96. vd. maddeleri uyarınca açtığı “istihkak” davası niteliğindedir....

      Mahkemece toplanan delillere göre: dava konusu haczin ödeme emrinin tebliğ edildiği yerde yapıldığı, davacı üçüncü kişinin istihkak iddiasını kanıtlamaya elverişli delil sunamadığı, sunulan tahsis sözleşmesinin ise borcun doğum tarihinden sonra düzenlendiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı üçüncü kişi vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonucunda Mahkemece verilen davanın kabulüne dair kararın davalı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairenin 14.03.2018 tarihli ve 2015/18233 Esas, 2018/9295 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmişti. Davalı üçüncü kişi vekili tarafından süresinde kararın düzeltilmesi istenmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: KARAR Davacı alacaklı vekili, borçlu ile üçüncü kişi arasında organik bağ olduğunu, haciz mahallinde borçluya ait evraklar bulunduğunu belirterek, üçüncü kişinin istihkak iddiasının reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı üçüncü kişi vekili, borçlunun üçüncü kişinin annesi olduğunu, şirketin ... tarafından kapatıldığını, vekil edeninin rahatsızlığının olduğunu, annesinin yanında sigortalı çalıştığını belirterek, davanın reddini talep etmiştir....

          Davalı (alacaklı) vekili, dava konusu haczin takip borçlusunun huzurunda, kardeşi olan üçüncü kişi ile birlikte oturduğu yerde yapıldığını, İİK’nun 97/a maddesindeki mülkiyet karinesinin alacaklı yararına olduğunu, ispat yükü altında olan üçüncü kişinin karinenin aksini kanıtlayamadığını belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Davalı (borçlu), usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen duruşmalara katılmadığı gibi cevap da vermemiştir....

            Mahkemece toplanan delillere göre: “takip borçlusunun davacı şirket ortakları arasında yer almadığı, üçüncü kişi şirketin kuruluşundan beri aynı adreste faal olduğu, takibe konu borçtan davacı şirketin sorumlu olamayacağı,tazminata ilişkin yasal koşulların ise oluşmadığı “gerekçesi ile davanın kabulü ile tazminat talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, üçüncü kişinin İİK’nun 96. vd. maddeleri uyarınca açtığı “istihkak” davası niteliğindedir. Davalı üçüncü kişi, 100,00.-TL dışındaki mahcuzları kiracı sıfatı ile elinde bulundurduğunu belirterek,kiracılık hakkına dayalı olarak istihkak iddiasında bulunmaktadır. Kiracılık ilişkisinden doğan kişisel haklar sözleşmenin tarafı olmayan kişilere karşı ileri sürülemeyeceğinden üçüncü kişinin istihkak iddiası dinlenemez....

              Mahkemece toplanan delillere göre: “Haczin takibe dayanak ilamda geçen, ödeme emrinin tebliğ edildiği yerde yapıldığı, burada 09.05.2007’de yapılan hacizde borçluya ait çok sayıda belgenin ele geçtiği, dava konusu 31.03.2009 günlü hacizde önceki hacze konu 5 kalem mal ile diğer malların haczedildiği, İİK’nun 97/a maddesindeki mülkiyet karinesinin borçlu dolayısıyla alacaklı yararına olduğu, ispat yükü altında olan üçüncü kişinin sunduğu belgelerle faturaların karinenin aksini kanıtlamaya elverişli delilleri sunamadığı“ gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, üçüncü kişinin İİK’nun 96. vd. maddeleri uyarnıca açtığı “istihkak” davası niteliğindedir....

                Mahkemece toplanan delillere göre: “Haczin takibe dayanak ilamda geçen, ödeme emrinin tebliğ edildiği yerde yapıldığı, burada 09.05.2007’de yapılan hacizde borçluya ait çok sayıda belgenin ele geçtiği, dava konusu 31.03.2009 günlü hacizde önceki hacze konu 5 kalem mal ile diğer malların haczedildiği, İİK’nun 97/a maddesindeki mülkiyet karinesinin borçlu dolayısıyla alacaklı yararına olduğu, ispat yükü altında olan üçüncü kişinin sunduğu belgelerle faturaların karinenin aksini kanıtlamaya elverişli delilleri sunamadığı“ gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, üçüncü kişinin İİK’nun 96. vd. maddeleri uyarnıca açtığı “istihkak” davası niteliğindedir....

                  Mahkemece toplanan delillere göre: “dava konusu haczin yapıldığı yerde üçüncü kişinin kiracı olarak faaliyette bulunduğu, elektrik ve telefon faturalarının ödemelerinin ve mahcuzların ithal edilmesi ile ilgili kayıtların davacının ticari kayıtlarda yer aldığı“ gerekçesi ile davanın kabulü ile haczin kaldırılmasına, mahcuzların davacıya ait olduğunun tespitine karar verilmiş; hüküm, davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir Dava, üçüncü kişinin İİK’nun 96. vd. maddeleri uyarınca açtığı “istihkak” davası niteliğindedir. Dava konusu haciz borçlu şirket yetkilisinin huzurunda ve ödeme emrinin tebliğ edildiği yerde yapılmış olup, İİK’nun 97/a maddesindeki mülkiyet karinesi borçlu dolayısıyla alacaklı yararınadır. İspat yükü altında bulunan üçüncü kişi, karinenin aksini her türlü delille kanıtlama olanağına sahiptir. Davacı üçüncü kişi vergi levhası, kira sözleşmesi gibi delillerin yanı sıra faturaya dayanmaktadır....

                    UYAP Entegrasyonu