Aile Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, üzerine kayıtlı olan çocuğun anne ve baba adının değiştirilmesi istemine ilişkindir. Mersin 1. Asliye Hukuk Mahkemesince, nüfusta küçük ...'nın baba ve annesi olarak görünen kişilerin gerçekte anne ve baba olmadıklarının tesbiti talebinin soybağı değişikliği sonucunu doğuracağı anlaşıldığından görevsizlik kararı verilmiştir. Mersin 2. Aile Mahkemesi ise, davanın soybağının reddi davası olmayıp nüfusta kayıt düzeltilmesine ilişkin olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Davacı vekili, müvekkilinin ... ile evliliği sırasında çocuklarının olmaması üzerine davalılar ... ve ...'nin çocuğu olan ...'yı kendi çocuklarıymış gibi nüfuslarına kaydettirdiklerini bildirerek, küçük ...'nın öz anne ve babası olan davalılar İlhami ve ... ...'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun basit cinsel istismarı HÜKÜM : Mahkumiyet İlk derece mahkemesince bozma üzerine verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü: Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, Ancak; 6545 sayılı Kanun ile TCK'nın 103/6. maddesinin yürürlükten kaldırıldığı, bu kapsamda değişiklik öncesi aynı Kanunun 61. maddesine göre temel cezanın belirlenmesi sırasında ruh sağlığındaki bozulmanın nitelikli hal olması nedeniyle dikkate alınamayacağı, buna karşılık anılan kanun değişikliği sonrasında mahkemece lehe Kanun değerlendirmesi yapılırken TCK'nın 61/1-e. maddesinde düzenlenen “meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığı” dikkate alınmak suretiyle ruh sağlığındaki bozulma...
esas alınır.” hükmüne yer verilmiş olunması karşısında; 05/06/2014 tarihli hükümde, suça sürüklenen çocuğun, 5237 sayılı TCK'nın 141/1. maddesi gereğince hırsızlık suçundan mahkumiyetine karar verildiği ve tebliğname tarihinin de 07/05/2017 olduğu anlaşılmakla, Mahkumiyet hükmündeki nitelendirme ve Yargıtay Kanunu'nun Değişik 14. maddesi gereğince temyiz incelemesinin Yüksek (2.)...
Dairesinin görevlerine ilişkin bölümünde ‘İş bölümünün yürürlüğe girdiği tarihten itibaren işbölümü değişikliği nedeniyle 15. Ceza Dairesi’nin arşivinde bulunan 151, 152, 153, 161 ve 162. maddelerinde düzenlenen suçlardan kaynaklanan işlerin 8.Ceza Dairesine devredileceğinin belirtilmesi karşısında; Mahkeme kararındaki uygulamaya, temyizin kapsamına, iddianemedeki sevk maddeleri ile Yargıtay Kanunu'nun Değişik 14. maddesi gereğince temyiz incelemesinin Yüksek (8.) Ceza Dairesi'nin görevi dahilinde olduğundan dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE ve dosyanın ilgili daireye GÖNDERİLMESİNE, 30/05/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Çocuğun basit cinsel istismarı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma HÜKÜM : Mahkumiyet İlk derece mahkemesince bozma üzerine verilen hükümler temyiz edilmekle 28.06.2014 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren ve cinsel dokunulmazlığa karşı suçlarda değişiklik yapan 6545 sayılı Kanunla getirilen düzenlemeler de gözetilip dosya incelenerek gereği düşünüldü: Mahkemenin oluşa uygun kabul gerekçesi nazara alındığında sanık hakkında atılı suçtan kurulan hükümde uygulama maddesinin 5237 sayılı TCK'nın 103/1 yerine 103/2 olarak gösterilmesi mahallinde düzeltilmesi mümkün yazım hatası kabul edilip, tüm dosya kapsamı ile 6545 sayılı Kanunla yapılan kanun değişikliği de gözetildiğinde tebliğnamedeki bozma isteyen düşüncelere iştirak edilmemiş ve hükümlerden sonra 5237 sayılı TCK'nın 53. maddesi ile ilgili olarak 24.11.2015 tarihli, 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün ve 2014...
Velayetin düzenlenmesinde asıl olan, küçüğün yararını korumak ve geleceğini güvence altına almak olduğundan, çocuğun fiziksel ve ruhsal gelişimini engelleyen ve süreklilik arz edeceği anlaşılan her olay, tehlikenin büyüklüğü, doğurabileceği onarılması güç sonuçlar değerlendirilerek sonuca varılmalı; velayetin belirlenmesi ve düzenlenmesinde öncelikle çocuğun yararı göz önünde tutulmalıdır. Bu kapsamda, çocuğun cinsiyeti, doğum tarihi, eğitim durumu, kimin yanında okumakta olduğu, talepte bulunanın çocuğun eğitim durumu ile ilgilenip ilgilenemeyeceği, sağlığı, sağlık durumuna göre tedavi olanaklarının kimin tarafından sağlanabileceği gibi özel durumuna ilişkin hususlarda göz önünde tutulmalıdır. Velayetin belirlenmesi ve düzenlenmesinde ana babadan kaynaklanan özelliklerin de dikkate alınması kaçınılmazdır....
tarihli bilirkişi raporuna göre; şüpheli şahsın iş yerinin önüne gelerek çevreyi kontrol ettiği, iş yeri önünde bekleme yaptığı, aynı dakika içerisinde iş yeri içerisine girdiği, 45-50 saniye sonra da şüpheli şahsın iş yerinden çıkış yaptığı, cebine ne olduğu anlaşılamayan bir şeyler koyarak kamera görüş açısından çıktığı, suça sürüklenen çocuğun olayı gerçekleştiren şüpheli şahsa fiziki özellikler bakımından benzerlikler gösterdiği ve hakkında kamu davası açılan suça sürüklenen çocuk olduğu kanaatine varıldığının tespit edildiği, suça sürüklenen çocuğun önceki aşamalarda üzerine atılı suçlamaları kabul etmezken, 10.03.2016 tarihli oturumda, dosya içerisinde yer alan bilirkişi raporu ekindeki kendisine gösterilen fotoğraflardaki şahsın kendisi olduğunu, fotoğraftaki iş yerine girip çıktığını ancak iş yerinden telefon çalmadığı yönündeki kaçamaklı savunmaları karşısında suça sürüklenen çocuğun üzerine atılı nitelikli hırsızlık suçundan mahkumiyeti yerine yazılı şekilde beraatine karar...
Davalı annenin Silivri Aile Mahkemesine velayetin değiştirilmesine ilişkin dava açtığı, davanın derdest olduğu ancak boşanma kararı ile velayetin anneye verildiği, kesinleşmiş bir velayet değişikliği kararı olmadığı, işbu davayla Silivri Aile Mahkemesinin birlikte yürütülmesi gerekliliğinin bulunmadığı anlaşılmakla davalının bu yöndeki istinaf talebi reddedilmiştir. İlk Derece Mahkemesince, müşterek çocuğun beyanı ve sosyal inceleme raporu doğrultusunda davanın kabulü ile çocuğun velayetinin babaya verilmesine karar verilmiş ise de, davalı annenin Silivri Aile Mahkemesi'nde açtığı velayet değişikliğine ilişkin davada müşterek çocuğun polis karakoluna sığındığını ve fiilen kendi yanında yaşadığını iddia ettiği, istinaf dilekçesi ekinde Silivri Aile Mahkemesince alınan sosyal inceleme raporunun ibraz edildiği görülmüştür....
Sayılı ilamıyla müşterek çocuk Sultan Nacak ile davalı babası arasında kişisel ilişki tesis edilerek, müşterek çocuğun velayetinin davacı üzerinde bırakıldığı görülmüştür. Dosya kapsamında dinlenen müşterek çocuğun gerek yaşı gerekse kendinin ifade biçimi gözetilerek davalı babası ile görüşmek istememesi yönündeki beyanlarına değer verilmesi hasıl olmuştur. Dosya kapsamında alınan rapor ile de çocuğun beyanlarına değer verilmesi gerektiği anlaşılmıştır. Dinlenen davacı tanık beyanları ile davalının müşterek çocuk üzerinde psikolojik baskı yaptığı, çocuğun gerek yaşı gerekse üniversiteye hazırlık sürecinde kişisel ilişkinin devamının çocuğun üstün menfaatine ters düştüğü gözetilerek çocuk ile davalı babası arasında tesis edilen kişisel ilişkinin kaldırılmasına karar verilmiştir....
OLAY VE OLGULAR Olay tarihinde suça sürüklenen çocuğun mağdureyi evine bırakmak için mağdure ile birlikte evine gittiği, mağdurenin annesinin tedavi olmak için Adana iline gittiğini bu nedenle mağdurenin evde yalnız kaldığını öğrenen suça sürüklenen çocuğun, mağdure eve girdikten sonra kapı zilini çaldığı, mağdurenin kapıyı açtığı, suça sürüklenen çocuğun mağdureden su istediği, mağdurenin su getirmeye gitmesinin ardından suça sürüklenen çocuğun mağdurenin arkasından mutfağa girerek mağdureye sarıldığı ve öpmeye başladığı, mağdurenin tişörtünü çektiği, göğsüne, kalçasına eliyle dokunduğu, cinsel organını çıkardığı, cinsel organını mağdurenin ağzına sokmaya çalıştığı, ağzına değdirdiği, mağdurenin, bu eylemler devam ederken suça sürüklenen çocuğa karşı koyduğu bu nedenle suça sürüklenen çocuğun cinsel organını mağdurenin ağzına sokmayı başaramadığı, suça sürüklenen çocuğun mağdurenin kaçmasına engel olduğu, mağdurenin karşı koyması ve bağırması üzerine suça sürüklenen çocuğun evden kaçtığı...