WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık; taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, her iki davanın kabulü ile kadın lehine nafakalara ve tazminatlara hükmedilmesinin ve miktarlarının dosya kapsamına uygun olup olmadığı, baba ile ortak çocuk arasında kurulan kişisel ilişkinin çocuğun üstün yararına uygun olup olmadığı, ortak çocuğunun yurt dışına çıkmasına izin verilmesi yönünde hüküm kurulmamasının yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. 2....

    Sanık hakkında mağdureler ... ve ...’e yönelik beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun basit cinsel istismarı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından kurulan hükümler ile mağdure ...’e yönelik beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun basit cinsel istismarı suçundan kurulan hükümlerin incelenmesinde; Delillerle iddia ve savunma, duruşma göz önünde tutularak tahlil ve takdir edilmiş sübutu kabul olunan fiilin unsurlarına uygun şekilde tavsif ve tatbikatı yapılmış bulunduğundan sanık müdafiin yerinde görülmeyen temyiz itirazları ile duruşma esnasındaki sözlü savunmalarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükümlerin ONANMASINA, Sanık hakkında mağdure ...’e yönelik kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan hükmün incelenmesine gelince; Mağdurenin anlatımında, üvey dedesi olan sanığın evine gittiğinde, sanığın kapıyı kilitleyip, açmasını istemesine rağmen açmayarak gitmesine engel olduğunu ve kendisine basit cinsel istismarda bulunduğunu ifade etmesi sanığın...

      Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 19/12/2013 gün ve 2013/144-2013/182 sayılı kararı bozan Daire’nin 02/06/2014 gün ve 2014/3669-2014/10238 sayılı kararı aleyhinde davalı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyanın heyetçe yapılan incelemesinde; davalı şirketin yöneticilerinin yetkilerinin kaldırılması veya sınırlandırılması, şirket işlerinin kayyım eliyle yürütülmesi, şirketin fesih ve tasfiyesi, bunun kabul edilmemesi halinde davacıların ortaklıktan çıkmasına izin verilmesi istemli davada mahkemece şirketin fesih ve tasfiyesine karar verildiği, taraf vekillerinin temyiz incelemesinin duruşmalı yapılmasını istedikleri, Dairemizce mahkeme kararının bozulmasına karar verildiği, davalı vekilinin bu kez karar...

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından kusur belirlemesi, manevi tazminatın reddi ve ziynet alacağının reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı kadının aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz İtirazları yersizdir, 2- Mahkemenin de kabulünde olduğu üzere davalı erkeğin birlik görevlerini yerine getirmediği, eşinin çalışmasına karşı çıktığı, dışarıya çıkmasına izin vermediği ve bu konuda baskı kurduğu sabittir. Davalı erkeğin boşanmaya neden olan bu kusurlu davranışları aynı zamanda davacı kadının kişilik haklarına saldırı niteliğindedir....

          Aile Mahkemesinin 2018/763 Esas-2020/83 Karar sayılı ilamı ile boşandıklarını, müşterek çocukları İlknur’un velayetinin müvekkiline verildiğini, davalının müşterek çocuğun yüzünü dahi görmediğini, evlilik süresinde, boşanma ve boşanmadan sonraki sürede de davalının müşterek çocuğu arayıp sormadığını, müşterek çocuğun ileride okul kayıtlarının olacağını ve çocuğun soyadı ile müvekkilinin soyadının farklı olmasının çocuğun hayatında olumsuzluklara neden olacağını, yaşı küçük çocuğun hastane kayıtlarında soyadının anne ile aynı olmaması sebebiyle çeşitli zorluklar yaşadığını belirterek, müvekkili ve davalı T3’ın müşterek çocuğu olan T6 soyadının, müvekkili olan annesinin soyadı olan “ÇIKLABAŞ” olarak değiştirilmesine ve bu şekilde nüfusa tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

          izin verilmesini kabul ettiklerini ancak çıkma akçesi hesaplanırken davacıya ödenmiş 14.900 USD karşılığı 87.333,37 TL nin mahsubu gerektiğini beyanla dava dilekçesindeki taleplerin reddine karar verilmesini talep etmiştir....

