Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

31.10.2013 düzenleme tarihli ve 22.719,24 TL tutarlı ödeme emri, 2013/17847 ve bu takibe ilişkin 26.662,98 TL bedelli ödeme emri, 2013/17849 nolu takip ve bu takibe ilişkin 31.10.2013 düzenleme tarihli 41,31 TL tutarlı ödeme emri, 2013/013685 nolu takip ve bu takibe ilişkin 29.04.2013 havale tarihli 2.387,97 TL tutarlı ödeme emri, 2013/013684 nolu takip ve bu takibe ilişkin 29.04.2013 havale tarihli 20.568,38 TL tutarlı ödeme emri, 2013/016819 nolu takip ve bu takibe ilişkin 26.09.2013 havale tarihli 117,23 TL tutarlı ödeme emri, 2013/016820 nolu takip ve bu takibe ilişkin 26.09.2013 havale tarihli 950,43 TL tutarlı ödeme emri, 2013/17517 nolu takip ve bu takibe ilişkin 09.10.2013 havale tarihli 108,43 TL tutarlı ödeme emri, 2013/19194 nolu takip ve bu takibe ilişkin 13.04.2015 havale tarihli 2904,22 TL tutarlı ödeme emri, 2013/14615 nolu takip bu takibe ilişkin 05.06.2013 düzenleme tarihli 142,19 TL tutarlı ödeme emri, 2013/014614 nolu takip ve bu takibe ilişkin 05.06.2013 düzenleme tarihli...

    İDDİANIN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul 9.İcra Müdürlüğü 2019/41094 Esas sayılı dosyasında davalı tarafından başlatılan takip kapsamında BJK iktisadi işletmesi hakkında ödeme emri düzenlenerek tebliğ edildiğini, takibe itiraz edildiğini ve takibin durdurulduğunu, 1 yıl sonra ancak yine eski tarihli olarak takip talebine aykırı şekilde BJK derneği hakkında ödeme emri düzenlenerek ödeme emrinin tebliğ edildiğini, borçlu olmayan kişiye ödeme emri düzenlenemeyeceğini, takip talebine aykırı ödeme emri düzenlenmesinin süresiz şikayete tabi olduğunu, BJK derneğinin takibe itiraz etse de iş bu davayı açmakta hukuki yararının bulunduğunu beyan ederek icra emrinin ve icra takibinin iptaline, yargılama giderinin ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

    İcra Müdürlüğü'nce icra takip dosyasında davalı borçlu kiracı şirkete usulüne uygun ödeme emri tebliğ işlemi yapılamadığından, yukarıda anılan maddedeki, davalı borçluya verilen süreler işlemez. Davalı borçluya usulüne uygun ödeme emri tebliğ edilmeden, ödeme ve itiraz süreleri de işlemeye başlamayacağından davacı alacaklı İcra Mahkemesinden itirazın kaldırılmasını ve tahliye isteyemez....

      Alacaklının talebi üzerine aynı anda borçlunun birden fazla adresine ödeme emri gönderilmiş ise, itiraz ve ödeme süresi önce yapılan tebliğden başlar. Hukuk Genel Kurulunun 13.12.2006 tarihli ve 2006/12-786 E., 2006/783 K.; 11.11.2009 tarihli ve 2009/12-417 E., 2009/511 K. sayılı kararlarında da benimsenen Yargıtay’ın yerleşik uygulamasına göre alacaklının talebi üzerine yeniden ödeme emri çıkartılması borçluya yeni bir itiraz hakkı tanır. Bu hâlde borçlu, ilk çıkan ödeme emri tebliğinden itibaren süresinde itiraz hakkını kullanamaz ise ikinci kez çıkartılan ödeme emrinin tebliğinden itibaren süresi içinde borca itiraz etme imkânına kavuşur. Bu husus Özel Daire ile mahkeme arasında uyuşmazlık konusu değildir. Borçlunun borca itiraz hakkını yeniden elde edebilmesi için alacaklının talebi üzerine borçluya ikinci kez ödeme emri çıkartılması yeterli olup, ilk ödeme emrinin tebliğinin usule uygun olup olmadığının önemi yoktur....

        Başvuru; icra memur işlemini şikayete ilişkindir, Takip dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklının davalı aleyhine devremülk sözleşmesine dayalı olarak ilamsız takip başlattığı, ödeme emrinin borçlunun takip talebinde belirtilen adresinde 07/01/2021 tarihinde tebliğ edildiği ve borçlu vekilinin aynı tarihli dilekçesi ile takibe itiraz ettiği, alacaklının 15/01/2021 tarihinde, takip talebinde yazılı ve devremülkün devrine dair ibarenin ödeme emrine yazılması ve borçlunun Uyap sisteminde kayıtlı son güncel adresinin sorgulanarak tespit edilen adresine çoklu tebligat gönderilmesini talep ettiği, müdürlüğün 17/1/2021 tarihli kararı ile borçlunun takip talebinde yazan adresine ödeme emrinin gönderildiği ve borçluya tebliğ edildiği, süresi içerisinde borçlu vekili tarafından takibe itiraz edildiği ve durdurulmuş takibe karşı işlem yapılamayacağından, takip durdurulmuş olduğundan talebinin reddine karar verildiği görülmüştür....

