WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Tebliğ memurunca, anılan mevzuat gereği, ödeme emrinin muhatap borçlunun adreste bulunup bulunmadığı ve muhatap yerine tebliğ yapılan şahsın tebellüğe ehil olduğu tespit ve tevsik edilmeksizin  doğrudan aynı konutta muhatapla birlikte sürekli ikamete eden açıklaması ile kızına tebliğ edilmesi usulsüzdür. Tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nun 16. maddesi  olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1.fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır. Bu durumda, aksine bir belge bulunmadığı sürece, muhatabın beyan ettiği öğrenme tarihi, tebliğ tarihi olarak kabul edilir....

    nun 12/02/1969 T. ve 1967/172- 107 Sayılı kararı) Somut olayda, şikayetçi borçlu hakkında genel haciz yolu ile ilamsız icra takibi başlatıldığı, örnek 7 ödeme emrinin borçluya 04/06/2022 tarihinde, 103 davetiyesinin 18/06/2022 tarihinde ve bilirkişi raporunun 15/10/2022 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu tarafından sadece ödeme emri tebliğ işleminin şikayet konusu yapıldığı, 103 davetiyesi ve bilirkişi raporunun tebliğ işleminin usulsüzlüğüne yönelik bir iddiada bulunulmadığı, bu durumda şikayetçi borçlunun en geç anılan davetiyenin tebliğ edildiği 18/06/2022 tarihinde takibi öğrendiğinin kabulü ile bu tarihe göre borçlunun 16/11/2022 tarihinde icra mahkemesine yaptığı şikayetin İİK.'nın 16/1 maddesinde ön görülen 7 günlük yasal süreden sonra yapıldığı anlaşılmaktadır. Yerleşik Yargıtay içtihatları da bu yöndedir. (Yargıtay 12.HD.17.01.2017 tarih 2016/7578 E.- 2017/407 K...)...

    Mahkemece; ödeme emri tebliğ edilmeden, borçlunun icra dairesine itirazı sonuç doğurmayacağından, asıl dava yönünden, şikayetin kabulü ile icra takip dosyasından verilen 01/07/2020 tarihli kararın kaldırılmasına, birleşen dava yönünden borçlu vekilinin 04/03/2020'de, icra takip dosyasına, usulüne uygun onanmış vekaletname sureti sunduğu, bu durumda icra takibinde borçlunun vekil ile temsil edildiği, borçlu asile gönderilen ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğu gerekçesiyle ödeme emri tebliğ işleminin iptaline, borçlu Melih vekiline ödeme emri tebliğinin emrolunmasına, ödeme emri tebliğ işleminin iptaline karar verildiğinden gecikmiş itiraza ilişkin olarak karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Asıl dosya davacısı istinaf dilekçesinde asile tebliğe engel bulunmadığını beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Birleşen dosya davacısı katılma yoluyla sunduğu istinaf dilekçesinde özetle; itirazın geçerli olduğunu beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir....

    Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunun ileri sürülmesi "şikayet" niteliğinde olup, İİK'nun 16/l. maddesi gereğince şikayetin, işlemi öğrenme tarihinden itibaren yedi günlük sürede yapılması zorunludur. Somut olayda borçluya örnek 7 ödeme emrinin 13.07.2015 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu ... Elektirik Dağıtım A.Ş vekilinin ise icra dosyasına verdiği 22/07/2015 havale tarihli dilekçesinde takibe, ödeme emrine itiraz ettiği, icra mahkemesine başvurunun ise 05.08.2015 tarihinde yapıldığı görülmektedir. Dolayısıyla borçlunun 22.07.2015 tarihinde takipten haberdar olduğu ancak, usulsüz tebligat şikayetinin İİK'nun 16/l. maddesi gereğince öğrenme tarihinden itibaren yedi günlük sürede yapılmadığı anlaşılmıştır....

      Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Borçlunun kendisine gönderilen tebligatın usulsüz olduğunu ileri sürerek icra mahkemesine başvurması “şikayet” niteliğindedir. İİK’nun 16/1. maddesi gereğince de şikayetin öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede yapılması zorunludur. Somut olayda, borçluya ödeme emri tebligatı dışında kıymet takdiri raporunun da tebliğ edildiği, borçlunun şikayet dilekçesinde kıymet takdir raporu tebliğ işleminin usulsüzlüğüne yönelik bir iddiasının bulunmadığı anlaşılmıştır. Buna göre, Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince borçlunun ödeme emrinden en geç kıymet takdir raporunun tebliğ edildiği 26.5.2014 tarihinde haberdar olduğu kabul edilmelidir....

