İcra Müdürlüğü'nün 2015/208 sayılı dosyasıyla takip başlattığını, bu sebeple öncelikle derdestlik itirazında bulunduklarını, icra dosyasından gönderilen ödeme emrinin usulsüz olduğunu, müvekkilinin yurt dışında yaşadığını, resmi mernis adresinin yurt dışı olarak göründüğünü, mernis adresine tebligat yapılmadığını, T.K'nun 35. maddesine göre yapılan tebliğ işleminin usulsüz olduğunu, müvekkilin söz konusu takipten işbu davayı açtıkları gün haberi olduğunu, icra dosyasından verilen satış kararının tebliğ edilememiş olmasından dolayı iptal edildiğini, derdestlik itirazlarının kabulü ile takibin iptaline karar verilmesini, bunun yerine görülmemesi halinde öncelikle ödeme emri tebligatının usulsüz olduğunun tespiti ile ödeme emrinin iptaline, takip dosyasından müvekkile gönderilen ödeme emrinin tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 27/12/2018 olarak belirlenmesine ve takip dosyasından yapılan işlemlerin geçersiz sayılmasına davanın kabulü halinde takip miktarının %20 sinden az olmamak üzere...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SEBEPLER: Uyuşmazlık; genel haciz yolu ile usulsüz tebligat şikayetidir. Kocaeli İcra Müdürlüğünün 2021/100418 esas sayılı dosyasının incelemesinde, davalı alacaklı tarafından davacı aleyhine eklentileriyle birlikte toplam 20.556,45 TL alacağın tahsili için genel haciz yolu ile ilamsız icra takibi başlatıldığı, 7 örnek ödeme emrinin davacı borçluya 27/07/2021 tarihinde tebliğ edildiği, iş bu tebliğ işleminin usulsüz tebliği şikayeti ile eldeki davanın açıldığı, mahkemece usulsüz tebligat şikayetinin süreden reddine yönelik karar verildiği, işbu karara karşı davacı tarafça istinaf yoluna başvurulduğu görülmüştür. Davacı taraf istinaf başvuru dilekçesinde, yapılan ödeme emri tebliğinin yok hükmünde olduğunu, yok hükmünde olan tebliğ nedeniyle, sürelerin öğrenme ile başlamayacağını, davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin de usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir....
Diğer taraftan, ödeme emrinin iptaline yönelik şikayetin, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 günlük süre içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. Borçlu vekili, her ne kadar, müvekkiline yapılan ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğunu ileri sürmüş ise de, borçluya ödeme emrinin 25.03.2016 tarihinde tebliğ edildiği, şikayetin ise 01.04.2016 tarihinde yapıldığı anlaşılmakla, ödeme emri tebliğinin usulsüz olmadığı kabul edilse dahi, borçlu ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 günlük sürede ödeme emrinin iptalini talep ettiğinden, şikayetin esasının incelenmesi gerekirken, İİK'nun 168/3. maddesi uyarınca istemin 5 günlük süreden sonra yapıldığından bahisle reddine karar verilmesi de doğru değildir....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 26/11/2019 NUMARASI : 2019/79 ESAS, 2019/786 KARAR DAVA KONUSU : Takibin Taliki Veya İptali KARAR : İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen karara karşı süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İzmir 28 İcra Müd'nün 2019/1960 esas sayılı takip dosyası ile müvekkil şirket hakkında kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibi başlatıldığını, ödeme emrinin usulsüz olduğunu, usulsüz tebliğ şikayeti davası da açarak dosya numarasını bildireceklerini, İzmir İcra Dairelerinin yetkisiz olduğunu, icra takibinin dayanağı olan çekler üzerindeki imzaların müvekkili şirketi temsil ve ilzama yetkili kişilerin eli ürünü olmadığını, borca, faize, çek tazminatı miktarına, borcun ferilerine ve takibe itiraz ettiklerini beyanla takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....
Davalı alacaklı, tebligat adresinin davacının ortak ve yetkilisi olduğu şirketin faaliyet adresi olduğunu, tebligatı alan Mehmet Çuhadar'ında şirket ortağı olduğundan davacının çalışanı kabul edilerek tebligatın usulüne uygun olduğunu iddia etmiş ise de Mehmet Çuhadar'ın dava dışı şirketin ortağı olduğu, davacının şirkete ortak ve yetkilisi olmasının tebligatı alan diğer ortağın onun çalışanı olduğu sonucunu doğurmayacağından istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Usulsüz tebliğde Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince tebliğ tarihi öğrenme tarihidir. Davacı ödeme emrini 29/07/2020 tarihinde öğrendiğini iddia etmiştir. Bu tarihten önce öğrendiğine ilişkin delil bulunmamaktadır. Davacının ödeme emrinin tebliğ tarihi öğrenme tarihi olan 29/07/2020 olarak kabul edilmiştir. Mahkemenin usulsüz tebligatı öğrenme tarihi olarak bu tarihi kabul etmesinde hukuka aykırı yön bulunmamaktadır....
