Eldeki dava, çeyiz senedinden dolayı ziynet eşyalarının teslimi ya da bedellerinin tahsili istemine ilişkin olduğuna göre; konunun ispat hukuku açısından ele alınması gerekir. Dava konusu ziynet eşyaları taraflar arasında senede bağlanmış olup bu senet davalıyı bağlayıcı niteliktedir. Taraflar arasında düzenlenen çeyiz senedinde açıkça, davacı kadına ait olduğu kabul edilen ziynet eşyalarının davalıya teslim edildiği ve davalı tarafından da teslim alındığına dair tutanak imza altına alınmıştır. Dolayısıyla, çeyiz senedindeki bu beyanların aksini, ziynet eşyalarının davacıda olduğu iddiasını davalı aynı nitelikte bir delille ispatlamakla yükümlüdür....
Bunun haricinden davacıdan herhangi bir nafaka, maddi manevi tazminat, mal rejiminden kaynaklanan alacak, çeyiz ve ziynet alacağı, yargılama gideri talebim yoktur, protokol altındaki imza tarafıma aittir, protokol doğrultusunda boşanmamıza karar verilsin, herhangi bir baskı ve tehdit altında kalmadan hür irademle imzaladım" şeklinde beyanda bulunmuştur....
DAVA KONUSU : Alacak KARAR : Dairemizce yapılan dosya üzerinden inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM:Davacı vekili dava dilekçesine özetle; Tarafların 29/01/2017 tarihinden beri evli olduklarını, müşterek çocuklarının bulunmadığını, 5.000,00TL çeyiz alacağının davalıdan alınarak müvekkiline verilmesini talep ve dava etmiştir. DELİLLER:Tarafların nüfus aile kayıt tablosu, yaptırılan zabıta araştırmaları ve dava dosyası. İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ:"Davacının 5.000,00 TL çeyiz yardımına ilişkin talebi yönünden MAHKEMENİN GÖREVSİZLİĞİNE," karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili tarafından, hükmün tamamı yönünden istinaf yasa yoluna başvurulmuştur....
Dava, çeyiz ve ziynet eşyalarının aynen iadesi mümkün olmazsa bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili dava dilekçesinde; Tarafların 12/04/2007 tarihinde boşanmalarına rağmen davalının yedinde bulunan çeyiz eşyalarını ve ziynet eşyalarını iade etmediğini iddia etmiş, davalı ise davacının 26/03/2006 tanzim tarihli feragatname başlıklı belge nedeniyle her hangi bir alacak talep edemeyeceğini savunmuştur. Davacı, mahkeme tarafından hatırlatılan yemin teklif hakkını kullanmayacağını beyan etmiş, dava konusu olan çeyiz eşyalarının ve ziynet eşyalarının davalıda bulunduğunu iddia etmiş ise de bu iddiasını kanıtlayamamıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Alacak K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık çeyiz ve ziynet eşyalarından kaynaklanan alacak isteğine ilişkin bulunduğuna göre, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yüksek Yargıtay ( 6.) Hukuk Dairesine ait olmakla gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 18.07.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen ziynet ve çeyiz eşya bedeli davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dava, ziynet ve çeyiz eşya bedeline ilişkin alacak davasıdır. Mahkemece, gerekçe kısmında davalının, altınların satılarak bedeli ile davacı adına tarla alındığı savunmasında bulunduğu belirtilmiş ise de; davalı savunmasında yer almayan bu hususun maddi hataya yönelik olduğu ve sonuca etkili görülmediğinden, bozma sebebi yapılmamıştır....
Cevap dilekçesi: Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; Çeyiz eşya senedinde yazılı olan ev eşyalarının İstanbul'daki müşterek hande kaldığını, müvekkili Süleyman'ın bu eşyaları teslim etmeye hazır olduğunu, altınların davalılar tarafından alınarak davalı Mehmet adına ev alındığı iddiasının doğru olmadığını, bileziklerin 25- 30 gram olmadığı gibi çeyiz eşya senedinde yazılı olan buzdolabı, bulaşık makinesi, fırın ve halının markası olmadığı halde Bosch marka olarak talep edilmesini kabul etmediklerini, çeyiz eşya senedinden ayrı olarak düğün esnasında takılan ve diğer altınlar olarak talep edilen bilezik, çeyrek ve cumhuriyet altını, eşya ve kıyafet taleplerini ise kabul etmediklerini belirterek davalı Mehmet yönünden davanın reddine karar verilmesini, davalı Süleyman yönünden çeyiz senedinde yazılı altınlar haricindeki ev eşyaları yönünden davanın kabulüne karar verilmesini, davalı Süleyman'ın senetteki eşyalar yönünden yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmamasını,...
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan sebeplerle; 1- Davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nın 353/1- b/1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2- Dairemiz karar tarihi itibariyle davalı tarafından mehir senedinden kaynaklı alacak davasına yönelik alınması gereken 3.300,397 TL nispi harçtan, davalı tarafından peşin yatırılan 35,90 TL maktu harç ile 789,20 TL nispi harç toplamı olan 825,10 TL'nin mahsubu ile bakiye 2.475,297 TL'nin davalıdan alınarak, HAZİNE'YE GELİR KAYDINA 4- Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerine bırakılmasına, 5- Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, 6- Dairemiz kararının tebliğ ve harç tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 sayılı HMK'nın 362/1- a maddesi gereğince KESİN olarak oy birliği ile karar verildi....
Asıl dava, ticari işletme devrinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Davacı, müvekkilinin aradaki ticari ilişki sebebiyle dava dışı AVM Elma Ltd. Şti'den alacaklı olduğunu, alacağın tahsili için takip başlattığını, dava dışı AVM Elma Ltd. Şti' nin müvekkiline olan borcunu ödememek için kendisinin işlettiği mağazayı içindeki ticari emtialar ile birlikte davalı Ülkü Çeyiz Ltd. Şti'ye devir ve temlik ettiğini, müvekkilinin dava dışı AVM Elma Ltd....
Somut olayda; davacı çeyiz senedine dayanmış, davalı süresi geçtikten sonra beyanda bulunmuştur. Alacak resmi senet niteliğindeki çeyiz senedine dayandığından ve bunun aksi aynı nitelikteki bir belge ile ispat edilemediğinden davanın kabul edilmesinde herhangi bir isabetsizlik yoktur. Sonuç olarak; İlk Derece Mahkemesinin kararında herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından, usul ve kanuna uygun olan hükme karşı davalı tarafın istinaf taleplerinin Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1- b-1 bendi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....