WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ancak, maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebi karşı tarafın rızası aranmaksızın hakim tarafından kabul edilir. Dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hakim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir. Bu durumda hakim davanın tarafı olmaktan çıkarılan ve aleyhine dava açılmasına sebebiyet vermeyen kişi lehine yargılama giderlerine hükmeder. Somut uyuşmazlıkta, davacılar vekili dava dilekçesinde, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (ZMSS) poliçesi bulunmayan, dava dışı İhsan Gül'ün yönetimindeki motosikletin müvekkili T1 çarparak yaralanmasına neden olduğunu ileri sürmüştür....

babasıyla görüşmesinin mümkün olduğunu, evlilik sürecinde babanın da çocuğun bakımıyla ilgilendiğini belirterek, müşterek çocuğun velayetinin anneden alınarak babaya verilmesine, aksi takdirde şahsi ilişki anne refakati olmadan yatılı olarak düzenlenmesine karar verilmesini talep etmiştir....

Tüm dosya kapsamı ve istinaf başvurusu birlikte değerlendirildiğinde; her ne kadar yerel mahkemece kararda yazılı nedenlerle çocuğun soy adının değiştirilmesi davasının reddine karar verilmiş ise de; dosyada bulunan tüm bilgi ve belgeler birlikte değerlendirildiğinde, davanın annenin velayeti altında bulunan davaya konu çocuğun soyadının değiştirilerek annenin kızlık soyadını almasına yönelik, soyadı değişikliği davası olduğu, velayet kendisinde bulunan anne veya babanın, çocukla ilgili yapacağı her türlü iş ve işlemde çocuğun üstün yararını koruması gerektiği tartışmasız olup, somut olayda, çocuğun soyadının annenin soyadı ile değiştirilmesinin çocuğun üstün yararı bakımından sakınca doğuracağı iddia edilmediği gibi, bu hususta dosyaya herhangi bir delil de sunulmuş değildir....

Ağır Ceza Mahkemesinin, 02.11.2021 tarihli ve 2021/13 Esas, 2021/264 Karar sayılı kararı ile sanığın çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan, 6545 sayılı Kanun değişikliği öncesi 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 43 üncü maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesi uyarınca 8 yıl 4 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir. 5. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan 17.12.2021 tarihli ve 9-2021/145527 sayılı, onama görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdi edilmiştir. II....

    la tanıştıktan 15-20 gün sonra aralarında duygusal bir ilişkinin başladığını, 2007 yılı Ocak ayında suça sürüklenen çocukla oturdukları esnada suça sürüklenen çocuğun, kendisine meyve suyu ısmarladığını, içtikten bir müddet sonra kötü hissettiğini, suça sürüklenen çocuğun, bu hâlde tek başına eve gidemeyeceğini söyleyerek onu ablası olan tanık Havana’nın evine bırakmayı teklif ettiğini, ablasının eviyle suça sürüklenen çocuğun evinin birbirine yakın olduğunu, birlikte yola çıktıklarını, suça sürüklenen çocuğun, annesinin evde olduğunu söyleyerek evlerinde oturmayı teklif ettiğini, kabul etmesi üzerine birlikte suça sürüklenen çocuğun evine gittiklerini, evde sadece suça sürüklenen çocuğun annesi tanık ...’nin olduğunu, birlikte meyve yiyip konuştuklarını, sonrasında kendinden geçtiğini, kendine geldiğinde evin salon kısmında çırılçıplak bir vaziyette olduğunu, suça sürüklenen çocuğu da aynı şekilde gördüğünü, ağlamaya başlaması üzerine suça sürüklenen çocuğun "Korkma....

      Aile Mahkemesinin 2011/709 esas 2012/279 karar sayılı ilamıyla boşandıklarını, müşterek çocuk Taha Yaşar'ın velayetinin davalı anneye verildiğini, davalının ortak çocukla birlikte Almanya'da yaşadığını, davalının Almanya'da yabancı biriyle evlendiğini, ortak çocuğun bu yabancının kültürü ile yetişmekte olduğunu, çocuğun Türk kültüründen uzaklaştığını, davacının çocuğuna bakmak istediğini, eşinin de davacıyı bu konuda desteklediğini, davalının ortak çocuğu erkeğe göstermediğini, boşanma ile kurulan şahsi ilişkinin davalının inisiyatifine bırakıldığını, zira davalı izne Türkiye'ye gelmediğinde şahsi ilişkinin kurulamayacağını, davalının izne geldiğinde müvekkiline haber vermediğini, bu nedenle müvekkilinin şahsi ilişki hakkını kullanamadığını, bu nedenle çocuğun psikolojisinin bozulduğunu, davalının çocukla yeterince ilgilenmediğini, davalının devlet desteği ile yaşamını sürdürdüğünü, çocuğun ihtiyaçlarını karşılamakta yetersiz olduğunu belirterek ortak çocuğun velayetinin davalıdan alınarak...