        Bu açıklamalar karşısında, somut olayın değerlendirmesine gelince; borçlu ... hakkında icra takibine girişildiği, borçluya ödeme emrinin tebliğ edildiği ve itiraz bulunmadığından takibin kesinleştiği, takip devam ederken anılan borçlunun öldüğü, alacaklı vekilinin, borçlunun mirasçılarına ödeme emri çıkarılmasını talep etmesi üzerine birkısım mirasçılara ödeme emri çıkarılıp tebliğ edildiği, ödeme emrine itiraz üzerine işbu davanın açıldığı dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Mirasçılar hakkındaki takip, mevcut takibin devamı niteliğinde olduğundan, adı geçen mirasçılar için yeniden ödeme emri çıkarılmasına gerek bulunmamaktadır. Alacaklı vekilinin, takibin mirasçılara karşı devam ettirilmesi isteğinin mirasçılara tebliği yeterlidir. Böyle yapılmayıp, icra dairesince yeniden ödeme emri çıkarılması fuzuli bir işlem olduğundan, mirasçılar murisin ölümünden önceki işlemlere itiraz edemezler....

          Alacaklının takipte müteakip işlemlere devam edebilmesi için ödeme emrinin borçluya tebliğ zorunlu olup, takipten haberdar olan borçlunun ödeme emrinin tebliğinden önce yaptığı itiraz, alacaklının takibe devam iradesini ödeme emri tebliğ edilmesini istemesiyle gösterdiğinden geçerlidir. Somut olayda, itirazdan sonra borçluya ödeme emri tebliğ edildiğine göre alacaklı takibe devam iradesini göstermiştir. O halde itiraz geçerli olduğundan icra müdürlüğünce takibin durdurulması ve alacaklının haciz talebinin reddi yönündeki kararı ile Mahkemece verilen şikayetin reddi kararı İİK'nın 62, 66 ve 78. maddelerinde belirtilen yasal düzenlemelere uygun ve isabetlidir. Açıklanan nedenlerle, davacının istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1- b-1. bendi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir....

          Mahkemece davalının önce icra emri daha sonra ödeme emri tebliğ edildiği halde borcunu ödemediği, ilama bağlı alacağı ödemeyen davalının yeterli mal varlığı bulunmasının sonuca etkili olmadığı gerekçesiyle davalı şirketin iflasına karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, davalı aleyhine Ankara 20.İcra Müdürlüğünün 2004/5034 sayılı dosyasından haciz yoluyla ilamsız takibe geçmiş, itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasında takibin 68.862 Dolar üzerinden devamına karar verilmiş, alacaklı vekili kararı icra dosyasına 11.01.2008 tarihinde sunmuş ve yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden borçluya icra emri gönderilmesini istemiştir. Alacaklı vekili 26.08.2008 tarihinde itirazın iptali davasında karar altına alınan alacak ve icra emrine konu alacağın toplamı üzerinden takip yolunun iflasa çevrilmesini talep etmiş, borçluya örnek No:11 iflas ödeme emri gönderilmiş, borçlu ödeme emrine itiraz etmemiştir....

            Takibe dayanak yapılan ve hükme esas alınan 05.12.2008 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli sözleşme konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacı, davalı hakkında 02.09.2009 tarihinde tahliye talepli başlattığı icra takibi ile ödenmeyen 2009 Nisan-Aralık aylar arası aylık 400.-TL'den toplam 3.600.-TL kira bedeli, 43.99.-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 3.643.99 TL nin tahsilini istemiştir. Ödeme emri davalıya 09.09.2009 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı 09.10.2009 tarihinde takibe itiraz etmiş ise de itirazı süresinde olmadığından takip kesinleşmiştir. Ancak 02.09.2009 tarihinde düzenlenen ve 09.09.2009 tarihinde tebliğ edilen ödeme emrinde itiraz süresi belirtildiği halde ödeme süresi verilmediği anlaşılmaktadır. Temerrüt ihtarına konu ödeme emrinin B.K. 260. maddesine uygun olması gerekir. B.K. 260. maddesine uygun olmayan ödeme emri hukuki sonuç doğurmaz. Hukuki sonuç doğurmayan ödeme emrine dayanarak tahliye kararı verilemez....

              İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle, borca itiraz için takip talebinde bulunulması yeterli olup ödeme emri tebliğinin gerekli olmadığını, mahkemece hatalı ve kendi içerisinde çelişkili hüküm oluşturulduğunu, davacının bu karara dayalı olarak müvekkiline ödeme emri göndereceğini ve müvekkilinin takibe bir daha itiraz etmesi gerekecek iken mahkemenin takibin durdurulması yönünden şikayetin reddine şeklindeki hükmünün çelişki içerdiğini, müvekkilince takibe itiraz edildiğini ve takibin durduğunu, bu aşamadan sonra alacaklıya itiraz dilekçesi tebliğ edilmesi halinde itirazın iptali ya da kaldırılması davalarının süresinde açılması gerektiğini, bu davaları ikame etmenin şartı itiraz dilekçesinin ne zaman tebliğ edildiği ile ilgili olduğunu, hiçbir yerde borçluya ödeme emri tebliğinden bahsedilmediğini, borçluya ödeme emri gönderilmesinin sebebinin takipten haberdar olmasını sağlamak, borçluya itiraz ya da ödeme yönünden süre tanımak bulunduğunu, açılan davada hukuki...

              UYAP Entegrasyonu