Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Şti. ortaklığından çıkmasına izin verilmesine, 93.769,60 TL çıkma payı alacağının karar tarihinden itibaren işleyecek avans faiz oranı ile birlikte davalı şirketten tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş, asıl davada davalı şirket vekilince temyiz edilmiştir. D. (İkinci) Bozma Kararı Dairemizin 06.12.2021 tarih, 2021/2630 E. ve 2021/6859 K. sayılı kararıyla asıl davaya yönelik davalı şirket vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar verilerek, dava dilekçesinde şirketten çıkma istemi ile birlikte fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 50.000,00 TL çıkma payı alacağı talep edildiği halde mahkemece, bozma ilamından sonra alınan bilirkişi heyeti raporunda tespit edilen 93.769,60 TL çıkma payı alacağının davalı şirketten tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmesinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 26 ncı maddesi uyarınca taraf talebiyle bağlı kalınması ilkesine aykırılık oluşturduğu gerekçesiyle karar bozulmuştur. E....

    Davalı ... vekili, 05.12.2012 tarihinde hissesini tüm alacak ve borçlarıyla devrettiğini, devirden sonrası için herhangi bir sorumlulukta üstlenmediğini, devir öncesine ait kamu borçları yönünden ve Kamu Kuruluşları Kanunu'na göre sadece bu kuruluşlar devreden ortağın dönemine ve ortaklık payı ile sınırlı olarak ödenmeyen kamu borçları nedeniyle önce şirkete, şirketten tahsili imkansız ise ortaklara yönelik dava yetkisi olduğunu, geçmiş dönem vergisel kaynaklı ödemeler nedeniyle rücuen taleplerinin ancak şirket tarafından yapılabileceğini, davacı ...’ın ortak olarak davacı sıfatı taşıyamayacağını bu sebeple davanın reddini talep etmiştir....

      ın davalı şirkete ait 9 adet nominal değeri 1,44 TL nama yazılı hisse ile şirket ortağı olduğu, sahip olduğu hisse değerlerinin nominal değerinin 12,96 TL olduğu, hisse senetlerinin rayiç bedelinin 0,0153 TL olup davacının 26,47 TL kâr payı talebinde bulunabileceği, davacının şirket hissedarı olması nedeniyle 1.000,00 Alman Markının TL olarak dava tarihine kadar geçen dönemde satın alma gücünün kümülatif olarak faizi ile talebinin mümkün olmadığı gerekçesiyle davacı ...'ın aktif dava ehliyeti bulunmadığı nedeniyle bu davalı yönünden davanın reddine, davacı ... 'ın davasının kısmen kabulü ile 26,47 TL kar payının dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiştir. Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir....

        Noterliği'nden keşide edilen 07/06/2018 tarihli - ... yevmiye no'lu ihtarname ile ödenmeyen kar payı alacağının ödenmesi hususunun ihtar edildiğini ve keşide edilen ihtarnamede tanınan süre içerisinde davalı tarafça müvekkili davacıya herhangi bir ödeme yapılmadığını, davalının böylelikle temerrüdünün gerçekleştiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, müvekkili davacı ile davalı şirket arasında kurulan “Adi Ortaklık” nedeniyle davalı şirketin müvekkiline ödemesi gereken “ortaklık tasfiye payı” ve “ortaklık hissesine düşen kar payı” olan 10.000,00-TL.'nin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıyla ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

          Medikal Ticaret Limited Şirketi) alınamayan 2011 ila 2014 yıllarının muhtelif dönemlerine ait kamu alacağının tahsili amacıyla şirket ortağı sıfatıyla düzenlenen … tarih ve … takip numaralı ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Davacının ortaklığa girmeden önceki ve ortaklıktan ayrıldıktan sonraki şirket borçlarından sorumlu tutulamayacağından, ödeme emrinin bu dönemlere ilişkin kısmında hukuka uyarlık bulunmadığı, ortaklık dönemindeki borçlarla ilgili olarak asıl borçlu şirket adına düzenlenen ödeme emrine ait tebliğ alındısının Mahkemelerince verilen ara kararına rağmen dosyaya ibraz edilmediği dolayısıyla bu döneme ait alacağın şirket nezdinde usulüne uygun bir şekilde kesinleştirildiği hususu ortaya konulamadığından davacının kanuni temsilci sıfatıyla takibi için gerekli koşulların oluştuğundan söz edilemeyeceği gerekçesiyle ödeme emri iptal edilmiştir....

