Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda; davacı 0047094 takip kartından gönderilen 2012/19702 takip numaralı iki adet ödeme emrinin iptalini istemiş, mahkemece, Tuzla Sosyal Güvenlik Merkezinin2012/19702 takip numaralı ödeme emrinin iptaline dair karar verilmiş 20.03.2014 tarihinde açılan eldeki davada; davacı taraf dava dilekçesinde Kuruma anılan ödeme emirleri nedeni ile 17.02.2014 tarihinde itiraz ettiklerini alınan cevabi yazı üzerine davayı açtıklarını belirttikleri, davaya konu ödeme emirleri 11.02.2014 tarihinde davacıya tebliğ edildiği görülmektedir. Mahkemece, davacı tarafın ödeme emirlerine karşı dava dilekçesinde beyan edilen Kuruma itiraz dilekçesi, itiraz dilekçesinin Kuruma intikal tarihi, Kurumun cevabi yazısı, cevabi yazısının davacı tarafa tebliğ tarihi araştırılıp, hak düşürücü süre irdelenmeden yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O hâlde, davalı avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır....

    Borçlu, yetkiyle birlikte aynı zamanda borca da itiraz etmişse, dosya yetkili icra müdürlüğüne gönderilip kendisine yeniden ödeme emri tebliğ edildiğinde, borca yeniden itiraz etmesi gerekir. Buna göre borçlu, yetki itirazı ile birlikte borca itirazlarını bildirmemiş olsa bile yetkili icra dairesince gönderilen ödeme emrinin tebliği üzerine süresi içinde yetkili icra mahkemesine borca itirazlarını sunabilir. Bir başka deyişle yeni ödeme emri tebliği, borçluya yeni itiraz hakkı sağlar. O halde mahekemece yukarıda belirtilen ilkeler ışığında itirazın esasının incelenmesi gerekirken borçlunun itiraz hakkını kaybettiği gerekçesiyle istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....

      İcra Dairesinin 2018/6553 esas sayılı dosyasında İcra Müdürlüğünce ödeme emrinin davacıya 01/03/2018 tarihinde tebliğ edildiği, davalı takip borçlusu tarafından 19/03/2018 tarihinde ödem emrine itiraz edildiği ve böylece davalı tarafından ödeme emrine itiraz dilekçesinin, ödeme emrinin tarafına tebliğinden kanunen sınırlanan 7 günden sonra sunulduğu, ödeme emrinin tebliği ile ödeme emrine itiraz arasında ve süresi içinde usulüne uygun yapılmış itiraz olmadığı, 2004 sayılı İİK 67. maddesine göre itirazın iptali davasının açılması için öncelikle takip borçlusunun takibe itiraz etmesi gerektiği,somut olayda davalının süresinde olmayan itirazı nedeniyle , davacının olmayan bir itirazın iptalini istemekte hukukî yararı bulunmadığı gerekçesiyle; "Davanın dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine" karar vermiştir....

      İcra Dairesinin ... esas sayılı dosyasında İcra Müdürlüğünce ödeme emrinin davacıya 01/03/2018 tarihinde tebliğ edildiği, davalı takip borçlusu tarafından 19/03/2018 tarihinde ödem emrine itiraz edildiği ve böylece davalı tarafından ödeme emrine itiraz dilekçesinin, ödeme emrinin tarafına tebliğinden kanunen sınırlanan 7 günden sonra sunulduğu, ödeme emrinin tebliği ile ödeme emrine itiraz arasında ve süresi içinde usulüne uygun yapılmış itiraz olmadığı, 2004 sayılı İİK 67. maddesine göre itirazın iptali davasının açılması için öncelikle takip borçlusunun takibe itiraz etmesi gerektiği,somut olayda davalının süresinde olmayan itirazı nedeniyle , davacının olmayan bir itirazın iptalini istemekte hukukî yararı bulunmadığı gerekçesiyle; "Davanın dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine" karar vermiştir....

        Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 10.04.2001 gün ve 2002/21-201 E. 2002/297 K. ; 24.03.2004 gün ve 2004/10-164 E. 2004/170 K. sayılı kararlarında da benimsendiği üzere itiraz davası için öngörülen yedi (7) günlük sürenin hak düşürücü nitelikte olduğu konusunda kuşku bulunmamaktadır. Hak düşürücü süre, niteliği itibariyle defi değil, bir itiraz olup; sonuçlarını kendiliğinden meydana getirir ve resen gözönünde tutulmalıdır. Kurum alacağı için 6183 sayılı Kanunun 55. maddesi uyarınca düzenlenip, tebliğ edilen ödeme emrine karşı borçlu, anılan Yasanın 58. maddesi uyarınca 7 gün içinde iş mahkemesine itiraz davası açabilir....

