"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi K A R A R Davalı Kurumca davacı firmada çalışan ...n çalışma sürelerini 30 güne tamamlatılması işlemi ile ilgili prim borçlarının ile idari para cezalarının tahakkuk evraklarının, ödeme emri ve idari para cezalarının davacıya tebliğ edilip edilmediğinin, edilmiş ise tebligat evraklarının, idari para cezalarına karşı davacı tarafından komisyona itiraz edilip edilmediğinin, edilmiş ise komisyon kararının, komisyon kararının davacıya tebliğ edilip edilmediğinin, edilmiş ise İdare Mahkemesinde dava açılıp açılmadığının ve acılmış ise sonucunun ne olduğunun Kurumdan sorularak ve buna ilişkin gerekli evraklar getirtilerek cevabı dosyaya eklendikten sonra gönderilmek üzere dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 18/06/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Anılan düzenleme uyarınca; Kurum tarafından düzenlenen idari para cezasına karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde Kuruma itiraz edilebilir. Kurumca itirazı reddedilenler, kararın kendilerine tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içinde yetkili idare mahkemesine başvurulabilirler. İdari aşamada kesinleşen idari para cezaları ise Kurum alacağına dönüşür. Burada söz konusu olan idari para cezasının kendisinin iptali olup, tahsili nedeniyle tanzim edilen ödeme emrinin iptali ya da borçlu olmadığının tespiti talepleri iş mahkemesinin görev alanındadır. Bu kapsamda dava ödeme emrinin iptali davasıdır. Belirtilen açıklamalar ışığında somut olaya dönüldüğünde, dosya kapsamından; davaya konu edilen, davacı şirket ..........ile şirket ortağı davacı ... adına düzenlendiği anlaşılan ve davacı şirketin 2014/2. ayı idari para cezası ve gecikme zammı borcunu içeren 2015/12653 takip nolu ödeme emrinin, 01.10.2015 tarihinde davacı ...'...
İcra Müdürlüğünün 2006/1515 sayılı dosyası üzerinden icra takibinde bulunulduğu, ödeme emrinin borçluya tebliğ edilip, takibin kesinleştiği, ancak borçlunun borcunu ödemediği ve İcra İflas Kanunu'nun 74.maddesine göre mal beyanında bulunmadığı ve alacağı karşılayacak miktarda malın da haciz edilmediğinin anlaşılması karşısında, suç tarihi itibarıyla mal beyanında bulunmayan borçlunun eyleminin 1.6.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5358 sayılı Kanun ile Değişik İcra ve İflas Kanunu'nun 337. maddesine göre suç teşkil edip anılan maddede öngörülen 10 gün disiplin hapsi ile cezalandırılması gerektiği cihetle, itirazın kabulü yerine yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemekle kararın 5271 sayılı CMK.nun 309. maddesi uyarınca bozulması lüzumu, Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü'nün 25.10.2007 gün ve 53985 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen Yargıtay C.Başsavcılığının 30.11.2007 gün ve K.Y.B.2007/240810 sayılı tebliğnamesiyle istenilmiş olmakla, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:...
Dosyanın incelemesinde; davalı idare tarafından düzenlenen 21/08/2007 tarihli haciz bildirisinin davacı şirkete 26/09/2007 tarihinde tebliğ edildiği, davacı şirketin haciz bildirisine yasal süresi içinde cevap vermediği, daha sonra davalı kurum tarafından düzenlenen 25/03/2008 tarihli ödeme emrinin 25/04/2008 tarihinde davacı şirkete tebliğ edildiği, eldeki menfi tespit istemli davanın ise haciz bildirisinin tebliğ edildiği yıl yıllık yasal süre içinde açıldığı, davanın dayanağını oluşturan ödeme emrinin iptali için vergi mahkemesinde dava ikame edildiği, ... 8....
