Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Toplanan delillerden ve özellikle davalı babanın öğrencisi olduğu iddia edilen erkek şahısla olan hayatın olağan akışına ve öğrenci öğretmen ilişkisine uygun düşmeyen iletişimi ve çocuk ile öğrencisi olan erkek şahıs ve kendisinin aynı yatakta yatması şeklindeki davranışının çocukla baba arasındaki kişisel ilişkinin tamamen kaldırılmasını gerektirecek ağırlıkta olmadığı anlaşılmakta ise de; Mahkemece, davacı annenin kişisel ilişkinin kaldırılması yanında kişisel ilişkinin sınırlandırılmasını da talep ettiği ve babanın davranışları da dikkate alınarak çocukla baba arasında daha önce kurulan yatılı kişisel ilişkinin çocuğun menfaatine uygun olmadığı, onun duygusal gelişimini olumsuz etkileyeceği anlaşıldığından yatılı kişisel ilişkinin kaldırılması suretiyle yeniden yatısız olacak şekilde kişisel ilişki düzenlemesi yapılması gerekirken, davanın reddi doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir....

    İlk derece mahkemesince çocuğun yaşının ilerlemesi, PDR raporları dikkate alınarak çocukla baba arasındaki kişisel ilişki süresinin uzatılması ve yatılı hale getirilmesine dair kararın küçüğün yaşı, küçüğün baba sevgisini tatması, yine babanın babalık duygularını tatması, babanın çocukla kişisel ilişki süresinin artırılmasına engel durum bulunmaması ve mahkemece yapılan düzenlemenin küçüğün menfaatine uygun olduğu gibi Yargıtay yerleşik içtihatlarına da uygun olduğu anlaşıldığından davalının kişisel ilişki süresinin uzatılmasına ilişkin istinaf talebinin reddine karar verilmiştir. Davanın niteliği gereği kısmen kabul kısmen red halinde davalı lehine vekalet ücretine hükmedilemeyeceğinden davalının vekalet ücretine yönelik istinaf talebinin reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

    AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 05/12/2022 NUMARASI : 2022/990 Esas - 2022/1038 Karar DAVA KONUSU : Çocukla Kişisel İlişki Kurulması KARAR : DAVA :Çocukla Kişisel İlişki Kurulması İSTİNAF KARAR TARİHİ :16/05/2023 İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ :16/05/2023 Tarafların İddia Ve Savunmalarının Özeti: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların boşandıklarını, boşanma kararının kesinleştiğini, müşterek çocuğun velayetinin karşı tarafa verildiğini, müvekkili ile şahsi ilişki kurulmasına karar verildiğini, müvekkili ile çocukların görüşmesinde sıkıntı yaşandığından icra takibine geçildiğini, davalının çocukları belirlenen günde teslim etmediğini, bu hususta icra memurunca 04.09.2022 tarihinde tutanak düzenlendiğini, yapılan görüşmede karşı tarafın çocukları teslim etmeyeceğini beyan ettiğini belirterek İİK’nın 341. Maddesi uyarınca karar verilmesini talep etmiştir....

    Kişisel ilişkinin düzenlenmesinde çocuğun bedeni ve fikri gelişimi yanında ana ve/veya babalık duygularını tatmin de önemlidir. Çocuk ile babası arasında yeterli kişisel ilişki kurulamadığı taktirde güven duygusunun oluşamayacağı açıktır. Çocuğun babası ile yatılı kişisel ilişki kurulmasına engel somut bir olgu veya iddia bulunmamaktadır. Çocukla baba arasında tesis edilen kişisel ilişki süresi, babalık duygularını tatmine elverişli olmadığı gibi, çocuğun da baba sevgi ve şefkatini tatmasına da yeterli değildir. Bu sebeple çocuk ile baba arasında daha uzun süreli olacak kişisel ilişki düzenlenmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır. Ancak bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün bu yönden düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir (HMK m. 370/2)....

      Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle yabancı ilam, velayete ilişkin olup, çocukla şahsi ilişki kurma hakkına ilişkin bir düzenlemeyi ihtiva etmediğine, kişisel ilişkinin düzenlenmesi için her zaman dava açılmasının mümkün bulunmasına göre yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine peşin alınan harcın mahsubuna ve 73.90 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.19.10.2010 (Salı)...

        Kişisel ilişki düzenlemesinde esas olan çocuğun üstün yararıdır. Çocukla ana baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de bir haktır. Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Bu sebeple kişisel ilişki analık ve babalık duygusunu tatmin edecek nitelikte olmalıdır. Uygun kişisel ilişki süresi, ebeveyni tatmin edeceği gibi, çocuğun açıklanan kişisel gelişimine de hizmet etmiş olacaktır. Ana ve babadan her biri, diğerinin çocuk ile kişisel ilişkisini zedelemekten, çocuğun eğitilmesi ve yetiştirilmesini engellemekten kaçınmakla yükümlüdür....

        Velayeti davacı anneye verilen ortak çocukla baba arasında mahkemece yapılan kişisel ilişki düzenlemesi; infaz edilebilir nitelikte değildir. Dini ve milli bayramlar ile doğum günlerinde mahkemece yapılan kişisel ilişki düzenlemesi; infaz edilebilir nitelikte değildir....

          AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 20/02/2020 NUMARASI : 2019/143 ESAS 2020/82 KARAR DAVA KONUSU : Çocukla Kişisel İlişki Kurulması KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile fiilen ayrı yaşadıklarını, davalının ortak çocuğu göstermediğini belirterek ortak çocukla aralarında şahsi ilişki tesis edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Cevap dilekçesi: Davalı cevap dilekçesinde özetle; davacının çocuk 20 günlük iken kendisi ile çocuğu kapıya koyduğunu, çocuğun 17 aylık olduğunu, anne sütü aldığını, davacının çocuğa bakabilecek durumda olmadığını yanında çocuğu görmesine müsaade ettiğini belirterek davanın reddini savunmuştur....

          gözetilerek bir karar verilmek üzere hükmün davacı-karşı davalı kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası, çocuk lehine hükmedilen iştirak nafakası, çocukla baba arasındaki kişisel ilişki tesisine ilişkin olarak bozulması gerekmiştir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-davalı erkek tarafından, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar, kişisel ilişki ve ziynetlerin kabulü yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı-davalı erkeğin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2- Çocukla ana veya baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, düzenli kişisel ilişki elde etme ve sürdürme ana veya baba için de bir haktır. Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır....

              UYAP Entegrasyonu