Borca itiraz yönünden ise davacı tarafça takibe konu borcun ödendiğinin yazılı bir delil ile ispatlanamadığı, yine faize ve ferilerine yönelik itirazın da faizin yasaya uygun talep edilmiş olması nedeniyle yerinde olmadığı, yine ödeme emri ekinde takibe dayanak bononun tebliğ edilmediği iddiası ile ödeme emrine yönelik şikayette bulunulmuş ise de, ödeme emrinin tebliğine ilişkin tebligat parçası incelendiğinde, tebligat mazbatası üzerinde "bu zarfda örnek 10 ödeme emri ve kıymetli evrak sureti vardır" şerhi mevcut olup buna göre açıkça ödeme emri ile birlikte takibe dayanak senet suretinin de davacılara tebliğ edildiğinin anlaşılması sebebiyle bu şikayetin de yerinde olmadığı, bu sebeple ilk derece mahkemesince davacıların borca ve faize itirazı ile ödeme emrine yönelik şikayetinin ayrı ayrı reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Bu itibarla, davacı borçlu şirket yönünden istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1- b-1....
YETKİYE VE FAİZE İTİRAZ 2004 S. İCRA VE İFLAS KANUNU [ Madde 68 ] 2004 S. İCRA VE İFLAS KANUNU [ Madde 16 ] 2004 S. İCRA VE İFLAS KANUNU [ Madde 50 ] "İçtihat Metni" Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklının genel haciz yoluyla Kadıköy İcra Dairelerinde başlattığı takibe karşı borçlu, yasal süresinde icra dairesine Kadıköy İcra Dairelerinin yetkisine ve takipte istenen faize itiraz etmiştir. Alacaklı tarafça borçlunun yetki itirazı kabul edilerek, dosya yetkili İstanbul İcra Dairesine gönderilmiş ve yetkili icra dairesince de borçluya yeniden ödeme emri tebliğ edilmiştir. Kural olarak yetkili icra dairesine gelen icra dosyası ilk takip dosyasının devamıdır....
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin sözleşmeye dayalı alacağı için 28.11.2019 tarihinde ilamsız takibi yapıldığını, ödeme emri düzenlenerek takibe dayanak belge ile tebliğe çıkarıldığını, davacı borçlu vekili T2 PTT UETS sisteminden 21.05.2021 tarihinde tebliğ edildiğini, İİK madde 62 uyarınca, "İtiraz etmek istiyen borçlu, itirazını, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecburdur. " şeklinde düzenlendiğini, söz konusu davacı yan yasalara uygun ödeme emri ve ekinde takibe dayanak belgenin bulunduğu takibe 07.06.2021 tarihinde borca süresinde itiraz etmediğini, borçlunun gecikmiş itirazının da süresinde olmadığını, borçlunun 27/05/2021 tarihinde aldığı 2 günlük raporun süresi 27 mayıs 2021 ve 28 mayıs 2021 tarihlerini kapsadığını, maninin kalktığı tarih 29 mayıs 2021 tarih olduğunu, böylelikle üç gün içinde yapılması gereken gecikmiş itirazın süresinin geçtiğini, davacı borçlunun huzurdaki...
İcra Müdürlüğünün 2020/7799 esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, bu takibe yönelik olarak yaptıkları yetki itirazlarının davalı tarafça kabul edildiğini ve dosyanın Çeşme İcra Müdürlüğüne gönderilerek 2020/672 esas sayısını aldığını ve bu dosyadan da davacıya ödeme emri tebliğ edildiğini, gönderilen bu ödeme emrinin iptali gerektiğini zira ödeme emri ekinde borcun dayanağı olarak belgenin gönderilmediğini belirterek ödeme emrinin iptaline karar verilmesini istemiştir. YANIT : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacının takibe itiraz etmiş olması nedeniyle ödeme emrinin iptalini istemekte hukuki yararının bulunmadığını, takibe dayanak belgenin kendileri tarafından icra müdürlüğüne sunulduğunu ancak icra müdürlüğü tarafından ödeme emri tebliğ edilirken bu belgenin eklenmemesinin sorumlusunun eksik işlem yapan icra memuru olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir....
Davacının kambiyo şikayetine ilişkin yapılan yargılamada; takibe konu bononun TTK'nın 776.maddesinde belirtilen zorunlu unsurları taşıdığı, davacının bonoda keşideci olduğu ve bononun ödeme tarihinin 28/11/2017 olduğu, bonoda düzenleyene karşı ileri sürülecek taleplerin ödeme tarihinden itibaren 3 yıl geçtikten sonra zamanaşımına uğrayacağı, takip yapılmasının zamanaşımını keseceği bu nedenle takibe konu bono zamanaşımına uğramadığından zamanaşımına ilişkin şikayetin de reddine karar verilmiştir. Davacı vekilinin ödeme emrinin kanuna aykırı düzenlendiğine ilişkin itirazlarında da; icra dosyasında bulunan ödeme emri incelendiğinde senet aslının bulunduğu, ödeme emrindeki unsurlar da eksiklik olmadığı anlaşılmakla davacının davasının reddine" dair karar verildiği görülmüştür. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı/ borçlu vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davaya konu icra takip dosyası ödeme emrinde alacaklı vekili olarak yazılı Av....
