Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı Tüm Avrasya Endüstri Gayrimenkul Sanayi ve Ticaret A.Ş. vekili, davacının dayanağı zilyetlik devir senetlerinin hukuki değeri bulunmadığını, zira taşınmazın kadastro tutanağının 1966/1533 Esas ve 1991/270 Karar sayılı ilamla 14/10/1996 tarihinde kesinleştiğini ve hükmen kayıt oluştuğunu, hak düşürücü sürenin dolduğunu, TMK 713/2 maddesindeki ‘’ölmüş’’ sözcüğünün Anayasa Mahkemesince iptal edildiğini, kaldı ki somut olayda hükmen tescil tarihi ile iptal kararının verildiği tarih arasında davacılar yararına süre koşulunun oluşmadığını, vekil edeni şirketin taşınmazın çekişmeli payını kayıt maliki mirasçılarından tapu kaydına güven ilkesi gereğince satın aldığını, TMK 1023. maddesine göre edinimlerinin korunması gerektiğini, davacının paydaş olmaması nedeniyle ön alım hakkı olmadığı gibi, ön alım talebi yönünden kanunda belirlenen süresinin de dolduğunu bildirerek, davanın reddini savunmuştur. Davalı ... ve ......

    hakkını engellemek maksadıyla tapuda 30.000,00 TL göstererek 28/02/2020 tarihinde devraldığını öğrendiğini, davalının şuanda taşınmazda 1/12 hisseli malik olduğunu, bu payın taşınmazdaki alan karşılığının 780 m2 olduğunu, hisse satışının müvekkiline ihtar edilmediğinden hisse satışını 2021 Ağustos ayı sonlarında haricen öğrendiğini, hissenin satışına vakıf olmasından sonra da alıcıyla irtibat kuramadığını ve hissesinin gerçek rayiç değerini kendisine ödemek suretiyle ön alım hakkını kullanma iradesini bildiremediğini, müvekkilin kanuni şufa hakkını kullanmak durumunda kaldığını beyanla, ön alım hakkını engellemeye yönelik gerçek rayiç değerinin çok üzerinde yapılan muvazaalı satış nedeniyle gerçek rayiç bedelinin ve tapu masraflarının bu mümkün değilse tapu satış bedelinin ve tapu masraflarının banka hesabına depo edilmesi yoluyla davaya konu davalıya ait taşınmaz hissesinin tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tescil edilmesini talep ve dava etmiştir....

    Davacının dava dilekçesi ile bedelde muvazaa iddiasında bulunduğu, ancak birbiriyle tutarlı tanık beyanları ve bilirkişi raporunun resmi satış senedindeki miktarı teyit ettiği, bedelin esasında daha az olduğu yönündeki iddianın davacı tarafından ispatlanamadığı kanaatiyle verilen ara karar gereği, mahkemece belirlenen satış bedeli ile alıcıya düşen tapu masraflarından ibaret ön alım bedelinin mahkeme veznesine depo edildiği gerekçesiyle davanın kabulüne ve dava konusu 138 ada 24 parsel sayılı taşınmazda davalı adına kayıtlı 6955/14336 payın iptali ile davacılar murisi ... adına tesciline, depo edilen 306.000,00 TL ön alım bedelinin karar kesinleştiğinde davalıya ödenmesine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. B....

      Yasal ön alım hakkının, devir hakkının kısıtlamalarından biri olduğu açıktır. Yasadan kaynaklanan bu kısıtlama hakkın kullanılması ile ortaya çıkmaktadır. Ön alım hakkı kullanılmadığı sürece üçüncü kişiye yapılan satış güncelliğini koruyacaktır. Ancak belirtmek gerekir ki; fiili taksim hususu düzenlenmediği gibi ön alım hakkının kullanımına olan etkisine dair bir düzenleme de bulunmamaktadır. Bu kavram uygulamalara Yargıtay içtihatları ile girmiştir. Yargıtay’ın konuya ilişkin verdiği kararlarda yaptığı tanıma göre fiili taksim; yasal ön alım hakkına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmazın paydaşlarınca özel olarak kendi aralarında taksim edilmesi ve her bir paydaşın belirli bir kısmı kullanması durumudur....

