Somut olayda, davacının hem huzur hakkı hem çıkma payı alacağı talebinde bulunduğu ancak ne dava ne de ıslah dilekçesinde talep ettiği çıkma payı ve huzur hakkı alacaklarını miktar itibarıyla ayrı ayrı somut olarak belirlememiştir. Belirlenmemiş olmasına rağmen mahkemece çıkma payı alacağı ile huzur hakkı alacağı ayrılmadan her iki alacağa da bilançonun görüşüldüğü tarihten 1 ay sonrası temerrüt tarihi kabul edilerek hesaplama yapılması ve ıslah tarihi de nazara alınmadan tüm talebe dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi doğru değildir....
-K A R A R- Davacı vekili, müvekkilinin üyesi olduğu davalı kooperatifin üyeliğinden ayrıldığını, çıkma payı alacağının tahsili için girişilen icra takibine davalının haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, davalının vaki itirazının iptali ile icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının çıkma payı alacağı için davacıya ilk vade tarihi takip tarihinden sonra olan on iki adet senet verilmesine rağmen icra takibine girişildiğini, alacağın muaccel olmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlar ve tüm dosya kapsamına göre, davacının çıkma payı alacağı için tarafların ibralaşarak, davalı tarafından verilen senetlerin vadesi gelmediğinden talep edilmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir....
Bu durumda, davacının çıkma payı alacağı muaccel olduğu halde mahkemece tarafların iddia ve savunmaları üzerinde durulup, gerekirse kooperatifin defter, kayıt, belge ve genel kurul kararları üzerinde araştırma ve inceleme yapılarak, davacının hak ettiği gerçek çıkma payı tutarının tereddüte yer vermeyecek şekilde açıklamalı, gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınıp, oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde, eksik incelemeye dayalı karar verilmesi doğru değildir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren ... gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07.03.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Davalı vekili, erteleme kararı alındığı için çıkma payı alacağın muaccel olmadığını, çıkma payı dışında arsa payı bedeli olarak ortaklara ödeme yapılmasının yasal dayanağı bulunmadığını, hiç bir yöneticinin huzur hakkını fiilen almadığını, fiilen taşeron gibi inşaatı yürüten üye S.. K.. ödendiğini, sayman üye olan davacının bunu bildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir....
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir. ...)Davalı vekilinin temyiz itirazları yönünden; Dava, ihraç kararın iptali, mümkün olmazsa çıkma payı alacağının tahsili istemine ilişkindir. Kooperatif üyeliğinden ihraç edilen ortak, ödemiş olduğu aidatın tamamını değil, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu`nun .../.... maddesi ve anasözleşmenin .../ .... maddesi gereğince, ihracın kesinleştiği yılın bilançosuna göre hesaplanacak olan masraf hissesi düşüldükten sonra bakiyesinin iadesini talep hakkını haizdir. İhracın kesinleştiği yıla ait bilançonun ertesi yıl genel kurulca kabulü suretiyle kesinleşmesinden itibaren bir ay geçtikten sonra bu hak talep edilebilir ve bu tarihten önce erken açılan çıkma payı alacağı davası, alacağın henüz muaccel olmadığı gerekçesiyle reddedilmelidir. Bu hukuki düzenlemeden de anlaşılacağı üzere, ihraç edilen ortağın, çıkma payı alacağının muaccel olması, ilk önce ihracın kesinleşmiş olmasına bağlıdır....
Karar İSTİNAF EDEN DAVACI : VEKİLİ : DAVALI : VEKİLLERİ : DAVA : Ortaklıktan Çıkma Ve Kâr Payı Alacağı İSTİNAF KARARININ KARAR TARİHİ : 23/12/2022 YAZIM TARİHİ : 09/01/2023 Davacı tarafından davalı aleyhine Konya ... Asliye Ticaret Mahkemesi'nin ......
Buna göre, taraf teşkili hususunda yukarıda belirtilen usuli eksikliklerin ikmalinden sonra eşinin üyeliği ve davacının kendi üyeliği açısından davacıya iadesi gereken bedelin açıklanan yönteme uygun olarak yaptırılacak bilirkişi incelemesi sonucu belirlenerek hüküm altına alınması gerekirken ve mahkemenin gerekçesinde davaya konu çıkma payı alacağı için tasfiye payı niteliğinde bir hesaplamanın kabul edilemeyeceği de belirtilmiş olmasına rağmen, tüm kooperatif malvarlığı, aktif ve pasifi göz önüne alınarak, adeta tasfiye payı niteliğinde bir hesaplama biçimiyle öz varlık miktarından talebe ilişkin miktar belirlenerek, kooperatif öz varlığından pay verilmesi sonucunu doğuracak şekilde bilanço aktifler toplamının, üye sayısına bölümünden elde edilen meblağ, üstelik genel giderler payı düşülmeden çıkma payı olarak belirlenerek davalının sorumluluğuna karar verilmesi Kooperatifler Kanunu ve kooperatif ana sözleşmesi hükümlerine aykırı olduğundan mahkemece, bu açıklamalara göre...
Mahkemece (İkinci) Bozmaya Uyularak Verilen Karar Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bozma ilamındaki gerekçe ve bozma ile taraflar lehine doğan usulü müktesap haklar gözetildiğinde davanın kabulü gerektiği, her ne kadar çıkma payı alacağı 93.769,60 TL olarak hesap edilmiş ise de dava dilekçesi ile davacının 50.000,00 TL çıkma payı alacağının talep edildiği gözetilerek, taleple bağlı kalınmak sureti ile 50.000,00 TL çıkma payı alacağının bozma öncesi karar tarihi olan 01.02.2018 tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne, davacının, davalı ... ... Ltd....
Davacının istifa tarihi 09.03.2010 olduğuna göre çıkma payı alacağı istifa ettiği yılın bilançosunun görüşüldüğü genel kuruldan bir ay sonra yani 2011 yılı içerisinde muaccel olacaktır. Ne var ki, somut olayda davacı üyenin çıkma payı alacağı henüz muaccel olmadan 29.06.2010 tarihli genel kurulda davacının çıkma payı alacağı benimsenerek ödenmesi konusunda karar alınmıştır. Bu karar, ödeme yapılmamasına ve ödemenin ertelemesine değil, ödeme yapılmasına yönelik olup, çıkma payının ödenmesi benimsenmiş olmakla Kooperatifler Kanunu'nun 17. maddesine uygun bir erteleme kararı değildir....
Mahkemece, iddia, savunma, benimsen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacının, ihraç kararının iptali için açtığı davanın reddedilerek 09.02.2009 tarihinde kesinleştiği, 2009 yılı bilançosunun 08.05.2010 tarihli genel kurulda onaylandığı ve çıkma payı ödemelerinin 31.12.2012 tarihine kadar ertelendiği, üye sayısı 28 olan kooperatifin yedi üyelik sahibi olan davacıya yapılacak ödemenin kooperatifin ödeme gücünün çok üstünde olduğundan erteleme kararının yerinde olduğu, davacının yerine başka üye de alınmadığı gözetilerek, icra takip ve dava tarihi itibariyle çıkma payı alacağının muaccel hale gelmediği, çıkma payı alacağı dışındaki inşaata yapılan masraflar olsa da, bu alacağın da, üye ile kooperatif arasındaki alacakla ilgili olduğundan erteleme kararına tabi olduğundan muaccel olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir....