Somut olayda; takip talebi ve ödeme emrinde, takip konusu borcun dayanağı olarak 45.000 TL miktarlı, 30.01.2015 tanzim tarihli, 30.03.2015 vade tarihli senet gösterilmiş olup, takip talebinde senet aslının icra müdürlüğüne teslim edilmediğine dair şerhin alacaklı vekili tarafından imzalandığı, borçlu adına çıkarılan ödeme emri tebliğ evrakında; '' örnek 7 ödeme emri vardır'' şerhinin bulunduğu ve takip dayanağı belge suretinin ödeme emri ekinde gönderildiğine ilişkin bir açıklamanın tebligat mazbatası üzerinde yer almadığı görülmektedir. Bu durumda, mahkemece, yukarıda değinilen yasal düzenlemeler gereğince, takibe dayanak belgenin takip talebi ile birlikte icra dairesine ibraz edilmediği ve borçluya sadece ödeme emri gönderilip, takip dayanağı belgenin eklenmediği göz önünde bulundurularak ödeme emri tebliğ işleminin iptaline karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir...." ilamında belirtilmiştir....
Kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte, İİK'nın 168/3- 4- 5. madde ve fıkraları uyarınca ödeme emrinin tebliği üzerine borçlu 5 günlük sürede icra mahkemesine başvurarak senet vasfına yönelik şikayetleri ile birlikte, icra dairesinin yetkisine, imzaya borca itirazlarını bildirebilir, Kural olarak borçlunun itiraz hakkı kendisine ödeme emri tebliği ile doğar. Ancak Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin yerleşik uygulamasına göre, borçluya "ödeme emri tebliğ edilemese" bile, alacaklının anlaşmazlığı ve takibi sürdürme iradesi mevcut bulunduğu sürece borçluya ödeme emrinin tebliğ edilmemesi şikayet ve itirazda bulunmasına engel teşkil etmez. Borçluya ödeme emri tebliğ edilmeden haricen takibin öğrenilerek eldeki başvurunun yapıldığı anlaşıldığına göre, alacaklının borçluya karşı kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takibi sürdürme iradesinin mevcut olup olmadığının saptanması gerekir (Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 06/02/2017 tarih, 2017/453 esas ve karar sayılı ilamı)....
TBK.nin madde 315 uyarınca ''......, kiralananın tesliminden sonra muaccel olan kira bedelini veya yan gideri ödeme borcunu ifa etmezse, kiraya veren ......ya yazılı olarak bir süre verip, bu sürede de ifa etmeme durumunda, sözleşmeyi feshedeceğini bildirebilir. ......ya verilecek süre en az on gün, konut ve çatılı işyeri kiralarında ise en az otuz gündür. Bu süre, ......ya yazılı bildirimin yapıldığı tarihi izleyen günden itibaren işlemeye başlar.'' Davaya konu takip dosyasında gönderilen ödeme emri ile borçluya 30 günlük ödeme süresi verildiği anlaşılmaktadır. Ödeme emri borçluya 24.02.2016 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı vekilinin temyiz dilekçesi ekine ödeme belgeleri sunduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda takibe konu aylara ilişkin asıl alacak miktarının yasal süre içerisinde alacaklıların hesabına ödenip ödenmediğinin mahkemece değerlendirilip oluşacak sonuca göre karar verilmek üzere hükmün bozulması yoluna gidilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : İİK.nun 65.maddesine uygun yapılmış bir gecikmiş itiraz bulunmadığı gibi takibin şekline göre uygulanması gereken İİK.nun 62.maddesi uyarınca borca itirazın yasal sürede icra dairesine yapılması gerekmekle sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Alacaklı tarafından genel haciz yolu ile ilamsız icra takibine başlandığı, örnek 7 numaralı ödeme emrinin borçluya 13.11.2013 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun ise 12.03.2015 tarihinde icra mahkemesine yaptığı başvuruda kendisine ödeme emri tebliğ edilmediğini belirterek takibe ve borca itiraz ettiği, mahkemece tebligatın usulüne uygun...
İcra Müdürlüğü 2019/11532 E. sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklı vekili tarafından davalı kiracı borçlu aleyhine tahliye talepli adi kiraya dair ilamsız icra takibine başlandığı, örnek 13 ödeme emrinin borçluya tebliğe çıkarıldığı, tebligatın bila tebliğ iade döndüğü, dosyada borçluya yapılan herhangi bir ödeme emri tebligat parçasının mevcut olmadığı, borçlunun 11/10/2019 tarihli dilekçesi ile borcun tamamına ve ferilerine itiraz ettiği, icra müdürlüğünün aynı tarihli kararı ile takibin durdurulmasına karar verildiği görülmüştür. Mahkemece icra müdürlüğüne yazılan yazı cevabında, davalı borçluya iade gelen ödeme emri tebligatlarından sonra yeniden tebligat çıkarılmadığı, dosyada borçluya yapılan tebligat bulunmadığı belirtilmiştir. İİK.nun 269. maddesi gereği ödeme ve itiraz süresi ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren işlemeye başlar....