        Gerekçe ve Sonuç Ödeme emri tebligatında alanın ve dağıtıcının imzasının yer aldığı, tebliğ işleminin Tebligat Kanununun 16. maddesine göre usulüne uygun olduğu, borçlunun eşinin tebliği almaya yetkili olduğu gerekçesi ile ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesi talebinin reddine, 01.08.2019 tarihli ödeme emri tebliğ işlemi usulüne uygun olduğundan 20.02.2020 tarihli borca, faize, tüm ferilerine ve zaman aşımına yönelik itirazın süre yönünden usulden reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde borçlu istinaf başvurusunda bulunmuştur. B.İstinaf Sebepleri Borçlu, şikayet ve itiraz dilekçesi içeriğini tekrarlamış, bundan başka eşinin okuma yazma bilmediğine ilişkin iddia hakkında hiç bir araştırma yapılmadığını, yakın komşularının tanık olarak dinlenmesinin zorunlu olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. C....

          Şubesinde bulunan döviz hesabı nedeniyle elde ettiği faiz tutarı üzerinden salınan gelir vergisi, damga vergisi, eğitime katkı payı ve fon payının tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrini iptal eden vergi mahkemesi kararının bozulması istemine ilişkindir. 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 55'inci maddesinde, kamu alacağını vadesinde ödemeyenlere, (7) gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları gereğinin bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı; 58'inci maddesinde de, kendisine ödeme emri tebliğ olunan kişinin, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zaman aşımına uğradığı iddialarıyla tebliğinden itibaren (7) gün içerisinde idari dava açabileceği açıklanmış bulunmaktadır. Bu maddelerde sözü edilen ödeme emri; konu edindiği kamu alacağını yaratan işlemden ayrı ve bağımsız bir idari işlemdir....

            Borçlu tarafından ödeme emri tebligatının usulsüzlüğünün ileri sürülmesi halinde icra mahkemesince bu husustaki şikayet değerlendirilip itirazların süresinde olduğunun tespiti halinde; imzaya itirazların İİK'nun 168/4, 170. maddeleri uyarınca ödeme emri tebliğinden itibaren 5 gün içerisinde icra mahkemesine bildirilmesi zorunlu olduğundan bu hususta değerlendirme yapılıp sonuca gidilmesi gerekir. Tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesine göre; “Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi addolunur” denilmektedir....

            Öte yandan, takibin şekline göre olayda uygulanması gereken İİK'nun 168/1. maddesinin 2. cümlesi gereğince; ''İcra memuru senedin kambiyo senedi olduğunu ve vadesinin geldiğini görürse, borçluya senet sureti ile birlikte hemen bir ödeme emri gönderir.'' Somut olayda, borçlu adına çıkarılan ödeme emri tebliğ evrakında, ''bu zarfta ödeme icra emri vardır'' şerhinin bulunduğu ve takip dayanağı bono suretinin ödeme emri ekinde gönderildiğine ilişkin bir açıklamanın tebligat mazbatası üzerinde yer almadığı görülmektedir....

            Bölge Adliye Mahkemesi Kararı C.1.Gerekçe ve Sonuç Borçlunun adına çıkartılan ödeme emri tebligatını almaktan imtina etmesi üzerine ödeme emri tebliğ evrakının TK'nın 21/1. maddesine göre mahalle muhtarına teslim edildiği ve 2 nolu haber kağıdının borçluya elden verildiği, komşuya haber verme yükümlülüğünün bulunmadığı, ortağı olduğu şirketin adresine tebligat yapılmasının sözkonusu tebligatı geçersiz kılmayacağı, tebliğ işleminin usulüne uygun olduğu gerekçesi ile borçlunun istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde borçlu temyiz isteminde bulunmuştur. B. Temyiz Sebepleri Borçlu, istinaf dilekçesi içeriğini tekrarlayarak kararın bozulmasını talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla ödeme emri tebligat usulsüzlüğü şikayeti ile yetkiye ve borca itiraza ilişkindir. 2....

              UYAP Entegrasyonu