Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Babanın soyadı veya çocuk reşit olduktan sonra kendi soyadı usulüne uygun olarak açacağı bir dava sonunda verilecek kararla değişmedikçe, çocuğun da soyadı değişmez. Bu durumda somut olayda olduğu gibi ananın velisi bulunduğu küçük ...'nın soyadının değiştirilmesi konusunda açtığı davanın reddi gerekirken, kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 08.10.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Nüfusta Soyadı Düzeltilmesi Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Davacı dava dilekçesinde, anne ve babasının 1992 yılında boşandıklarını ve velayetinin annesi Nesrin Ulu'ya verildiğini, babasının soyadını taşımak istemediğini, bu nedenle soyadının Ulu olarak düzeltilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi üzerine, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesinden, davacının, dava dilekçesinde "Aluş" olan soyadının annesinin soyadı olan "Ulu" olarak değiştirilmesini talep ettiği ve 15/12/2015 tarihli oturuma bizzat katılarak talebini yinelediği, Mahkemece davacının talebinin kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır....

      , çocuğun ileriki hayatında küçük düşmemesi için babanın soyadının iptali ile çocuğun soyadının nüfusa annenin soyadı olan Erdoğan olarak tashihine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

      GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili ilk derece mahkemesine vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin annesi ile babasının 10/03/2011 tarihinde boşandıklarını, müvekkilinin anne babasının boşandığında 8 yaşında olduğunu, boşanmanın ardında babasının müvekkilini hiç aramadığını, maddi-manevi tüm ihtiyaçlarını annesinin karşıladığını, babası ile hiç bir duygu bağı bulunmadığını bu nedenle babasının soyadını taşımaktan rahatsız olduğunu, kendisiyle her zaman birlikte olan ve tüm desteği sağlayan annesinin soyadı olan ''Kayhan'' soyadını taşımak istediğini ayrıca müvekkilinin ikinci isminin de annesinin soyadı olduğunu, Kayhan ismini hiç kullanmadığını ''Mehmet Kayhan'' olan isminin ''Mehmet'' "Uzar" olan soyadının ''Kayhan'' olarak değiştirilmesini istemiştir. Davalı nüfus idare temsilcisi takdiri mahkemeye bırakmıştır....

      Çocuğun üstün yararı gereği, anne hiçbir gerekçe göstermeden, sırf velayetin kendisinde olduğunu ileri sürerek çocuğa kendi kızlık soyadının verilmesini isteyemez. Anne tarafından çocuğun soyadının değiştirilmesi davası açıldığında, çocuğun üstün yararına bakılır. Eğer çocuğun üstün yararı varsa annenin kızlık soyadı çocuğa verilebilir. Üstün yarar yoksa davanın reddine karar verilmelidir. Somut olayda, idrak çağındaki çocuklar ... ve ... ..., 27.09.2019 tarihli celsede dinlenilmiş, çocuklar davacı anneyle soy isimlerinin farklı olması sebebiyle, okul hayatında arkadaşları tarafından dalga geçildiğini bu nedenle kendilerini kötü hissettiklerini duruşmada belirtmişlerdir. Çocukların soyadlarının, annenin soyadı ile değiştirilmesi halinde, üstün yarar bakımından ruhsal gelişiminin olumsuz etkileneceği ileri sürülmediği gibi, aksine çocukların soyadının annenin soyadıyla değiştirilmesinde çocukların üstün yararının bulunduğu anlaşılmaktadır....

