Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanunî gerektirici sebeplere ve özellikle; 506 sayılı Kanunun 60/G maddesi; malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları uygulanmasında 18 yaşından önce malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi olanların sigortalılık sürelerinin 18 yaşını doldurdukları tarihte başlamış kabul edileceği, ancak bu tarihten önceki sürelerin ise prim ödeme gün sayısına dahil edileceği hükmü gözetildiğinde, aynı Kanunun Geçici 54. maddesi kapsamında 01.04.1981 tarihinden önce malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tescili bulunmayan ve 09.03.1985 tarihinde doğan davacı sigortalının, hizmet tespiti davasına konu 18 yaşını ikmal ettiği tarihten önceye ilişkin çalışma sürelerinin prim ödeme gün sayısı olarak değerlendirilmesinin ve sigortalılık süresi başlangıcının 09.03.2003 tarihi olduğunun davalı Kurum tarafından hükmün infazında dikkate alınmasının mümkün olmasına göre, yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA...
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanunî gerektirici sebeplere ve özellikle; 506 sayılı Kanunun 60/G maddesi; malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları uygulanmasında 18 yaşından önce malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi olanların sigortalılık sürelerinin 18 yaşını doldurdukları tarihte başlamış kabul edileceği, ancak bu tarihten önceki sürelerin ise prim ödeme gün sayısına dahil edileceği hükmü gözetildiğinde, aynı Kanunun Geçici 54. maddesi kapsamında 01.04.1981 tarihinden önce malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tescili bulunmayan ve 27.02.1968 tarihinde doğan davacı sigortalının, hizmet tespiti davasına konu 18 yaşını ikmal ettiği tarihten önceye ilişkin çalışma sürelerinin prim ödeme gün sayısı olarak değerlendirilmesinin ve sigortalılık süresi başlangıcının 27.02.1986 tarihi olduğunun davalı Kurum tarafından hükmün infazında dikkate alınmasının mümkün olmasına göre, yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA...
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle; 506 sayılı Kanunun 60/G maddesi; malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları uygulanmasında 18 yaşından önce malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi olanların sigortalılık sürelerinin 18 yaşını doldurdukları tarihte başlamış kabul edileceği, ancak bu tarihten önceki sürelerin ise prim ödeme gün sayısına dahil edileceği hükmü gözetildiğinde, aynı Kanunun Geçici 54. maddesi kapsamında 01.04.1981 tarihinden önce malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tescili bulunmayan ve 01.01.1966 tarihinde doğan davacı sigortalının, hizmet tespiti davasına konu 18 yaşını ikmal ettiği tarihten önceye ilişkin çalışma sürelerinin prim ödeme gün sayısı olarak değerlendirilmesinin ve sigortalılık süresi başlangıcının 01.01.1984 tarihi olduğunun davalı Kurum tarafından hükmün infazında dikkate alınmasının mümkün olmasına göre, yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA...
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, davacının, müteveffa eşinden dolayı ölüm aylığı almaya hak kazandığının tespiti ve ölüm tarihinden itibaren ödenmeyen ölüm aylığının faiziyle birlikte davacıya ödenmesi istemine ilişkindir 2. İlgili Hukuk 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 506 sayılı Kanun'un ve 5510 sayılı Kanun'un ilgili maddeleri. 3. Değerlendirme 1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. 2....
Yapılan yargılama sonucunda ilk derece mahkemesi tarafından davanın kabulü ile ...’nın ölüm tarihinin ''05.10.1962''olduğunun tespiti ile, nüfus kayıtlarında ''00.00.1943'' olan ölüm tarihinin ''05.10.1962'' olarak düzeltilmesine karar verilmiş, davalıların istinaf etmesi üzerine istinaf incelemesi yapan bölge adliye mahkemesi tarafından ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, davanın kabulü ile ...’nın idarece 00.00.1943 olarak tescil edilen ölüm tarihine ilişkin kaydın iptaline, adı geçenin ölüm tarihinin ''05.10.1962'' olduğunun tespitine karar verilmiş, bu karar nüfus müdürlüğü dışındaki davalılar tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece, ölüm araştırmasındaki tanık ifadelerinde ve davalılar tarafından muris Ahmet’in 1940-1942 yıllarında askere gittiğinin, bir daha dönmediğinin ve şehit haberini duyduklarının beyan edilmesi nedeniyle Savunma Bakanlığına müzekkere yazılmış olup cevabına dosya arasında rastlanmadığı gibi mahkemece akıbeti sorulmamıştır....
