"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Çocukla Kişisel İlişki Kurulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından, duruşma talepli olarak temyiz edilmekle, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununa 31.03.2011 tarihli 6217 sayılı Kanunun 30. maddesiyle ilave edilen Geçici 3. madde hükmü uyarınca, uygulanması gereken 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesinde; kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesine ilişkin verilen kararların Yargıtay'da duruşmalı inceleneceğine ilişkin hüküm bulunmadığından davacı duruşma isteğinin reddine, evrak üzerinde inceleme yapılmasına karar verildi. İncelenmesi gerekli görülen; 1-... Aile Mahkemesinin 2011-1654 esas sayılı, 2-... Cumhuriyet Başsavcılığının 2013/26642 soruşturma sayılı, 3- ......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Kişisel İlişkinin Yeniden Düzenlenmesi-İştirak Nafakasının Arttırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1- Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Mahkemece, velayeti annede olan ortak çocuk ile davacı baba arasında yaz tatili için düzenlenen kişisel ilişkinin ortak çocuğun doğum günü ile ay olarak aynı tarihe denk geldiği annenin doğum günlerinde ortak çocukla görüşmesini engelleyici nitelikte olduğu anlaşılmaktadır. Ancak bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerekitrmediğinden hükmün bu yönden düzelterek onanmasına karar vermek gerekmiştir. (HUMK m.438/7)....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Çocukla Kişisel İlişkinin Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı anne tarafından ortak çocuklar ile davalı baba arasında kurulan kişisel ilişkinin kaldırılması taleplerinin reddedilmesi yönünden, davalı tarafından ise tüm yönlerden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacının tüm temyiz itirazları yersizdir. 2- Davalının temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Davacı anne tarafından, koşulların değişmesi nedeniyle baba ile ortak çocuklar arasında kurulan kişisel ilişkinin kaldırılması, olmadığı takdirde ise kurulan kişisel ilişkinin kısıtlanması talebi ile açılan davada ilk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, " davalının çocuklarına düşkün olduğu...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Çocukla Kişisel İlişkinin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarih ve numarası gösterilen hüküm, duruşmalı olarak temyiz edilmiş ise de; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununa 31.3.2011 tarihli 6217 sayılı Kanunun 30. maddesiyle ilave edilen Geçici 3. madde hükmü uyarınca, uygulanması gereken 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesinde; kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesine ilişkin verilen kararların Yargıtay’da duruşmalı inceleneceğine ilişkin hüküm bulunmadığından duruşma isteğinin reddine, evrak üzerinde inceleme yapılmasına karar verildi....
Çocuk ile ana ve babası, düzenli kişisel ilişki elde etme ve bu ilişkiyi sürdürme hakkına sahiptir. Ana ve babası ayrı olan çocuğun ebeveyniyle düzenli kişisel ilişki kurması ve bu ilişkiyi sürdürmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de haktır. Kişisel ilişki sadece çocuğun üstün yararı gerektirdiği takdirde kısıtlanabilir veya kaldırılabilir. Kişisel ilişkinin düzenlenmesinde çocuğun bedeni ve fikri gelişimi yanında ana ve/veya babalık duygularını tatmin de önemlidir. Çocuk ile babası arasında yeterli kişisel ilişki kurulamadığı taktirde güven duygusunun oluşamayacağı açıktır. Somut olayda, davacı babanın boşanma karar tarihinde Türkiye’de yaşadığı, yeniden evlendiği ve İsviçre’de yaşamaya başladığı, çocuğu yalnızca yaz aylarında görebildiği anlaşılmaktadır....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile müvekkilinin boşandıklarını ortak çocuk Ravza Nur'un velayetinin anneye verildiğini, çocukla baba arasında şahsi ilişki tesis edilmesine rağmen babanın çocuğu hiç görmediğini, davalının uyuşturucu madde kullanmak ve satmak ile meşgul olduğunu, çocuğa karşı nitelikli cinsel istismar suçundan uzun süre tutuklu kaldığını, halen hükümlü olup covid salgını nedeniyle izinde olduğunu, davalının aradan 7 yıl geçtikten sonra çocukla şahsi ilişki için icra takibi başlattığını belirterek kişisel ilişkinin kaldırılmasına, müvekkili için 1000 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, çocuk için 1000 TL tedbir ve iştirak nafakasına nafakaya ÜFE artırımı uygulanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Cevap dilekçesi: Davalı / vekili vasisi cevap dilekçesi sunmamıştır....
