WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

, sürekli yanında mahkeme kararını taşımak zorunda kaldığını, eski eşinin soyadını çocuğun soyadı olarak görmekten rahatsızlık duyduğunu, müşterek çocuğun Ömer isminin kullanılmadığını, tüm aile çevresinde Efe olarak tanınıp bilindiğini, küçüğün annesi olarak Ateş soyadını ve Ömer ismini benimseyemediğini ve evladını özdeşleştiremediğini, adını Efe olarak kullanmak istediğini belirterek, küçük çocuğun adının ve soyadının Efe Şahlanoğlu olarak değiştirilmesine karar verilmesi talep etmiştir....

AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 02/10/2019 NUMARASI : 2019/348 ESAS, 2019/641 KARAR DAVA KONUSU : Çocuğun Annesinin Soyadını Kullanmaya İzin KARAR : Küçükçekmece 7. Aile Mahkemesi'nin 02.10.2019 tarih, 2019/348 Esas, 2019/641 Karar sayılı kararına karşı davalı Nüfus Müdürlüğü tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması nedeniyle incelenmesi sonucunda, Dairemizce verilen 30.09.2020 tarih, 2020/55 Esas, 2020/1063 Karar sayılı kararının davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 2....

Boşanma nedeniyle velayet hakkının anneye verilmiş olması, çocuğun soyadının değiştirilmesi için haklı bir neden sayılmadığı gibi, hukuki mevzuat da buna onay vermemektedir. Bir an için mevzuatın böyle bir duruma izin verdiği kabul edilse dahi, sonradan gelişen sebeplerden dolayı çocuğun yararı açısından velayetin babaya verilmesi halinde bu kez baba, velayet hakkına dayanarak tekrar çocuğun soyadını değiştirmek isteyecektir. Madem ki velayet kimde ise çocuk onun soyadını taşıyacaktır, o halde baba bu haktan mahrum edilemez. Böyle bir uygulamanın nüfus kayıtlarının güvenilirliğini ve istikrarını zedeleyeceği ve asıl bu gibi uygulamaların çocuğun ruh hali üzerinde çok derin ve etkili travma yaratacağı açıktır. Yargı mercilerinin bu durumu ve çocuğun yüksek yararını gözeterek anne ile babanın veya ailelerin hukuken oluşmuş statüleri değiştirmeye çalışmalarına izin vermemesi gerekir....

    İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince özetle; her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, müşterek çocuğun velayetinin anneye verilmesine, baba ile müşterek çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasına, müşterek çocuk yararına aylık 400 TL tedbir ve iştirak nafakasına, tarafların maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine, çocuğun annesinin kızlık soyadını kullanması talebinin ayrı bir yargılama konusu olduğundan reddine karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı-karşı davalı erkek süresinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, tazminat taleplerinin reddi, velayet ve nafakalar yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı-karşı davacı kadın süresinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, tazminat taleplerinin reddi, iştirak nafakası miktarı, müşterek çocuğun annesinin soyadını kullanmasına ilişkin talebinin reddi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur....

    Asliye Hukuk Mahkemesi'nce dava 2018/416 Esas sırasına kaydedilmiş, mahkemece yapılan yargılamada; davada, davacının boşanma sonrasında velayeti altında bulunan çocuğunun soyadının değiştirilerek, annesinin soyadını kullanmak istediği anlaşılmıştır. Çocuk soyadı; evlilik içinde doğmuş ise; ailenin, başka bir ifade ile babanın: evlilik dışında doğmuş, babayla bir soy bağı kurulmamış ise anasının: soybağı ana ve babanın sonradan evlenmesiyle veya tanıma (TMK m.295) yahut da mahkeme kararıyla (TMK m. 301) kurulmuş ise babasının soyadını almaktadır. Bu düzenlemelerden anlaşıldığı üzere çocuğun soyadı, ana ve babasıyla soy bağı ilişkisini göstermektedir....

    Mahkemece yapılan yargılama sonunda; " Davanın kabulü ile, Bolu ili Merkez ilçesi Tabaklar köyü Cilt no: 18 Hane no: 646 da nüfusa kayıtlı Erol kızı 1981 doğumlu T2 Perez Cruz'un (T.C: ) Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 2014/2- 889 Esas ve 2015/2011 Karar sayılı kararı gereğince davacının evlilik birliği içinde sadece kendi soy ismi olan Şerifoğlu soy adını kullanmasına" karar verilmiştir. Davalı T1 istinaf dilekçesinde, mahkemece verilen kararın 2525 sayılı Soyadı Kanununun 4.mad., 4721 sayılı TMK'nın 187.mad., Soyadı Nizamnamesinin 17.mad.ve 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğin 55.mad.uyarınca mevzuata aykırı olduğunu belirterek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davacı taraf istinafa cevap vermemiştir. Dava, evlenen kadının önceki soyadını kullanmasına izin verilmesi davasıdır. Dava T1 davalı gösterilerek açılmış, bu şekilde yargılama yapılarak karar verilmiştir....