          İcra müdürlüğünün 2021/14494 esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, ödeme emri gönderildiğini, davalıların takibi 18/08/2021 tarihinde e-devletten öğrendiklerini bildirerek, ödeme emrine itiraz ettiklerini, icra müdürlüğünün takibi durdurduğunu, müdürlük kararının kanuna aykırı olduğunu, ödeme emrinin tebliğinden önce ödeme emrine, itirazın yok hükmünde olduğunu, ödeme emrinin borçluların yurtdışında olması nedeniyle konsolosluk vasıtasıyla tebliğe çıkartıldığını, takibin kesinleştiğini, davalılardan T4 tebligatı şahsen tebliğ almış olması sonrasında ödeme emrine herhangi bir itirazda bulunmadığını, 09/09/2021 tarihinde diğer davalılya ödeme emrinin tebliğ edildiğini, itiraz etmediğini, ileri sürerek müdürlük kararının iptaline karar verilmesini talep etmiştir....

          Yukarıda yer alan hükümlere göre ödeme emri düzenlenebilmesi için kesinleşmiş ve ödeme müddeti içinde ödenmediği için tahsili kabil hale gelmiş bir kamu alacağının bulunması zorunludur. 1615 sayılı Gümrük Kanununun 78-81'inci maddeleri arasında yer alan itiraz yolları ise gümrük vergi ve resimlerinin tahakkuku ile ilgili olup, söz konusu maddelerin ödeme emirlerine uygulanmasına olanak yoktur. Olayda,davacı kurumun devraldığı gümrük hattı dışı eşya satış mağazası ve fiktif antrepoda yapılan fiili sayım neticesinde noksan çıkan emtia nedeniyle gümrük vergi ve resimlerinin tahsili amacı ile dava konusu ödeme emri düzenlendiği,tahakkuka karşı ise yasada belirtilen itiraz yollarına başvurulduğu dosyanın incelenmesinden anlaşılmaktadır....

            Görüldüğü gibi; “menfi tespit” niteliğindeki ödeme emrine itiraz/ödeme emrinin iptali davasının yedi günlük hak düşürücü süre içerisinde açılması zorunlu olduğu gibi, kendisine ödeme emri gönderilen borçlunun itirazları da üç nedenle sınırlandırılmıştır. Davanın yasal dayanağını oluşturan 6183 sayılı Kanunun 58.maddesine göre; kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahıs, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren yedi (7) gün içinde alacaklı tahsil dairesine ait itiraz işlerine bakan vergi itiraz komisyonu nezdinde itirazda bulunabilir. İtiraz etmezse borç kesinleşmiş olur. Diğer taraftan 6183 sayılı Kanunun 54. maddesi hükmü uyarınca da süresinde ödenmeyen amme alacağı tahsil dairesince cebren tahsil olunur. Amme borçlusunun borcuna yetecek miktarda mallarının haczedilerek paraya çevrilmesi de maddede belirtilen cebren tahsil şekillerinden birisidir....

              Somut olayda; davalı Kurum tarafından prim alacaklarının tahsili amacıyla davacıya ödeme emrinin 03.12.2009 tarihinde tebliğ edildiği, davacının 14.12.2009 tarihinde eldeki davayı açması karşısında ve anılan ödeme emrinde itiraz yolu olarak iş mahkemelerine dava açılabileceği ihtarında bulunulmayıp, aksine sadece vergi itiraz komisyonundan bahseden 6183 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanacağı ihtarında bulunması nedeniyle, davacının idari itirazda bulunup bulunmadığı araştırılıp; Kurumun davacının itirazını usul yönünden reddederek itiraz merciinin iş mahkemeleri olması gerektiği yönünde kanun yollarını açıkça gösterici işlem tesis etmeyip, bir anlamda davacıyı yanıltıcı şekilde itirazını değerlendirmeye alması halinde, Kuruma ödeme emrinin tebliğinin ardından yaptığı başvurunun hatalı mercie (görevli olmayan yere) yapılan başvuru ve dolayısıyla sonrasında açtığı davanın 7 günlük süresi içerisinde açılmış bir dava olarak kabulü gerekeceğinin, idari itiraz yoluna başvurulmaması...

                a ödeme emrinin tebliğine ve adı geçen davalıların ödeme emrine itiraz ettiklerine dair dilekçelere rastlanılmadığından, merciinden ödeme emrinin tebliğ edildiğine dair tebligat evrakları ile borçluların itiraz dilekçelerinin ve varsa itiraz dilekçelerinin davacı (alacaklı) ...ne tebliğ belgesinin getirtilerek evrakına eklenmesi, ondan sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi için dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE 15.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                  UYAP Entegrasyonu