Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yapılan incelemede, davacı murisinin 506 sayılı Kanun'a tabi olarak 1.5.1991-27.6.2002 tarihleri arasında 1122 gün 506 sayılı Kaun'a tabi zorunlu sigortalı çalışmaları bulunduğu, davacının davalı kurumdan 28.02.2011 tarihli ölüm aylığı isteminin davacının eşinin yaşlılık aylığı alması nenediyle reddedildiği anlaşılmaktadır. 506 sayılı yasanın 97 maddesinin 1. fıkrası " Bu kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde iş kazası, meslek hastalığı, vazife malullüğü ve ölüm hallerinde bağlanması gereken gelir ve aylıkların, hakkın kazanıldığı tarihten itibaren beş yıl içinde istenmeyen kısmı zamanaşımına uğrar" şeklinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre davacının 5 yıl içinde talepte bulunmaması nedeniyle tahsis talebi olan 01.03.2011 tarihinden 5 yıl geri götürünce 01.03.2006 tarihinden itibaren aylık bağlanması gerekirken, mahkemece 01.08.2011 tarihinden itibaren aylık bağlanması usul ve yasaya aykırıdır....

    Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile ,davalı kurumun 22/04/2014 tarih ve 1343223 sayılı işleminin iptaline, davacıya 01/05/2009 tarihinden itibaren yetim aylığının bağlanması gerektiğinin tespitine, davacıya 16/04/2014 tarihini takip eden aybaşından itibaren yasal faiz ödenmesi gerektiğinin tespitine karar verilmiştir. Dosya içeriğinden davacıya ölüm aylığı bağlanması gerektiğinin tespiti yönünden kurulan hüküm yerinde ise de, davacının tahis talebi 16/04/2014 tarihli olup davacıya 01/05/2009 tarihinden itibaren ölüm aylığı bağlanması gerektiğinin tespiti hatalı olduğu gibi, yasal faiz yönünden de infazda tereddüt oluşturacak şekilde hüküm kurulması bozma nedenidir. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapmayı gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı, düzeltilerek onanmalıdır....

      Davacı; 12.05.2002 tarihinde vefat eden murisi eşinin, davalı Kurum nezdinde 3 yıl 28 gün sigortalığının bulunduğunun tespiti ile, 14.11.2006 talep tarihinden itibaren ölüm aylığı bağlanması gerektiğinin tespitini istemiştir. Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Davacıya 01/05/2010 tarihinden itibaren ölüm aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir. Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A R Dava, davacının 6.4.2010 tarihinde vefat eden sigortalı eşi .....'dan dolayı 5510 sayılı yasanın 32. maddesi gereğince ölüm aylığı bağlanması gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, davacının davasının kabulü, davacının 31.12.2013 tarihini takip eden aybaşından tibaren davacıya ölüm aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine karar verilmiştir. Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının murisinin 463 gün ...'...

          "İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, ölüm aylığı bağlanması istemine ilişkindir. Mahkemece, ilâmında belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Dava, 1479 sayılı Yasa sigortalısı babadan ölüm aylığı bağlanması istemine ilişkindir. Davacıya 506 sayılı Yasa kapsamındaki eşinden 19.07.1979 tarihinde ölümü nedeniyle ölüm aylığı bağlanmıştır. Yine davacıya ... emeklisi babası üzerinden 08.05.2002 tarihinde verdiği muhtaçlık belgesi ile 01.06.2002 tarihinde ölüm aylığı bağlanmış, yeni belge vermemesi nedeniyle aylığı Kurumca 01.06.2003 tarihi itibariyle kesilmiştir....