Eldeki dosyada,18.04.1994 tarihli talebine istinaden, 01.05.1994 tarihinden itibaren 506 sayılı Yasa kapsamında sigortalı olan ve 14.03.1975 tarihinde vefat etmiş babası üzerinden ölüm aylığı bağlandığı anlaşılan davacıya, 07.12.1993 tarihinde vefat eden ve aynı şekilde 506 sayılı Yasa kapsamında sigortalı olan eşi üzerinden de 18.05.2012 tarihli talebine istinaden 506 sayılı Yasanın geçici 93'üncü maddesi kapsamında 01.12.2012 tarihinden ölüm aylığı bağlandığı, ardından babasından bağlanan aylığının 23.12.2012 tarihinde Kurum işlemi ile kesildiği, davacının Kurumdan 13.05.2013 tarihli talebi ile eşinden ve babasından ölüm aylıklarına hak kazandığının tespiti ile kesilen ölüm aylığının yeniden bağlanmasını istediği, kurumca bu talebin reddolması üzerine murisi eşi ve babası üzerinden her iki dosyadan da ölüm aylığına hakkı olduğunun tespiti amacıyla eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır....
Yukarıda belirtilen ilkeler doğrultusunda gerekli tüm kuruluşlara murisin ölüm tarihi itibarıyla aktif ve pasifini belirler şekilde müzekkereler yazılmalı, başka alacaklıların çıkması halinde bu alacaklılar mahkeme tarafından resen davaya dahil edilmelidir. Murisin terekesinin borca batık olup olmadığı, borç ve alacak durumu, davacıların murisin terekesini kabul anlamında bir davranışlarının olup olmadığı ilgili kolluğa yazı yazılarak tespit edilmelidir. Mahkemece zabıta araştırması yapılmamıştır. Murisin üzerine kayıtlı mal varlığı bulunması halinde ölüm tarihi itibariyle değer tespiti yapılmalıdır. Murisin üzerine kayıtlı araçlar üzerinde keşif yapılmak suretiyle murisin ölüm tarihi itibariyle değer tespiti yapılması gerekirken dosya üzerinden bilirkişi incelemesi yaptırılarak sonuca gidilmesi de hatalı olmuştur....
ten dolayı ölüm aylığı bağlanması gerektiğinin tespiti ile davacıya prim borcunun yatırıldığı 16/02/2012 tarihini takip eden aybaşı olan 01/03/2012 tarihinden itibaren ölüm aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine karar verilmiş ve bu karar davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmiştir. Bozmadan sonra Kurum tarafından yazılan 13/02/2012 tarihli yazıda davacının murisi ...'...
Dava Türk Medeni Kanununun 29. maddesi gereğince bir kimsenin öldüğünün tespiti istemine ilişkindir. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun 31 ve devam eden maddelerinde " kimlerin ölüm bildiriminde bulunabilecekleri, ölüm kaydının hangi hallerde nüfus kütüklerine işleneceği açıklandıktan sonra 33. maddesinde ölmüş olduğu halde aile kütüklerinde sağ görülenlere ait ölüm tutanaklarının, ölüm olayını gösterir belge ile başvurulması halinde Nüfus Müdürlüklerince düzenlenerek gerekli işlemin yapılacağı, herhangi bir belge ibraz edilememesi durumunda ölüm beyanının doğruluğunun Nüfus Müdürlüklerince araştırıldıktan sonra düzenlenecek ölüm tutanağının mülkî idare amirinin emri ile işleme konulacağı, bu kanuna dayanılarak çıkartılan yönetmeliğin 69'uncu maddesinin 3'üncü bendinde de ölüm bildirimi sırasında herhangi bir belge verilemediği takdirde; ölünün hısımlarının ve ölüm olayını bilenlerin kimlikleri ile yerleşim yeri adreslerinin tespit edileceği, bu belgelerin mülkî idare amirliği aracılığı...
Mahkeme davanın kısmen kabulü ile eşinden dul aylığı almakta olan davacının 1994 yılında ölen anası ... dolayı 01.05.2007 ila 01.10.2008 tarihleri arasında ölüm aylığına hak kazanmış olduğun tespiti ile birikmiş 5541,00 TL ölüm aylığından 100,00 TL'sinin dava bakiyesinin ıslah tarihi olan 13.05.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar vermiştir. Uyuşmazlık; 506 sayılı Yasa kapsamında iken vefat eden eş ve anneden dolayı ayrı ayrı ölüm aylığı bağlanıp bağlanamayacağı noktasında toplanmaktadır....