WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dosya hesaplama yapması için aktüerya bilirkişisine tevdi edilmiş, alınan bilirkişi raporunda özetle; müteveffanın sigortalı çalışmasının ve emekli aylığının olmadığı, hesaplama yapılırken net asgari ücretin dikkate alındığı, davacılar ----- desteğin ölüm tarihinde sırasıyla ---- yaşında oldukları, yerleşik ----- göre destek talep etme yaşının üzerinde oldukları, müteveffanın eşi davacı -- yönünden ise; hem ----- tablosu kullanılarak ve --- iskonto uygulanarak hesap yapıldığı, hemde ------ kullanılarak hesaplama yapıldığı, müteveffanın kaza tarihi ile ölüm tarihi arasında sürekli maluliyet hesaplaması, cenaze gideri ve destekten yoksun kalma tazminatı toplamının davalı -------tarafından yapılan ödemenin altında kaldığı, davacıların maddi tazminat talep edemeyecekleri rapor edilmiştir....

    Davacının istemleri arasında kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai, ulusal bayram genel tatil ücreti ile ücret alacağı yer almaktadır. BK.’nun 344. Maddesi’nde, "muhik sebeplerden dolayı gerek işçi gerekse iş sahibi, bir ihbara lüzum olmaksızın her vakit akdi fesedebilir. Ezcümle, ahlaka müteallik sebeplerden dolayı yahut hüsnüniyet kaideleri noktasından iki taraftan birini artık akti icra etmemekte haklı gösteren her hal, muhik bir sebep teşkil eder. Bu gibi hallerin mevcudiyetini hakim taktir eder. Fakat işçinin kendi kusuru olmaksızın duçar olduğu nispeten kısa bir hastalığı yahut kısa müddetli biraskeri mükellefiyeti ifa etmesi, muhik sebep olarak kabul edilemez." hükmü, yine BK.’nun 345/1....

      Sigorta A.Ş. tarafından, davacı tarafa 23/06/2022 tarihinde 350.000 TL. ödendiği belirlenmiş, sakatlanma ve ölüm klozu ile sağlık gideri klozu teminat limitlerinin kaza tarihi itibariyle 330.000'er TL. olduğu anlaşılmış, Mahkememizce 350.000 TL.lik ödemenin 330.000 TL.sinin sakatlanma ve ölüm klozundan, 20.000 TL.nin ise sağlık gideri klozundan yapıldığı kabul edilmiştir. Davacının, davalı ... şirketini ibra ve fazlaya ilişkin haklarından feragat etmiş olması nedeniyle, davalılardan ... Sigorta A.Ş. ye karşı açılan davanın konusuz kaldığı anlaşılmış ve ... Sigorta A.Ş. yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir. Yargıtay . HD'nin 26/09/2022 gün ve ... E. ... K. sayılı emsal içtihadına göre de, "Müteselsil borçlulardan her biri, alacaklıya karşı borcun tamamından sorumludur (BK 162/1). Borç tamamen ifa edilinceye kadar alacaklıya karşı bütün borçluların sorumluluğu devam eder (BK 163/2)....

        K A R A R Davacı, davalıya ait işyerinde 15.10.2000 tarihinde işe başladığını, 28.07.2007 tarihinde sözleşmesinin haksız feshedildiğini, iş kanunundan doğan haklarının verilmediğini ileri sürerek 8.000,00 TL kıdem tazminatı, 1.600,00 TL ihbar tazminatı, 200,00 TL fazla çalışma ücreti, 200,00 TL izin ücreti olmak üzere toplam 10.000,00 TL alacağının fesih tarihinden faizi ile tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, işyerinin iki kişinin çalıştığı esnaf işletmesi olduğunu davacının işçi olmadığından işçi alacaklarını talep edemeyeceğini savunarak davanın reddini dilemiştir....

          alkollü araç kullandığını bildiği iddiasının ispatlanamadığı, bu nedenle belirlenen tazminattan indirim yapılmadığı belirtilerek müterafik kusur indirimi talebi reddedilmiş ve indirim uygulanmamıştır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 52. maddesine (818 sayılı BK 44) göre zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hâkim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir. Somut olayda, sigortalı araç sürücüsü alkollü olup, ceza dosyasındaki beyanlardan müteveffanın bu hususu bildiği anlaşılmaktadır. Alkollü sürücünün aracına bilerek binmek zararın doğmasına veya artmasına sebebiyet vermektedir....