            Mahkemece, davacıya sigortalının ölüm tarihi olan 09.08.1988 tarihinden itibaren ölüm aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine karar verilmiştir 4958 sayılı Yasa'nın 35. maddesi ile 06.08.2003 tarihinde yapılan değişikten önceki 506 sayılı Yasa’nın 69. maddesinde, geçimi sigortalı tarafından sağlandığı belgelenen ana ve babasına ölüm aylığı bağlanacağı hüküm altına alınmıştır. Aynı yasanın aylık koşullarını düzenleyen 66. maddesinin c bendinde ise (2422 sayılı Yasanın 8 maddesi ile değişik) “Toplam olarak 1800 gün veya en az 5 yıldan beri sigortalı bulunup sigortalılık süresi her yıl ortalama olarak 180 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalılık primi ödemiş durumda ölen sigortalının hak sahiplerine ölüm aylığı bağlanır” denilmektedir....

              Mahkemece, SSK'dan ölüm aylığı bağlanması isteminin yapıldığı 7.4.2007 tarihinde 506 sayılı Kanun'a göre 842 gün, 26.12.2007 tarihinde ödenen askerlik borçlanması 61 gün olmak üzere toplam 903 gün prim ödeme gün sayısı olduğu nazara alınarak 12.12.2006 tarihli 5561 sayılı Kanun'la değişik 506 sayılı Kanun'un66. maddesine göre " 5 yıldan beri sigortalı bulunup, sigortalılık süresinde en az 900 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortası primi ödemiş durumda olan hak sahiplerine ölüm aylığı bağlanacağı" hükmü öngörülmüş olmasına göre, davacıya 506 sayılı Kanun'a göre ölüm aylığı bağlanması gerekirken 5510 sayılı Kanun'a göre ölüm aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine karar verilmiş olması ve infazda tereddüt uyundıracak şekilde hüküm yerinde aylık başlangıç tarihinin gösterilmemesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....

                Hal böyle olunca ve özellikle sigortalının 506 sayılı yasa kapsamındaki çalışmasının tek başına ölüm aylığı bağlanmasına yeterli olmadığının belli bulunmasına, farklı sosyal güvenlik kurumlarında geçen hizmet sürelerinin birleştirilmesi ile ölüm aylığı bağlanması için yeterli prim ödeme gün sayısının elde edilmesine göre, hizmet sürelerinden sonuncusunun geçtiği 2925 sayılı Yasa hükümlerine göre aylık bağlanması gerekirken, 506 sayılı Yasa hükümlerine göre aylık bağlanması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden H.U.M.K.’nun 438/7. maddesi uyarınca hüküm bozulmamalı düzeltilerek onanmalıdır....

                  'dan dolayı SGK 'dan ölüm aylığı bağlanması, 30/04/2009 tarihli dilekçesi ile de cenaze yardımı ödenmesi talebinde bulunduğu, davalı SGK'nın , 29.000 TL prim borcunun ödenmesi halinde 2009 yılı itibariyle ölüm aylığı bağlanacağını bildirmesi üzerine, 9.3.2009 tarihli dilekçesiyle 5510 sayılı Yasa'nın geçici 17.maddesi uyarınca sadece ölüm aylığına yetecek kadar prim tutarını ödemek istediğini ve SGK'nın da bu talebi kabul ederek davacıya 1.800 TL ödemesi gerektiğini bildirmesi üzerine, davacının 1.800,00.- TL'yi 7.4.2009 tarihinde ödediği, ancak SGK'nın, ödemenin talep tarihi olan 30.04.2009 tarihinden sonra olması nedeniyle ölüm aylığı talebini; murisin ölüm tarihinde aktif sigortalı olmaması nedeniyle de cenaze yardımı talebini reddettiği görülmüştür. Mahkemece davacıya ölüm tarihi itibariyle cenaze yardımı yapılması gerektiğinin tespitine karar verilmesi doğrudur....

                    IV- İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME 24.03.2017 tarihinde vefat eden eşi üzerinden, 506 sayılı Kanun kapsamında ölüm aylığı alan davacının, hak sahibi kız çocuğu sıfatı ile de 03.07.1991 tarihinde vefat eden 2926 sayılı Kanuna tabi sigortalı babası üzerinden ölüm aylığı talebinin davalı Kurumca reddedilmesinden sonra babadan da ölüm aylığı bağlanması için iş bu davanın açıldığı anlaşılmaktadır....

                      UYAP Entegrasyonu