olduğunu, öte yandan müşterek çocuğun da babası ile birlikte kalmak ve Azerbeycan'da okumak istediğini, zira orada bir okulda eğitimine başladığını ve devam etmek istediğini, davacının, çocuğun bakımını üstlenmeye elverişli maddi ve manevi olanaklarının bulunduğunu, davalı annenin evli bir erkekle birlikte olduğunu öğrenen müşterek çocuğun psikolojik olarak etkilendiğini ve bu durumun sosyal ve eğitim çevresine de yansıdığını, bu haliyle velayetin değiştirilmesi noktasında gerekliliğin ortaya çıktığı düşüncesiyle işbu davayı açtıklarını belirterek, dava neticesinde müşterek çocuğun velayetinin anneden alınarak babaya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Davalılardan nüfus temsilcisi takdiri mahkeme bırakmış,diğer davalı vekili iddiaların yerinde olmadığını,boşanma davası sonrası müvekkilinin çocuğu ile sıklıkla görüştüğünü,ancak aynı şehirde ikamet etmemeleri ve çocuğun babasına karşı doldurulması gibi sebeplerle görüşme sıklığının azaldığını,çocuğunu çok sevdiğini,soyad değiştirilmesi için gerekli şartların gerçekleşmediğini,davanın reddini"istemiştir. Mahkemece neticeten ve özetle"...davanın kabulüne,çocuğun soyadının davacı annesinin kızlık soyadı olan -Çelen-olarak değiştirilmesine"karar verilmiş,karara karşı davalılardan T4 vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı T4 vekili istinaf dilekçesinde özetle;"...aşamadaki vakıaları tekrar ile ispatlanamayan davanın reddi gerektiğini"istinaf sebebi yapmıştır. GEREKÇE;Dava, çocuğun soyadının veli olan davacı annenin kızlık soyadı olarak değiştirilmesi talebinden ibarettir....
nin soyadının da ... olarak değiştirildiği, anne ile kardeşinin soyadı aynı iken çocuğun soyadının farklı olmasının ilerleyen yaşlarda olumsuz sonuçlara yol açabileceği, şu aşamada çocuğun soyadının değiştirilmesinin çocuğun üstün yararına uygun olacağı, çocuğun soyadı değişmekle kişisel durumunun değişmeyeceği” gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, bu karar üzerine davalı baba tarafından süresinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş, bölge adliye mahkemesince çocuğun soyadının annenin kızlık soyadı ile değiştirilmesi yönünde çocuğun üstün yararının ispatlanmadığı gerekçesi ile davalının istinaf talebi kabul edilmiş, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı anne tarafından temyiz edilmiştir. Dava münhasıran velâyet hakkına sahip davacı annenin ortak çocuğun soyadının kendi soyadı ile değiştirilmesine yöneliktir. Yapılan yargılama ve toplanan delillerden; tarafların evlilik dışı ilişkisinden küçük ...'...
bilen olmadığını, müşterek çocuğun isminin Erva olarak değiştirilmesi çocuğun menfaatine olduğu gibi soyadının da kendi soyadı olana Kula olarak değiştirilmesinde çocuğun menfaatinin bulunduğunu, davalının çocukla görüşmesinin çok kısıtlı olduğunu, çocuğun da babası ile görüşmek istemediğini, ancak mahkeme kararı doğrultusunda görüşme yapıldığını, çocuğun kendisi ile yaşamasına rağmen babasının soy ismini kullandığını, müşterek çocuğun şu anda okula gittiğini, bütün işlemlerinde bütün zamanlarında kendisinin bulunduğunu, ayrıca soyadlarının farklı olmasının günlük işlemlerde sorun yarattığını, tüm bu nedenlerle 12/06/2013 doğumlu kızı Kezban Erva'nın isminin bilinen ve tanınan şekli ile ERVA olarak soyadının da KULA olarak tashihine karar verilmesini, yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Velayet hakkı anne ve baba için normal şartlarda çocuğun ergin olmasına yani onsekiz yaşını tamamlamasına kadar devam eden geçici bir haktır. Boşanma nedeniyle velayet hakkının sırf anneye verilmiş olması çocuğun soyadının değiştirilmesi için haklı bir neden sayılmadığı gibi hukuki mevzuat da buna cevaz vermemektedir. Bir an için mevzuatın böyle bir duruma izin verdiği kabul edilse dahi sonradan gelişen sebeplerden dolayı çocuğun yararı açısından velayetin babaya yeniden verilmesi hallerinde bu kez baba, velayet hakkına dayanarak tekrar çocuğun soyadını değiştirmek isteyecektir. Madem ki velayet kimde ise çocuk onun soyadını taşıyacaktır, o halde baba bu haktan mahrum edilemez. Böyle bir uygulamanın nüfus kayıtlarının güvenilirliğini ve istikrarını zedeleyeceği ve asıl bu gibi uygulamaların çocuğun ruh hali üzerinde çok derin ve etkili travma yaratacağı açıktır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava, velayetin değiştirilmesi ve iştirak nafakasının kaldırılması talebine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince; velayetin değiştirilmesini gerektirir bir durum olmadığı gerekçesiyle velayetin değiştirilmesi talebinin reddi kararı verilmiş, hüküm davacı tarafından istinaf edilmiştir. Velayet hususu, çocukları ilgilendiren konuların en başında gelir. Velayet düzenlemesinde; çocukla ana ve baba yararının çatışması halinde, çocuğun yararına üstünlük tanınması gereklidir. Çocuğun yararı ise; çocuğun bedensel, fikri ve ahlaki bakımdan en iyi şekilde gelişebilmesi ve böyle bir gelişmenin gerçekleştirilmesi için, çocuğa sosyal, ekonomik ve kültürel koşulların sağlanmış olmasıdır....
