WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı, davalıya 29/11/2019 tarihinde geri ödenmek üzere 490.000,00 TL ödünç para verdiği iddiasındadır. Bu iddiasını ispatlamak için dosyaya 31/05/2019 tarihli ödünç sözleşmesini sunmuştur. Davalının dosyaya sunulan sözleşme altındaki imzaya yönelik inkarı bulunmamaktadır. Davacı tarafından dosyaya sunulan kayıtsız şartsız borç ikrarını içeren yazılı belge mahiyetindeki ödünç sözleşmesi ile davalıya ödünç verildiği iddiası ispatlanmıştır. Mahkemenin gerekçesindeki gibi söz konusu sözleşmede paranın davalıya verildiği yönünde bir ifade bulunmadığından bahisle belge, yazılı delil başlangıcı mahiyetinde kabul edildiğinde dahi dinlenen davacı tanık beyanlarıyla söz konusu ödüncün davalıya verildiği doğrulanmış,davalı ise karşı yöndeki iddiasını ispatlayamamıştır.Kaldıki mahkemenin gerekçesinin aksine ödünç sözleşmesine konu paranın dava harici şahsa ödendiğinin kabulü halinde bile davalının,bahsi geçen sözleşme ile borcu üstlendiğinin anlaşılması gerekir....

Mahkeme ilamlarının 10 yıllık zaman aşımına tabi olduğu, bu süre içerisinde icraya konu olabileceği, alacaklının icra dairesine başvurmasının kendi takdirinde olduğu ancak aracın iadesiyle ilgili herhangi bir işlem yapmayıp, sonrasında aracın teslim edilmediğini belirterek geçmiş döneme ait ecrimisl talep etmesi Medeni Kanun ve Borçlar Kanununun temel ilkelerinden olan dürüstlük ilkesine aykırı olacağı, ayrıca dosya arasında bulunan 12/06/2017 tarihli hibe tutanağında davacı tarafından aracın davalı kuruma bağışlandığı, karşılığından herhangi bir menfaatin yer almadığı, bir şarta bağlanmadığı, bu sebeple bağışlanan şeyle ilgili bir önceki davanın dava tarihi olan 15/04/2014 tarihi itibariyle bağış sözleşmesi olmadığı, ödünç sözleşmesi olduğu, ödünç verinin ödünç sözleşmeden dönebileceği ve belirtilen dosyadaki talebi ile ödünç sözleşmesinin sona erdiği belirtilerek aracın iadesine karar verilmiş ise de 15/04/2014 tarihi itibariyle ödünç sözleşmesinin sona erdiği ancak dosya arasındaki 12...

Maddesinde "Ödünç sözleşmesi, ödünç verenin bir şeyin karşılıksız olarak kullanılmasını ödünç alana bırakmayı ve ödünç alanın da o şeyi kullandıktan sonra geri vermeyi üstlendiği sözleşme" olarak tanımlanmış , aynı yasanın 386. Maddesinde ise "Tüketim ödüncü sözleşmesi, ödünç verenin, bir miktar parayı ya da tüketilebilen bir şeyi ödünç alana devretmeyi, ödünç alanın da aynı nitelik ve miktarda şeyi geri vermeyi üstlendiği sözleşme" olarak tanımlanmıştır. Davacı davalıya 25.000 EURO ödünç para verdiğini, ancak davalının borcunu ödemediğini, dosyada bulunan noter evrakında davalının kendisine 25.000,00 EURO borcu bulunduğunu ikrar ettiğini belirterek,icra takibine yapılan itirazın iptalini talep etmiş olup, takip 25.000,00 EURO ve işlemiş akdi faiz üzerinden başlatılmıştır. Mahkemenin de kabulünde olduğu üzere; dosya arasında bulunan Sivas 2....

Türk Borçlar Kanununun 386. maddesinde ödünç sözleşmesinin tanımı" tüketim ödüncü sözleşmesi, ödünç verenin, bir miktar parayı ya da tüketilebilen bir şeyi alana devretmeyi, ödünç alanın da aynı nitelikte ve miktarda şeyi geri vermeyi üstlendiği bir sözleşmedir. " şeklindedir. Davacı, davalıya ödünç olarak gönderdiği paranın iade edilmediğini ileri sürerek talepte bulunmuştur. Davacı ödünç olarak verdiği miktarı banka havalesi yolu ile göndermiştir. Davacının iddiası karşısında davalı, savunmasında davacının gönderdiği paraların tapusu devredilen taşınmaz için gönderildiğini, iade edilmesi gereken bir bedelin söz konusu olmadığını belirtmiştir. Dolayısıyla ödünç iddiası inkar edilmiştir. Vasıflı ikrarın söz konusu olduğu durumlarda ispat yükü davalıda değildir. Zira bu durumda dava konusu paranın ödünç olarak gönderildiği hususunda ispat yükü davacıdadır....

