Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, itirazın temelini teşkil eden ödeme emrinin iptal edilmesi karşısında davanın konusuz kaldığı fakat ödeme emrinin usule uygun olmadığını gören davalının salt ödeme emrinin iptalini sağlama imkanı varken ayrıca itirazda da bulunarak işbu davanın açılmasına sebebiyet verdiği gerekçesiyle konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına ve davalının vekalet ücreti ile yargılama giderlerine mahkum edilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından sürsinde temyiz edilmiştir. Dava, İİK'nın 67/1. maddesi uyarınca açılan itirazın iptali istemine ilişkindir. İtirazın iptali davalarında dava koşullarından birisi de usulüne uygun icra takibinde bulunulması ödeme emri düzenlenerek tebliğ edilmesidir. Dosyada yapılan incelemede davaya konu icra takibindeki ödeme emrinin ... 1. İcra Mahkemesi'nin 2014/44 E. - 84 K.sayılı kararı ile iptal edilmiş olması nedeniyle itirazın iptali davasına konu usulüne uygun bir ödeme emri bulunmadığı anlaşılmaktadır....

    Tekstil Ürünleri Pazarlama Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi adına düzenlenen ödeme emrinin davacıya tebliğ edilmiş olması, davacıyı ödeme emrinin muhatabı yapmayacağı gibi; bu durum, anılan şirket adına düzenlenen ödeme emriyle istenilen kamu alacağının davacıdan tahsili sonucunu da doğurmayacaktır. Bu itibarla, başkası adına tesis edilen idari işlemin iptalinde davacının bir menfaati bulunmadığından; yazılı gerekçeyle ödeme emrinin iptali yolunda verilen mahkeme kararında isabet görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulüne; mahkeme kararının bozulmasına, bozma kararı üzerine mahkemece yeniden verilecek kararla birlikte yargılama giderleri de hüküm altına alınacağından, bu hususta ayrıca hüküm tesisine gerek bulunmadığına, 28.9.2000 gününde oybirliği ile karar verildi....

      İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, terditli davada asli talebe öncelik verilmesi gerektiğini, fer'i talebin kabul edildiğinden bahisle asli talebin reddedilemeyeceğini, mahkemenin feri talep olan usulsüz tebligat şikayetini karara bağladıktan sonra davacıların daha menfaatine olan ödeme emrinin iptali istemi hakkında karar vermesi gerektiğini, ödeme emrinin iptali istemine ilişkin haklılıklarının mahkemece kabul edilmesinden ve ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğunun tespitinden sonra süresinde kabul edilmesi gereken ödeme emrinin iptali istemi hakkında esasa ilişkin karar verilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin sakatlığın öğrenme ile sonradan ortadan kaldırılması mümkün ise de ödeme emrindeki sakatlığın öğrenme ile ya da tebligat tarihinin düzeltilmesi yoluyla ortadan kaldırılabilecek bir sakatlık olmadığını, davanın terditli olması nedeniyle HMK'nın 111. maddesi gereği asli talepler hakkında...

      İcra Hukuk Mahkemesinin 27.10.2017 tarih, 2017/940 E., 2017/833 K. sayılı kararı ile davanın kabulüne, ödeme emrinin tebliğ işleminin iptaline karar verildiğini, davacı tarafın söz konusu karara karşı istinaf kanun yoluna başvurduğunu, dosyanın henüz Bölge Adliye Mahkemesinde değerlendirildiğini, Bursa 7. İcra Hukuk Mahkemesi tarafından verilen ödeme emrinin iptali kararı kesinleştiğinde yeniden bir ödeme emri düzenlenerek taraflarına tebliğe çıkarılması gerekeceğinden konusu kalmayan itirazın iptali davasının reddine, istinaf başvurusunun bekletici mesele yapılmasına karar verilmesini istemiştir. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davaya konu takibe ilişkin ödeme emrinin tebliğ işleminin usulsüz olduğundan bahisle Bursa 7....

        Somut olayda; davacı şirket, faturaya dayalı olarak, davalı şirket aleyhine19.08.2013 tarihinde ilamsız icra takibi başlatmış, ödeme emri davalı şirkete 01.10.2013 tarihinde tebliğ edilmiş, borçlu (davalı) şirket vekili 02.10.2013 tarihli itiraz dilekçesiyle borca ve faize itiraz etmiş, aynı gün icra hukuk mahkemesinde, dayanak belgelerin ödeme emrine eklenmediği gerekçesiyle ödeme emrinin iptali için dava açmış, bu sırada alacaklı vekili 21.10.2013 tarihinde temyize konu itirazın iptali davasını açmış, itirazın iptali davasının yargılaması devam ederken, icra mahkemesince 26.12.2013 tarihli ilamla, ödeme emriyle birlikte dayanak belge örneklerinin borçluya gönderilmediğinden bahisle, ödeme emrinin iptaline karar verilmiş, ödeme emrinin iptaline karar verilmesi nedeniyle huzurdaki itirazın iptali davası da reddedilmiştir. İtirazın iptali davasının görülebilmesi için usulüne uygun açılmış bir icra takibinin bulunması gerekir....