Boşanma hükmüyle düzenlenen velayetin değiştirilebilmesi için ya velayet kendisine verilen tarafın ya da velayete konu çocuğun durumunda, boşanma hükmünden sonra esaslı değişikliklerin olması şarttır. Esaslı değişiklik önemli ve sürekli olmalıdır. Dosyanın incelenmesinde, tarafların Artvin Asliye Hukuk Mahkemesinin (Aile Mahkemesi Sıfatıyla) 2016/26 Esas, 2017/845 Karar sayılı 29/11/2017 tarihli kararı ile boşandıkları, müşterek çocuğun velayetinin anneye verildiği, tarafların istinaf etmemesi üzerine 06/02/2018 tarihinde kararın kesinleştiği, velayetin değiştirilmesi talepli eldeki davanın 03/09/2020 tarihinde açıldığı, bu süreç içinde, annenin velayetten kaynaklanan görevlerini ihmal ettiğinin ve velayetin değiştirilmesini gerektiren bir nedenin varlığının ispatlanamadığı, 03/06/2021 tarihli celsede çocuğun anne ile birlikte kalmak istediğini beyan ettiği, velayetin değiştirilmesi koşullarının oluşmadığı anlaşılmaktadır....
in de beyana dayalı şekilde Kader ismi ile nüfusa kaydettirmesi ve nüfus cüzdanı almasından ibaret eyleminin, ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 29.09.2015 tarihli ve 2015/412 Esas, 2015/286 Karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere, sahte bir resmi belge düzenlenmesi, gerçek bir resmi belgenin başkalarını aldatacak şekilde değiştirilmesi veya sahte resmi belgenin kullanılması söz konusu olmadığından resmi belgede sahtecilik suçuna vücut vermeyeceği, nüfus müdürlüğüne gerçeğe aykırı beyanda bulunmak suretiyle çocuğun soybağının değiştirilmesi nedeniyle hem 5237 sayılı Kanun'un 231 inci maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen çocuğun soybağının değiştirilmesi, hem de 206 ncı maddesinde düzenlenen resmi belgenin düzenlenmesinden yalan beyan ve 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanun‘nun (5490 sayılı Kanun) 67 nci maddesinin birinci fıkrasında hüküm altına alınan nüfus müdürlüğüne gerçeğe aykırı beyanda bulunma suçlarının oluştuğundan söz etmek mümkün ise de; 5237 sayılı Kanun'un 206 ncı...
hem TCK'nin 231/1. maddesinde düzenlenen çocuğun soybağının değiştirilmesi, hem de 206. maddesinde düzenlenen resmi belgenin düzenlenmesinden yalan beyan ve 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanun‘nun 67/1. maddesinde hüküm altına alınan nüfus müdürlüğüne gerçeğe aykırı beyanda bulunma suçlarının oluştuğundan söz etmek mümkün ise de; TCK'nin 206. maddesinde genel olarak her türlü yalan beyanın, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu‘nun 67/1. maddesinde bundan daha özel biçimde nüfus işlemlerinde yalan beyanın, TCK'nin 231/1. maddesinde ise sadece çocuğun soy bağı konusundaki yalan beyanın yaptırım altına alındığı nazara alındığında, TCK'nin 231/1. maddesinin her iki düzenlemeye göre de "özel norm" niteliğinde olup "özel normun önceliği" ilkesi uyarınca eylemin yalnızca TCK'nin 231. maddesindeki "çocuğun soybağını değiştirmek" suçunu oluşturduğu gözetilmeden, suç niteliğinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde resmi belgede sahtecilik suçundan hükümler kurulması, 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Resmi belgede sahtecilik HÜKÜM : Mahkumiyet Mahkemenin hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının uygulanmaması gerekçesi yasal ve yeterli olmakla tebliğnamenin bu husustaki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir. 1)Sanık hakkında Nüfus Müdürlüğüne müracaat ederek torunu ...’ü kendi çocuğu gibi göstererek, beyana dayalı şekilde nüfusa kaydettirmekten ibaret eyleminin, ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 29.09.2015 tarihli, 2015/412 Esas ve 2015/286 Karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere, sahte bir resmi belge düzenlenmesi, gerçek bir resmi belgenin başkalarını aldatacak şekilde değiştirilmesi veya sahte resmi belgenin kullanılması söz konusu olmadığından resmi belgede sahtecilik suçuna vücut vermeyeceği, nüfus müdürlüğüne gerçeğe aykırı beyanda bulunmak suretiyle çocuğun soybağının değiştirilmesi nedeniyle hem TCK'nin 231/1. maddesinde düzenlenen çocuğun soybağının değiştirilmesi, hem de 206. maddesinde düzenlenen...