"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi No : 2016/52-2018/314 Dava, sigorta başlangıç tarihinin 01.02.1993 olduğu ve 01.02.1993 tarihinde 1 gün süre ile çalıştığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, bozmaya uyularak ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 506 sayılı Kanunun 60/G maddesi; “Bu maddenin uygulanmasında; 18 yaşından önce Malullük, Yaşlılık ve Ölüm Sigortalarına tabi olanların sigortalılık süresi, 18 yaşını doldurdukları tarihte başlamış kabul edilir....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk(İş) Mahkemesi Dava, işe giriş bildirgesine istinaden sigorta başlangıç tarihinin tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davalı Kurum vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2- 506 sayılı Kanunun 60/G maddesinde “bu maddenin uygulanmasında; 18 yaşından önce malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tâbi olanların sigortalılık süresi, 18 yaşını doldurdukları tarihte başlamış kabul edilir....
Ancak bu tarihten önceki süreler için ödenen malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primleri, prim ödeme gün sayılarının hesabına dahil edilir" hükmü öngörülmüştür. Maddedeki "malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi olanlar" sözcüklerinin, sigortalılar yararına bir yorumla, tabi olması gerekenleri de kapsadığının kabulü gerekir. Öte yandan davacının, aynı Kanunun geçici 54. maddesi kapsamında 01.04.1981 tarihinden önce malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tescili bulunmadığı da belirgindir....
Ancak bu tarihten önceki süreler için ödenen malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primleri, prim ödeme gün sayılarının hesabına dahil edilir” hükmü öngörülmüştür. Maddedeki “malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi olanlar” sözcüklerinin, sigortalılar yararına bir yorumla, tabi olması gerekenleri de kapsadığının kabulü gerekir. Öte yandan davacının, aynı Kanunun geçici 54. maddesi kapsamında 01.04.1981 tarihinden önce malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tescili bulunmadığı da belirgindir.Bu nedenle, 09.01.1966 doğumlu olan davacı yönünden sigortalılık başlangıç tarihinin 18 yaşın doldurulduğu 09.01.1984 olarak kabulü, bu tarihten önceki hizmet sürelerinin ise yalnızca prim ödeme gün sayısına dahil edilmesi gereğinin gözetilmesi yasanın uygulanması gereği olup bu madde gereğince hüküm kurulmaması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....
un gerçek ölüm tarihinin tespiti ile kayıtlara işlenmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulü ile 04.12.1955 olan ölüm tarihinin iptaline karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dava dilekçesi içeriğine göre dava ... ...(...) adlı kişinin iki ayrı ölüm tarihinin nüfus kütüklerine işlenmesi nedeniyle gerçek ölüm tarihinin tespiti ile kaydın düzeltilmesi istemine ilişkin olup, ölüm tarihinin değişmesi ... ... (...)'ün mirasçılarının hukukunu da etkileyeceğinden mirasçılarının tespiti ile yöntemince davaya katılmalarının sağlanması gerektiğinin dikkate alınmaması doğru görülmemiştir....
Mahkeme bozma kararına uyularak davacı murisinin iş kazası sonucu öldüğünün tespiti ile 1.3.2001 tarihinde itibaren eşe dul, çocuğa yetim aylığı bağlanması gerektiğinin tespiti ile biriken aylıkların ödenmesi gereken tarihlerden faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiştir. Somut olayda iş kazasının tespitine karar verildiği halde davacılara iş kazası kolundan gelir bağlanmasına karar verilmesi yerine koşulların bulunmadığı 1479 sayılı yasanının 40 ve devamı maddelerinde düzenlenen ölüm aylığı kolundan dul ve yetim aylığı bağlanması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden H.U.M.K.’nun 438/7. maddesi uyarınca hüküm bozulmamalı düzeltilerek onanmalıdır....
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen ölüm kaydının iptali ve gerçek ölüm tarihinin tespiti davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi kararının bozulmasına karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir....
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen ölüm kaydının iptali ve gerçek ölüm tarihinin tespiti davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi kararının bozulmasına karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"Mahkemesi : İş Mahkemesi Dava, davacının sigortalılık başlangıç tarihinin 28.01.1982 olarak tespiti ile 03.11.2011 tarihli tahsis talep tarihini takip eden aybaşından itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığının ve aylık bağlanması gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, ilâmında belirtildiği şekilde davanın kabulüne, davacının sigorta başlangıç tarihinin 28.01.1982 olduğuna, 03.11.2011 tarihini takip eden aybaşından itibaren yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine karar verilmiştir. Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Davaya konu somut olayda; davacı, 14.03.1965 doğumlu olup sigortalılık başlangıç tarihi olarak tespitini istediği 28.01.1982 tarihinde henüz 18 yaşını doldurmadığı anlaşılmaktadır....
Bu çerçevede hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyerek, gerekli araştırmaların re'sen yapılması ve kanıtların toplanması gerektiği göz önünde bulundurulmalıdır. 506 sayılı Kanunun 60/G maddesi; malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları uygulanmasında 18 yaşından önce malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi olanların sigortalılık sürelerinin 18 yaşını doldurdukları tarihte başlamış kabul edileceği ancak bu tarihten önceki sürelerin prim ödeme gün sayısına dâhil edileceği hükmünü içermekte olup, aynı Kanunun Geçici 54. maddesi kapsamında 01.04.1981 tarihinden önce malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tescili bulunmayan ve 07.05.1966 doğumlu olan davacı sigortalının; sigortalılık başlangıcı olarak 18 yaşını ikmal ettiği 07.05.1984 tarihinin esas alınması gerektiğinin karar yerinde gösterilmemiş olması,...