Asıl dava limited şirketin TTK'nın 636. maddesi uyarınca feshi ve tasfiyesi, karşı dava davacı karşı-davalının şirket ortaklığından çıkarılması ve davacı-karşı davalının eylemleri nedeniyle uğranılan zararın tespiti ile tasfiye payından tahsili, birleşen dava limited şirketin TTK'nın 636. maddesi uyarınca feshi ve tasfiyesi, birleşen davada asli müdahale davacı ortağın limited şirket ortaklığından çıkarılması ve şirkete verdiği zararın tespiti ile tasfiye payından tahsili taleplerine ilişkindir. Mahkemece yukarıda açıklanan gerekçe ile asıl ve karşı davanın reddine, birleşen davanın kısmen kabulüne, birleşen davadaki asli müdahale davasının reddine karar verilmiş, asıl ve birleşen davada davacı ...'...
Dava; TTK 638/2.madde gereğince davacının ortağı olduğu davalı şirket ortaklığından çıkma, bu olmadığı takdirde davalı şirketin fesih ve tasfiyesi istemine ilişkindir. Davacı şirketinin adresinin "..." olması nedeniyle, mahkememiz işbu davaya bakmaya yetkili olup; davacının davalı şirketteki payı dikkate alındığında eldeki davada davacılık sıfatı bulunmaktadır. TTK 638.maddesinde "Şirket sözleşmesi, ortaklara şirketten çıkma hakkını tanıyabilir, bu hakkın kullanılması belli şartlara bağlayabilir. Her ortak, haklı sebeplerin varlığında şirketten çıkmasına karar vermesi için dava açabilir. Mahkeme istem üzerine, dava süresince, davacının ortaklıktan doğan hak ve borçlarından bazılarının veya tümünün dondurulmasına veya davacı ortağın durumunun teminat altına alınması amacıyla diğer önlemlere karar verebilir." hükmünü içermektedir. Anılan yasa hükmü uyarınca şirket ortaklığından çıkma iki durumda mümkündür: Şirket sözleşmesinde çıkma hakkının ön görülmesi veya haklı sebeplerin varlığı....
, bu nedenlerle 15.06.2005 tarihinde yapılan toplantıda davalının şirket ortaklığından çıkarılmasına karar verildiğini ileri sürerek, davalının müvekkili şirket ortaklığından çıkarılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
DAVA : Ticari Şirket Ortaklığından Çıkma İSTİNAF KARARININ KARAR TARİHİ : 02/11/2022 YAZIM TARİHİ : 04/11/2022 Davacı tarafından davalı aleyhine Konya ... Asliye Ticaret Mahkemesi'nin ... Esas sayılı dosyası ile açılan ticari şirket ortaklığından çıkma davasında ... tarihinde tesis edilen karara karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde; DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ... ve abisi ...'ın ... yılında davalı şirketi kurtuklarını, müvekkilinin şirketteki hissesinin %5 olduğunu, söz konusu şirketin ağırlıklı olarak inşaat mühendisi olan ...'...
A.Ş.nin feshi ve tasfiyesine karar verilmesini veya şirketin karar tarihine en yakın tarihteki şirket mal varlığının tespiti ile davacının hisse değerinin tespiti yapılarak ortaklık payı ödenerek şirket ortaklığından çıkarılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. DAVALININ CEVABI : Davalı taraf ise, davanın reddini savunmakta, davacının iddialarının asılsız olduğunu, 1986 - 1999 yılları arasındaki ... sektöründeki gelişmeler ile 2000'li yıllardan sonraki gelişmeler arasında farklılıklar bulunduğunu, 2000'li yıllarda Bursa'da bulunan sektörünün öncü firmalarından ... ve ......
ın şirketin mal varlığının bir kısmını zimmetine geçirmekle kalmayıp haksız rekabete sebebiyet vererek şirketi zarara uğrattığını, tüm bu nedenlerle ortaklıktan çıkarmaya ilişkin davanın usulden ve esastan reddine, şirketin feshi ve tasfiyesine ilişkin davanın ise pasif husumet yokluğundan ... yönünden reddine ve yalnızca şirket yönünden kabulüne ve tasfiye müdürü olarak şirkete davalı müvekkili ...'ın atanmasına, davacının şirkete verdiği zararların zararın oluştuğu tarihten itibaren işletilmek üzere yasal faizi ile birlikte tazminine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkememizin 2016/958 esas sayılı dosyasında davacı ... tarafından davalı ... aleyhine şirket ortaklığından çıkarma, şirketin feshi ve tasfiyesi ve tazminat talepli dava açıldığı, ... 1. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin ... esas sayılı dosyasında davacı ... tarafından davalı ... aleyhine şirket ortaklığından çıkarma, şirketin feshi ve tasfiyesi ve tazminat talepli dava açıldığı, iş bu davanın ... 1....
