Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yargıtay içtihatları gözetildiğinde ön alım hakkı mülkiyet hakkının kullanılmasından itibaren sahip olunan bir hak olup, bu hakkın kullanımı tapuya tescil şartına bağlı değildir....

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, dava konusu lojmanın 16/04/2015 tarihinde sıra tahsisli olarak verildiği, 06/04/2020 tarihinde satışa çıkarıldığı, Sağlık Bakanlığı'nın ilgili birimi tarafından lojmanı alıp almayacağının ihale öncesinde kendisine sorulduğu, lojmanı almak istediğine dair yazılı beyanının alındığı, ihaleyi gerçekleştiren idareye yazılan yazıda söz konusu lojmanın kendisine tahsisli ve dolu olduğu, ön alım hakkının bulunduğunun bildirildiği, ancak ihale yapılamadan pandemi nedeniyle bütün ihalelerin iptal edildiği, ihale sırasında lojmanda oturuyor olmasına rağmen Sağlık Bakanlığı tarafından boş gösterilerek ihaleyi gerçekleştiren kuruma lojmanla ilgili ön alım hakkının bulunmadığının bildirildiği, böylece ön alım hakkının ihlâl edilerek lojmanın üçüncü şahsa satıldığı, ihale süresinde yapılsaydı ön alım hakkından yararlanabileceği, lojman süresi 13/04/2020 tarihinde emekli olması nedeniyle dolduğu, ihalenin yapıldığı tarihte de lojmanda oturmaya devam ettiği,...

    ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 14/02/2023 NUMARASI : 2022/30 ESAS, 2023/44 KARAR DAVA KONUSU : Ön Alım Hakkından Kaynaklı Tapu İptali Ve Tescil KARAR : Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK' nın 352 ve devamı maddeleri uyarınca dosya incelendi....

    Davacı vekili dilekçesinde, dava konusu taşınmazların ortak muristen davacı ve davalıya intikal ettiğini, bu taşınmazlar için her iki davalının da ön alım davası açtıklarını, sonradan bu iki dava birleştirilerek davanın kabulüne karar verildiğini , ancak yargılama sırasında ara karar ile yatırılmasına karar verilen ön alım bedelinin tamamının davacı tarafından yatırıldığını, davalının ise kendine düşen bedeli ödemeye yanaşmadığını, beyan ederek şimdilik 3300 TL alacağın yasal faizi birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, zamanaşımı savunmasında bulunmuştur. Mahkemece, davanın zamanaşımı nedeni ile reddine karar verilmiştir. Dava konusu uyuşmazlık, vekaletsiz iş görmeden kaynaklanan alacağın tahsili talebine ilişkin olup, Borçlar Kanununun 125.maddesinde ifadesini bulan 10 yıllık zamanaşımı süresine tabidir.Somut olayda, davacı ön alım bedelini 14.11.2003 tarihinde yatırmış olup, dava 6.5.2008 tarihinde açılmıştır....

      Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2020/428 Esas sayılı dosyasına konu edilen hisselerden başka dosya arasında yer alan 28.09.2020 tarihli satış senedine göre dava dışı Meliha Göksel'den 28.09.2020 tarihinde 1/3 ' er hisse satın aldığı, ancak bu satışın birleşen dava dosyası tarihi olan 23.07.2020 tarihinden sonra olduğu, 10280 ada 1 parsel yönünden de, davacı Ercan'ın dosya arasında yer alan 18.08.2020 tarihli satış senedine göre, iş bu parseldeki dava dışı Tamer Parmaksız ve Serkan Küçükaltun'dan 49/400 'er hisseyi birleşen ön alım davası tarihinden sonra 18.08.2020 tarihinde satın aldığı, dolayısıyla ön alım hakkının ileri sürüldüğü tarih itibari ile davacı T5'in dava konusu parseller yönünden pay sahibi olmadığı,bu itibarla iş bu parsel yönünden de ön alım davası için davacının aktif husumet ehliyetinin bulunmadığı nazara alınarak davacının ön alım talebi hakkında red kararı verilmiştir....

