Davalı vekili, davanın kabulüne karar verilmesi, yatılı olarak kişisel ilişki günleri verilmesi, boşanma davası ile mevcut davanın birleştirilmesine karar verilmemesi, kişisel ilişki davasının boşanmanın feri niteliğinde olmasına rağmen vekalet ücreti hükmedilmesi, davacı ile çocukların görüşmesini engellememesine, dava açılmasına sebebiyet vermemesine rağmen aleyhine vekalet ücreti verilmesi yargılama giderlerinden sorumlu olması yönlerinden istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. Kişisel ilişki düzenlemesinde esas olan çocuğun üstün yararıdır. Çocukla ana baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de bir haktır.Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/437 KARAR NO : 2021/482 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : BOLVADİN ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 01/07/2020 NUMARASI : 2018/411 ESAS 2020/105 KARAR DAVA KONUSU : Çocukla Kişisel İlişki Kurulması KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Dava, çocukla kişisel ilişki kurulması istemine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 2.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 2.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 13.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Dava; çocukla kişisel ilişki kurulması istemine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 2.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 2.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 04.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
T5 ÇOCUK : T6 KARAR TARİHİ : 21/01/2021 KARAR YAZIM TARİHİ : 21/01/2021 GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : İDDİA : Davacı anne dava dilekçesinde özetle; davalının tehdit içerikli mesajlar attığını, sevgilisi ile müşterek konutta yaşadığını, çocuğa sürekli annesini kötülediğini, her hafta sonu kişisel ilişki tesisinin küçüğün menfaatlerine de uygun olmadığını belirterek alınacak rapor doğrultusunda öncelikle dava sonuçlanana kadar tedbiren küçük ile davalı baba arasındaki kişisel ilişkinin kaldırılmasını, yada ayda bir gün ve ayda bir haftasonu belirli saatlerde anne gözetiminde kişisel ilişki kurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVALILAR DAHİLİ DAVALILAR DAVA TÜRÜ :Kişisel İlişki Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. İstem, evlat edindirilen çocukla biyolojik baba olduğu iddia edilen kimse arasında kişisel ilişki kurulmasına (TMK.md.323-324) ilişkindir. Çocuk evlilik dışı olarak doğmuş, velayet hakkı sahibi annenin rızasının aranmamasına karar verilmek suretiyle evlat edinilmiştir. Çocukla istemde bulunan baba arasında hukuki bir bağla babalık ilişkisi kurulmuş değildir. Çocukla arasında hukuksal bir bağ bulunmayan davacının baba sıfatıyla kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkı mevcut değildir....
Aile Mahkemesince; davacıya çocuğu ile kişisel ilişki kurma hakkı tanınmış, “her ayın dördüncü Cumartesi günü saat 14.00 ile takip eden Pazar günü saat 17.00 arasında, dini bayramların ikinci günü saat 11.00 ile üçüncü günü saat 17.00 arasında çocukla babası arasında kişisel ilişki kurulmasına” karar verilmiştir. 3-Davacı tarafından, bu defa 28.04.2011 tarihinde “kişisel ilişkinin genişletilmesi” talebiyle dava açılmış, Karşıyaka 2. Aile Mahkemesince; 16.11.2011 tarihinde verilen 2011/420-1092 sayılı kararla, daha önce yukarıda ilamla kurulmuş olan kişisel ilişki süreleri genişletilmiş; önceki kişisel ilişki sürelerine “yarıyıl tatilinde bir hafta ve her yıl yaz tatillerinde 1-15 Temmuz tarihleri” de ilave edilmiştir. 4-Davacı tarafından, çocuğun annesi Şükran Yavuz'a karşı “küçük ...'nın velayetinin anneden alınıp kendisine verilmesi” talebiyle 28.09.2011 tarihinde Karşıyaka 4. Aile mahkemesinde dava açılmıştır. Bu davaya ilişkin dava dilekçesinde; davacı, “annenin küçük ...'...
Tarsus İcra Dairesinin 2022/6497 Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklı T3 tarafından 24/11/2022 tarihinde borçlu T1 hakkında çocuk teslimi veya çocukla kişisel ilişki kurulmasına ilişkin ilamlı takip başlatıldığı görülmüştür. 5395 Sayılı Çocuk Koruma Kanununda değişiklik yapan 7343 Sayılı Kanun'un 39- 48 maddeleri gereği çocukla kişisel ilişki kurulmasına dair aile mahkemeleri tarafından verilen ilamların Adalet Bakanlığınca kurulan Adli Destek ve Mağdur Hizmetleri kurumu tarafından yerine getirileceği düzenlenmiştir. Ancak aynı kanunun 48. Maddesi; "5395 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir....
alan bebek oluşu gözetilerek ilk derece mahkemesince tedbiren yatılı olmayacak şekilde baba ile kişisel ilişki tesis edilmiş, sonrasında davalı babanın kişisel ilişki sürelerine riayet etmemesi ve ortak çocuğun yaşının da küçük olması vb. sebeplerle hükümle de ortak çocuk ve baba arasında yatısız kişisel ilişki tesis edilmiştir....
Dosya kapsamından kişisel ilişki kurulması talep edilen çocuk ...’ın anne ve babası arasında boşanma davasının devam ettiği ve çocuğun velayeti hakkında henüz bir karar verilmediği, babanın yurt dışında yaşadığı ve çocuk ile babanın kişisel ilişki kurmadığı, babaannenin 12.06.2013 doğumlu torunu ile kişisel ilşki kurmak istediği anlaşılmaktadır. Türk Medeni Kanunu'nun 325. maddesinde "Olağanüstü haller mevcutsa, çocuğun menfaatine uygun düştüğü ölçüde çocuk ile kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkı diğer kişilere, özellikle hısımlarına da tanınabilir" denilmektedir. Ortada davacıya kişisel ilişki hakkı tanınmasını gerekli ve haklı kılan olağanüstü bir durum bulunmamaktadır. O halde davanın reddi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamış bozmayı gerektirmiştir....