İcra Müdürlüğü'nün 2012/1777 Esas sayılı ilamsız takipte ödeme emri davalılara tebliğ edilmiş, davalılar süresinde itiraz ederek takibin durdurulmasını istemiş, ayrıca... İcra Hukuk Mahkemesi’ne şikayet yolu ile başvurarak ödeme emrinin usulüne uygun olmadığından ödeme emrinin iptalini talep etmiştir. ...İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2012/46 Esas -2013/10 Kararı ile şikayetin kabulü ile borçlu davalılara gönderilen ödeme emrinin iptaline karar verilmiştir. Bunun üzerine davacı alacaklı vekilinin 11.04.2013 tarihli talebi uyarınca icra dairesince borçlulara yeniden ödeme emri gönderilmiş, bu ödeme emrine süresi içinde itiraz edilerek icra takibi durdurulmuş ve eldeki bu dava açılmıştır. Hal böyle olunca, usulüne uygun olarak borçlulara tebliğ edilen ödeme emri ve süresinde yapılmış geçerli bir itiraz da bulunduğu gözetilmeden yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde karar tesisinde isabet görülmemiştir....
Alacaklının talebi üzerine aynı anda borçlunun birden fazla adresine ödeme emri gönderilmiş ise, itiraz ve ödeme süresi önce yapılan tebliğden başlar. Hukuk Genel Kurulunun 13.12.2006 tarihli ve 2006/12-786 E., 2006/783 K.; 11.11.2009 tarihli ve 2009/12-417 E., 2009/511 K. sayılı kararlarında da benimsenen Yargıtay’ın yerleşik uygulamasına göre alacaklının talebi üzerine yeniden ödeme emri çıkartılması borçluya yeni bir itiraz hakkı tanır. Bu hâlde borçlu, ilk çıkan ödeme emri tebliğinden itibaren süresinde itiraz hakkını kullanamaz ise ikinci kez çıkartılan ödeme emrinin tebliğinden itibaren süresi içinde borca itiraz etme imkânına kavuşur. Bu husus Özel Daire ile mahkeme arasında uyuşmazlık konusu değildir. Borçlunun borca itiraz hakkını yeniden elde edebilmesi için alacaklının talebi üzerine borçluya ikinci kez ödeme emri çıkartılması yeterli olup, ilk ödeme emrinin tebliğinin usule uygun olup olmadığının önemi yoktur....
ihtilafı sürdürdüğü anlaşılmakla davalı borçlunun itirazı geçerli olduğundan davacı alacaklının davalı borçlu T3'a yönelik şikayetinin reddine, davalı borçlu T3 gönderilen her iki ödeme emrinin iade döndüğünden davalı borçluya usulüne uygun ödeme emri tebliğ edilmeden, ödeme ve itiraz süreleri de işlemeye başlamayacağından ve haricen öğrenmeye dayalı itiraz hukuki sonuç doğurmayacağından davacı alacaklının davalı borçlu T3 yönelik şikayetinin kabulü gerektiği anlaşılmakla şikayetin kısmen kabulü ile Adana 10....
Hükmün, davacı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ........ tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi: 1) Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davacı Kurum’un aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2) İlamsız icra takiplerinde ödeme emrine itiraz süresi yedi gündür. Bu süre, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği tarihten itibaren başlar. Borçlu yedi gün içinde ödeme emrine itiraz etmez ise, ödeme emri ve icra takibi kesinleşir. Ödeme emri tebliği usulsüz ise, ödeme emrinin tebliğ edildiği tarih, borçlunun usulsüz tebliği öğrendiğini bildirdiği tarihtir ve yedi günlük normal itiraz süresi bu tarihten itibaren başlar. Somut olayda; ödeme emri 07.04.2006 tarihinde davalı......'...
