Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Temyiz İsteminde Bulunan Davacının İddialarının Özeti: Olağanüstü hal döneminde durumun gerektirdiği ölçüde geçici tedbirler alınması gerekirken kalıcı sonuçlar doğuran kamu görevinden çıkarılma işleminin uygulandığı, masumiyet karinesinin ihlal edildiği, Anayasa ve TBMM içtüzüğüne göre OHAL KHK'larının Resmi Gazete'de yayımlandıktan sonra 30 gün içinde TBMM'nin onayına sunulması gerektiği halde sunulmadığı, adil yargılanma hakkına ilişkin tüm güvencelerin korunması gerektiği, yürütme ve yasama organının kişileri ya da grupları suçlu ilan edip cezalandırma yetkisinin bulunmadığı, kamu görevinden çıkarılma işleminin Anayasaya aykırı olduğu ileri sürülmesine rağmen ne OHAL Komisyonu ne de ilk derece mahkemesinin bu iddiayı değerlendirmediği ve davayı reddettiği, tavsiye niteliğinde olan Milli Güvenlik kararlarının davanın reddine gerekçe olarak alınamayacağı, kamu görevinden çıkarılma işleminin ölçülülük ilkesine aykırı olduğu, çekişmeli yargılama ve silahların eşitliği gibi bir yargılamanın...

    DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … 'IN DÜŞÜNCESİ : 2577 sayılı Kanun'un "Temyiz" başlıklı 46'ncı maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde; belli bir meslekten, kamu görevinden veya öğrencilik statüsünden çıkarılma sonucunu doğuran işlemlere karşı açılan iptal davaları hakkında bölge idare mahkemelerince verilen kararların Danıştay'da, kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde temyiz edilebileceği kurala bağlanmıştır. Uyuşmazlık, mesleğin icrası için yapılan zorunlu staj başvurusuna ilişkin aşamada ortaya çıkmış ise de; ilgilinin meslek icra edebilmesi, mevzuat gereği meslek odasına kayıtlı olmasını zorunlu kıldığından, dava konusu işlemin mahiyeti nedeniyle belli bir meslekten çıkarılma sonucunu doğuran işlemlerden olduğunun kabulü ile temyize tabi kararlardan olduğu ve işin esasının incelenerek bir karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir....

      Dairemizin 24.01.2022 tarihli, 2021/1819 Esas, 2022/226 Karar sayılı ilâmı ile; 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu 16 ncı maddesinin birinci fıkrası atfıyla davalı kooperatif ana sözleşmesinin 21 nci maddesinde ortaklıktan çıkarılma sebeplerinin gösterildiği, 22 nci maddesinde de ortakların ana sözleşmede gösterilmeyen sebeplerle ortaklıktan çıkarılamayacaklarının düzenlendiği, mahkemece davacının ihracına ilişkin “sermayesini aldığı gerekçesi” ana sözleşmede gösterilen ortaklıktan çıkarılma sebepleri arasında yer almadığından ihraç kararının iptaline karar verilmiş ise de davacının soruşturma raporu ile tespit edildiği gibi kooperatif sermayesini aldığı, aksi yönde beyan ve itirazı da bulunmadığına göre sermayesini almakla çıkma iradesini gösterdiği, davalı kooperatif tarafından üyelikten çıkarılmasına ilişkin kararın davacının çıkma isteğinin kabulü olarak değerlendirilerek davacının ortaklıktan çıkarılması işlemi hukuka uygun bulunduğundan mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken...

        Temyiz İsteminde Bulunan Davacının İddialarının Özeti: Davacı tarafından; OHAL döneminde durumun gerektirdiği ölçüde geçici tedbirler alınması gerekirken kalıcı sonuçlar doğuran kamu görevinden çıkarılma işleminin tesis edildiği, KHK eki listesinde ismine yer verilmek suretiyle terör örgütü üyesi olmakla suçlanarak masumiyet karinesinin ihlal edildiği, kamu görevinden çıkarılma işleminin ceza hukuku anlamında bir ceza niteliğinde olması nedeniyle adil yargılanma hakkına ilişkin tüm güvencelerin uygulanması gerektiği, 2016 tarihinden önce ilan edilmiş bir terör örgütü olmadığı için geçmişteki fiilleri nedeniyle ceza verilemeyeceği, geçmişteki yasal faaliyetleri gerekçe gösterilerek kamu görevinden çıkarılmasının suç ve cezaların geçmişe yürümezliği, kanunsuz suç ve ceza olmaz ilkesi ve hukuk devleti ilkesi gibi en temel hukuk ilkelerini ihlal ettiği, kamu görevinden çıkarılma işleminin ceza hukuku anlamında bir niteliğinin olması nedeniyle tek fiil tek ceza ilkesinin ihlal edildiği, savunması...