          Somut olayda; davanın kambiyo senetlerine ilişkin takipte tedbir kararı nedeniyle ikinci ödeme emrinin iptali ve ödeme emrindeki faizin takip talebine aykırı olduğu nedenle takibin iptaline yönelik olduğu dosyanın incelenmesinde Malatya 2....

          nedeniyle kamu alacağının şirketten tahsil edilmesi için 6183 sayılı Kanun'da sayılan tüm takip yollarının tüketildiği hususunun davalı idarece ortaya konulamadığı görüldüğünden, davacı adına düzenlenen 2017/3 sayılı ödeme emrinin, bu ödeme emirleri içeriği borçlara isabet eden kısmında hukuka uyarlık; kalan borçlara ilişkin kısmı yönünden ise, şirket adına düzenlenen ödeme emirlerinin şirket temsilcisine usule uygun şekilde tebliğ edilip şirket nezdinde yapılan mal varlığı araştırmaları sonucunda borcun şirketten tahsil edilemeyeceğinin açık olması karşısında, tarh ve tahsil zamanaşımına da uğramamış olan borcun tahsili amacıyla düzenlenen 2017/3 sayılı ödeme emrinin kalan borçlara isabet eden kısmında hukuka aykırılık bulunmadığı, dava konusu 2017/4 sayılı ödeme emrinin iptali isteminin kabulüne yönelik hüküm fıkrasına davalı idare tarafından yapılan istinaf başvurusu yönünden; şirket adına düzenlenen... tarih ve ... sayılı ödeme emrinin usule uygun şekilde ilanen tebliğ edildiğini gösterir...

            İcra Hukuk Mahkemesi'nin 09/02/2011 tarihli kararı ile ödeme emrinin iptaline karar verildiğini, ancak davacı yanca davaya konu icra dosyasından yeni bir ödeme emri gönderilmeksizin iş bu itirazın iptali davasının açıldığını, esastan da müvekkilinin davacıya borçlu olmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda toplanan delillere göre İzmir 16. İcra Müdürlüğü'nün 2010/8874 E. sayılı dosyasında davalı adına çıkarılan ödeme emrinin İzmir 10. İcra Mahkemesi'nin 2010/990 E. sayılı kararı ile iptal edilmesinden sonra yeni bir ödeme emrinin davalıya tebliğe çıkarılmadığı, davalının iptal edilen ödeme emrine yönelik itirazının yok hükmünde olduğu gerekçesiyle konusu bulunmayan davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

              Adalet Bakanlığının 21/04/2022 tarihli yazısında; mahkemece, ödeme emrinin tebliğinden önce ödeme yapılmış olduğu gözetilerek davalı borçlunun itirazında haklı olduğu ve itiraz üzerine duran takip için itirazın iptali isteminde bulunulmasında davacının hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle; davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olmasının usul ve kanuna aykırı bulunduğu ileri sürülerek; hükmün, kanun yararına bozulması talep edilmiştir. Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir. Takip tarihinden sonra fakat ödeme emrinin tebliğinden önce borcun haricen alacaklının banka hesabına yatırılmak suretiyle ödendiği, davanın kısmi ödeme nedeniyle itirazın iptali ve takibin devamına ilişkin olduğu noktaları çekişmesiz ve dosya kapsamı ile de sabittir....

                Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; dava konusu … nolu ödeme emri ile … nolu ödeme emrinin … takip dosya nolu kısımlarının iptali isteminin kabulüne yönelik hüküm fıkrasına davalı idare tarafından yapılan istinaf başvurusu ile … nolu ödeme emri ile … sayılı ödeme emrinin … takip dosya nolu kısımlarının iptali isteminin reddine yönelik hüküm fıkrasına davacı tarafından yapılan istinaf başvurusu yönünden; dayandığı gerekçeler karşısında, istinaf başvurularına konu Vergi Mahkemesi kararının yukarıda belirtilen kısımlarının hukuka ve usule uygun olduğu anlaşıldığından ve taraflarca ileri sürülen iddialar da söz konusu kararın belirtilen kısımlarının kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediğinden, istinaf başvurularının bu kısımlar yönünden reddi gerektiği; dava konusu … tarih ve … sayılı ödeme ödeme emri ile … tarih ve … sayılı ödeme emrinin … dosya nolu kısımlarının iptali isteminin reddine yönelik hüküm fıkrasına davacı tarafından yapılan istinaf başvurusu...

                  UYAP Entegrasyonu