      Somut olayda; mahkemece davanın reddine karar verilmiş ise de, taraflar boşandıktan sonra davacı annenin işe girdiği, çocuğun bakımı konusunda ailesinden destek aldığı, sosyal inceleme raporunda da belirtildiği üzere çocuğun içerisinde bulunduğu yaş itibariyle anne bakım ve şefkatine muhtaç olduğu, anne bakım ve ilgisinin çocuğun bilişsel ve sosyal gelişimi açısından faydalı olduğunun anlaşılması karşısında, velayet değişikliği ve kişisel ilişki tesisine ilişkin kararların kesin hüküm oluşturmadığı, gelişen durum ve şartlara göre her zaman velayetin değiştirilmesi davası açılabileceği de gözetilerek davanın kabulü yerine reddine karar verilmesi doğru olmadığından, davacının istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, bu durum yeniden yargılamayı gerektirmediğinden davacının davasının kabulü ile, müşterek çocuğun yaşı ve ihtiyaçları ile tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına göre müşterek çocuk için aylık 700,00 TL iştirak nafakasının...

      Velayet hakkı anne ve baba için normal şartlarda çocuğun ergin olmasına yani onsekiz yaşını tamamlamasına kadar devam eden geçici bir haktır. Boşanma nedeniyle velayet hakkının sırf anneye verilmiş olması çocuğun soyadının değiştirilmesi için haklı bir neden sayılmadığı gibi hukuki mevzuat da buna cevaz vermemektedir. Bir an için mevzuatın böyle bir duruma izin verdiği kabul edilse dahi sonradan gelişen sebeplerden dolayı çocuğun yararı açısından velayetin babaya yeniden verilmesi hallerinde bu kez baba, velayet hakkına dayanarak tekrar çocuğun soyadını değiştirmek isteyecektir. Madem ki velayet kimde ise çocuk onun soyadını taşıyacaktır, o halde baba bu haktan mahrum edilemez. Böyle bir uygulamanın nüfus kayıtlarının güvenilirliğini ve istikrarını zedeleyeceği ve asıl bu gibi uygulamaların çocuğun ruh hali üzerinde çok derin ve etkili travma yaratacağı açıktır....

        İştirak nafakası; çocuğun yaşı, eğitim durumu, günün ekonomik koşulları ile genel ihtiyaçlar ve ana-babanın mali durumuna göre takdir edilir. Ayrıca nafakanın takdirinde birlik devam ederken çocuğun alıştığı yaşama şekli ve gelirleri de dikkate alınır. Hâkim, nafaka takdirinde; tarafların ekonomik durumlarındaki değişikliği araştırıp, gelirleri arasındaki bir oranlama yaparak, önceki nafaka takdirinde taraflar arasında sağlanan dengeyi koruyacak bir karar vermelidir. TMK'nın 176/3 maddesine göre, "irad biçiminde ödenmesine karar verilen maddi tazminat veya nafakanın alacaklı tarafın yeniden evlenmesi yada taraflardan birinin ölümü hâlinde kendiliğinden kalkacağı" hüküm altına alınmış 4.fıkrasında ise ''Tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın arttırılması veya azaltılmasına karar verilebileceği" 331.madde de ise "durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler veya nafakayı kaldırır." hükmü düzenlenmiştir....

          Türk Medeni Kanunu'nun 330/1.maddesi gereğince; nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir. Nafaka miktarının belirlenmesinde çocuğun gelirleri de gözönünde bulundurulur. Türk Medeni Kanunu'nun 331. maddesi gereğince; durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler. Keşan 1. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2009/301 Esas ve 2009/470 Karar sayılı ilamı ile; taraflar anlaşmalı boşanmışlar ve müşterek çocuk B. D. için aylık 700,00 TL iştirak nafakasına hükmedilmiştir. Sözleşme yapıldığında karşılıklı edimler arasında mevcut olan denge sonradan şartların olağanüstü değişmesiyle tarafların biri aleyhine katlanamayacak derecede bozulmuşsa, taraflar; artık o akitle bağlı tutulmazlar, değişen bu koşullar karşısında TMK.nun 2.maddesinden yararlanarak sözleşmenin yeniden düzenlenmesini mahkemeden isteyebilirler....

            UYAP Entegrasyonu