Erdemli İcra Dairesinin 2018/3509 esas sayılı dosyası incelendiğinde, 33.350,00 TL miktarlı asıl alacağın ferileri ile birlikte takibe başlandığı, takibe konulan bononun unsurlarının tam olduğu, örnek 10 ödeme emrinin davacıya tebliğ edildiğine ilişkin bilgi bulunmadığı, davacı borçlunun 30.10.2018 tarihli ihtiyati haciz sırasında "borcumu kabul ediyorum, ayrıca itiraz ve şikayet süreleri dahil tüm sürelerden feragat ederim, lehime tüm sürelerden feragat ederim, itiraz ve şikayet hakkımdan feragat ederim, takibin kesinleşmesine muvafakat ederim" şeklinde beyanda bulunduğu, ardından taraflar arasında taahhüt sözleşmesi yapıldığı görülmüştür. Dava dilekçesinin 11.12.2018 tarihinde mahkemeye tevzi edildiği, mahkemece davanın reddine karar verildiği görülmüştür. Somut olayda, borçlu ihtiyati haciz sırasında henüz ödeme emri tebliğ edilmeden borcu kabul ettiğini, kendisine tanınan sürelerden feragat ettiğini ve takibin kesinleşmesine muvafakat ettiğini beyan etmiştir....
İcra Müdürlüğü’nün 2008/5505 takip sayılı dosyası üzerinden adi takip yoluyla başlatılan icra takibine; takip borçlusu davalı, süresinde ve 03.06.2008 tarihinde itiraz etmiş ve İİK’nın 66. maddesi gereğince de takip durmuştur. Ayrıca 03.06.2008 tarihinde davalı, şikayet yoluyla aynı tarihte itiraz ettiği ödeme emrinin iptâlini istemiş ve Bakırköy 4. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 13.06.2008 tarih, 2008/651 Esas ve 2008/626 Karar sayılı hükmü ile “ödeme emri” iptâl edilmiştir. İtirazın iptâli davası ise bir yıllık süresi içinde ve ödeme emrinin İcra Hukuk Mahkemesi’nce iptâlinden önce 06.06.2008 tarihinde açılmıştır....
- K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin müflis şirketten daire satın aldığını ve 105.000,00 TL tutarında ödeme yaptığını, ancak daire tapusu devredilmediğinden, sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayalı olarak, ödenen meblağın tahsili amacıyla müflis şirket aleyhine iflas yoluyla takip başlatıldığını ve iflas ödeme emri gönderildiğini, takibe itiraz edilmemesi üzerine, iflas istemiyle açılan dava sonucunda .... Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2011/490 E, 2012/96 K sayılı ilamıyla şirketin iflasına karar verildiğini, iflas yoluyla takibe konu alacağın, faizi ile birlikte masaya kaydı için yaptıkları başvurunun hukuka aykırı olarak reddedildiğini ileri sürerek, 187.747,15 TL tutarındaki alacaklarının iflas masasına kayıt kabulünü talep ve dava etmiştir. Müflis davalı şirket iflas idaresi vekili, davacının ödediğini ileri sürdüğü meblağın müflis şirket kayıtlarında yer almadığını, temel borç ilişkisinin ispatlanması gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir....
İcra Müdürlüğünün 2020/7799 esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, bu takibe yönelik olarak yaptıkları yetki itirazlarının davalı tarafça kabul edildiğini ve dosyanın Çeşme İcra Müdürlüğüne gönderilerek 2020/672 esas sayısını aldığını ve bu dosyadan da davacıya ödeme emri tebliğ edildiğini, gönderilen bu ödeme emrinin iptali gerektiğini zira ödeme emri ekinde borcun dayanağı olarak belgenin gönderilmediğini belirterek ödeme emrinin iptaline karar verilmesini istemiştir. YANIT : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacının takibe itiraz etmiş olması nedeniyle ödeme emrinin iptalini istemekte hukuki yararının bulunmadığını, takibe dayanak belgenin kendileri tarafından icra müdürlüğüne sunulduğunu ancak icra müdürlüğü tarafından ödeme emri tebliğ edilirken bu belgenin eklenmemesinin sorumlusunun eksik işlem yapan icra memuru olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir....
Ödeme emrinin tebliği üzerine duran takibin devamı ise, ancak icra mahkemesinde borçlunun itirazının kaldırılması ya da genel mahkemelerde itirazın iptali ile sağlanabilir. Kaldı ki ödeme emri borçluya tebliğ edilip, takip kesinleştikten sonra, alacaklının talebi ile yeniden ödeme emri tebliği borçluya yeni bir itiraz hakkı verir....