            Maddesinde" Ortaklı payı ileride faaliyete geçecek şirkette de aynı kalmak üzere ...." şeklinde ortaklık payları belirlendiğini, ileride faaliyete geçecek şirkette de diyerek aslında şirket hiç kurulmazsa dahi %70 e %30 olacak şekilde ortaklık kurulduğunu, bu şartın sözleşmenin sıhhat şartı olmadığını, -Sözleşmeye göre davacının Ercan her halukarda koyması gereken sermayeyi ve parayı tam olarak ortaklığa koymadığını, -Müvekkilinin inşaata 600.000 TL civarında harcama yaptığını, davacının sözleşmeye göre edimlerini tam manası ile yerine getirmemiş olması nedeni ile %40 civarında maliyet artışı olduğunu, -Taraflar aralarında sözleşme ile cezai şart belirlendiğini, cezai şart talebinin kabulü gerektiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir. Dava, asıl ve karşı davada, taraflar arasındaki adi ortaklığı haklı nedene dayalı feshi ve katılma alacağı ile cezai şart alacağının tahsili talebine ilişkindir....

            ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO: 2021/735 Esas KARAR NO: 2021/1133 DAVA: Ticari Şirket ( Kâr Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı) DAVA TARİHİ: 04/06/2020 KARAR TARİHİ: 02/11/2021 Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket ( Kâr Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, DAVA : Davacı vekili dava dilekçesi özetle ; davalı şirket ortağı --- şirketlerde usulsüz işlemler yaparak kendi adına ve -------- başkaca şahıslar adına da şirket kurarak şirketlerin nakit mevcudunu azalttığı ve lehine kazanım sağladığından, Şirketi kötü ve hileli yönettiğinden, Müvekkilinin şirketin ortağı olduğu diğer grup şirketlerden ----- imza yetkisini kötüye kullanarak bedelsiz olarak çalışan----üzerinden kendi üzerine aldığı, böylece şirket mevcudunu azalttığı ------ menfaat elde ettiği, yazılı delil ile ispatlandığından, davanın açıldığı tarih ile hesaplama tarihi arasında geçecek zamanda şirket malvarlığının azaltılabilecek olması tehlikesi sebebiyle, öncelikle, teminatsız...

              ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO: 2021/742 Esas KARAR NO: 2021/1134 DAVA: Ticari Şirket ( Kâr Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı) DAVA TARİHİ: 04/06/2020 KARAR TARİHİ: 02/11/2021 Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket ( Kâr Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, DAVA : Davacı vekili dava dilekçesi özetle ; davalı şirket ortağı ----- şirketlerde usulsüz işlemler yaparak kendi adına ve ---- şahıslar adına da şirket kurarak şirketlerin nakit mevcudunu azalttığı ve lehine kazanım sağladığından, Şirketi kötü ve hileli yönettiğinden, Müvekkilinin şirketin ortağı olduğu diğer grup şirketlerden------ paylarını imza yetkisini kötüye kullanarak bedelsiz olarak çalışan ----üzerinden kendi üzerine aldığı, böylece şirket mevcudunu azalttığı ----- menfaat elde ettiği, yazılı delil ile ispatlandığından, davanın açıldığı tarih ile hesaplama tarihi arasında geçecek zamanda şirket malvarlığının azaltılabilecek olması tehlikesi sebebiyle, öncelikle, teminatsız...

                Mahkemenin nitelendirmesine göre, uyuşmazlık; ortaklık sözleşmesi gereği, ödenen ortaklık bedelinin ve kâr payı alacağının tahsili istemine ilişkin olup, hükmün temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın, temyiz incelemesini yapmakla görevli Yüksek 7. Hukuk Dairesi Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 28.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                  Buna göre limited şirketin malvarlığından tahsil edilemeyen kamu alacakları ortaklardan, ortaklık payı oranında istenebilecektir (6183 SK. m.35). Temsilcinin ödediği vergi için asıl mükellefe rücu etme hakkı bulunmaktadır (213 sayılı VUK. M.10). Dolayısıyla yukarıda belirtildiği üzere tüzel kişi temsilcileri, ödedikleri kamu alacağının “tamamını” öncelikle asıl mükelleften rücuen talep edebilirler. Kanuni temsilcilerin asıl mükellef dışındaki diğer sorumlulardan talepte bulunabilmesi için öncelikle bu kamu alacağının asıl yükümlüden tahsilinin mümkün olmaması gereklidir. Zira asıl yükümlüsünden tahsili mümkün olduğu halde bu alacağı kamu idaresine ödeyen kanuni temsilcilerin, asıl yükümlü dışındaki diğer sorumlulardan rücuen talepte bulunmaları mümkün değildir. Ödenen kamu alacağının asıl yükümlüden tahsil imkanı bulunmadığı anlaşıldıktan sonra, diğer yükümlülerden rücu oranının ne olacağı konusunda ise bir ayrıma gidilmelidir....

                    UYAP Entegrasyonu