        Babanın açtığı soyadı (aile adı) değişikliğini içeren dava ile ergin olmayan çocuğun da soyadı değişmiş bulunduğundan, o çocuk ergin olduktan sonra aynı konuda (aile soyadının değiştirilmesi istemli) dava açamaz; buna 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Yasasının 36. maddesinin (b) bendi izin vermez. Açıklanan tüm bu nedenlerle davacının soyadının değiştirilmesi istemli davanın reddi gerekirken, kabulü ile soyadının -istem gibi- değiştirilmesine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz, davalı ...'nün temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün soyadı değişikliği davası açısından HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 19.03.2009 gününde oyçokluğuyla karar verildi....

          nun nüfus kaydında "..." olan soyadının "..." olacak şekilde düzeltilmesi istemine ilişkindir. Dava; davacının vasisi olduğu ... ...'nun babası ... ı'nın ... ... 5 yaşındayken ölmesi sonrasında annesinin nüfus kaydına "..." soyadı ile kaydettirdiğini, gerçek soyadının ise "..." olması gerektiğinden sehven nüfusunda kayıtlı olan "..." soyadının silinerek gerçek soyadı olan "..."'nın kayıtlara işlenmesine karar verilmesini istemiştir. Bu türden yanlış ve yanıltıcı beyan ve işlemle yasaya aykırı olarak yapılan kayıtların düzeltilmesinin nüfus kaydının düzeltilmesi davası ve görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğu açıktır (Hukuk Genel Kurulu 2013/18-354 E. 2013/1554 K. 13.11.2013 T.)....

            Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; ''davacı vekili aracılığıyla davalı aleyhine davacının velayeti altındaki küçük Uzay Toprak'ın Alpay olan soyadının Gülergün olarak değiştirilmesi talepli dava açıldığı, davalının davaya cevap vermeyerek münkir konumda olduğu, nüfus kaydı kapsamında 2015 doğumlu olan Uzay Toprak Alpay'ın velayetinin davacıda olduğu anlaşılmış, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararları dikkate alındığında mahkememizin görevli olduğu, davacının velayeti altında bulunan çocuk ile soyadının farklı olmasından dolayı tanık beyanlarında da sabit olduğu üzere sürekli sıkıntı yaşadığı, küçüğün evlilik birliği içerisinde almış olduğu baba soyadının değiştirilmesi talebinde velayeti kullanan davacı annenin haklı olduğu gibi Medeni Kanun veya Özel Kanunlarda evlilik birliğinin sona ermesine müteakip çocuğun soyadının tesisi veya düzenlenmesi hususunda özel bir düzenleme bulunmadığı ancak bu hususta daha önce verilen Anayasa Mahkemesi kararı ve Yargıtay içtihatları dikkate alındığında...

              O halde velayete sahip ana dahi bu hakka dayanarak kişiye sıkı sıkıya bağlı kişilik haklarıyla ilgili çocuğun soyadının değiştirilmesi davasını açamaz. Bu sebeple; mahkemece, ananın velayeti altındaki çocuğun soyadının değiştirilmesi konusunda açtığı davanın (babanın onayı olsa dahi) reddine karar verilmesi gerekirken, kabulüne hükmedilmesi doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 5.3.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                Bu maddenin iptalinden önce anne ve babanın sonradan evlenmesi (Türk Medeni Kanununun 292. maddesi) ya da aynı Kanunun 27. maddesine bağlı haklı nedenlerden dolayı soyadının değiştirilmesi halleri dışında çocuğun babanın soyadını alma imkanı bulunmamaktaydı. Yukarıdaki açıklamalar ışığında bir çocuğa soyadı verilmesi için o çocuğun doğum tarihinde annesi ile babasının evli olup olmadığına bakmak gerekir. Doğum gününde anne ve baba evli ise çocuk babanın, diğer bir anlatımla ailenin soyadını alacaktır. Çocuğun soyadı bu surette belirlendikten sonra, onun soyadını velayet hakkına vs. nedenlere dayanarak değiştirmek Türk Medeni Kanununun 321. maddesindeki düzenleme karşısında mümkün değildir. Ancak çocuk, ergin olduktan sonra Türk Medeni Kanununun 27. maddesindeki koşulların varlığı halinde soyadını her zaman değiştirmek hakkına sahiptir. Velayet hakkı anne ve baba için normal şartlarda çocuğun ergin olmasına yani onsekiz yaşını tamamlamasına kadar devam eden geçici bir haktır....

                  UYAP Entegrasyonu