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı baba istinaf dilekçesinde özetle; kişisel ilişkinin çok az olduğunu, özel günler,ara tatil, yaz aylarında herhangi bir hüküm yer almadığını, yatılı şekilde kişisel ilişki kurulmadığını, annenin belirleyeceği bir refakatçi eşliğinde ve kamuya açık alanlarda kişisel ilişki kurulmasının da hatalı olduğunu, Yargıtayın refakatçi eşliğinde kişisel ilişki kurulmasını ancak çocuğun yararı gerektirdiğinde kabul ettiğini, diğer yandan Covid 19 gerekçe gösterilerek davalının yaşadığı ortamın çocuğun gelişimini etkileyecek boyutta olup olmadığının araştırılmadığını beyan ederek kararın kaldırılmasını istemiştir. İSTİNAF SEBEPLERİNİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE: HMK'nın 355.maddesine göre re'sen gözetilerek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Dava çocukla kişisel ilişki kurulması istemine ilişkindir....
T4 ÇOCUK T5 ASIL DAVA -KARŞI DAVA: Çocukla Kişisel İlişki Kurulması- Çocukla Kişisel İlişkinin Kaldırılması İSTİNAF KARAR TARİHİ : 20/06/2023 KARARIN YAZIM TARİHİ : 20/06/2023 GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Cevap ve karşı dava dilekçesi: Davalı-davacı kadın cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; müşterek çocuğun davacı ile görüşmemek için ağladığını ve gitmek istemediğini, davacının müşterek çocuğu her aldığında müşterek çocukta morluk ve kızarıklık gördüğünü, müşterek çocuğun davacı yanından geldikten sonra psikolojik olarak sıkıntılar yaşadığını, davacının her zaman tartışma çıkaran bir insan olduğunu ve çocuğa da kendisine de şiddet uyguladığını, pedogog görüşmelerinde de müşterek çocuğun babadan uzaklaştıktan sonra iyileşme gözlemlendiğinin belirtildiğini, davacının çocuğu görmeye gelmediğini, müşterek çocuğun davacının yaptıklarını anlatmaması için davacının müşterek çocuğa baskı uyguladığını, davacının çocuğun eğitimiyle de ilgilenmediğini...
Bu sebeple davalı-karşı davacının bu yöne ilişkin temyiz talebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. 2-Davalı-karşı davacının kişisel ilişkinin kaldırılması davasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar verilmesi gerekmiştir....
Karardaki boşanma ve velayet hükümleri taraflarca istinaf edilmeksizin kesinleşmiş olmakla, kadının istinafına konu çocukla baba arasındaki kişisel ilişki düzenlemesi ile maddi ve manevi tazminat hükümleri yönünden istinaf incelemesi yapılması gerekmektedir. Kişisel ilişki düzenlemesinde esas olan çocuğun üstün yararıdır. Çocukla ana baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de bir haktır. Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Bu sebeple kişisel ilişki analık ve babalık duygusunu tatmin edecek nitelikte olmalıdır. Uygun kişisel ilişki süresi, ebeveyni tatmin edeceği gibi, çocuğun açıklanan kişisel gelişimine de hizmet etmiş olacaktır. Ana ve babadan her biri, diğerinin çocuk ile kişisel ilişkisini zedelemekten, çocuğun eğitilmesi ve yetiştirilmesini engellemekten kaçınmakla yükümlüdür....