Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

e duruşma gün ve saatinin usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, temsil kayyımı mahkememizdeki beyanında; açılan davaya bir diyeceğinin olmadığını, feshi ve tasfiyesi istenen şirket defter ve kayıtlarına ulaşılamadığını, şirketin organsız kalmış olduğunu, eski hale getirilmesinin mümkün olmadığını, feshi ve tasfiyesini talep ettiğini, şirketin feshine karar verildiği takdirde, mahkemece de uygun görüldüğü takdirde, tasfiye işlemlerini yapmak üzere tasfiye memuru olarak atanmam halinde iş bu görevi yapacağını ve herhangi bir ücret istemediğini beyan ettiği görülmüştür. DEĞERLENDİRME:Dava; limited şirketin haklı nedenle feshi istemine ilişkin olduğu, yapılan yargılama, toplanan kanıtlar ve tüm dosya kapsamından anlaşılacağı üzere, TTK nun 636/2....

    Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; limited şirketin haklı sebeple feshi davasında davalı sıfatının limited şirkete ait olduğunu, bu nedenle davanın limited şirket aleyhine açılmış olmasının gerekli olduğu, şirketin diğer ortaklarına husumet yöneltilmesinin mümkün olmayacağını; Yargıtay kararlarında da, limited şirketin haklı sebeple feshi davasının, şirket tüzel kişiliğine açılması gerektiğinin açıkça kabul edildiğinin belirtildiğini, davacının fesih sebebi olarak ileri sürdüğü hiç bir gerekçenin doğru olmadığı gibi bu iddiaların ispata muhtaç olduğundan bahisle, haklı sehhep olarak ortaklık kurulu toplantısı yapılmadığı hususunun gerçeği yansıtmadığını, toplantıların her zaman düzenli bir şekilde sorunsuz yapıldığını, hesap ve bilgi verilmeyip keyfi yönelim iddialarının doğru olmadığı, şirketin hakl sebeple feshini gerektjren nedenlerin varlığını ispat yükünün davacıya ait olduğunu, bu nedenlerle halen faaliyetini sürdürmekte olan bir şirketin tasfiyesinin söz konusu olamayacağı...

    Şirketin fesih ve tasfiyesi istemli davada feshi istenen şirket yasal hasım olup, şirket ortakları yasal hasım olmadığından şirketin davalı olarak gösterilmesi halinde ise diğer ortaklara dava yöneltilmesinin yasal dayanağı olmadığı gibi gerek ve nedende yoktur. İlk derece mahkemesince şirket ortağı --- aleyhine açılan davanın husumetten reddi ve davalı ---lehine vekalet ücretine hükmedilmesi yönünde kurulan hükümde usul ve yasaya aykırılık bulunmamakta olup davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir." belirtmiştir. Yukarıda belirtilen emsal yüksek mahkeme kararları ve doktrinde de açıkça belirtildiği üzere şirketin feshi istemli bir davanın muhatabı şirket tüzel kişiliğidir. Şirket ortaklarının bu tür bir davada pasif husumeti yoktur. 6100 sayılı HMK'nın 114/1-d madde ve fıkrası tarafların dava ve taraf ehliyetine haiz olmaları hususunu dava şartı olarak düzenlemiş olup aynı kanunun 115....

      Aleyhine TTK 531 mad.kapsamında şirketin feshi ve tasfiyesi davası açıldığı fakat davalı şirketin yetkilisinin aynı zamanda davacı taraf olduğu anlaşılmıştır. TMK 426/3 mad'de "yasal temsilcinin görevini yerine getirmesine bir engel varsa, temsil kayyımı atanır " hükmüne yer verilmiştir. Tüm dosya ve deliller birlikte değerlendirildiğinde, açılan dava Ltd.Şti'ne kayyım atanması talebine ilişkindir. ... 20.ATM'de açılan şirketin feshi davasında şirketin yetkilisinin aynı zamanda davacı olması nedeniyle şirket yetkilisinin görevlerini yerine getiremediği ve şirketin davada temsil edilemediği sabit olup TMK 426/3 mad.gereğince şirkete ... 20.ATM 'nin ... E.sayılı dosyası ile sınırlı olmak üzere temsil kayyımı atanması gerekmekte olup açılan davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; Davanın KABULÜNE, ... Ticaret Sicil Müdürlüğünün ... sicil numarasında kayıtlı ... A.Ş.'ye, ... 20....

