Davalılar vekili cevap dilekçesinde; vasiyetnamenin düzenlendiği tarihte, murisin akıl sağlığının yerinde olduğunu, murisin malvarlığının çoğunun, murisin sağlığında, davacı tarafından harcandığını savunurak davanın reddini istemiştir. Mahkemece; vasiyetnamede belirtilen ıskat sebebinin ispatlandığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği, davacının süresi içerisindeki temyizi ile, dairemiz 04.07.2012 tarih 2012/3661 E.- 2012/16811 K. Sayılı ilamı ile "...mirasçılıktan çıkarma sebebinin varlığını ve aile hukukundan doğan yükümlülüklerin yerine getirilmediği olgusunu davalı tarafın kanıtlayamadığı anlaşılmaktadır...TMK' nun 512/son maddesi gereğince , mirasçılıktan çıkarmaya yönelik ölüme bağlı tasarrufun davacı mirasçının saklı payı dışında (tasarruf nisabı oranında) yerine getirilmesi gerektiği..." gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir....
A)VASİYETNAMENİN İPTALİ; 4721 s. TMK'nun 557. maddesinde vasiyetnamenin iptali sebepleri sınırlı olarak sayılmıştır. Bunlar; a)Ehliyetsizlik, b)Vasiyetnamenin yanılma, aldatma, korkutma veya zorlama sonucunda yapılmış olması, c)Tasarrufun içeriğinin bağlandığı koşullar veya yüklemelerin hukuka veya ahlâka aykırı olması, d)Tasarrufun kanunda öngörülen şekillere uyulmadan yapılmış olması hâlleridir. Ölüme bağlı tasarrufun esasa ilişkin iptal sebepleri; "ehliyetsizlik", "irade sakatlığı", "hukuka aykırılık" ve "ahlaka aykırılık"tır. Şekle ilişkin iptal sebeplerine gelince; "ölüme bağlı bir tasarruf kanunda öngörülen şekillere uyulmadan yapılmışsa" iptal davasına konu olabilir. Vasiyetnamenin iptali sebepleri 4721 s. TMK'nun 557. ve 558. maddelerinde sınırlı bir şekilde gösterilmiştir....
TMK. nun 557. maddesinde vasiyetnamenin iptali sebepleri sınırlı olarak sayılmıştır. Bunlar; 1- Ehliyetsizlik, 2- Vasiyetnamenin yanılma, aldatma, korkutma veya zorlama sonucunda yapılmış olması, 3- Tasarrufun içeriğinin bağlandığı koşullar veya yüklemelerin hukuka veya ahlaka aykırı olması, 4- Tasarrufun kanunda öngörülen şekillere uyulmadan yapılmış olması halleridir. TMK'nun 557. maddesinde sayılan sebeplerin bulunması halinde vasiyetnamenin iptali gerekir. Bu sebepler dışında kalan durumlara dayanılarak ölüme bağlı tasarrufun iptali istenilemez. Somut olayda; davacı taraf vasiyetnamenin iptaline ilişkin istemini, murisin vasiyetname düzenleme ehliyetine haiz olmadığının yanında, vasiyetnamenin kanunda belirtilen şekil şartlarını taşımadığı iddiasına da dayandırmaktadır. Mahkemece; murisin, 11.12.2011 işlem tarihinde fiil ehliyetinin bulunduğuna ilişkin ... Kurumu Raporuna itibar edilerek, davanın reddine karar verilmiştir....
E)DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, vasiyetnamenin iptali, aksi halde tenkis istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince vasiyetnamenin iptali davasının kabulüne karar verilmiş, karar davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Türk Medeni Kanunun 557. maddesine göre " Aşağıdaki sebeplerle ölüme bağlı bir tasarrufun iptali için dava açılabilir: 1. Tasarruf mirasbırakanın tasarruf ehliyeti bulunmadığı bir sırada yapılmışsa, 2. Tasarruf yanılma, aldatma, korkutma veya zorlama sonucunda yapılmışsa, 3. Tasarrufun içeriği, bağlandığı koşullar veya yüklemeler hukuka veya ahlaka aykırı ise, 4. Tasarruf kanunda öngörülen şekillere uyulmadan yapılmışsa." Vasiyetnamede, murisin "şahsi mezarımın yaptırılması koşulu ile" tüm mal varlığımı Türkiye Yardım Sevenler Derneği İzmir Merkezi Dr....
ın kendi iradesi ile yaptığı vasiyetnamenin davacı tarafından iptalinin istenmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, ...çılıktan çıkarma gibi bir durumun olmadığını savunarak, davanın reddini istemişlerdir. Davalılar ... ve Sabiha vekili cevap dilekçesinde,öncelikle hak düşürücü süre itirazında bulunduklarını, müteveffanın sağlığında özgür iradesi ile tasarruf hakkını kullanabilmesinin kanunun kişilere verdiği bir hak ve özgürlük olup, müteveffanın hayatta iken noter önünde iki tanığın katılmasıyla resmi vasiyetname yapmasında usul ve yasaya aykırı bir durumun bulunmadığını, TMK.'da ölüme bağlı bir tasarrufun iptali için dava açılabilecek hususların belirtildiğini, TMK.'nun 557. maddesinde sayılı nedenlerden birine dayanılarak davacı tarafça dava açılmadığını savunarak,davanın reddini istemiştir....
Başka bir ifadeyle tasarruf nisabı sınırları içerisinde geçerli olmak üzere vasiyetnamenin ıskatına ilişkin bölümün hükümsüzlüğüne karar verilerek davacının saklı payını talep edebileceği ve davaya tenkis davası olarak devam edileceği düşünülmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.Bu durumda, mahkemece yapılacak iş; TMK.nun 512/3.maddesi gereğince, mirascılıktan çıkarmaya yönelik ölüme bağlı tasarrufun davacı mirasçının saklı payının tasarruf nisabı oranında yerine getirilerek davaya TMK.nun 564. vd. maddelerinde açıklanan tenkis davası olarak devam edilmek suretiyle murisin terekesinde bulunan tüm aktif ve pasifinin belirlenmesinden sonra uzman bilirkişiden alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurmak olmalıdır.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene...
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre; davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin sair temyiz itirazları yersizdir. 1-) Yerel mahkeme, 1 nolu hüküm fıkrasında vasiyetnamenin iptali şartları oluşmadığından TMK 557 maddesi uyarınca iptal davasının reddine karar vermiş; 2. bent de ise vasiyetnamenin saklı pay gözetilmeksizin düzenlendiğinden bahisle; davacının saklı pay oranı olan 1/10 bakımından vasiyetnamenin iptaline karar vermiş; bir anlamda hüküm fıkrasında kendi içinde çelişkiye düşmüştür. 2-)TMK.nun 505.maddesine göre; "Mirasçı olarak alt soyu, ana ve babası veya eşi bulunan miras bırakan, mirasının saklı paylar dışında kalan kısmında ölüme bağlı tasarrufta bulunabilir. Bu mirasçılardan hiçbiri yoksa, miras bırakan mirasının tamamında tasarruf edebilir....
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2005/441 esas sayılı dosyası) yönünden; vasiyetnamenin iptali talebine ilişkin davasının reddine, tenkis talebinin kabulü ile, vasiyetnamenin tenkisine, tenkis bilirkişisi ...'...
Buna göre verilen bir aylık süre içerisinde vasiyetnamenin iptali davası açılmadığı takdirde vasiyetnameyi açan mahkeme, atanmış mirasçının talebi üzerine kendisine atanmış mirasçılık belgesi, belirli mal bırakma şeklindeki vasiyetnamelerde ise lehine mal bırakılan kişinin talebi üzerine vasiyet alacaklısı belgesi verecektir. Vasiyetnamenin iptali davası açılmış ise istem bulunsa dahi atanmış mirasçı veya vasiyet alacaklısı belgesi verilmeyecek, bu belgenin verilebilmesi için vasiyetnamenin iptali davasının kesinleşmesi beklenecektir. Öte yandan atanmış mirasçılık belgesi veya vasiyet alacaklısı belgesinin, öncelikle vasiyetnamenin açıldığı dosyadan verilmesi gerekmekle birlikte, vasiyetname açıldıktan sonra aradan uzun zaman geçmiş, vasiyetnameyi açan mahkemenin kapanmış olması vb. durumlarda ilgilinin sulh hukuk mahkemesinde yeni bir dava açarak bu belgeleri istemesi de mümkündür....
Türk Medeni Kanununda ölüme bağlı tasarrufların tanımı yapılmamışsa da doktirinde ölüme bağlı tasarruflar “… bir kişinin terekesinin geleceğine ve yapılmasını arzu ettiği hususlara ilişkin ve hukuki sonuçlarını kendisinin ölümü anında meydana getiren hukuki işlemler..” şeklinde tanımlanmaktadır. Somut olayda; davacılar vasiyet borçlusu ... ... tarafından düzenlenen 19.06.1985 tarihli resmi vasiyetnameye dayanmıştır. Gerçekten, bu vasiyetnameye dayanılarak açılan Sivaslı Tereke Hakimliğinin 1987/1 esasındaki dava 07.03.1990 tarihinde karara bağlanmış ve kesinleşmiştir. Vasiyetnamenin tenfizine ilişkin anılan hükmün iptali doğrultusunda dava açıldığı savunulmadığı gibi dosya kapsamından da bu konuda bir kanıt olmadığı görülmektedir....