WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Borçlunun; kendisine gönderilen ödeme emrinde borca itiraz süresi ile ödeme süresinin gösterilmediğinden bahisle ödeme emrinin iptali istemi ile icra mahkemesine yaptığı başvuru itiraz değil, İİK'nun 16. maddesi kapsamında "şikayet" niteliğindedir. O halde, icra mahkemesince şikayetin esası incelenmek suretiyle oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken hukuki nitelendirmede hataya düşülerek şikayetin itiraz olarak nitelendirilip başvurunun icra dairesine yapılması gerektiğinden bahisle şikayetin reddine dair hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30/03/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Aksinin kabulü borçlu kiracının (kira borcu bakımından) ödeme emrine itiraz etmemiş olması ile itiraz etmiş olması arasında hiçbir fark bulunmadığına müncer olmaktadır ki, bu husus iki ihtimali ayrı ayrı düzenlemiş olan kanunun sistemine (İİK m. 269/a ve 269/c) aykırı düşer (Kuru, s. 835)." Davalı kiracının ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 günlük itiraz süresi içinde takibe itiraz etmemesi ve dahi davalı kiracı tarafından gecikmiş itiraz yoluna da gidilmemesi nedeni ile takip konusu borç kesinleşmiş olduğundan, ödeme emri tebliğinden itibaren artık 30 günlük yasal süre içerisinde ödeme yapılması zorunludur. Bu bağlamda kira alacağına ilişkin takipten önce yada 30 günlük ödeme süresinden sonra ödeme yapılıp yapılmadığının bir önemi bulunmamaktadır....

    Somut olayımıza gelince; ödeme emrinin davalı borçlu kiracıya 19/10/2021 tarihinde tebliğ olunduğu, takibe itiraz edilmemesi üzerine eldeki davanın 19/11/2021 tarihinde, 30 günlük ödeme süresinin hitamından sonra açıldığı uyuşmazlık konusu değildir. Davalı her ne kadar istinaf dilekçesinde kira sözleşmesine uygun olarak kiralarını ödediğini bildirmiş ise de; İİK’nın 269/a maddesinin açık hükmüne göre ödeme emrine itiraz etmeyen borçlu icra mahkemesinde sadece ihtar süresi içinde ödeme yaptığını ileri sürebilir. Takibin kesinleşmesinden önce ödeme yaptığı iddiasını ileri süremez. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16/03/2021 tarih ve 2017/(6)8- 2340 Esas, 2021/261 Karar sayılı ilamında belirtiği üzere "Borçlu kiracı, ödeme emrine süresi içinde itiraz ederek icra dairesine bildirmesi gereken itiraz sebebini, yani kira borcunu ödeme emrinin tebliğinden (veya takipten) önce ödemiş olduğunu, icra mahkemesinde ileri süremez ve icra mahkemesi böyle bir itirazı inceleyemez....

    Somut dosyada, davacı 10/03/2022 başlangıç tarihli kira akdine istinaden Nisan 2022 kira bedeli olarak 1.600,00 TL yönünden takip yapmış, ödeme emri davalı kiracıya 11/06/2022 tarihinde tebliğ olunmuş, takip itiraz edilmeksizin kesinleşmiş, eldeki dava ise 20/07/2022 tarihinde, 30 günlük ödeme süresinin hitamından sonra ve 6 aylık yasal süre içinde açılmış olup davanın süresinde olduğu görülmektedir. İİK’nın 269/a maddesinin açık hükmüne göre ödeme emrine itiraz etmeyen borçlu icra mahkemesinde sadece ihtar süresi içinde ödeme yaptığını ileri sürebilir. Takibin kesinleşmesinden önce ödeme yaptığı iddiasını ileri süremez. Davalı kiracının ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 günlük itiraz süresi içinde takibe itiraz etmemesi ve dahi davalı kiracı tarafından gecikmiş itiraz yoluna da gidilmemesi nedeni ile takip konusu borç kesinleşmiş olduğundan, artık 30 günlük yasal süre içeresinde ödeme yapılması zorunludur....

    Somut olayda, borçlu tarafından sunulan 27.08.2021 tarihli itiraz dilekçesinde, "... Alacaklı tarafça başlatılan icra takibine, takip konusu alacağa itiraz ediyorum." beyanında bulunulmuş, dilekçenin istem ve sonuç kısmında da " Yukarıda arz ve izah olunduğu üzere, aleyhime alacaklı yanca başlatılan icra takibi sonucu gönderilen ilamsız ödeme emrine itiraz ediyorum. Söz konusu takibin durdurulmasını ve gerekli diğer işlemlerin yapılmasını saygılarımızla arz ve talep ederim." şeklinde beyanda bulunulduğu görülmüştür. Borçlunun " ... İtiraz ediyorum" şeklindeki beyanı, yukarıda belirtildiği üzere itiraz istemini dile getiren, itiraz iradesini ortaya koyan bir beyan olup, geçerli bir itiraz söz konusudur....

