DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE: Dava, mirasçılıktan çıkarmaya ilişkin vasiyetnamelerin iptali talebine ilişkindir. İstinaf incelemesi, Hukuk Muhakemeleri Kanunu 355. Maddesi gereğince istinaf sebepleri ile re'sen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmış olup, Mirasçılıktan çıkarma (ıskat), mirasbırakanın tek taraflı ölüme bağlı bir tasarrufu ile gerçekleşir. Mirasbırakan, kanunda belirtilen sebeplerin varlığı halinde, ölüme bağlı bir tasarruf ile saklı paylı mirasçısının mahfuz hisse üzerindeki haklarını tamamen veya kısmen ortadan kaldırabilir. Türk Medeni Kanunun'da, cezai (alelade) çıkarma ve koruyucu (aciz sebebiyle) çıkarma olarak iki çeşit ıskat düzenlenmiştir. Cezai çıkarma sebepleri, Türk Medeni Kanunu’nun 510. maddesinde, genel bir hüküm içinde ifade olunmuştur....
Bu husustaki yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, bu yöne ilişen temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün birinci maddesindeki "... ölüme bağlı vasiyetnamesinin bu şekilde tenfizine" ifadesinin çıkartılarak yerine "ölüme bağlı vasiyetnamesinin; murisin tüm mirası ... pay hesabıyla, ... hissesinin .../..., ... hissesinin .../..., ... hissesinin .../... ve ... (Özüzümcü) hissesinin de .../... olarak kabul edilmesi suretiyle infazına, bu şekilde tenfizine" sözlerinin yazılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 09.04.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi. ....
Sayılı kararı ile vasiyetnamenin açılıp okunduğunun tespitine karar verildiği görülmüştür. TMK'nun 595. maddesi gereğince; mirasbırakanın ölümünden sonra ele geçen vasiyetnamenin geçerli olup olmadığına bakılmaksızın hemen sulh hakimine teslimi zorunlu olup, vasiyetname teslimden başlayarak bir ay içinde açılır ve ilgililere okunur. Vasiyetname usulünce açılıp, okunma kararının kesinleşmesinden sonra vasiyetnamenin iptali için 1 yıllık hak düşürücü süre işlemeye başlar. Somut olayda 04.04.2018 tarihinde açılan vasiyetnamenin iptali davasının hak düşürücü süre içerisinde açıldığı kabul edilerek dava esastan incelenmiştir. TMK'nın 557. maddesinde, vasiyetnamenin iptali sebepleri sınırlı olarak sayılmıştır....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin ve tarafların babasının 1993 yılında yapmış olduğu ölüme bağlı tasarrufun iptali için dava açıldığını, vasiyetnamenin iptali için açılan dava ile farklı bir davanın konusu olabilecek olan ölüme bağlı tasarrufun iptali içinde bir kararı usulsüz olarak almak istediklerini, ölüme bağlı tasarrufu yapan murisin babasının 2009 yılında öldüğünü, davanın zamanaşımına uğradığını, davacı tarafından açılan davanın hangi talepleri içerdiğinin açık olmadığını, vasiyetnameyi düzenlenen murisin iradesini zadeleyen hiçbir zorlama baskı, hata veya korku halinin söz konusu olmadığını, rapor ile vasiyetname arasındaki 2 günlük farkın da noter tarafından verilen randevudan kaynaklandığını, davacı tarafından vasiyetnamenin iptalini gerektirecek delilleri sunması ve bu hususu ispatlaması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Tasarruf oranı aşılmış ise tasarrufun niteliğine göre icap ederse kazandırma işleminde, saklı payları zedeleme kastının bulunup bulunmadığı objektif (nesnel) ve sübjektif (öznel) unsurlar dikkate alınarak belirlenmelidir. Zira tasarruf oranını aşan her kazandırmada saklı payları zedelenen kastının varlığından söz edilemez. Mutlak olarak tenkise tabi tasarruflarda (ölüme bağlı tasarruflar veya Medeni Kanunun 565. maddesinin 1, 2 ve 3 bentlerinde gösterilenler) veya saklı payın ihlal kastının varlığı kesin olarak anlaşılan diğerlerinde özellikle muayyen mal hakkında tenkis uygulanırken TMK’nın 570. maddesindeki sıralamaya dikkat etmek davalı mahfuz hisseli mirasçılardan ise aynı Kanunun 561. maddesinde yer alan mahfuz hisseden fazla olarak alınanla sorumluluk ilkesini gözetmek, dava konusu olup olmadığına bakılmayarak önce ölüme bağlı tasarruflarla davacının saklı payını tamamlamak, sonra sağlar arası tasarrufları dikkate almak gerekir....