            Temyiz Sebepleri Davalı-davacı baba vekili temyiz dilekçesinde özetle; velâyetin değiştirilmesi davasının reddedilmesinin doğru olmadığını, annenin velâyet görevini ihmal ettiğini ve kötüye kullandığını, alerjik yapısı olan çocuğun iğnelerini okula teslim etmediğini, kalp hastası olan çocuğu dövüş sporu eğitimine gönderdiğini, kişisel ilişki zamanında çocuğun babayla yurt dışına çıkmasına izin vermediğini, çocuğun eğitim ve sağlık durumu hakkında bilgi vermediğini, babanın veli whatsapp grubuna alınması üzerine okul idaresine kızıp çocuğun okulunu değiştirdiğini, çocuğun yanında bağırıp babaya küfür ettiğini, kişisel ilişkiye engel olduğunu, baba hakkında asılsız cinsel istismar iddiasında bulunduğunu, çocuğun da baba yanında kalmak istediğini, baba yanında bir düzeni olduğunu, kişisel ilişkinin düzenlenirken tarafların farklı ülkelerde yaşadıklarının dikkate alınmadığını, kişisel ilişkinin süresinin az olduğunu ileri sürerek; kararın velâyetin değiştirilmesi davasının reddi ve kişisel...

              tanımadığı, çocuğun eğitimi ve bakımı ile annenin ilgilendiği, tanık beyanları ile çocuğun soyadının annesinden farklı olması nedeniyle zorluklar yaşadığı, çocuğun soyadının değiştirilmesini kendisininde istediği dikkate alındığında, Anayasa Mahkemesi’nin benzer olaylarda verdiği hak ihlaline ilişkin kararları da gözetilerek, davanın kabulüne çocuğun "..." olan soyadının değiştirilerek annenin kızlık adı olan "Sayılgan" soyadını kullanmasına izin verilmesine izin verilmesine karar verilmiştir....

                Ancak; 1- Sanığın, sahte belgeyle göçmenlerin vize almasını sağlaması, yurtdışına çıkış işlemlerini takip etmesi, göçmenleri yönlendirmesi ve 09/02/2007 tarihinde göçmenlerin yurtdışına çıkışını sağlamak amacıyla havalimanında bulunduğu sırada pasaport kontrolünden geçen göçmenlerle birlikte yakalanması şeklinde gelişen olayda, suçun teşebbüs aşamasında kaldığı ve suç tarihinde 6008 sayılı Kanunun 6. maddesi ile TCK'nın 79/1. maddesine eklenen cümlenin de yürürlükte olmadığı gözetilmeden, sanık hakkında TCK’nın 35. maddesinin uygulanmaması suretiyle fazla ceza tayin edilmesi, 2- TCK'nın 62. maddesinde öngörülen "failin geçmişi, sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları, cezanın failin geleceği üzerindeki olası etkileri" gibi hususlar değerlendirilmeden “unsurları bulunmadığından” biçimindeki kanuni olmayan ve yetersiz gerekçeyle takdiri indirimin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi, Kanuna aykırı, sanık ... müdafiinin temyiz nedenleri yerinde...

                  Honigman hakkındaki temyize gelince; Sanığın 2863 sayılı Kanun kapsamında tescil ve tasnife tabi kültür varlığı olup yurtdışına çıkarılması yasak olan 1 adet kılıç ile 1 adet hançeri yurtdışına çıkarmak isterken x ray cihazının alarm vermesi neticesi valizinde olduğu halde yakalandığı, satıcının "yurt dışına çıkarılmasında sakınca olmadığı" şeklindeki beyanının kastını ortadan kaldırmayacağı, resmi mercilere müracaat etmesi halinde ancak kastının olmayacağı açık iken böyle bir irade beyanı ortaya koyacağına dair delillerin neler olduğu tartışılmayan sanık hakkında yazılı şekilde hüküm kurulması, Kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiş Mahalli Cumhuriyet savcısı ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan hükmün istem gibi BOZULMASINA, 09/02/2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                    UYAP Entegrasyonu