Aleyhinde Kayseri Genel İcra Dairesinin 2022/31440 esas sayılı takip dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığı, borçlu vekili tarafından süresi içerisinde yetkiye ve borca itiraz edildiği, alacaklı vekili tarafından borçlunun yetki itirazı kabul edilerek takip dosyasının yetkili Adana Genel icra Dairesine gönderildiği ve 2022/47550 esas sırasına kaydı yapılarak ödeme emri düzenlendiği, ödeme emrinin borçluya tebliğe çıkarılarak tebliğ edildiği edildiği anlaşılmıştır. Borçlu, icra müdürlüğüne itiraz ederek icra takibini durdursa dahi, İİK'nun 58 ve 61. maddelerine dayalı olarak icra mahkemesinden takibin ve ödeme emrinin iptalini talep etmesinde hukuki yararı vardır....
İcradaki yetki itirazını öncelikle incelemeyen mahkeme kararını temyiz etmeyen ve süresi içinde de dosyanın yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmeyen davacı taraf bunun yerine itiraz sonucu duran takip dosyasındaki yetki itirazı hükümden düşürülmüş olmadığı halde icra dosyasının Bakırköy İcra Müdürlüğüne gönderilmesini istemiş ve orada yeniden ödeme emri çıkartılmasını sağlamış olup bu ödeme emrine itiraz üzerine de bu davayı açmıştır. Yeni çıkartılan ödeme emri yeni bir takip değildir. Çünkü önceki dosyadan bağımsız yeni bir takip yapılmış olmayıp aynı dosya üzerinden yeni bir ödeme emri çıkartılmıştır. İcra müdürlüğünce icradaki yetki itirazı hükümden düşürülmediği halde, usulsüz olarak dosyanın gönderildiği Bakırköy İcra Dairesi tarafından yeniden ödeme emri tebliğ edilmesi usulsüz olup bu ödeme emrine itiraz edilmiş olması yeniden itirazın iptali davası açılabilmesini mümkün kılmaz....
İİK'nın 67. maddesi uyarınca itirazın iptali davası; alacaklının, icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK'nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçladığı bir eda davasıdır. İİK'nın "Yetki Ve İtirazları" başlıklı 50.maddesi; "Para veya teminat borcu için takip hususunda Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun yetkiye dair hükümleri kıyas yolu ile tatbik olunur. Şu kadar ki, takibe esas olan akdin yapıldığı icra dairesi de takibe yetkilidir. Yetki itirazı esas hakkındaki itirazla birlikte yapılır. İcra mahkemesi tarafından önce yetki meselesi tetkik ve kati surette karara raptolunur. İki icra mahkemesi arasında yetki noktasından ihtilaf çıkarsa Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 25 inci maddesi hükmü tatbik olunur." şeklinde düzenlenmiştir. Ödeme emri tebliği üzerine borçlu sadece yetki itirazında bulunmuş ise, alacaklı İİK'nın 50/2. maddesi uyarınca, bu itirazın kaldırılmasını ancak, İcra Hukuk Mahkemesi'nden isteyebilir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf konusu, kambiyo senetlerine özgü takipte borçlu tarafından açılan ödeme emri tebligatı usulsüzlüğü şikayeti ile yetkiye, imzaya ve borca itiraz davasına ilişkindir....
İcra Müdürlüğünün 2021/8693 Esas sayılı takip dosyası ile örnek 10 kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile ödeme emri düzenlenmiş ve müvekkil şirket adresine 26.04.2021 tarihinde tebliğ edilmiş, müvekkili aleyhine başlatılan işbu haksız ve hukuki dayanaktan yoksun ödeme emrinin iptal edilmesi gerektiğini, Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 17 dolayısıyla bonodaki yetki sözleşmesi bir tacir veya kamu tüzel kişisi temsilcisi tarafından düzenlenmiş ve alacaklısı da bir tacir veya kamu tüzel kişisi idiyse geçerli, aksi takdirde bonodaki yetki şartı hukuken geçersiz olduğunu, takibe konu senet incelendiğinde açıkça görülecektir ki senedi düzenleyen kişinin gerçek kişi olduğu ve herhangi bir tüzel kişiliğe sahip olmadığının aşikar olduğunu, dolayısıyla yetki sözleşmesi baştan geçersiz olup ciro edildiği takdirde işbu geçersizliğin diğer cirantalar ve yetkili hamile sirayet edeceğinden yetki sözleşmesine dayanarak takibin İstanbul İcra Müdürlüklerinde açılması mümkün olmadığını, davalı yanın ödeme...