Davalı vekili; iddiaların doğru olmadığını, takip konusu bononun davacı borçluya müvekkilince verilen ödünç para karşılığı düzenlendiğini bildirerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir....
Asliye Ceza Mahkemesi TARİHİ : 02/06/2011 NUMARASI : 2010/43 Esas, 2011/138 Karar SUÇ : Tefecilik Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: Sanığın mağdura faiz karşılığı ödünç para verdiği sabit kabul edilerek tefecilik suçundan mahkumiyetine karar verilmişse de; ceza yargılaması sonucunda mahkumiyet kararı verilebilmesi için suç oluşturan fiilin sanık tarafından işlendiğinin hiç bir kuşkuya yer bırakmayacak, herkesi inandıracak biçimde kanıtlanması ve şüphenin masumiyet karinesinin gereği olarak sanık lehine değerlendirilmesi gerektiği (Anayasa m. 38/4, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi m. 6/2, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi m. 11, Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi m. 14/2), sanığın aşamalarda değişmeyen savunmaları, mağdurun borç para aldığına ancak sanığın faiz istemediğine ilişkin beyanları, sanık ile mağdurun akraba olup aralarında yakın akrabalık bağı veya iş ilişkisi bulunan kişiler arasında önemli miktarlardaki paranın karşılıksız...
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı tarafından verilen istinaf dilekçesinde: Davacı tarafin, bir miktar kredi çekip, kendisine vermek suretiyle, ekonomik sıkıntılarına destek olduğunun doğru olduğunu, fakat davacının da beyan ettiği gibi, davacının bu puraları ödünç olarak değil, evleneceği ve halen soy ismini taşıdığı adama destek olmak adına verdiğini, bu sebeple davacı ile arasında bir ödünç sözleşmesi söz konusu olmadığını, davacının bu parayı karşılıksız olarak verdiği halde, bu paranın ödemesini davacıya yaptığını, Davacanın kendisine yapmış olduğu eft ve havalelerinde de borç veyahut ödünç olduğuna dair bir açıklama bulunmadığı gibi ne sözlü, ne de yazılı olarak davalı ile aralarında bir ödünç sözleşmesi yapılmadığını, -Davalı ile aralarında, bir ödünç sözleşmesi yokken ve davacının şahsına bu parayı bir menfaat beklemeksizin vermesi karşısında şahsının, davacının kredi çekip verdiğini ve davacının talebi olmadığı halde kendisine ödediğini, söylemesinin vasıflı ikrar,...
gerekir. 2-Davacı, davalı ile aralarındaki “Hususi İş Ortaklığı Sözleşmesi”nden kaynaklanan alacaklarının yanında ayrıca araç satın aldığı sırada davalıya 35.000 TL ödünç para gönderdiğini ileri sürerek, bu konudaki alacağının da hüküm altına alınmasını talep etmiş, davalı ise paranın, araç alımı için gönderildiğini kabul etmekle birlikte, gönderilme nedeninin ödünç değil, daha önceki bir borcun ifası olduğunu savunmuştur....
Dolayısıyla taraflar arasındaki uyuşmazlığın Türk Borçlar Kanununun 386.maddesinde yer alan “Tüketim ödüncü sözleşmesi, ödünç verenin, bir miktar parayı ya da tüketilebilen bir şeyi ödünç alana devretmeyi, ödünç alanın da aynı nitelik ve miktarda şeyi geri vermeyi üstlendiği sözleşmedir.” düzenlemesi kapsamında bir tüketim ödüncü sözleşmesine dair olduğu değerlendirilmiştir.(İstanbul BAM 37 .HD. 2021/102-1005) Bu kapsamda; davacının tacir olmayan gerçek kişi olması, somut olayın niteliği itibariyle, işlemin TTK.nın 4.maddesi kapsamında bir ödünç para verme işi olarak değerlendirilmesinin mümkün olmaması, dolayısıyla davanın mutlak bir ticari dava olmadığı, davacının tacir olmaması nedeniyle, eldeki davanın nispi ticari dava da olmadığı, taraflar arasındaki ilişkinin TBK.386 kapsamında değerlendirilmesi gerektiği anlaşıldığından, mahkememizin görevsizliğine ve Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğuna karar vermek gerekmiştir. (Yargıtay 13. HD....
