Hukuk Dairesi'ne ilişkin bölümünün (1) numaralı bendinde "6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun ikinci kısmında (Özel Borç İlişkileri -Akdin Muhtelif Nev’ileri) yer alan ve diğer dairelerin görevine girmeyen sözleşmelerden kaynaklanan davalar sonucu verilen hüküm ve kararlar (satış sözleşmesi : taşınır ve taşınmaz satışı, ödünç sözleşmeleri : ariyet (kullanım ödüncü)-karz-ödünç (tüketim ödüncü), ölünceye kadar bakma sözleşmesi,vedia (saklama) sözleşmesi,hizmet sözleşmesi,kefalet sözleşmesi, vekalet sözleşmesi) "ın istinaf incelemesinin işbu Daire tarafından yapılacağı belirtildiğinden HMK m. 352/1,a uyarınca, dosyanın 4. Hukuk Dairesi'ne gönderilmesine karar vermek gerekmiştir. KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: Dosyanın Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi'ne GÖNDERİLMESİNE. 31.03.2021 tarihinde, dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonunda, OYBİRLİĞİYLE karar verildi. GER. KARAR YAZIM TARİHİ : 01.04.2021 ......
Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 08/03/2019 tarih ve 2013/6 ve 2013/123 sayılı ek kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmiş olup, dava dosyası yerel mahkemece Dairemize gönderilmiş ise de, mümeyyiz davacı vekilinin 11/04/2019 havale tarihli dilekçesi ile davadan feragat ettiğini Dairemize bildirmesi üzerine dosyanın incelenmeksizin iadesinin istendiği gözlenmiş olmakla Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten sonra dosya re'sen ele alınıp incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında kredi karşılığı ödünç sözleşmesi imzalandığını, kredinin konusu olan genel kredi sözleşmesinin bu protokolün eki olduğunu, müvekkili şirketin ödünç veren, davalı şirketin ise ödünç alan olduğunu, ödünç alan davalı şirketin finans sıkıntısını aşmak amacıyla, müvekkili şirketin kredibilitesinden yararlanarak 1.000.000,00 TL ödünç almış olduğunu, ancak ödünç alan davalı şirketin ödünç aldığı kredinin geri ödenmesi...
Davacı, alacak iddiasını ödünç sözleşmesine dayandırmış olup uyuşmazlıkta ödünç verilen paraların verilme tarihleri esas alındığında mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun uygulanması gerekmektedir.Mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nda “karz” olarak adlandırılan bu sözleşmeler 306. maddede “Karz, bir akittir ki onunla ödünç veren, bir miktar paranın yahut diğer bir misli şeyin mülkiyetini ödünç alan kimseye nakil ve bu kimse dahi buna karşı miktar ve vasıfta müsavi aynı neviden şeyleri geri vermekle mükellef olur.” şeklinde tanımlanmıştır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu ise “tüketim ödüncü” olarak adlandırdığı bu sözleşmeyi, ödünç verenin, bir miktar parayı ya da tüketilebilen bir şeyi ödünç alana devretmeyi, ödünç alanın da aynı nitelik ve miktarda şeyi geri vermeyi üstlendiği sözleşme olarak ifade etmiştir (m.386). Bir şeyin ödünç olarak verildiğini iddia eden taraf bu iddiasını ispatla yükümlüdür....
KARAR Davacı, bacanağı olan davalıya 2004 yılında 8.244.TL nakit para ile 33,62 gr. altın karşılığı 2.250.TL ödünç verdiğini, taraflar arasında yazılı bir ödünç sözleşmesi yapılmadığını, ancak yörede gelenek icabı bacanaklar arasında bu tür ilişkilerin senede bağlanmadığını, davalının borcunu ödemediği gibi yapılan icra takibine de haksız olarak itiraz ettiğini belirterek itirazın iptali ile inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davacı, davalıya ödünç para verdiğini, ödenmemesi üzerine yapmış olduğu takibe de itiraz edildiğini bildirerek eldeki davayı açmıştır. Davalı akdi ilişkiyi inkâr etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Tefecilik HÜKÜM : Mahkumiyet Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: Sanığın faiz karşılığı ödünç para verdiği sabit kabul edilerek tefecilik suçundan mahkumiyetine karar verilmişse de; ceza yargılaması sonucunda mahkumiyet kararı verilebilmesi için suç oluşturan fiilin sanık tarafından işlendiğinin hiç bir kuşkuya yer bırakmayacak, herkesi inandıracak biçimde kanıtlanması ve şüphenin masumiyet karinesinin gereği olarak sanık lehine değerlendirilmesi gerektiği (Anayasa m. 38/4, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi m. 6/2, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi m. 11, Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi m. 14/2), sanığın aşamalarda değişmeyen savunmaları, mağdur ...'...
