Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, iptaline karar verilen ödeme emri olmayıp ödeme emrinin tebliği işlemi olduğunu, ödeme emrinin iptal edilmediğini, ödeme emri tebliğ işleminin iptaline ve ödeme emri tebliğ tarihinin 11.08.2020 olarak düzeltilmesine karar verildiğini, kesinleşen karara istinaden takibin davalı borçlu yönünden durduğunu, bu durumda borçlu, 11.08.2020 itibariyle ödeme emrini tebliğ almış ve 14.08.2020 tarihli dilekçesi ile takibe ve borca itiraz ettiğini, tebliğ işleminin iptalinin itirazı geçersiz hale getirmediğini, itirazı da itirazın iptali davası açılabilmesi için gerekli olan dava şartının gerçekleştiğini, aksi yönde varılan kabulün usul ekonomisine de ters düşeceğini, borçluya yeniden ödeme emri gönderilecek olması mevcut itirazının geçersizliği anlamına gelmeyeceğini, borçluya yeniden ödeme emri gönderilmiş olması ve borçlunun gönderilen bu yeni ödeme emrine itiraz etmediği varsayımında, borçlunun 14.08.2020 tarihli itirazının geçersiz kabul edilmesi anlamına...

    İtiraz süresi ödeme emrinin tebliği ile başlayıp borçlunun daha önce takibi öğrenmesi süreyi başlatmaz. Somut olayda borçluya gönderilen bir ödeme emrinin bulunmadığı, borçlunun 10.07.2019 tarihinde takibe itiraz ettiği, alacaklının (takipten feragat etmediği sürece) takibi sürdürme iradesinin varlığı dikkate alındığında borçlunun takibe itiraz hakkının bulunduğu, öte yandan İİK.'...

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Tüm dosya kapsamına göre; davacılar aleyhine bir adet bonodan dolayı kambiyo senedine özgü takip başlatıldığı, davacı tarafın takibe konu bono örneğinin ödeme emri ile birlikte tebliğ edilmediği ve bononun teminat amacıyla verildiğini söyleyerek takibin ve ödeme emrinin iptalini talep ettikleri, davacılara çıkartılan ödeme emri tebligat parçaları üzerinde ödeme emri ve eklentilerinin bulunduğunun yazılı olduğu, aksinin davacılar tarafından ispat edilemediği, ayrıca takip dayanağı senedin teminat amaçlı verildiği ileri sürülmüş ise de ; senedin teminat senedi olduğunun, anlaşmaya aykırı olarak sonradan doldurulduğu iddialarının ve sair borca itiraz nedenlerinin İİK'nın169/a maddesi uyarınca ispat edilmesi gerektiği, borçlunun İİK'nın 169/a maddesinde sayılı belgelerden biri ile iddiasını ispat edemediği, borçlu tarafından ileri sürülen borca itiraz nedenlerinin menfi tespit davasının konusu olup dar yetkili icra mahkemesince dikkate alınamayacağından...

    -TL den 2009 Şubat-Temmuz aylar arası kira bedeli toplamı 2.400 TL’nin tahsilini istemiştir.Ödeme emri davalıya 27.4.2009 tarihinde tebliğ edilmiştir.Davalı ödeme emrinin tebliği üzerine kısmı itirazda bulunmuş itirazında kabul ettiği kira bedellerini ödememiştir.Ancak davalı borçlu adına gönderilen ödeme emrinde ödeme süresinin 7 gün itiraz süresi 30 gün yazıldığı anlaşılmaktadır. Gönderilen bu ödeme emri Borçlar Kanunu 260. maddesine uygun bir ödeme emri olarak kabul edilemez.Borçlar Kanunu 260. maddesine uygun olmayan ödeme emri hukuki değer taşımaz.Bu nedenle Hukuki değer taşımayan ödeme emrine dayanılarak tahliye kararı verilemez.O nedenle tahliye isteminin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Kararın yukarda açıklanan nedenle BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 3.5.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      İstinaf Sebepleri Şikayetçi alacaklı istinaf dilekçesinde; mahkemenin hükme esas aldığı Yargıtay kararının somut olaydan farklı bir olay için verilmiş bir karar olduğunu, Yargıtay kararında gerekçe olarak gösterilmiş olan İcra İflas Kanunu'nun 269. maddesinin, adi kira ve hasılat kiraları için ödeme emri ve itiraz müddetini düzenlediğini, somut olayda ise adi kira ve hasılat kirası nedeni ile başlatılmış olan bir icra takibi bulunmadığını, İİK'nın 62. maddesinde borca itirazın süresi ve şekline ilişkin hükümler düzenlendiğini, anılan kanun maddesinde ''İtiraz etmek isteyen borçlu, itirazını, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecburdur.'' düzenlemesinin yer aldığını, buna göre, borçlu tarafından ödeme emri tebliğ edilmeden önce yapılan itiraz başvurusunun hukuken geçerli kabul edilemeyeceğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. C....