      Yasal ön alım hakkının, devir hakkının kısıtlamalarından biri olduğu açıktır. Yasadan kaynaklanan bu kısıtlama hakkın kullanılması ile ortaya çıkmaktadır. Ön alım hakkı kullanılmadığı sürece üçüncü kişiye yapılan satış güncelliğini koruyacaktır. Ancak belirtmek gerekir ki; fiili taksim hususu düzenlenmediği gibi ön alım hakkının kullanımına olan etkisine dair bir düzenleme de bulunmamaktadır. Bu kavram uygulamalara Yargıtay içtihatları ile girmiştir. Yargıtay’ın konuya ilişkin verdiği kararlarda yaptığı tanıma göre fiili taksim; yasal ön alım hakkına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmazın paydaşlarınca özel olarak kendi aralarında taksim edilmesi ve her bir paydaşın belirli bir kısmı kullanması durumudur....

      birlikte ödemiş olduğu 1.100,00 TL tapu masrafı toplamı olan 16.100,00 TL bedelin depo ettirilmesinin ve davacıya iadesinin usul ekonomisine uygun olmayacağından, ön alım bedeli depo ettirilmeden, davanın reddine karar verilmiştir....

      , hukukun üstünlüğüne, yargının bağımsızlığına aykırılık oluşturacağını, bağımsız mahkemenin karar verirken, yürütme erkinin idari teşkilatındaki bakanlığın kuruluşu olan genel müdürlüğün talimatını uygulanacağını düşünmenin anayasaya, yasalara, hukukun genel ilkelerine, yargı etiği ilkelerine aykırı olacağını, davada, 5403 Sayılı Yasa ve Medeni Kanuna uygun olarak ön alım hakkının kullanıldığını, tapudaki satış bedeli ve alıcıya düşen tapu giderinin dosyaya depo edildiğini, dava dilekçesi ekinde sunulan Yargıtay Kararında belirtildiği üzere hisseli taşınmazdaki hissedarların tamamının katılımı ile ön alım hakkı kullanılabileceğini, tüm hissedarların katılımı ile ön alım hakkının kullanıldığını, davalının tapudaki işlemin tarafı olup, muvazaa iddiasında bulunamayacağını kendi muvazaasına dayanamayacağını, ön alım hakkının yenilik doğuran, kullanılmakla sonuç doğuran bir hak olduğunu, ön alım davasını açmakla, satım akdinde davalının yerine geçtiğini ve davaya konu taşınmazın maliki olduğunu...

      İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Türk Medeni Kanununa göre ön alım hakkına sahip ortakların bu haklarını kullanmaması halinde sınırdaş arazi maliklerine de ön alım hakkı tanınarak tarımsal arazilerin büyümesi hedeflendiğini, dolayısıyla bir arazinin paydaşının payını devrederken öncelikle paydaşların ön alım hakkı sahibi olduğu, onlar almazsa öncelik hakkının sınırdaş ön alım hakkı sahibine geçeceği ve bu hakkı sınırdaş ön alım hakkı sahibinin kullanabileceğinin kanunun gerekçesinde açık olduğunu, toprak koruma kanununun arazi bütünlüğünün korunması sebebiyle çıkarılış amacı ve ruhuna uygun olanın da bu olması gerektiğini, Toprak Koruma Kanunu ve Türk Medeni Kanunu birlikte değerlendirildiğinde ilk derece mahkemesinin kararının yerinde olmadığını, muvazaanın da ispat yükünün yalnızca davacı üzerinde olmadığını, davalılar arasında muvazaa olmadığını davalıların ispatlaması gerektiğini, ancak davalı yanca bunun muvaza olmadığını gösterir hiçbir delil...

      Kanun'un 8 inci maddesi uyarınca ön alım hakkının kullanılması mümkün olmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. B. İstinaf Sebepleri Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; tapuda işlem tarihinde taşınmaz üzerindeki yapıların yıkılmış olduğunu, tapuda bağımsız bölüm satışı yapılmış olsa da o esnada bağımsız bölümün bulunmadığını, nitekim 25.09.2019 tarihinde taşınmazın niteliğinin arsaya dönüştürüldüğünü, ön alım hakkının mevcut olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir. C....

        UYAP Entegrasyonu