    Mahkemece yapılan yargılama sonunda; " Davanın kabulü ile, Bolu ili Merkez ilçesi Tabaklar köyü Cilt no: 18 Hane no: 646 da nüfusa kayıtlı Erol kızı 1981 doğumlu T2 Perez Cruz'un (T.C: ) Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 2014/2- 889 Esas ve 2015/2011 Karar sayılı kararı gereğince davacının evlilik birliği içinde sadece kendi soy ismi olan Şerifoğlu soy adını kullanmasına" karar verilmiştir. Davalı T1 istinaf dilekçesinde, mahkemece verilen kararın 2525 sayılı Soyadı Kanununun 4.mad., 4721 sayılı TMK'nın 187.mad., Soyadı Nizamnamesinin 17.mad.ve 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğin 55.mad.uyarınca mevzuata aykırı olduğunu belirterek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davacı taraf istinafa cevap vermemiştir. Dava, evlenen kadının önceki soyadını kullanmasına izin verilmesi davasıdır. Dava T1 davalı gösterilerek açılmış, bu şekilde yargılama yapılarak karar verilmiştir....

    tescili esnasında Türk Medeni Kanunu uyarınca kadının eşinin tüm soyadlarını almakla yükümlü olduğunu belirterek evlenmeden sonraki soyadının T1 "olarak kayıtlara geçtiğini, bu haliyle de akademik kariyerinde zorluklar yaşadığını, buna benzer problemleri yaşayan kadınların son yıllarda açtığı davaların, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin tanıdığı Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, İnsan Hakları Sözleşmesi, Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Uluslararası Sözleşmesi, bunlara bağlı protokol ve tavsiye kararları, hükümleri gereğince " evlendikten sonra önceki soyadını kullanma haklarının koruması nedeniyle " bekarlık soyadlarının kullanmasına dair karar verildiğini, bu nedenlerle T1 " soyadının iptali ile kendi soyadı olan " Aytan" 'ın kullanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

    Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin, kişinin soyadını özel hayat kapsamında değerlendirerek evli kadının kocasının soyadını kullanma zorunluluğunu özel hayata müdâhale olarak kabul ettiği birçok kararında, soyadı kullanımı ile ilgili başvurular, sözleşme'nin 8. maddesinde yer alan "özel hayatın ve aile hayatının korunması" ilkesi kapsamında incelenmiş ve kadının evlendikten sonra yalnızca evlilik öncesi soyadını kullanmasına ulusal mercilerce izin verilmemesinin, sözleşmenin özel hayatın gizililiğini öngören 8. maddesiyle bağlantılı olarak, ayrımcılığı yasaklayan 14. maddesine aykırı olduğu sonucuna varılmıştır. Anayasanın 90. maddesinin beşinci fıkrası uyarınca, sözleşmeler hukuk sistemimizin bir parçası olup, kanunlar gibi uygulanma özelliğine sahiptir. Yine aynı fıkraya göre, uygulamada bir kanun hükmü ile temel hak ve özgürlüklere ilişkin olan sözleşme hükümleri arasında bir uyuşmazlığın bulunması halinde, sözleşme hükümlerinin esas alınması zorunludur....

      AİHM' nin, kişinin soyadını özel hayat kapsamında değerlendirerek evli kadının kocasının soyadını kullanma zorunluluğunu özel hayata müdahale olarak kabul ettiği birçok kararında, soyadı kullanımı ile ilgili başvurular, Sözleşme'nin 8. maddesinde yer alan "özel hayatın ve aile hayatının korunması" ilkesi kapsamında incelenmiş ve kadının evlendikten sonra yalnızca evlilik öncesi soyadını kullanmasına ulusal mercilerce izin verilmemesinin, Sözleşmenin özel hayatın gizliliğini öngören 8. maddesiyle bağlantılı olarak, ayrımcılığı yasaklayan 14. maddesine aykırı olduğu sonucuna varılmıştır. Anayasa'nın 90. maddenin beşinci fıkrası uyarınca, sözleşmeler hukuk sistemimizin bir parçası olup, kanunlar gibi uygulanma özelliğine sahiptir. Yine aynı fıkraya göre, uygulamada bir kararın hükmü ile temel hak ve özgürlüklere ilişkin olan sözleşme hükümleri arasında bir uyuşmazlığın bulunması halinde, sözleşme hükümlerinin esas alınması zorunludur....

        UYAP Entegrasyonu