Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Borçlu borcun ödendiği ve bu ipoteğe ilişkin alacağın genel mahkemede yapılacak yargılama ile belirlenmeden ipotekli takibe konamayacağı gerekçeleriyle de icra mahkemesinde takibin iptalini talep etmiştir. Mahkemece alacağın genel mahkemede yapılacak yargılama ile belirlenmeden ipotekli takibe konamayacağından icra takibinin iptaline karar verilmiş ve alacaklı vekilince karar temyiz edilmiştir. İİK.nun 149/b maddesinde "149.maddede yazılı haller dışındaki (ipoteğin kayıtsız şartsız bir para borcu ikrarını ihtiva ettiği haller dışında) muaccel alacaklar için icra müdürü, borçluya ve varsa taşınmaz sahibi 3.şahsa ....ödeme emri gönderir." İİK.nun 150.maddesinde "Borçlu ve 3.şahıs ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 gün içinde itirazda bulunabilirler" İİK.nun 150/a maddesinde "Ödeme emrine itiraz hakkında 62'den 72 maddeye kadar hükümler uygulanır.'' şeklinde düzenleme getirilmiştir....

    . - K A R A R - Davacı vekili, davalının müvekkili şirketten makine satın aldığını, ödeme hususunda taraflar arasında protokol yapıldığını, ancak davalının borcunu ödememesi üzerine girişilen takibe davalının itiraz ettiğini belirterek itirazın iptali ve % 40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının yetkisiz icra müdürlüğünde takibe geçtiğini, itiraz üzerine yetkili icra müdürlüğünce yeniden ödeme emri gönderildiğini bu davanın yetkisiz icra müdürlüğünce girişilen takibe yapılan itirazın iptaline ilişkin olduğundan davanın usulden ve esastan reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davacının yetkisiz olan......

      olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.Borçluya ikinci kez çıkarılan ödeme emri, ona yeni bir itiraz hakkı tanır (HGK'nun 13.12.2006 tarih ve 2006/12-786/783 sayılı kararı)....

        İcra Müdürlüğünün 20.02.2018 tarihli kararının kaldırılmasına, ödeme emri tebliğ tarihinin 02.09.2015 olarak düzeltilmesine karar verildiği, ancak ödeme emrinin tebliğ tarihinin düzeltilmesine ilişkin iş bu şikayet dosyasında kararın kesinleşme şerhi bulunmamakla, kararın kesinleşmediği anlaşılmaktadır. Davalı ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesini istediğine göre, Mahkemece şikayet dosyasının kesinleşmesi beklenerek ve buna göre davalının icra dosyasına yaptığı itirazın süresinde olup olmadığı değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir....

          İcra Müdürlüğü' nün 2013/2395 sayılı dosyasına ilişkin ödeme emrinin iptaline karar verildikten sonra taraflarına yapılan ödeme emrine yaptıkları itiraz ve şikayetleri inceleyerek bir sonuca gitmesi gerekirken, iptal edilmiş olan ödeme emrine ilişkin olarak verilen kararın bu itirazlar için kesin hüküm oluşturacağı yanılgısına düştüğünü, Daire karar gerekçesine göre ödeme emri iptal kararından sonra gönderilen ikinci ödeme emrine karşı borçlunun yeniden itiraz ve şikayet hakkı doğduğundan önceki itirazların yeni ödeme emri tebliğinden sonra hukuki bir sonuç doğurmayacağını davacı tarafın dava dilekçesi ile ileri sürdüğü itiraz nedenleri incelenip değerlendirilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiğini, yerel mahkemenin kesin hüküm var diyerek, itiraz ve şikayetleri değerlendirmek için gerekli delilleri toparlayıp, inceleme yapmadan, eksik tahkikatla davanın reddine karar verdiğini beyanla devamla; dava dilekçelerindeki olay ve olguları tekrarla; müvekkilinin ilamsız icra...

          Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; davalının icra takibinden sonra; fakat ödeme emri tebliğinden önce borcun bir kısmını ödediği, kalan meblağı da ödeme emri tebliğinden itibaren süresinde yatırdığı, asıl borç dışında vekalet ücreti, icra haciz ve masrafları yönünden takibe itiraz ettiği, 7 gün içerisinde yapılan ödemelerde avukatlık ücretinin 3/4 tahakkuk ettirileceği ve icra masraflarından davalının sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. Dava, ticari satımdan kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkindir. Davalıya ödeme emri tebliğ edilmeden önce davacının banka hesabına ödeme yaptığı anlaşıldığına göre karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 11.maddesinin 4.fıkrasına yanlış mana verilerek tebliğden önce ödenen bedele vekalet ücretini takdir edilmesi doğru görülmemiştir....

            İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; davacı tarafından davalı aleyhine başlatılan ilamsız takipte davalıya ödeme emri tebliğ edilmediği, borçlunun 15.08.2018 tarihinde takibe itirazda bulunduğu, itirazın ödeme emri tebliğinden itibaren 7 günlük süre içinde yapılması gerektiği, ödeme emri henüz tebliği edilmeden itiraz süresi başlamayacağından, takip borçlusunun icra takibine itirazının usule uygun yapılmış itiraz kabul edilemeyeceği gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur....

            İcra Müdürlüğünün 2020/7502 Esas sayılı dosyasıyla başlatılan takip kapsamında yer alan vekaletnamelerde borçlular vekiline takipte borca ve yetkiye itiraz hususunda açıkça yetki verilmediğini, takibe itiraz tarihinde reşit olan borçlu T4 ait vekaletnamenin daha önce bu kişinin anne ve babası tarafından velayeten verilmiş vekaletname olması nedeniyle itiraz tarihinde adı geçen borçlu yönünden geçerliliğinin bulunmadığını, borçlu T7 ödeme emri tebliğ edilmeden önce bu kişi adına vekaleten takibe itiraz edildiğini ancak ödeme emri tebliğinden itibaren yasıl süresi içinde takibe itiraz edilmediğini, bu nedenlerle takibin devamına karar verilmesi taleplerinin icra müdürlüğünün 20/10/2020 tarihli kararıyla haksız olarak reddedildiğini bildirerek icra müdürlüğünün 20/10/2020 tarihli kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : İlk derece mahkemesince dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, şikayetin reddine karar verilmiştir....

            Mahkemece, dosya kapsamı ve toplanan delillere göre; davalının davacı tarafça başlatılan ilamlı takipte borcunu ödemediği, iflas yoluyla adi takibe ilişkin ödeme emrine itiraz etmediği ve takip konusu borcunu da ödemediği, takibe konu alacak ilama dayandığı için depo emri gerekmediği gerekçesiyle davanın kabulüne, İİK'nun 177/4. maddesince davalı şirketin iflasına karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. 1)Dava, iflas istemine ilişkindir. Davalı şirket hakkında başlatılan ilamlı takip, borcun ödenmemesi üzerine iflas yoluyla adi takibe çevrilmiş, İİK'nun 155. maddesi hükmü uyarınca düzenlenen iflas yoluyla adi takiplere ilişkin ödeme emrine itiraz edilmemesi üzerine, davacı tarafça iflas istemli işbu dava açılmıştır....

              süresi içerisinde itiraz ettiğinden takibin durdurulduğu, icra müdürlüğünce itirazın ödeme emri tebliğinden önce veya sonra yapılmasının değerlendirilemeyeceğinden talebin reddine karar verildiği, davacı alacaklı tarafından bu işlem şikayet edilmiş ise de; davalı borçlunun ödeme emri tebliğ edilmeden ancak icra müdürlüğünce ödeme emri düzenlendikten sonra itiraz ettiği İİK'nun 62/1 maddesinde " itiraz etmek isteyen borçlu, itirazını ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecburdur. " hükmü yer almakla birlikte borçluya ödeme emrinin tebliğ edilememesi halinde borçlunun takipten haberdar olup yedi gün içinde itirazını icra dairesine bildirdiğinin ve alacaklının da anlaşmazlığı ve takibi sürdürme iradesinin mevcut olduğunun anlaşılması halinde ödeme emri tebliğ edilmese bile borçlunun itirazı geçerli olup icra müdürlüğünce alacaklı vekilinin takibin devamına karar verilmesi talebinin reddine ilişkin işlemi yerinde...

              UYAP Entegrasyonu