          Adlı bir şirkette yönetim kurulu başkanı sıfatıyla yapılmış ve kendisi ile hiçbir ilgisi olmayan, hiçbir faaliyetine katkısının, haberi dahi olmadığı adı geçen şirkette yönetim kurulu başkanı sıfatıyla görevli kılındığını, sonradan yapılan araştırma neticesinde şirketin faal olduğu dönemde şirket tarafından ... -...-... plaka sayılı araçların alındığının da öğrenildiğini, davacının şirketin hiçbir faaliyetine iştirak etmediğini, şirketin sahiplerinden olan ... adlı şahıs tarafından davacıya aralıklarla getirilen bazı evrakları imzalamaktan öte hiçbir işleminde bulunmadığını, Şirketin bazı yasal gerekler yerine getirilmediği için resen terkin edilerek ticaret sicilinden silindiğinin, o tarihten bugüne kadar davacının şirketle fiili hiçbir bağının kalmadığını, bu sebeple, adına vergi tahakkuk ettirilmesi sebebi ile 2016 yılında şirket adına kayıtlı olan araçların hurdaya çıkarılma işlemlerinin yapılması amacıyla Sakarya İl Trafik Müdürlüğü nezdinde işlemlere başlanmış ise de bazı hukuki gerekleri...

            ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2023/617 Esas KARAR NO : 2023/658 Karar DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 19/06/2023 KARAR TARİHİ : 04/07/2023 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 04/07/2023 Davacı tarafından mahkememizde açılan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkiline ait şahıs şirketi ile davalı şirket arasında ürün alımı konusunda görüşme yapıldığını, ancak davalı tarafın piyasayı dolandırdığı duyumları sebebiyle davalı tarafından kesilen fatura müvekkili şirket tarafından iade edildiğini, ürün teslimi yapılmadığını ancak çeklerin davalı tarafta kaldığını, müvekkili tarafından çeklerin iadesi istenmesine rağmen davalıya ulaşılamadığını, davalının kötüniyetli hareket ettiğini ve etmekte olduğunu, davalı tarafta vadesi 28.06.2023 olan ......

              Her ne kadar ipotek doğrudan doğruya aile konutundan faydalanma ve oturma hakkını engellemiyorsa da, hak sahibi eşin kötüniyetli ve muvazaalı işlemleri ile aile konutunun elden çıkarılma tehlikesi nedeniyle ipotek işlemine diğer eşin açık rızası şarttır. Somut olayda, davalı eş dava konusu aile konutu üzerinde diğer davalı şirket lehine ipotek tesis etmiş, bu işlem sırasında davalı şirket tarafından davacı eşin açık rızası alınmamıştır. Yukarıda açıklanan kurallar çerçevesinde ipotek işleminin, hangi saikle yapıldığının da önemi bulunmamaktadır. Bu durumda, Türk Medeni Kanununun 194/1 maddesi eşin açık rızasını aradığından, yapılan işlemin geçerli olduğunu kabul etmek imkansızdır (HGK 15.04.2015 E.2013/2-2056, K.2015/1201)....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi _K A R A R_ Dava, 6831 sayılı yasanın 2/B maddesi uyarınca orman sınırı dışına çıkarılma işleminin yok hükmünde olduğunun tespiti, taşınmazın orman vasfı ile Hazine adına tescili, ile tapu kadındaki vakıf şerhinin terkini isteğine ilişkin olduğundan, 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14.maddesi gereğince temyiz incelemesi 20.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Yukarıda belirtilen nedenle dosyanın görevli sözü edilen Yüksek Daire Başkanlığına gönderilmesine, 28.06.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Dava, 6831 sayılı Kanununun 2/B maddesi uyarınca yapılan orman sınırı dışına çıkarılma işleminin yok hükmünde olduğunun tespiti ile tapu kaydının iptali ve orman vasfı ile Hazine adına tescili ve tapudaki ipotek ile vakıf şerhinin terkini isteğine ilişkin olduğundan, 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14.maddesi gereğince temyiz incelemesi 20.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Yukarıda belirtilen nedenle dosyanın görevli sözü edilen Yüksek Daire Başkanlığına gönderilmesine, 24.01.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

                    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Dava, siyasi parti üyeliğinden çıkarılma kararının iptali isteğine ilişkindir. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14/son maddesi gereğince 01.02.2013 tarihinde yürürlüğe giren ve Yargıtay Büyük Genel Kurulunun Hukuk Dairelerinin iş bölümünü düzenleyen 21.01.2013 tarihli ve 2013/1 sayılı Kararı uyarınca, davanın açıklanan niteliği itibariyle temyiz inceleme görevi Yargıtay 18. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden Yargıtay 18. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 06.03.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                      UYAP Entegrasyonu