    Takip dosyasında borçlu kiracıya ödeme emrinin tebliği için çıkarılan ilk tebligatın bila tebliğ iade edildiği, daha sonra davalı kiracı ...’e 07.12.2015 tarihinde ödeme emrinin tebliğ edildiği görülmüştür. Ödeme emri tebliğ edilmediği halde borçlu tarafından 07.07.2015 tarihinde borca itiraz edilmesi üzerine, davacı alacaklı itirazın kaldırılması ve kiralananın tahliyesini istemiştir. İİK.'nun 269. maddesi gereğince, ödeme emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde itiraz sebeplerini, İİK 62. madde hükümleri dahilinde icra dairesine bildirmeye mecburdur. Ancak iş bu dava açılmadan önce davacı alacaklı tarafından başlatılan icra takibinde borçlu kiracıya tahliye ihtarlı ödeme emri tebliğ edilememiştir. Ödeme emri tebliğ işlemi yapılmadığından, yukarıda anılan maddedeki süreler işlemez. Borçlunun haricen takibi öğrenip icra dairesine itiraz etmesi, yasanın emredici hükümleri karşısında hukuki sonuç doğurmaz....

      İtiraz etmezse borç kesinleşmiş olur. 6183 sayılı Kanunun “Ödeme emri” başlıklı 55. maddesinin ilk fıkrasında; kamu alacağını vadesinde ödemeyenlere, yedi gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları gereğinin bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı; “Ödeme emrine itiraz” başlığını taşıyan 58. maddesinin birinci fıkrasında; kendisine ödeme emri tebliğ olunan kişinin, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde itirazda bulunabileceği belirtilmiştir. Görüldüğü gibi; “menfi tespit” niteliğindeki ödeme emrine itiraz/ödeme emrinin iptali davasının yedi günlük hak düşürücü süre içerisinde açılması zorunlu olduğu gibi, kendisine ödeme emri gönderilen borçlunun itirazları da üç nedenle sınırlandırılmıştır....

        Karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunarak, mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkilinin alacağını tahsil amacıyla borçlular hakkında ilamsız icra takibi başlattığını, borçlulara ödeme emri tebliğ olmadan vekilleri tarafından haricen borca itiraz edildiğini, İİK'nun 62/1 maddesi ve yerleşik Yargıtay kararları gereğince borçlulara tebliğin yasal zorunluluk olduğunu ve icra müdürlüğüne yaptıkları 25/06/2021 tarihli talep üzerine icra müdürlüğünce talepleri kabul edilerek borçlulara ödeme emrinin tebliğ edildiğini, ancak kanuna aykırı olarak aynı anda borçlular vekiline de ödeme emrinin tebliğ edildiğini, borçlu vekili tarafından 25/06/2021 tarihinde borca itiraz edildiğini, borçlulara yasal olarak tebliğ edildiği tarihten sonra gerek borçlular gerekse vekillerinin itiraz etmediklerini, borçlular tarafından itiraz olmadığından takibin kesinleştirilmesi taleplerinin icra müdürlüğünce ödeme emrinin tebliğ edilmediği dönemde dosyada bulunan borca itiraz...

        Diğer taraftan, 6183 sayılı Kanunun “Ödeme emri” başlıklı 55. maddesinin ilk fıkrasında; kamu alacağını vadesinde ödemeyenlere, yedi gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları gereğinin bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı; “Ödeme emrine itiraz” başlığını taşıyan 58. maddesinin birinci fıkrasında; kendisine ödeme emri tebliğ olunan kişinin, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde itirazda bulunabileceği belirtilmiştir. Görüldüğü gibi; “menfi tespit” niteliğindeki ödeme emrine itiraz/ödeme emrinin iptali davasının yedi günlük hak düşürücü süre içerisinde açılması zorunlu olduğu gibi, kendisine ödeme emri gönderilen borçlunun itirazları da üç nedenle sınırlandırılmıştır....

          edilmesi üzerine, İlk Derece Mahkemesince, şikayetin kabulü ile ödeme emri tebliğ tarihinin 20.07.2020 olarak düzeltildiği, yasal süre içinde yapılan itiraz üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği, Bölge Adliye Mahkemesince itiraz tarihinin dilekçenin tutanağa geçirildiği yada UYAP sistemine işlendiği tarih olduğu, itiraz tarihinin ödeme emrinin tebliğinden itibaren yedi günlük yasal süreden sonra 14.09.2020 olduğu, İlk Derece Mahkemesince ödeme emrinin tebliğ tarihinin 20.07.2020 olarak düzeltilmesi ile yetinilmesi gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılmış, yeniden esas hakkında şikayetin kısmen kabulüne, ödeme emri tebliğ tarihinin 20.07.2020 olarak düzeltilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir....

            UYAP Entegrasyonu