bentlerde gösterilen sebeplerle kısmen kabulüne, Dairemizin 08.06.2017 gün ve E.2015/25180-K.2017/7141 sayılı ilamının velayet düzenlemesi, iştirak nafakası ve kişisel ilişki düzenlemesine yönelik yerel mahkeme hükmünün onanmasına ilişkin bölümünün kaldırılmasına, hükmün Dairemiz ilamının 2 nolu bendinde belirtilen bozma kararından sonra 3. bent olarak gelmek üzere yukarıda 2. bentte açıklanan sebeple velayet düzenlemesi yönünden de bozulmasına, bozma sebebine göre tarafların iştirak nafakası ile kişisel ilişki düzenlemesi konusundaki karar düzeltme isteklerinin ise şimdilik incelenmesine yer olmadığına, tarafların diğer karar düzeltme isteklerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple REDDİNE, karar düzeltme harcının istek halinde yatıranlara geri verilmesine, oybirliğiyle karar verildi. 21.05.2018(Pzt.)...
Davalı erkek istinaf dilekçesi ile; eksik inceleme ve yanlı tanık beyanları ile verilen ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacı kadının müşterek çocuğu 2020 yılından beri göstermediğini, velayet hakkını kötüye kullandığını, velayet hakkının davacıya verilmesinin izaha muhtaç olduğunu, çocukla arasında kurulan kişisel ilişkinin çocuğun yaşı ve kendisinin çalışma hayatı dikkate alınmadan verildiğini, mahkemece verilen gün ve saatlerde kişisel ilişkinin imkansız olduğunu, ekonomik şartlar ve gelirine bakılmaksızın verilen tazminat miktarının da hakkaniyete aykırı olduğunu belirterek boşanmaya ilişkin hükmün aleyhine sonuç doğuran kısımları, tazminata ilişkin kısmının ve velayet altındaki küçük ile şahsi ilişki kurulması kısmının istinaf incelemesi ile düzeltilmesine veya bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir....
yatılı olarak kurulan kişisel ilişkinin kaldırılmasını, davalı annenin ortak çocuğu yatılı olarak değil günü birlik görmesine, ortak çocukla kişisel ilişki kurduğu günlerdi ortak çocuğu nereye götüreceğinin belli olmasına ve ortak çocukla baba arasında kurulacak iletişimin anne tarafından engellenmemesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Çocukla Kişisel İlişki Kurulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı babaanne ile torunu Lalegül (2016) arasında kişisel ilişki istemiyle açılan dava ilk derece mahkemesince kabul edilmiş, karar davalı anne tarafından istinaf edilmekle bölge adliye mahkemesince, babaya tanınan kişisel ilişki süresinin yeterli olduğundan bahisle davanın reddine karar verilmiştir. Verilen karar davacı tarafça temyiz edilmiştir. Davacılar babaanne ile torun arasında düzenlenecek kişisel ilişkinin, davacı açısından torun sevgisinin tadılması ve özlem giderilmesi, küçük açısından da bîr sevgi ortamında büyümesi ve gelişmesini sağlayacağı gibi hısımlık bağlarının da kuvvetlenmesini sağlayacaktır....
DAVA TÜRÜ : Kişisel İlişki-Velayet Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından; velayet hakkının anneden kaldırılması kararı yönünden, davalı tarafından ise; davacının davalarının kabulü ile velayet hakkının babadan kaldırılması, baba ile çocuk arasında kişisel ilişki tesis edilmemesi ve ana ile çocuk arasında tesis edilen kişisel ilişki yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacının tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davalı baba ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasının, çocuğun sağlığını, ahlaki ve bedensel gelişimini tehlikeye düşüreceğine ilişkin bir delil de bulunmadığına göre, müşterek çocuk ile davalı baba arasında uygun sürelerle kişisel ilişki kurulması...
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın baba ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulması talebine ilişkin olduğu, kadının iştirak nafakasına yönelik bir davası bulunmadığı, ayrı bir dava açarak bu talebini ileri sürmesi gerektiği, çocuğun 2017 doğumlu olduğu, yaşı itibariyle baba ile yatılı şekilde kişisel ilişki kurulabileceği, dava aşamasında da çocukla babanın kişisel ilişki kurması sebebiyle artık baba ile çocuk arasında yatılı şekilde kişisel ilişki kurulmasında bir sakınca bulunduğuna dair dosyada somut bir veri olmadığı, davacının babalık duygularını tatmin ve çocukla baba arasında ebeveynlik ilişkisinin gelişmesi açısından da yatılı kişisel ilişki kurulmasının çocuğun üstün menfaatlerine uygun olacağı gerekçesi ile istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle davanın kabulüne, velâyeti davalı annede olan tarafların ortak çocuğu...
uzun süreli kişisel ilişki kurulması gerektiği yönünde hüküm bozulmuştur....
DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-davalı erkek tarafından, kişisel ilişki ve tedbir nafakası yönünden; davalı-davacı kadın tarafından ise, kusur belirlemesi, velayet, kişisel ilişki, reddedilen tazminatlar ve nafakalar yönünden temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 19.02.2019 günü duruşmalı temyiz eden davacı-davalı ... vekili Av. ... geldi. Karşı taraf duruşmalı temyiz eden davalı-davacı ... Novikoya ile vekili gelmedi. Gelenin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü....
Kişisel ilişki düzenlemesinde esas olan çocuğun üstün yararıdır. Çocukla ana baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de bir haktır. Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Bu sebeple kişisel ilişki analık ve babalık duygusunu tatmin edecek nitelikte olmalıdır. Kişisel ilişkiye dair ilamlar maddi anlamda kesin hüküm niteliğinde olmayıp koşulların değişmesi halinde yeniden düzenlenmesi her zaman islenebilir. Taraflar mevcut duruma göre ayrı şehirlerde yaşıyor olmakla birlikte, günümüzdeki ulaşım olanaklarındaki kolaylık gözetildiğinde, kişisel ilişkiye dair düzenleme yapılırken, taraflar bu hususun dikkate alınmasını açıkça talep etmemişlerse, "ayrı şehir, aynı şehir ayırımına" gidilmesinin de önemi bulunmamakladır....
Çocukla ana-baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de bir haktır. Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktadır. Ancak, kişisel ilişki düzenlemesinde esas olan çocuğun üstün yararıdır....