Miras bırakan, vasiyette bulunduktan sonra, vasiyetname ile bağdaşmayacak şekilde ölüme bağlı olmayan bir tasarrufla vasiyete konu olan şey üzerinde tasarrufta bulunursa bu davranışı ilk vasiyetten rücu anlamı taşır. Bu hüküm sadece muayyen mal vasiyetleri için geçerlidir. Mirasçı nasbına ilişikin vasiyetnamelerde uygunlanmaz. Çünkü atanmış mirasçı vasiyetçinin mirasçısı olup, terekenin aktifi pasifinden az ya da çok olsa da, tasarruf geçerliliğini korur. Vasiyetçi, her ne kadar vasiyetname ile bağdaşmayan sağlararası bir tasarruf ile vasiyetten dönebilirse de, o tasarrufun hukuki sonuç doğurabilmesi, diğer bir ifade ile vasiyetnameyi ortadan kaldırabilmesi için sonradan yaptığı hukuki tasarrufun geçerli olması gerekirt....
Davacı dava dilekçesinde maddi vakıalarını açıklarken, murisin mahfuz hisseleri üzerinde oynama yaparak vasiyetname düzenlediğini ileri sürdüğüne göre, saklı payının karşılığını alamadığını, mirasbırakanın tasarruf edebileceği kısmı aşan tasarrufunun tenkisini de talep ettiğinin kabulü gerekir. Tenkis (indirim) davası, mirasbırakanın saklı payları zedeleyen ölüme bağlı veya sağlararası kazandırmaların yasal sınıra çekilmesini amaçlayan, öncesine etkili yenilik doğurucu (inşai) davalardandır. Murisin ölüm tarihi itibariyle uygulanacak TMK'nun 564.maddesine göre, vasiyetname yasa gereği tenkise tabiidir....
Dava resmi vasiyetnamenin iptali istemine ilişkindir. Resmi vasiyetname hukuki niteliği gereği ölüme bağlı bir tasarruf olup ölüme bağlı tasarrufların iptal edilebilmesine yol açan sebepler de dört bent halinde TMK md.557’de sayılmıştır. Bunlar; 1- Ehliyetsizlik, 2- Vasiyetnamenin yanılma, aldatma, korkutma veya zorlama sonucunda yapılmış olması, 3- Tasarrufun içeriğinin bağlandığı koşullar veya yüklemelerin hukuka veya ahlaka aykırı olması, 4- Tasarrufun kanunda öngörülen şekillere uyulmadan yapılmış olması halleridir. Bu iptal sebepleri Yargıtay kararlarında da belirtildiği üzere sınırlı sayıdadır ve bunların dışında bir sebeple ölüme bağlı tasarrufların iptali için dava açılamaz. (Yargıtay 3. HD, E: 2017/13002, K: 2019/2491; Yargıtay 3....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ÖLÜME BAĞLI TASARRUF Yargıtaya Geliş Tarihi:21.10.2014 -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre, dava; vasiyetnamenin iptali olmazsa tenkis istemine ilişkin olup, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiş olduğundan, öncelikle vasiyetnamenin iptaline ilişkin istek çözümlenmesi gerekmektedir. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 16.01.2016 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 26.02.2016 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.03.2016 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca bu davanın temyiz incelemesi Yargıtay 3.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hâl böyle olunca, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 23.07.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6723 sayılı Kanun'un 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince dosyanın Yargıtay 3.Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 27.10.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Vasiyetnamenin açılması tarihinden itibaren üç ay içinde bunlar tarafından başvuruda bulunulmamış ise vakfın tescili hususunda başvuru ... tarafından yapılır.” 27.09.2008 tarih, 27.010 sayılı resmi gazetede yayınlanan ... Yönetmenliğinin 6. maddesinde de,” Ölüme bağlı tasarruf yoluyla vakıf, vakfedenin ölümünden sonra tescil edilmek üzere kurulabilir. Bu yolla kurulan ...da sulh hakimi vakıf kurulmasına esas belgenin bir örneğini yedi gün içinde Genel Müdürlüğe gönderir....mahkemeye başvuru ilgililerin veya sulh hakiminin bildirimi üzerine ya da ... genel Müdürlüğünce resen yapılır.” düzenlemelerine göre; ölüme bağlı tasarruf ile kurulan ...ın, kuruluş ve tescillerinde ... yetkili ve görevlidir....