        İcra Müdürlüğünün 2021/706 Esas sayılı dosyasından ödeme emri gönderilmeden icra takibine itiraz ettikleri, davacı alacaklının ise henüz ödeme emri tebliğ edilmeden yapılan itirazın geçersiz olduğunu, ödeme emri tebliğ edildikten sonra davalı borçlular tarafından itiraz edilmediğini ileri sürerek, icra müdürlüğünce, icra takibinin durdurulması yönünde verilen kararın hatalı olduğunu ileri sürerek icra müdürlüğü kararının kaldırılması ile davalı borçlular aleyhine haciz taleplerinin kabulünü talep ettiği, Ancak Yargıtay 12....

        DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İncelenen icra dosyası fotokopisi ve tüm dosya kapsamına göre; davacılar aleyhine 21/02/2019 tanzim, 01/09/2019 vade tarihli bir adet bonodan dolayı kambiyo senedine özgü takip başlatıldığı, davalının takibe konu senette lehtardan sonra gelen hamil ciranta olduğu, davacı şirketin keşideci, diğer davacıların ise kefil olarak senette imzalarının bulunduğu, her ne kadar davacı taraf yetki itirazında bulunmuş ise de; takibe konu bonoda düzenleme yerinin İstanbul olması nedeni ile yetki itirazının yerinde olmadığı, davacılara çıkartılan ödeme emri tebligat parçalarının üzerinde örnek ödeme emri ile birlikte eklerini ihtiva ettiğinin yazılı olduğu, takip talebi ekinde de bono fotokopisinin mevcut olduğu, ödeme emri ile birlikte bono fotokopisinin gönderilmediğine yönelik şikayetin yerinde olmadığı, davacı tarafın takibe konu bonodaki imzaya itiraz etmediği, takibe konu senedin kambiyo vasfında olduğu, davacı tarafın delil olarak dayandığı kira sözleşmesinde...

        Mahkemece, davacı tarafından davalı taraf aleyhine başlatılan takip dosyasında davalı borçluya çıkarılan adi kiraya ve hasılat kiralarına ait 13 örnek ödeme emri tebligatının 28/07/2015 tarihinde T.K. 21. maddesine göre muhtara bırakılarak tebliğ edilmesi ve beyan alınan komşu isminin tebligat meşruhatında yer almaması nedeniyle ödeme emri tebligatının yeterli araştırma içermediği ve geçersiz olduğu, bu sebeple 30 günlük ödeme süresi ve dava şartlarının belirsiz olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kesinleşen icra takibi nedeniyle tahliye istemine ilişkindir. Ödeme emri tebliğinin geçerli olup olmadığı ve ödeme emri tebliğ belgesinde bulunması gereken unsurların eksik olması şikayete tabi olup, icra mahkemesine bu iddialara dayalı olarak şikayette bulunulduğuna ilişkin delil sunulmamıştır....

          İcra Müdürlüğünün 2020/7769 Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklı tarafından, davalı borçlu hakkında genel haciz yolu ile ilamsız icra takibi yapıldığı, borçluya gönderilen ödeme emrinin 28/09/2020 tarihinde iade edilmesi sonrasında borçluya ödeme emrinin ve dayanak belgenin tebliği için yeniden tebligat çıkarılmadığı, borçlu tarafından 12/10/2020 tarihinde takibe itiraz edildiği anlaşılmıştır. İİK 'nun 62/1. maddesinde; “İtiraz etmek isteyen borçlu, itirazını, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecburdur” hükmü yer almakla birlikte borçluya “ödeme emri tebliğ edilemese” bile, alacaklının anlaşmazlığı ve takibi sürdürme iradesi mevcut bulunduğu sürece borçluya ödeme emrinin tebliğ edilmemesi şikayet ve itirazda bulunmasına engel teşkil etmez. Bu durumda borçlunun itirazı geçerli olup alacaklının itirazın kaldırılmasını istemekte hukuki yararı vardır....

          Davalının itirazı üzerine ayrı ayrı açılan itirazın kaldırılması ve tahliye davalarında; Alaşehir İcra Mahkemesi'nin 29.05.2014 tarih ve 2014/79-106 sayılı kararı ile; takibe konu kira bedelinin ödendiğinin ispatlanamadığı gerekçesiyle itirazın kaldırılmasına, Alaşehir İcra Mahkemesi'nin 18.03.2015 tarih ve 2015/22 Esas-2015/28 sayılı kararı ile; ödeme emrinde açıkça 30 günlük ödeme süresi verilmediği gerekçesiyle davanın reddine kara verilmiş, bu kararlar kesinleşmiştir. Aynı takip talebine dayanarak alacaklı tarafından bu kez davalıya 7 ve 30 günlük süreleri içeren ikinci bir ödeme emri gönderilmiş, bu ödeme emri davalı borçluya 07.05.2015 tarihinde tebliğ edilmiştir....

            UYAP Entegrasyonu