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde, 18.11.2016 tarihinde davacının ortaklıktan haklı nedenlerle çıkarılmasına karar alındığını, kararın kendisine ihtar edildiğini, şirketin feshini gerektirecek herhangi bir durumun söz konusu olmadığını, davacının şahsi ciro talebi hakkında ise Şirketler hukukunda buna ilişkin bir hüküm olmadığını, ayrıca şirket ortakları arasında böyle bir uygulamanın yapıldığına dair yazılı belge olmadığını savunarak, davacının şahsi ciro, kar payı, sermaye payı talebi ve şirketin feshi talebi yönünden davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. III....
Dava konusu kar payı dağıtımına ilişkin, davacının şirket genel kuruluna herhangi bir başvurusu ve bu konuda verilen genel kurul kararı bulunmadığı, TTK 523/1 Maddesi gereğince " Kanuni ve esas sözleşmede öngörülen isteğe bağlı yedek akçeler ayrılmadıkça pay sahiplerine dağıtılacak kâr payı belirlenemez. " Ancak kar payı ödemesi genel kuruldan talep üzerine TTK 616/1- e maddesi gereğince genel kurulun devredilmez yetkileri arasında olup, genel kurulda bu konuda karar alındıktan sonra ancak alınan kararın aleyhine yargı yoluna gidilmek suretiyle kar payı ödenmesi hususu sağlanabilir. Bu nedenle davamızın konusu olmayan ve genel kurula bu konuda herhangi bir başvuru yapılmayan ve kar payı dağıtımının genel kurulun devredilmez görev ve yetki alanında kalması sebebiyle 6100 sayılı HMK'nın 389 ve devamı koşulları oluşmaması sebebiyle kar payı dağıtılması/ ödenmesine ilişkin ihtiyati tedbir talebinin reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir....
Dava konusu kar payı dağıtımına ilişkin, davacının şirket genel kuruluna herhangi bir başvurusu ve bu konuda verilen genel kurul kararı bulunmadığı, TTK 523/1 Maddesi gereğince " Kanuni ve esas sözleşmede öngörülen isteğe bağlı yedek akçeler ayrılmadıkça pay sahiplerine dağıtılacak kâr payı belirlenemez. "Ancak kar payı ödemesi genel kuruldan talep üzerine TTK 616/1-e maddesi gereğince genel kurulun devredilmez yetkileri arasında olup, genel kurulda bu konuda karar alındıktan sonra ancak alınan kararın aleyhine yargı yoluna gidilmek suretiyle kar payı ödenmesi hususu sağlanabilir. Bu nedenle davamızın konusu olmayan ve genel kurula bu konuda herhangi bir başvuru yapılmayan ve kar payı dağıtımının genel kurulun devredilmez görev ve yetki alanında kalması sebebiyle 6100 sayılı HMK'nın 389 ve devamı koşulları oluşmaması sebebiyle kar payı dağıtılması/ ödenmesine ilişkin ihtiyati tedbir talebinin reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir....
Karar sayılı ilamında; "Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacı ile diğer şirket ortakları arasında sık sık tartışmalar oluştuğu, davacının şirket ortaklığından çıkması yönünde haklı sebeplerinin bulunduğu, dava tarihi itibari ile şirketin özvarlığı 8.235,16 TL olup davacının payının 3.294,06 TL olduğu, şirket ortaklığından çıkma ve ayrılma akçesi talepli açılacak davaların şirket tüzel kişiliğine karşı açılması gerektiği, şirket ortaklarının davalı sıfatının bulunmadığı gerekçesiyle davalı şirket aleyhine açılan davanın kabulüne, davacının şirket ortaklığından çıkmasına izin verilmesine, 3.294,06 TL'nin davalı şirketten tahsili ile davacıya verilmesine, davacının diğer davalılar ... , ... ve ... aleyhine açtığı davanın sıfat yokluğundan reddine karar verilmiştir.......