            Destekten yoksun kalma tazminatı Borçlar Kanunu’nun 45/II. maddesinde düzenlenmiş olup "Ölüm neticesi olarak diğer kimseler müteveffanın yardımından mahrum kaldıkları takdirde onların bu zararını da tazmin etmek lazım gelir." şeklinde hükme bağlanmıştır. Yasa metninden de anlaşılacağı gibi destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir. Yani haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse BK.'nun 45/II. maddesine dayanarak uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilir. Ancak, destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmesi için öncelikle ölen ile destekten yoksun kalan arasında maddi yönden düzenli ve eylemli bir yardımın varlığı gerekir....

              Kurulunun 11.7.2013 tarihli raporunda, kürtaj işleminde rahim ağzı darlığı nedeniyle hastaya dilatasyon uygulanması sırasında meydana gelen bağırsak ve rahim delinmesinin komplikasyon olduğu, zamanında tanısının konularak uygun tedavisine başlanıldığı sevk kararının uygun olduğu, yapılan kürtaj işlemi ile ölüm arasında illiyet bağı bulunduğu, ancak kişinin muayene, takip ve tedavisine katılan ilgili hekimlere ve yardımcı sağlık personeline atfı kabil kusur bulunmadığından ölüm olayından sorumlu tutulamayacakları belirtilmiştir.... 21.1.2011 tarihli raporunda ise olayın komplikasyon olmakla birlikte derhal diyaliz ünitesi olan bir sağlık kuruluşuna sevkinin yapılmamasının bir eksiklik olduğu, otopsi yapılmadığından tam ölüm sebebinin de anlaşılamadığından komplikasyon ile arasında illiyet bağı bulunmadığı belirtilmiştir. Bilirkişi raporlarına davacılar itiraz ederek çelişkinin giderilmesini talep etmişlerdir....

                Diğer taraftan, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu'nun 06.03.1978 tarih ve 1/3 sayılı kararının gerekçesinde de: "Destekten yoksun kalma tazminatının eylemin karşılığı olan bir ceza olmayıp ölüm sonucu ölenin yardımından yoksun kalan kimsenin muhtaç duruma düşmesini önlemek ve yaşamının desteğin ölümünden önceki düzeyde tutulması amacına yönelik sosyal karakterde kendine özgü bir tazminat olduğu” hususu vurgulanmış; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 30.11.2005 gün ve 2005/4-648 E.-2005/691 K. sayılı ilamında da aynı esaslar benimsenmiştir. Önemle vurgulanmalıdır ki, BK 45/2. (TBK 53/3) maddesine göre destekten yoksun kalma tazminatı, desteğin mirasçısı olarak geride bıraktığı kişilere değil, desteğinden yoksun kalanlarına aittir. Destekten yoksun kalma tazminatı isteyebilecek kişiler, mirasçılardan başka kişiler de olabileceği hususunda da herhangi bir ihtilaf yoktur....

                  Somut olaya gelince, davalının ve dava dışı eşin davacıya yönelik ve bütün olarak aldatma mahiyetindeki davranışlarının manevi tazminatı gerektirip gerektirmeyeceğinin tartışılması gereklidir. Yukarıda incelenen yasa maddeleri uyarınca, davacının dava dışı eşinin TMK'nun evlenmeyle eşe yüklediği ödevler arasında bulunan sadakat yükümlülüğünü ihlali nedeniyle, Kanun'un 185. ve 174. maddeleri uyarınca boşanma sebebi ve istek halinde manevi tazminatı gerektirir nitelikte olduğu kuşkusuzdur. TMK'daki düzenleme, dava dışı eşin evlenme ile kurulan aile birliğinin tarafı olması sıfatından kaynaklanmaktadır. Zira dava dışı eş kendi iradesi ile bu birliğin tarafı olmayı kabul etmiş ve yasanın kendisine tanıdığı hak ve yükümlülükler altına girmiştir. Davalının eyleminin manevi tazminatı gerektirip gerektirmeyeceğine gelince, davalının doğrudan davacının bedensel veya ruhsal bütünlüğüne yönelik hukuka aykırı bir fiilde bulunduğundan söz edilemez....

                    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 27,70 TL harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24/05/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                      UYAP Entegrasyonu