T1’ye ödememe protestosu çekmediğinden müvekkili şirkete başvuru hakkını kaybettiğini, müvekkili bakımından takibin iptali gerektiğini beyanla müvekkil hakkında yapılan icra takibinde müvekkil asile tebliğ edilen ödeme emrinin usulsüz tebliğ ve yok hükmünde kabul edilerek iptalini, takibin iptalini, davalının yasal süresi içerisinde senet keşidecisine protesto çekmediğinden müvekkil aleyhine icra takibi başlatması mümkün olmadığından icra takibinin iptalini, ödeme emrinin iptalini istemiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafından ödeme emrinin öğrenildiği tarihin düzeltilmesi ve devamında ödeme emrinin ve takibin iptali talep edilmiş ise de borçlu şirket gerek daha önce İstanbul 6. İcra Müdürlüğü'nün 2020/23562 sayılı dosyası ile yapılan tebligatlar ile gerekse de Bakırköy 13....
DAVA KONUSU : USULSÜZ TEBLİĞ ŞİKAYETİ VE BORCA İTİRAZ KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı-borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil adına icra emri tebliğinin müvekkilin mernis adresine usulsüz olarak tebligat yapıldığını, TK 10/2 fıkrasında gerçek kişilere yapılacak tebligat ile ilgili iki aşamalı yol benimsendiğini, muhatabın adresinin alacaklı tarafından bildirileceği ve normal tebligat çıkarılacağı ilk defa bildirilen adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi veya başka bir adresi olması arasında fark bulunmadığı, her iki adresinde TK 10/1 maddesi kapsamında bilinen adres olduğunu, bila gelmesi halinde TK 21/2'ye göre tebliğ yapılacağını, doğrudan TK 21/2'ye göre yapılan tebliğin doğru olmadığını, müvekkile yapılan ilk ödeme emri tebliğinde TK 21/2 maddesi uygulandığını, tebligattan 21/2 uygulanacağına dair şerh bulunmadığını, sorulan komşu adı soyadının belirtilmediğini, hiçbir araştırma yapılmadan yapılan tebligatın usulüne uygun olmadığını,...
İ.İ.K.’nun 168/5. maddesi hükmü gereğince, borçlunun, yetki itirazını sebepleri ile birlikte ödeme emrinin tebliğinden itibaren beş gün içinde icra mahkemesine bildirmesi zorunludur. Tebligat Kanunu’nun 32. maddesi gereğince; tebligatın usulsüz olması halinde muhatabı tebliğden haberdar olmuş ise muteber sayılır. Öte yandan, borçlunun kendisine gönderilen ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürmesi, İİK'nun 16. maddesi anlamında bir "şikayet" olup, aynı maddenin 1. fıkrası gereğince borçlunun bu şikayetini, işlemi öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede icra mahkemesine yapması gerekir. Somut olayda, örnek 10 numaralı ödeme emrinin borçluya 31.05.2017 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun ise 07.06.2017 tarihinde icra mahkemesine yaptığı başvuruda icra dairesinin yetkisine itiraz ettiği, 06.10.2017 tarihinde cevaba cevap dilekçesi ile ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği şikayetini ileri sürdüğü anlaşılmıştır....
Davacının usulsüz ödeme emri şikayet tarihi 10/12/2018 tarihi olup, icra müdürlüğüne itiraz dilekçesini sunduğu tarih 12/11/2018 dir. Ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürme şikayeti, öğrenme tarihinden itibaren yedi günlük sürede yapılması zorunludur. Davacı vekilinin ödeme emrinin usulsüz olduğunu öğrenme tarihi 12/11/2018 tarihi olduğu anlaşıldığından şikayetin 7 günlük süre içerisinde yapılmadığı" gerekçesi ile davacının davasının süre yönünden reddine, davalının tazminat talebinin reddine karar verilmiştir....
hiçbir surette kapılarında böyle bir kağıda rastlamadıklarını beyanla, davanın kabulü ile ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğinin tespiti ile tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 13/08/2021 tarihi olarak kabulüne karar verilmesini istemiştir....