Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece davalının önce icra emri daha sonra ödeme emri tebliğ edildiği halde borcunu ödemediği, ilama bağlı alacağı ödemeyen davalının yeterli mal varlığı bulunmasının sonuca etkili olmadığı gerekçesiyle davalı şirketin iflasına karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, davalı aleyhine Ankara 20.İcra Müdürlüğünün 2004/5034 sayılı dosyasından haciz yoluyla ilamsız takibe geçmiş, itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasında takibin 68.862 Dolar üzerinden devamına karar verilmiş, alacaklı vekili kararı icra dosyasına 11.01.2008 tarihinde sunmuş ve yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden borçluya icra emri gönderilmesini istemiştir. Alacaklı vekili 26.08.2008 tarihinde itirazın iptali davasında karar altına alınan alacak ve icra emrine konu alacağın toplamı üzerinden takip yolunun iflasa çevrilmesini talep etmiş, borçluya örnek No:11 iflas ödeme emri gönderilmiş, borçlu ödeme emrine itiraz etmemiştir....

    V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE ESASIN İNCELEMESİ: Dava, Kurum işleminin ve ödeme emrinin iptali ile borçlu olunmadığının tespiti ile kesintilerin iadesi istemine ilişkindir. 6183 sayılı Kanunun “Ödeme emri” başlıklı 55. maddesinin ilk fıkrasında; kamu alacağını vadesinde ödemeyenlere, yedi gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları gereğinin bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı; “Ödeme emrine itiraz” başlığını taşıyan 58. maddesinin birinci fıkrasında; kendisine ödeme emri tebliğ olunan kişinin, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde itirazda bulunabileceği belirtilmiştir. Görüldüğü gibi; “menfi tespit” niteliğindeki ödeme emrine itiraz/ödeme emrinin iptali davasının yedi günlük hak düşürücü süre içerisinde açılması zorunludur....

      "İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi Davacı, Kurumca gönderilen ödeme emri nedeniyle kuruma karşı borçlu olmadığının tespiti ile ödeme emrinin iptalini istemiştir. Mahkemece, ilamında belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne, davalı Kurum tarafından 6183 sayılı Yasa uyarınca yapılan 2013/25600 - 2013/25611 - 2013/58965 - 2013/58966 - 2013/88986 - 2013/88987 - 2013/88988 sayılı takiplerin iptali ile davacının borçlu olmadığının tespitine, karar verilmiştir....

        Bu açıklamalar karşısında, somut olayın değerlendirmesine gelince; borçlu ... hakkında icra takibine girişildiği, borçluya ödeme emrinin tebliğ edildiği ve itiraz bulunmadığından takibin kesinleştiği, takip devam ederken anılan borçlunun öldüğü, alacaklı vekilinin, borçlunun mirasçılarına ödeme emri çıkarılmasını talep etmesi üzerine birkısım mirasçılara ödeme emri çıkarılıp tebliğ edildiği, ödeme emrine itiraz üzerine işbu davanın açıldığı dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Mirasçılar hakkındaki takip, mevcut takibin devamı niteliğinde olduğundan, adı geçen mirasçılar için yeniden ödeme emri çıkarılmasına gerek bulunmamaktadır. Alacaklı vekilinin, takibin mirasçılara karşı devam ettirilmesi isteğinin mirasçılara tebliği yeterlidir. Böyle yapılmayıp, icra dairesince yeniden ödeme emri çıkarılması fuzuli bir işlem olduğundan, mirasçılar murisin ölümünden önceki işlemlere itiraz edemezler....

          "İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava ödeme emri iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, uyulan bozma ilamı sonrası davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir....

            "İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, ödeme emri iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, ilamında belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir....

              Olayda dava konusu ödeme emri içeriği katılma payının davacıya tebliğ edilmediği, mahkeme kararında geçen su endeks defterindeki 18.4.2000 tarihinin sadece bir bilgi notu olduğu davacının imzasını taşıyan bir tebliğin ise mevcut olmadığı anlaşıldığından, usulüne uygun tebliğ edilmeyen katılma payının tahsili için düzenlenen ödeme emrinin iptali gerekir Bu nedenle aksi yöndeki vergi mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir....

                İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, terditli davada asli talebe öncelik verilmesi gerektiğini, fer'i talebin kabul edildiğinden bahisle asli talebin reddedilemeyeceğini, mahkemenin feri talep olan usulsüz tebligat şikayetini karara bağladıktan sonra davacıların daha menfaatine olan ödeme emrinin iptali istemi hakkında karar vermesi gerektiğini, ödeme emrinin iptali istemine ilişkin haklılıklarının mahkemece kabul edilmesinden ve ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğunun tespitinden sonra süresinde kabul edilmesi gereken ödeme emrinin iptali istemi hakkında esasa ilişkin karar verilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin sakatlığın öğrenme ile sonradan ortadan kaldırılması mümkün ise de ödeme emrindeki sakatlığın öğrenme ile ya da tebligat tarihinin düzeltilmesi yoluyla ortadan kaldırılabilecek bir sakatlık olmadığını, davanın terditli olması nedeniyle HMK'nın 111. maddesi gereği asli talepler hakkında...

                İcra Hukuk Mahkemesinin 220/1173 esas sayılı kararı gerekçede gösterilerek infazen kapatılan icra dosyasında işlem yaptığını, ancak bu kararı davalının kabul etmeyerek istinaf yoluna başvurduğunu, infaz ile kapatılan dosyadan gönderilen ödeme emrinin yasaya aykırı olduğundan iptali gerektiğini, taraflar arasında görülen itirazın iptali davasında itirazın iptaline karar verildiğini, gerekçeli karar henüz tebliğ edilmeden alacaklı tarafın takibe devam etmesi üzerine icra tehdidi altında dosya borcunun ödendiğini , ödeme ile infaz olan dosyada tekrar ödeme emri gönderilemeyeceğini, müvekkilinin banka hesaplarına uygulanan haciz nedeniyle blokeleri kaldırmak için ödemeleri gerçekleştirdiklerini, icra müdürlüğünün 2 ayrı kapak hesabı yaptığını, borç bakiyesi olarak kapak hesaplarında bildirilen miktarları ödediklerini söyleyerek ödeme emri nedeniyle 16/02/2021 tarihli icra emrinin iptaline karar verilmesini istemiştir....

                HUKUKİ DEĞERLENDİRME: Yukarında belirtilen hükümlere göre bir amme alacağının tahsili amacıyla ödeme emri düzenlenebilmesi için ortada kesinleşmiş ve vadesinde ödenmemiş bir alacağın bulunması ve kendisine ödeme emri tebliğ olunan kişinin ödeme emrinin iptali için açtığı davada ileri sürebileceği hukuka aykırılık iddialarının; böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zaman aşımına uğradığı şeklinde olması gerekmektedir....

                  UYAP Entegrasyonu