        nın taraf sıfatının bulunduğu tartışmasızdır." tespitinin karardan çıkartılmasına ve kararın bu yönü ile düzeltilmesi/değiştirilmesine, davacının istinaf talepleri ile birlikte davanın esastan reddine karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.Dava, taraflar arasındaki adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi ile sözleşmede belirlenen alacağın tahsili ve adi ortaklık sözleşmesi gereği ortak olunduğu idida edilen limited şirketin fesih ve tasfiyesi talebine ilişkindir.Davacı adi ortaklık sözleşmesinin haklı sebeple feshi nedeniyle sona erdirilmesine, müvekkili şirketin adi ortaklık nedeniyle gizli ortağı olduğu davalı şirketinin ve adi ortaklığını tasfiyesine karar verilmesini istemiş, mahkemece davalı şirketin fesih ve tasfiyesine yönelik davada davacının ortak sıfatını taşımadığından şirkete yönelik davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, adi ortaklığın feshine ilişkin davanın ise görev nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.Her iki dava türünün, taraflarının statüsü, hakimin...

          nedeniyle şirketin feshine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

            a da yöneltildiği anlaşıldığından davalı ortağa yönelik açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, gerçek kişi tarafların ortağı olduğu davalı şirketin, sermayesinin tümünü kaybettiği ve gayri faal olduğu, şirketin kuruluşundan itibaren hiç bir kar payı dağıtımının yapılmadığı, şirketin kasasından davacı ortağa ödeme yapıldığı yönündeki davalı taraf iddialarının yasal delillerle ispat edilemediği; TTK 636. maddesinde sayılan haklı nedenle limited şirket feshi sebeplerinin bulunduğu anlaşıldığından, davalı şirketin fesih ve tasfiyesine kararı verilmesi gerektiğini, davacı tarafça eldeki davada her ne kadar varsa şirketten alacağının tahsili istenmiş ise de; bu yöndeki istem, fesih ve tasfiyesine karar verilen davalı şirketin, tasfiye sürecinden sonra tasfiye payından istenebileceğinden ve bu yöndeki istemin eldeki davada yasal dayanığı bulunmadığından reddine karar verilmiştir....

              HD.’nin E. 2004/7433, K. 2005/1213 sayı ve 15.2.2005 tarihli kararı). Ortakların davranışları ortaklığın faaliyetlerini önleyecek, zarara uğratacak yahut karşılıklı güveni sarsmış ve ortaklar artık bir arada olamayacaklar ve ortaklık faaliyetlerini sağlıklı şekilde yürütemeyecekler ise haklı sebeplerin varlığını kabul gerekir. Buna göre söz konusu maddede düzenlenen hususlarda karar verilmesinin ön şartı haklı nedenlerin varlığının ispatıdır. Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, celp edilen bilgi ve belgeler,, bilirkişi rapor ve ek raporları ile tüm dosya kapsamına binaen; davacının talebi, davalı şirketin TTTK nun 531.maddesi uyarınca feshi ve tasfiyesi taleplerinden ibarettir....

                Hukuk Dairesi'nin 25.09.2018 tarih ve 2016/15004 Esas 2018/5684 Karar sayılı içtihatı). Öte yandan, ilk derece mahkemesinin gerekçesinde de belirtildiği üzere davacı yanca işbu davada öncelikle davalı şirketin ortağı olduğunun tespiti ve davalı şirketin fesih ve tasfiyesi talep edilmiş olmakla ve yapılan yargılama sonucu davacıların davalı şirketin ortağı olduklarını ispat edememelerinden ötürü bu istemin reddine karar verildiğinden davalı şirketin fesih ve tasfiyesi taleplerinin de reddi kararı usul ve yasaya uygundur. Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın reddi yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

                  Öte yandan davacının dava dilekçesinde belirtmiş olduğu üzere dairelerinin rayiç fiyat altında satılmış olduğu ve şirketin kar edemediği noktasında defter ve kayıtlar üzerinde yapılan incelemede de davacı lehine bir durum tespit edilemediğinden bu noktada dahi şirketin feshini gerektiren bir halin varlığı ispatlanamamıştır. Davalı şirketin ticari defter ve kayıtları inceletmemesi yönündeki iddia önem arz etse dahi tek başına ve münhasıran şirketin feshi iddiasının kabulü için yeterli değildir. Zira TTK m.614 hükmü bu tip durumlarda ortağın şirket müdüründen şirketinve hesaplarıyla ilgili bilgi vermesini istemek, belirli konularda inceleme yaptırmak noktasında yasal hakkı mevcuttur. Davacı ortağın yasadan kaynaklanan bu hak ve imkanı kullanmaksızın ve doğrudan bu durumu şirketin feshine dayanak yapması haklı görülemez....

                    UYAP Entegrasyonu