      , noter aracılığı ile bildirme yükümlülüğünde bulunmadığını, müvekkilinin taşınmazı aynı bedelle satın almaya hazır olduğunu, müvekkilinin yasal ön alım hakkını kullanarak taşınmazda yapılan hissenin satış işleminin iptali ile müvekkili adına tapuya kayıt ve tescilini talep ve dava etmiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki ön alım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairemizce İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir. İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir. İlk Derece Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. DAVA Davacılar vekili; davalının 101 ada 89 parselde kayıtlı tarla vasfındaki taşınmazı 19.07.2016 tarihinde 375.000,00 TL bedel ile taşınmazın hissedarları ...,...,...'den satın aldığını, davalı ... ...'...

        Aynı konuda Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2012/6- 855 Esas 2013/376 Karar sayılı 20.03.2013 günlü kararına göre 26.12.1951 tarih ve 1/6 sayılı içtihatı birleştirme kararına göre isteğe bağlı ihaleye katılıp pey süren ve sonradan ihaleden çekilen paydaşın ihaleden sonra ön alım hakkını kullanmasının mümkün olduğu ve kullanmada kötü niyet bulunmayacağı karara bağlanmış olup, aynı hususta verilmiş Hukuk Genel Kurulu kararı ve içtihatı birleştirme kararına göre davacılar tarafından kullanılan ön alım hakkının kötü niyetli kabul edilmesinin mümkün olmayacağı değerlendirilmiştir....

        Alınan bilirkişi raporunda; sonuç itibariyle 17/10/2015 ön alım tarihinden önce tapu kaydında Fatih T25ve T25'nun hacizleri bulunduğu, bu hacizlerin 487.000,00 TL alacak için 21/07/2015 ve 719.519,50 TL için 08/10/2015 tarihinde kurulduğu; dava konusu taşınmazın davalı şirkete tapuda belirtilen 60.000,00 TL satış bedeli üzerinde T25'nun iki ayrı merkezinin alacağının kat be kat fazla bir tutar olduğunu, 17/10/2015 tarihinden sonra kurulan hacizler yönünden ise satış bedeli üzerinden bir hak ileri sürdüremeyeceği mütalaa edilmiştir. Bilirkişi mütalaasında belirtildiği üzere T25'nun iki ayrı merkezinin SGK kamu alacağı tutarı esas alındığında ön alım bedeli olarak yatırılan 60.000,00 TL'nin ön alım hakkının doğduğu tarihten önce işlenmiş olan bu iki alacak için tahsis edilmesi gerekli düşünülse dahi; bu İcra İflas Kanunu gereğince sıra cetveli kapsamında icra dairelerinin yetkisinde olan bir husustur....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki ön alım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil, ikinci kademede aldatma, yanıltma ve muvazaa hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararın davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece Mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. Davacılar vekili tarafından Dairece verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: Yargıtay kararının düzeltilmesi 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür....

          Mahkemece, davanın davalı T3 yönünden kabulüne, Kahramanmaraş İli Türkoğlu İlçesi Beyoğlu Mahallesi (Sarılar) Gavurgölü Mevkii eski 361 ada 23 parsel yeni 682 ada 34 parselde kain, davalı TC Kimlik numaralı T3'un hissesinden 3.938,73 m² lik hissenin (21.09.2017 tarih 4401 yevmiye no. ile yapılan satış sebebiyle doğan) tapu kaydının ön alım nedeniyle iptali ile davacı T.C. Kimlik numaralı T1 adına tapuya tesciline, depo edilen 24.570,50 TL nin karar kesinleştiğinde davalı T3'a verilmesine, karar verilmiştir. Kararı, davalı T3 istinaf etmiş, istinaf dilekçesinde özetle; Türkoğlu Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/537 Esas 2020/319 Karar sayılı ilamının kaldırılmasını ve talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir. Dava ön alım hakkına dayalı tapu iptal ve tescil isteğinden ibarettir. HMK'nun 355.maddesi gereğince istinaf incelemesi; belirtilen istinaf sebepleri ve kamu düzeni ile ilgili konularla sınırlı olarak yapılmıştır....

          UYAP Entegrasyonu