Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece; genel haciz yoluyla ilamsız icra takibinde ödeme emrine itiraz için borçlu tarafından sunulan dilekçede özellikle belirli bir cümle veya kelimenin kullanılmasının şart olmadığı, borçlunun ödeme emrine itiraz iradesini ortaya koyan sözcüklerin kullanılmasının yeterli olduğu, borçlunun dilekçesinden genel olarak itiraz iradesi çıkarılabiliyorsa bunun geçerli bir itiraz olarak kabul edilmesi gerektiği şüpheye düşülmesi halinde ise borçlu lehine hareket edilmesi gerektiği, hususları göz önüne alındığında somut olayda, davalı borçlunun icra dosyasına sunduğu ilgili dilekçenin sonunda açıkça takibin durdurulmasını istediği ve bu istemin aynı zamanda ödeme emrine itiraz olarak değerlendirilmesi gerektiği saptanmakla bu aşamada davacının, icra dairesi işleminin şikâyetin durdurulması işleminin iptaline yönelik şikâyetinin reddine, davalı tarafından icra dairesine sunulan dilekçede açık ve kesin biçimde bir borç ikrarını ifade eden herhangi bir cümle veya sözcük bulunmadığı, bu bağlamda...

Görüldüğü gibi; “menfi tespit” niteliğindeki ödeme emrine itiraz/ödeme emrinin iptali davasının yedi günlük hak düşürücü süre içerisinde açılması zorunlu olduğu gibi, kendisine ödeme emri gönderilen borçlunun itirazları da üç nedenle sınırlandırılmıştır. Davanın yasal dayanağını oluşturan 6183 sayılı Kanunun 58.maddesine göre; kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahıs, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren yedi (7) gün içinde alacaklı tahsil dairesine ait itiraz işlerine bakan vergi itiraz komisyonu nezdinde itirazda bulunabilir. İtiraz etmezse borç kesinleşmiş olur. Diğer taraftan 6183 sayılı Kanunun 54. maddesi hükmü uyarınca da süresinde ödenmeyen amme alacağı tahsil dairesince cebren tahsil olunur. Amme borçlusunun borcuna yetecek miktarda mallarının haczedilerek paraya çevrilmesi de maddede belirtilen cebren tahsil şekillerinden birisidir....

    Bu hâlde, icra mahkemesinin inceleme yetkisi, İİK’nın 269/a madde hükmünde açıkça belirtildiği gibi, borçlu kiracının ihtar (ödeme) süresi içinde kira borcunu ödeyip ödemediği konusu ile sınırlıdır. İcra mahkemesinin, süresi içinde ödeme emrine itiraz etmemiş olan borçlunun ödeme emrinin tebliğinden önce kira borcunu ödeyip ödemediğini inceleme yetkisi yoktur. İcra mahkemesi, bu hususu ancak borçlu kiracının süresi içinde ödeme emrine itiraz ederek kira borcunu ödemiş olduğunu (icra dairesine) bildirmiş olması hâlinde (İİK m. 269/c) inceleyebilir. Aksinin kabulü borçlu kiracının (kira borcu bakımından) ödeme emrine itiraz etmemiş olması ile itiraz etmiş olması arasında hiçbir fark bulunmadığına müncer olmaktadır ki, bu husus iki ihtimali ayrı ayrı düzenlemiş olan kanunun sistemine (İİK m. 269/a ve 269/c) aykırı düşer (Kuru, s. 835)."...

    A.Ş 'ye de 10.10.2013 tarihinde tebligat yapıldığı, borçluların ödeme emrine itiraz etmemesi üzerine takibin kesinleştiği, borçluların menkul ve gayrimenkulleri üzerine haciz konulduğu belirlenmiştir. İzmir 8. İcra Müdürlüğünün 2012/816 Esas sayılı dosyanın incelenmesinde; Takip alacaklısı ...'nin takip borçlusu ... A.Ş aleyhine İzmir 9. İş Mahkemesinin 2011/474 Esas 2011/896 Karar sayılı 12.12.2011 tarihli karara istinaden kıdem, izin ücreti, yargılama gideri ve vekâlet ücreti alacaklarına istinaden 19.01.2012 tarihinde ilamlı icra takibine geçtiği, borçluya icra emrinin gönderildiği, borçlu ... A.Ş 'ye 30.01.2012 tarihinde tebligat yapıldığı, borçlunun ödeme emrine itiraz etmemesi üzerine takibin kesinleştiği, borçlunun menkul ve gayrimenkulleri üzerine haciz konulduğu belirlenmiştir. İzmir 25. İcra Müdürlüğünün 2015/16562 Esas sayılı dosyanın incelenmesinde; Takip alacaklısı ...'ın takip borçlusu ......

      İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2019/811 Esas, 2019/994 Karar sayılı kararıyla ödeme emirinin iptaline karar verildiği, daha sonra icra müdürlüğünce borçluya yabancı para cinsinden olan alacağın Türk parası cinsinden harca esas değeri de gösterilerek 03/02/2020 tarihli yeni bir ödeme emri tebliğ edildiği, gönderilen bu ödeme emrinin usul ve yasaya uygun olduğu, ödeme emrine borçlu tarafından itiraz edildiği, her ne kadar davacı-borçlu, gönderilen ödeme emrine itiraz edilip takip durmasına rağmen 24/02/2020 tarihinde yeniden ödeme emri tebliğ edildiğini beyan ederek davanın kabulünü talep etmiş ise de; icra dosyasında yukarıda belirtilen usule uygun tanzim edilen ödeme emri dışında başkaca bir ödeme emrine ve ödeme emri tebliğ işlemine rastlanmadığı, bu haliyle yapılan işlemde usul ve yasaya aykırı herhangi bir yön bulunmadığı anlaşılmakla şikayetin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle, "Şikayetin reddine" karar verildiği görülmüştür...

      -K A R A R- Davacı vekili, davalının ilama dayalı alacağı icra emrine rağmen ödemediğini, takip şeklinin iflasa çevrildiğini, iflas ödeme emrine itiraz eden davalının itirazlarının yerinde olmadığını ileri sürerek, İİK’nun 177/4. maddesi gereğince davalının iflasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı şirket, cevap vermemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan delillere göre, iflasa tabi olan davalı aleyhine ilama bağlı alacağın icra emri ile istenildiği halde ödenmediği, İİK’nun 177/4’ncü maddesi gereğince davalının iflasının istenebileceği ve depo emri tebliğine gerek olmadığı gerekçesiyle davalının iflasına karar verilmiştir....

        E. sayılı dosyasından kambiyo senetlerine özgü takip yolu ile icra takibine geçildiği, takibin kesinleştiği; alacaklının takip yolunu değiştirerek 29/12/2015 tarihinde kambiyo senetlerine özgü iflâs yolu ile takibe geçtiği ve iflâs ödeme emrinin borçlu şirkete tebliğ olunduğu; borçlunun 04/01/2016 tarihinde ödeme emrine itiraz etmesi üzerine itirazın kaldırılması ve borçlu şirketin iflâsına karar verilmesi istemiyle eldeki davanın açıldığı, görülmüştür. İflâs ödeme emrinin borçluya 30/12/2015 tarihinde tebliğ edildiği, 04/01/2016 tarihinde itiraz edildiği taraf vekillerinin kabulünde olup itiraz yasal 5 günlük süresinde yapılmıştır (İİK m.171). Dava, takip yolu bir kez değiştirilerek aleyhine kambiyo senetlerine özgü iflâs yolu ile takip yapılan borçlunun 5 gün içinde borcu ödememesi ve ödeme emrine itiraz edilmesi üzerine itirazın kaldırılarak borçlu şirketin iflâsına karar verilmesi istemine ilişkindir(İİK.m.171, 158, 166)....

          Görüldüğü gibi; “menfi tespit” niteliğindeki ödeme emrine itiraz/ödeme emrinin iptali davasının yedi günlük hak düşürücü süre içerisinde açılması zorunlu olduğu gibi, kendisine ödeme emri gönderilen borçlunun itirazları da üç nedenle sınırlandırılmıştır. Davanın yasal dayanağını oluşturan 6183 sayılı Kanunun 58.maddesine göre; kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahıs, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren yedi (7) gün içinde alacaklı tahsil dairesine ait itiraz işlerine bakan vergi itiraz komisyonu nezdinde itirazda bulunabilir. İtiraz etmezse borç kesinleşmiş olur. Dava konusu ödeme emirlerinin davacıya tebliğ edildiğine dair tebligat evrakı dosyada mevcut olmayıp 24.11.2014 tarihinde açılan davanın süresinde açılıp açılmadığı anlaşılmamaktadır....

            Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; alacaklı tarafından başlatılan takibe ilişkin olarak borca, faize ve fer'ilerine, ödeme emrine, ödeme emrinin takip talebine aykırı düzenlenmesine ilişkin nedenlerini belirterek süresiz şikayet yoluyla itiraz ettiklerini, takibe konu borç düzenli olarak alacaklının banka hesabına yatırıldığından müvekkilinin borcunun bulunmadığını, ancak mahkemece eksik soruşturma yapılarak, usul ve esasta hata yapılarak davanın reddine karar verildiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. Borçlu, kira alacağına dayalı genel haciz yoluyla ilamsız takipte ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini ileri sürerek tebliğ tarihinin düzeltilmesini, ayrıca ödeme emrine, borca, faiz ve ferilerine yönelik itirazlarının kabulüne karar verilmesini istemiştir....

            İcra Müdürlüğünün 2020/ 7947 Esas sayılı takip dosyası ile müvekkili şirket hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip başlatıldığını, müvekkili şirkete ödeme emri ve tebliğ zarfının e-tebliğ olarak tebliğ edildiğini ancak müvekkili şirkete alacaklı vekili tarafından tasdik edilmiş belgenin örneğinin gönderilmediğini, alacaklı vekili tarafından tasdik edilmiş belge örneğinin ödeme emrine eklenerek taraflarına tebliğ edilmemesi sebebiyle müvekkili şirketin takip dayanağı belge ile ilgili itiraz ve şikayet haklarının engellendiğini, takip dayanağında ve ödeme emrinde yazılı olan işlemiş faiz miktarına ve faiz oranına itiraz ettiklerini, talep olunan faiz miktarı ve faiz oranının yasaya aykırı olduğunu belirterek davanın kabulü ile ödeme emrinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

            UYAP Entegrasyonu