Maddesine göre ödeme emrine itiraz süresinin ödeme emri tebliğ tarihi itibarı ile başlayacağını, İİK'nun emredici hükümleri çerçevesinde itiraz hakkı henüz doğmadan yapılan itirazın hukuki sonuç doğurmayacağını söyleyerek kararın kaldırılmasını ve şikayetin kabulünü istemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi -K A R A R- Dosyanın incelenmesinde; 1-Davalı vekilinin temyiz dilekçesinde ödeme yaptıklarını belirttiği görüldüğünden, ödeme varsa neye ilişkin olduğu ile varsa ödeme dekontları, ibraname ve ödeme belgelerinin eksiksiz olarak dosyaya eklenilmesi, 2-İtiraz Hakem Heyeti kararının taraflara tebliğ edildiğine ilişkin tebligat parçalarının dosya içerisinde ve UYAP kaydında yer almadığı görülmüştür. Bu durumda taraflara, İtiraz Hakem Heyeti kararının tebliğ edilip edilmediğinin belirlenerek tebliğ edilmiş ise tebligat parçasının dosya içerisine eklenmesi, tebliğ edilmemiş ise Tebligat Kanunu'nun hükümlerine göre usulüne uygun tebliği ile temyiz süresinin beklenmesi, ondan sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi, için dosyanın İtiraz Hakem Heyeti'ne iletilmek üzere, İtiraz Hakem Heyeti kararının saklanması kararını veren İstanbul Anadolu 5....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : TALEP : İhtiyati haciz isteyen vekili, aleyhine ihtiyati haciz talep edilen tarafın müvekkili lehine; 30.05.2019 ödeme tarihli 4.000,00 TL, 30.06.2019 ödeme tarihli 4.000,00 TL, 30.07.2019 ödeme tarihli 4.000,00 TL, 30.08.2019 ödeme tarihli 4.000,00 TL, 30.09.2019 ödeme tarihli 4.000,00 TL, 30.10.2019 ödeme tarihli 4.000,00 TL, 30.11.2019 ödeme tarihli 4.000,00 TL, 30.12.2020 ödeme tarihli 4.000,00 TL, 30.01.2020 ödeme tarihli 4.000,00 TL, 30.02.2020 ödeme tarihli 4.000,00 TL, 30.03.2020 ödeme tarihli 5.000,00 TL, 30.04.2020 ödeme tarihli 5.000,00 TL, 01.01.2020 ödeme tarihli 10.000,00 TL, 01.02.2020 ödeme tarihli 10.000,00 TL, 01.02.2020 ödeme tarihli 10.000,00 TL, 01.03.2020 ödeme tarihli 10.000,00 TL ve 01.03.2020 ödeme tarihli 10.000,00 TL olmak üzere toplam 100.000,00 TL'lik senet düzenlediğini, senetlerin ödeme tarihlerinin geçtiğini, borcun muaccel hale geldiğini, davalının herhangi bir ödeme yapmadığını, bir kısım mallarını kaçırdığını, kalan kısmını da kaçırma...
Aksinin kabulü borçlu kiracının (kira borcu bakımından) ödeme emrine itiraz etmemiş olması ile itiraz etmiş olması arasında hiçbir fark bulunmadığına müncer olmaktadır ki, bu husus iki ihtimali ayrı ayrı düzenlemiş olan kanunun sistemine (İİK m. 269/a ve 269/c) aykırı düşer (Kuru, s. 835)." Davalı kiracının ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 günlük itiraz süresi içinde takibe itiraz etmemesi ve dahi davalı kiracı tarafından gecikmiş itiraz yoluna da gidilmemesi nedeni ile takip konusu borç kesinleşmiş olduğundan, artık 30 günlük yasal süre içeresinde ödeme yapılması zorunludur. Bu bağlamda kira alacağına ilişkin takipten önce ödeme yapılıp yapılmadığının yada 30 günlük süreden sonra ödeme yapılmasının yada kısmi ödeme yapılmasının bir önemi bulunmamaktadır....
Görüldüğü gibi; “menfi tespit” niteliğindeki ödeme emrine itiraz/ödeme emrinin iptali davasının yedi günlük hak düşürücü süre içerisinde açılması zorunlu olduğu gibi, kendisine ödeme emri gönderilen borçlunun itirazları da üç nedenle sınırlandırılmıştır. Davanın yasal dayanağını oluşturan 6183 sayılı Kanunun 58.maddesine göre; kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahıs, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren yedi (7) gün içinde alacaklı tahsil dairesine ait itiraz işlerine bakan vergi itiraz komisyonu nezdinde itirazda bulunabilir. İtiraz etmezse borç kesinleşmiş olur. Diğer taraftan, 5510 sayılı Kanunun 102’nci(506 sayılı Kanunun 140) maddesinde davalı Kurum tarafından verilen idari para cezaları ile ilgili usul ve esaslar özel bir şekilde düzenlenmiştir....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 170. maddesi uyarınca imzaya itiraz ve İİK'nın 169/a maddesi uyarınca borca itiraz istemine ilişkindir. İİK'nın 168/5. maddesi uyarınca, itiraz süresinin başlaması için borçluya ödeme emrinin tebliğ edilmesi zorunlu olup, ödeme emri tebliğ edilmeden borçlunun takibi öğrenmiş olması itiraz süresini başlatmaz. Öğrenme ile sürenin başlayabilmesi için borçluya usulsüz de olsa tebliğ edilmiş bir ödeme emrinin bulunması gerekir. Böyle bir durumda, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereği öğrenme tarihi tebliğ tarihi kabul edileceğinden, itiraz süresi de bu tarihten itibaren başlayacaktır. Somut olayda, davacılar adına çıkarılan ödeme emrinin 20/09/2019 ve 21/10/2019 tarihlerinde bila tebliğ iade edildiği, borca itiraz dilekçesinin verildiği 23/09/2019 tarihinde davacılara ödeme emrinin tebliğ edilmediği, ödeme emrinin davacılar vekili Av. T2 18/12/2019 tarihinde tebliğ edildiği tartışmasızdır....