Hakimler ve Savcılar Kurulunun Ankara Bölge Adliye Mahkemesinin iş bölümüne ilişkin 25/06/2020 tarih ve 564 sayılı kararı gereğince 4.Hukuk Dairesinin ihtisas alanını düzenleyen 1.maddesi ile; "6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun ikinci kısmında (Özel Borç İlişkileri -Akdin Muhtelif Nev’ileri) yer alan ve diğer dairelerin görevine girmeyen sözleşmelerden kaynaklanan davalar sonucu verilen hüküm ve kararlar (satış sözleşmesi: taşınır ve taşınmaz satışı, ödünç sözleşmeleri: ariyet (kullanım ödüncü)-karz-ödünç (tüketim ödüncü), ölünceye kadar bakma sözleşmesi,vedia (saklama) sözleşmesi,hizmet sözleşmesi,kefalet sözleşmesi, kaynaklı hüküm ve kararların" hüküm ve kararların'' istinaf incelemesini yapmakla Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 4.Hukuk Dairesi görevli kılınmıştır....
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, ödünç olarak verildiği iddia edilen paranın iadesi istemine ilişkindir. Davanın Hukuki Sebebi: Türk Borçlar Kanunu(TBK)'nun 386. maddesindeki; "Tüketim ödüncü sözleşmesi, ödünç verenin, bir miktar parayı ya da tüketilebilen bir şeyi ödünç alana devretmeyi, ödünç alanın da aynı nitelik ve miktarda şeyi geri vermeyi üstlendiği sözleşmedir." şeklindeki düzenlemedir. DELİLLER : ------- sicil numarasında kayıtlı----- olduğu ve şirketin kuruluşundan bu güne dosyasına intikal eden sicil kayıtlarının ilan olunduğu -------------fotokopilerinin ekte gönderildiği bildirilmiştir. Ekte gönderilen sicil gazeteleri incelendiğinde, şirketin ----- tescil edildiği, şirket kurucularının ---- olduğu, sermayesinin ---- olduğu, ilk beş yıl için ----seçildiği, şirketi müdürlerin temsil ettiği ------ sayfasında ilan edilmiştir. Şirket ortağı ----- devir ettiği ------ sayfasında ilan edilmiştir....
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, ödünç olarak verildiği iddia edilen paranın iadesi istemine ilişkindir. Davanın Hukuki Sebebi: Türk Borçlar Kanunu(TBK)'nun 386. maddesindeki; "Tüketim ödüncü sözleşmesi, ödünç verenin, bir miktar parayı ya da tüketilebilen bir şeyi ödünç alana devretmeyi, ödünç alanın da aynı nitelik ve miktarda şeyi geri vermeyi üstlendiği sözleşmedir." şeklindeki düzenlemedir. DELİLLER : ------- sicil numarasında kayıtlı----- olduğu ve şirketin kuruluşundan bu güne dosyasına intikal eden sicil kayıtlarının ilan olunduğu -------------fotokopilerinin ekte gönderildiği bildirilmiştir. Ekte gönderilen sicil gazeteleri incelendiğinde, şirketin ----- tescil edildiği, şirket kurucularının ---- olduğu, sermayesinin ---- olduğu, ilk beş yıl için ----seçildiği, şirketi müdürlerin temsil ettiği ------ sayfasında ilan edilmiştir. Şirket ortağı ----- devir ettiği ------ sayfasında ilan edilmiştir....
Bu bakımdan, dava konusu bedelin şart içerdiği dolayısıyla geçersiz olduğu yönündeki iddia da yerinde olmadığını, Taraflar arasında yapılan 13.04.2016 tarihli ‘Protokol’ incelendiğinde; Protokol’ün 1.1. maddesinde “Tapu tahsis belgesinin tapuya dönüştürülmesi için davacı adına ...’ye verilecek ödemelere ilişkin olarak söz konusu tapu kaydı oluştuğunda Ödünç veren müvekkil şirket yararına müvekkil şirketçe uygun görülmüş bir ipotek tesisi sağlanıncaya kadar yapılacak iş ve işlemler, işbu Protokol’ün konusunu oluşturmaktadır”, Protokol’ün 1.3. maddesinde “Ödünç Veren tarafından, yapılacak bu ödemelerin, işlemiş ve işleyecek akdi faizleriyle birlikte, ileride ödünç alan adına oluşturulacak tapu kaydı üzerine ipotek olarak tesisine kadar geçecek süre zarfında ödünç veren tarafından yapılacak ödemelere karşılık ve yapılan ödemelerin teminatı zımnında 13.04.2016 tanzim tarihli 35.000,00 TL tutarlı ve keşidecisinin ödünç alan olacağı bono işbu protokolün imzası ile birlikte ödünç verene teslim...
Davalı vekili cevabında, müvekkilinin Ödünç Para Verme İşleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile düzenlenen ikrazatçılık işi ile uğraştığını ve ikrazatçı sıfatı altında ödünç para verme ile uğraşan ve ödünç sözleşmesi ile para sağlayan gerçek kişi olduğunu, burada tüketici kredisi söz konusu olmadığından bankaların uyguladıkları faiz oranının esas alınamayacağını, sözleşmede belirlenen faiz oranlarının geçerli ve taraflar için bağlayıcı olduğunu, sözleşmede faiz oranının aylık %10, gecikme faizinin ise %20 olarak belirlendiğini, davacı tarafın 1.550,00 TL'lik ödemenin mahsup edilemediği iddiasının doğru olmadığını, ödenmiş 1,550,00 TL'nin çıkarılmasıyla elde edilen net faiz toplamının 11.250,00 TL olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir....