Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde, davacının Türk vatandaşlığı yanında İsviçre vatandaşlığına sahip çifte vatandaş olduğunu, İsviçre'deki tüm kayıtlarda soyadının Danho olarak yer aldığını ve çevresinde bu soyismi ile tanındığını, bu soyisminin süryani vatandaşlar arasında sıkça kullanıldığını bildirerek "Özbakır" olan soyadının çevresinde tanındığı şekilde "Danho" olarak değiştirilmesini istemiş; mahkemece, davanın kabulü ile davacının soyadının –istem gibi- değiştirilmesine karar verilmiştir. 2525 Sayılı Soyadı Yasasının 3. ve Soyadı Tüzüğü’nün 7.maddelerinde “yabancı ırk ve ulus adları soyadı olarak kullanılamaz”, yine Tüzüğün 5.maddesinde “yeni takılan soyadları Türk dilinden alınır” hükümlerine yer verilmiş olup, davacının almak istediği soyadının anılan Yasa ve tüzüğün sözü edilen hükümlerine aykırı olduğu gözetilmeden, "Özbakır" olan soyadının...

    Ancak; Davacının almak istediği soyadının Soyadı Kanununun 3 ve Soyadı Tüzüğünün 7 ve 5.maddeleri gereğince "..." olarak değiştirilmesi mümkün olmadığı gerekçesi ile isteminin reddine karar verilmiş ise de aynı zamanda Japon vatandaşı da olan davacının önceki soyadı olan "... tekrar soyad olarak almasına engel bir durum bulunmamaktadır. Bu nedenle mahkemece soyadı değişikliğine ilişkin davanın Türk Medeni Kanununun 27.maddesi kapsamında incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiğinin dikkate alınmaması doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 19.11.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Yeter ki bu soyadı 2525 Sayılı Soyadı Yasasının 3. ve Soyadı Tüzüğünün 7. maddeleri hükümlerine aykırı olmasın. Somut olayda davacının değiştirmek istediği "Karaosmanoğlu" soyadı ile tanındığı saptandığına ve bu soyadının yukarıda sözü edilen Yasa ve Tüzük hükümlerinde belirtildiği şekilde rütbe ve memuriyet, aşiret, yabancı ırk ve millete özgü olmadığı gibi genel edeplere uygun düşmeyen veya iğrenç ve gülünç bir nitelik de taşımadığına göre; istemin kabulü ile davacı ...'un nüfus kütüğündeki "..." olan soyadının "..." olarak değiştirilmesine hükmedilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 20.3.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde,... olan soyadının "..." olarak düzeltilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacılar vekili dava dilekçesinde, davacıların "..." olan soyadının "..." olarak düzeltilmesini istemiş, mahkemece davacıların .... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 1998/898-1295 sayılı kararı ile soyadının değiştirildiği, ikinci kez soyadı değişikliği yapılmasının mümkün olmadığı gerekçesi ile dava şartı noksanlığından davanın reddine karar verilmiştir....

          eski eşinin soyadı olan .... olduğunu, mavi kart müracaatında da kendisine ... soyadı ile mavi kart verilebileceğinin söylendiğini, davacının doğumla Türk vatandaşı olmasına rağmen kendi isteği ile vatandaşlıktan çıktığından kapalı kayıttaki soyadının düzeltilmesinde hukuki yararı bulunduğunu ileri sürerek, .... olarak geçen soyadının kızlık soyadı olan Güldamlası olarak düzeltilmesini talep etmiş ise de, daha sonra sunduğu ıslah dilekçesi ile davacının soyadının “....” olarak düzeltilmesini talep etmiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir....

            GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Temyize konu bu davanın UYAP kaydında sanığın annesinin dosyaya vasi olarak taraf eklendiği görülmekle, sanığın annesinin temyiz tarihinde sanığa vasi/veli olarak atanıp atanmadığının, geçerli bir vesayet kararının bulunup bulunmadığının araştırılarak, sanığın annesinin vasi/veli olarak atandığına dair bir karar var ise, aslı veya onaylı örneğinin temin edilip bu dosya içerisine konulmak suretiyle, eksikliğin giderilmesinden sonra tekrar gönderilmek üzere dosyanın incelenmeksizin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na İADESİNE, 24/12/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

              Ad ve soyadı kişiliğin ayrılmaz bir öğesidir. Kişi bununla anılır ve tanımlanır. Ad veya soyadı niteliği gereği onu taşıyan kişi tarafından benimsendiğinde anlam taşır. Türk Medeni Yasasının öngördüğü "haklı neden" bu kapsam içinde değerlendirildiğinde hakimin bu konudaki takdiri; ileri sürülen nedenin ve yeni alınmak istenen ad veya soyadının toplum değerlerine ve yasanın buyurucu kurallarına ters düşmeyen, özellikle başkalarına veya çevreye zarar vermeyen, incitmeyen nitelikte bulunduğunun saptanmasıyla sınırlı olmalıdır. 2525 Sayılı Soyadı Yasası'nın 3. maddesinde yabancı ırk ve millet isimlerinin soyadı olarak kullanılamayacağı belirtildikten sonra bu kanuna göre çıkartılmış bulunan 2891 Sayılı Soyadı Nizamnamesinin 7. maddesinde “yabancı ırk ve ulus adları soyadı olarak kullanılamaz”, yine aynı Nizamnamenin 5.maddesinde de “yeni takılan soyadları Türk dilinden alınır” hükümlerine yer verilmiştir....

              Ancak; Davacı vekili dilekçesinde, müvekkillerinin çevrede "..." soyadı ile tanınıp bilindiğini beyan ederek nüfus kaydında "..." olan soyadının "..." olarak düzeltilmesini istediğine ve Yargıtay'ın yerleşmiş uygulamalarında da kişinin çevresinde tanınıp bilindiği soyadı ile anılmasının ve bunu kayden taşımasının soyadı düzeltilmesi için haklı neden teşkil edeceği kabul edildiğine, dosya içerisinde bulunan bilgi ve belgelerden davacının "..." soyadı ile çevresinde tanınıp bilindiği anlaşıldığına göre; davacının adının düzeltilmesinde olduğu gibi haklı nedenin varlığı kabul edilerek soyadının da düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken, yerinde bulunmayan gerekçelerle soyadı düzeltilmesine ilişkin davasının reddi doğru görülmemiştir....

                AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 10.03.2021 NUMARASI : 2019/655 ESAS, 2021/65 KARAR DAVA KONUSU : ÇOCUĞUN ANNESİNİN SOYADINI KULLANMAYA KARAR : Mahalli mahkemece verilen karara karşı davalı T3 tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş, dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmiş olup, ön inceleme aşaması tamamlandıktan ve incelemenin duruşma yapılmadan karar verilmesi mümkün bulunan hallerden olduğu anlaşıldıktan sonra duruşmasız olarak yapılan inceleme neticesinde, Dosya incelendi; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların davacı ile davalı T3'ın İstanbul Anadolu 16....

                Aile Mahkemesince, küçük ... ve veli ...'in adreslerinin "..." olduğu gerekçesi ile yetkisizlik yönünde hüküm kurulmuştur. ... Asliye Hukuk (Aile Mahkemesi sıfatıyla) Mahkemesi tarafından ise, UYAP üzerinden yapılan adres araştırmasında çocuğun malvarlığı hakkında bilgi vermekle yükümlü veli ...'in yerleşim yeri adresinin ''...'' olduğu anlaşıldığı gerekçesi ile yetkisizlik yönünde hüküm kurulmuştur. TMK'nın 21. maddesine göre velayet altında bulunan çocuğun yerleşim yeri ana ve babanın ortak yerleşim yeri olduğu gibi, Türk Medenî Kanununun Velayet, Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Tüzüğün 4. maddesi uyarınca sağ kalan veya velayet kendisine verilen eşin yerleşim yeri mahkemesi yetkilidir. Somut olayda, ... Aile Mahkemesinin 01/07/2014 tarih ve 2013/482 E. - 2014/466 K. sayılı boşanma kararı ile küçük ...'ün velayetinin anne ...'...

                  UYAP Entegrasyonu