Asliye Ticaret Mahkemesi ise davacının dava dilekçesi ile davalıdan kambiyo hukukuna dayanarak bir talepte bulunmadığı, ciranta olan davalıdan temel ilişkiye (ödünç sözleşmesi) dayanarak alacağını talep ettiği uyuşmazlığın ödünç sözleşmesi hükümlerine göre çözülmesi gerektiği davanın ticari dava niteliğinin bulunmadığı gerekçesi ile görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4/1. maddesinde her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı hüküm altına alınmıştır. Buna göre, bir uyuşmazlığın ticari nitelikte olabilmesi için, her iki tarafın da ticari işletmesini ilgilendirmesi yahut aynı maddenin alt bentlerinde düzenlenen istisnalardan birine dahil olması gerekmektedir. Somut olayda davacı vekili, davacının davalıdan ... 8....
sözleşmesi ve alacağın varlığı ve miktarını ispata yeterli olmadığı anlaşılmıştır....
KARAR Davacı, davalıya ödünç olarak 30.000,00 TL tutarlı çek verdiğini, çekin bedelinin tarafından, ibraz eden kişiye ödendiğini, davalının borcu ödememesi üzerine başlattığı icra takibine itiraz edildiğini ileri sürerek itirazın iptaline, % 20 icra inkar tazminatı ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkemce, tensiple Asliye Ticaret Mahkemesince görevsizlik kararı verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davada dayanılan kombiyo senedi olduğundan ticaret mahkemesi görevli olduğu gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmiştir. Davacı, davalı ile aralarında Borçlar Kanunu hükümleri uyarınca ödünç sözleşmesi olduğunu, temel ilişkiye dayalı olarak takip başlattığını bildirmiştir. Kombiyo senedine dayalı ticari bir dava yoktur. Mahkemce, işin esası incelenerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir....
icra takibinden dolayı itirazın iptali istemine ilişkin olup, taraflar arasındaki ilişki 6098 sayılı Borçlar Kanunun 379 ve devamı maddelerinde düzenlenen ödünç sözleşmesi ilişkisi olduğu ve mutlak ticari dava niteliğinde bulunmadığı, davalının tacir olduğuna dair dosyada delil de bulunmadığı, bu nedenle davanın nispi ticari dava niteliğinde de bulunmadığı, itirazın iptali davasına konu alacak ödünç ilişkisinden kaynaklanmakta olduğuna göre, ticari niteliği bulunmayan uyuşmazlığın asliye hukuk mahkemesince görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir....
Davacı, davalıya 29/11/2019 tarihinde geri ödenmek üzere 490.000,00 TL ödünç para verdiği iddiasındadır. Bu iddiasını ispatlamak için dosyaya 31/05/2019 tarihli ödünç sözleşmesini sunmuştur. Davalının dosyaya sunulan sözleşme altındaki imzaya yönelik inkarı bulunmamaktadır. Davacı tarafından dosyaya sunulan kayıtsız şartsız borç ikrarını içeren yazılı belge mahiyetindeki ödünç sözleşmesi ile davalıya ödünç verildiği iddiası ispatlanmıştır. Mahkemenin gerekçesindeki gibi söz konusu sözleşmede paranın davalıya verildiği yönünde bir ifade bulunmadığından bahisle belge, yazılı delil başlangıcı mahiyetinde kabul edildiğinde dahi dinlenen davacı tanık beyanlarıyla söz konusu ödüncün davalıya verildiği doğrulanmış,davalı ise karşı yöndeki iddiasını ispatlayamamıştır.Kaldıki mahkemenin gerekçesinin aksine ödünç sözleşmesine konu paranın dava harici şahsa ödendiğinin kabulü halinde bile davalının,bahsi geçen sözleşme ile borcu üstlendiğinin anlaşılması gerekir....