Şikayetçilere gönderilen ödeme emrinin 02/08/2019 tarihinde tebliğ edildiği, şikayetçilerin 21/08/2019 tarihinde Mersin 1. Tüketici Mahkemesinin 2019/318 esas sayılı dosyasıyla takibe yönelik menfi tespit davası açtıkları, şikayetçilerin dava tarihi itibariyle ödeme emrinin tebliğ edildiğini bildiklerinin kabulünün gerektiği anlaşıldığından mahkemece, 12/07/2021 tarihinde yapılan şikayetin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi isabetli olmuştur....
nun şekil şartlarına aykırı düzenlendiğini, ödeme emrinin iptalinin gerektiğini, takibe dayanak herhangi bir belge bildirilmediği gibi müvekkiline ödeme emri ekinde gönderilmediğini, yine Çanakkale 3. İcra Dairesinin 2020/778 icra dosyası ile tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile icra takibi başlatıldığı bildirilmiş ise de; 2020/773 icra takibinin aynı dairede daha sonra başlatıldığını ve dosya numarasının yazılmasının mümkün olmadığından ödeme emri ile takip talebinin birbiri ile çeliştiğini, ödeme emrinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
gerekçeyle şikayetin reddi yönünde karar verilmesinin hatalı olduğunu, müvekkilinin ticaret siciline kayıtlı ve mersis sisteminde de adresi bulunan tüzel kişilik olmasına rağmen kendisine tebligat TK 21/2 uyarınca tebliğ edildiğini, müvekkilinin de dahil olduğu tüzel kişilerin adrese dayalı kayıt sistemine dahil olmayıp kendisine TK 21/2 uyarınca tebligat yapılabilmesinin mümkün olmadığını, tebligatın usule uygun olduğunu kabul manasına gelmemek kaydıyla gönderilen ödeme emrinde çıkış mercii tarafından düşülmüş herhangi bir şerhin bulunmadığını, herhangi bir şerh olmadan tebliğ memurunca kendiliğinden TK 21/2 uyarınca tebliğ edilmesinin mümkün olmadığını, kabul anlamına gelmemekle beraber müvekkiline gönderilmesi gereken ödeme emrinin TK 35 uyarınca gönderilmesi gerektiği sabit olmakla birlikte müvekkiline TK 21/2 uyarınca tebliğ edildiği söylenen ödeme emrinin emri kanun ve yönetmelikte belirtilen koşulları sağlamamakta olup iptalinin gerektiğini, ödeme emrinin belirsiz kaldığını, faiz...
Mahkemece, şikayet olunanın alacaklı olduğu dosyada borçluya gönderilen ödeme emrinin usulüne uygun tebliğ edildiği ve haciz tarihleri dikkate alınarak yapılan sıra cetvelinin doğru olduğu gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiştir. Tebligat Kanunu'nun 12 ve 13. maddeleri ve tüzüğün 18. maddesi uyarınca tüzel kişilere tebliğ, yetkili mümessillerine ve bu kişilerin bulunmadıkları tebligat memuru tarafından tevsik edildiği takdirde hazır olan şirket memur ve müstahdemlerine yapılması gerekir ( HGK.'nun 1988-12-266 E., 11034 K. sayılı kararı) Somut olayda, dava dışı borçluya Adana 7. İcra Müdürlüğü'nün 2010/7732 sayılı dosyasından çıkarılan ilk ödeme emrinin “gösterilen adres kapalı olup, işyerinin taşındığı” belirtilerek bila tebliğ iade edildiği, aynı adrese ikinci kez çıkarılan ödeme emrinin "şirket yetkilisi bulunmadığından daimi işçi ...’ya" tebliğ edildiği anlaşılmıştır....
anlaşılmakla; ödeme emrinin hangi tarihte şikâyetçiye tebliğ edildiğinin tespiti maksadıyla katılanın yeniden beyanlarına başvurulup, takibe esas icra dosyasının getirtilmesi sonucunda, şikâyetin 6 aylık yasal süre içerisinde yapılıp yapılmadığı ve düşme kararı verilip verilmeyeceği de değerlendirilerek sanığın hukuki durumunun buna göre tayin ve takdiri yerine, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması, Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 22.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
da usulsüz olduğunun açık olduğunu ödeme emrinin usulsüz tebliğ edilmesi karşısında ölü kişiye yapılan tebligatın tebliğ tarihinin düzeltilmesinin mümkün olmadığından ödeme emrinin iptali gerekeceğini kaldı ki ödeme emri tebliğ işleminin iptaline karar verildiğinden yenileme işleminin iptali şikayeti hakkında herhangi bir hüküm tesis edilmemesi gerektiği belirtilerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve asıl davada; ... 3....