"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi - K A R A R - Dava, davacı yanca davalının sorumlu olduğu bir kısım borçların ödenmesi nedeniyle doğduğu iddia olunan alacağın tahsili için girişilen takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, mahkemece nitelemenin "ödünç sözleşmesi" şeklinde yapılmış bulunmasına ve davacının sıfatına göre, kararın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın temyiz incelemesini yapmakla görevli Yüksek 13.Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine, 30.11.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Alacak Dava, mahkemece, "ödünç sözleşmesi gereği verilen paranın iade edilmemesi ve haksız fiil nedeniyle (hırsızlık nedeniyle) ziynet bedelinden kaynaklanan alacak davası" olarak nitelendirilmiş ve hüküm Asliye Hukuk Mahkemesinden verilmiştir. Görevli Daire Hakimin nitelemesine göre belirlenir. Bu nedenle bu davanın temyiz inceleme görevi Dairemize ait olmayıp, Yargıtay 13.Hukuk Dairesi'ne ait olup, dosyanın incelenmek üzere Yargıtay 13.Hukuk Dairesi'ne gönderilmesine, 24.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      Mahkemece, taraflar arasındaki sözleşmenin ödünç sözleşmesi niteliğinde olduğu ödünç sözleşmesi niteliğinde yapılan işlemlerde ödünç alanın aldığı ödüncü süresinde ödünç verene iade etmekle yükümlü olduğu dava dosyası kapsamında her ne kadar davalı tarafından ödünç ilişkisi kabul edilmemekte ise da davacının aşamalardaki beyanlarında damadı olan davacıya 200.000 TL borç verdiğini sadece bu borçtan 20.000 TL'nin kendisine iade edildiğini geri kalan 180.000 TL'nin halen iade edilmediğini belirttiği bu kapsamda dosyaya sunulan Finans Bank'ın 01.04.2016 tarihli dekontu incelendiğinde davacı tarafından davalıya 200.000 TL gönderildiği yine 25.08.2016 ve 04.11.2016 tarihli dekontlar incelendiğinde davalı tarafından davalıya toplamda 20.000 TL iade edildiği bu ödemelerin davacının iddiasını doğruladığı gibi söz konusu ödemelerin davalı tarafından ne amaçla yapıldığının izah edilemediği yine buna ek olarak davacı tarafından tanık olarak sunulan Gülay Yıldız ve Kazım Yılmaz'ın beyanları incelendiğinde...

      Yetkili icra dairesinde takibin başlatılıp başlatılmadığının tespiti yönünden taraflar arasında ödünç ilişkisinin bulunup bulunmadığının belirlenmesi önem arz etmekle ödünç ilişkisinin varlığının araştırılması bir ön sorun olarak ele alınmak suretiyle dosyaya sunulan belgelerin Türkçe'ye çevrilerinin sağlanıp, taraflar arasında ödünç ilişkisinin bulunup bulunmadığı, var ise akdin ifa yeri ile akdin kurulduğu yerin söz konusu delillere göre belirlenmesi, ödünç ilişkisinin deliller kapsamında ispatlanamaması, akdin kurulduğu yer veya ifa yerinin belirlenememesi durumunda davacının yemin deliline dayanması sebebiyle bu delilin davacı tarafa hatırlatılarak oluşacak sonuç dairesinde icra takibinin yetkili icra dairesinde başlatılıp başlatılmadığının tespiti gerektiği halde yukarıda yazılı şekilde davanın usulden reddine karar verilmesi isabetli görülmemiştir....

      Tüketim ödüncü 6098 sayılı TBK'nın 386. maddesinde; "Tüketim ödüncü sözleşmesi, ödünç verenin, bir miktar parayı ya da tüketilebilen bir şeyi ödünç alana devretmeyi, ödünç alanın da aynı nitelik ve miktarda şeyi geri vermeyi üstlendiği sözleşmedir" şeklinde tanımlanmıştır. 6098 sayılı TBK'nın 392. maddesine göre "Ödüncün geri verilmesi konusunda belirli bir gün ya da bildirim süresi veya borcun geri istendiği anda muaccel olacağı kararlaştırılmamışsa ödünç alan, ilk istemden başlayarak altı hafta geçmedikçe ödüncü geri vermekle yükümlü değildir." 6098 sayılı TBK'nın 555. vd. maddelerinde havale düzenlenmiş olup, yerleşik Yargıtay içtihatlarında da belirtildiği üzere, havale kural olarak bir borcun ödenmesi için yapılır. Bu karinenin aksini yani havalenin borç ödemek dışında yapıldığı havale yapanın kanıtlaması gerekir....

      K A R A R Davacı, davalı ile imzalanan sözleşmeye göre davalının 4.817,56 kg kepek ödünç aldığını, kepeğin kilogramının 0,25 TL üzerinden belirlenerek faturalandırıldığını, davalının 707.000,00 TL ve 626.000,00 TL'yi güvence amacıyla ödediğini, ancak sözleşmenin satış sözleşmesi olmayıp tüketim ödüncü sözleşmesi olduğunu, davalıya verilen kepek karşılığında davalıdan alınan bu paranın teminat niteliğinde olduğunu, sözleşmeye göre davalının teslim aldığı kepeği 31.12.2011 tarihine kadar teslim edeceği, teslim yaptığı oranda kendisine iade ödeme yapılacağının kararlaştırıldığını, davalıya gönderilen 23.8.2011 tarihli ihtarnameye rağmen kepek iadesi yapmaya başlamadığını, davalının ödünç aldığı kepeği iade etmediğinden 3. kişilerden 0,415 TL birim fiyat üzerinden kepek almak zorunda kaldığını, bu fiyatın davalının en son teslim tarihi olan 31.12.2011 tarihindeki birim fiyat olduğunu, sözleşmede kararlaştırılan birim fiyatın ise 0,25 TL olup, kg başına 0,165 TL zarar ettiğini ileri sürerek;...

        UYAP Entegrasyonu