Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılmasından kaynaklı tapu iptali ve tescili olmakla, Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 12.02.2016 tarih ve 1 sayılı kararı ile kabul edilen Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 1. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Bu nedenle dosyanın, anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 21.09.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Türk Medeni Kanunu'nun 1020. maddesi uyarınca tapu sicili aleni olup, hiç kimse tapu sicilindeki bir kaydı bilmediğini ileri süremez. İcra müdürünün haciz işlemini gerçekleştirdiği sırada, bir başka anlatımla haciz tarihinde, taşınmazın borçlu adına kayıtlı olması zorunlu ve yeterlidir. Böyle olduğu takdirde icra müdürünün haciz işleminde bir usulsüzlük bulunmadığı sonucuna varılmalıdır (HGK. nun 13.6.2001 tarih, 2001/12- 461 E. - 2001/516 K.). Haciz tarihinde borçlu adına kayıtlı taşınmaz için 3. kişinin açmış olduğu tapu iptali ve tescil davasının kabul edilip kesinleşmesi dahi, haczin kaldırılması sonucunu doğurmaz. Bu durumda, haczin kaldırılması istemi ancak 3. kişinin genel mahkemede açacağı davada tartışılabilir....

    Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2010/333 E. 2011/113 K. sayılı kararının incelenmesinde; davacı Orman Genel Müdürlüğüne izafeten Yalova Orman İşletme Müdürlüğü tarafından iş bu dosyanın davacıları aleyhine tapu iptal ve tescil davası açıldığı, davanın kabulü ile Çınarcık İlçesi, Ortaburun köyü, 107 ada 70 parsel sayılı taşınmazın malik adına olan tapu kaydının iptal edilerek Hazine adına Orman vasfı ile tapuya kayıt ve tesciline karar verildiği, kararın 25/09/2012 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık konuları; davacıya ait taşınmazın tapu kaydının iptalinden kaynaklı zarardan davalı Maliye Hazinesi'nin sorumlu olup olmadığı, tazminat miktarı ve hesaplama yöntemine ilişkindir. Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi gereğince, tapu sicilinin yanlış tutulması sebebiyle zarara uğrayan kişinin bütün zararlarından Devlet sorumludur. Tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse, tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır....

    Cumhuriyet Başsavcılığı'nın ... soruşturma numaralı dosyası ile özel belgede sahtecilik suçundan kaynaklı olarak şikayette bulunulduğunu, davalı şirket müdürünün TTK m.626, TTK. m.630 ve TTK m.245 azlini talep ettiklerini, davalının bu işlemleri şirketin sağlıklı bir şekilde yürütülmesine engel olmakta ve güven ortamını zedelediğini, şirketi zarara sokan davranışlarda bulunduğunu ve devam ettiğini, GİB şifresi dahil şirket hakkında hiçbir bilgi ve belgeyi müvekkili davacıya vermediğini, açıklanan nedenlerle davalı şirket müdürünün yetkilerinin kaldırılarak şirkete kayyum atanmasına, davanın kabulü ile davalı şirket müdürünün azline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

      Bu durumda dosya içeriğine, temyizin kapsamına, uyuşmazlığın limited şirket müdürünün şirketi zarara uğratmasından kaynaklı olup kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklı olmadığından, temyiz inceleme görevi Yargıtay Kanunu'nun 14. maddesi ve Başkanlar Kurulu kararı uyarınca Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'ne aittir. SONUÇ: Yukarıdaki yasal düzenleme de dikkate alındığında dosyanın görevli Daire belirlenmek üzere Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE, 13.03.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Dava, kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklı tapu iptal ve tescil istemine ilişkin olup, Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 2016/1 sayılı iş bölümü kararı uyarınca temyiz inceleme görevinin Yargıtay 23. Hukuk Dairesine ait bulunması nedeniyle dosyanın, 6723 sayılı Kanunla değişik 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 60/3 maddesi uyarınca Yargıtay 23. Hukuk Dairesi Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 02.09.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Taşınmazın ilk tespitinde vasfı orman olarak belirlenmiş ve sonraki işlemlerde bu belirleme, orman sınırları dışına çıkarılmış olsa bile korunmuştur. Orman vasfı tapu maliki davacının tasarruf yetkisini kısıtlar niteliktedir ve idare tarafından tapu iptali - tescil davasının açılmasını beklemeye gerek olmadan, tapu maliki tarafından da kesinleşmiş orman kadastro sınırları içinde kaldığı halde sehven aksi yönde işlem yapıldığı bildirilen bölümlerin, maliki olduğu parselden ifrazını ve bu bölümün mülkiyetini kaybetme nedeniyle doğacak zararın tazminini istemeye engel bir durum bulunmamaktadır. Yargıtayın yerleşik içtihatlarında yer aldığı üzere, bu durumda mahkemece tazminat isteminin, tapu iptali tescil istemini de içerdiği kabul edilmelidir. (Yargıtay 20.HD.nin 2016/4825- 9514 E-K). Davacı tarafından açılan tazminat davasının açıldığı tarihte taşınmazın tapu kaydı henüz iptal edilmemiş olduğundan davacının tazminat talebinin zamanaşımına uğramayacağı da gözetilmelidir....

          DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL YRG.GELİŞ TARİHİ: -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre dava; çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi, yıkım, birleşen dava ise 2859 sayılı Yasadan kaynaklı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkin olup mahkemece elatmanın önlenmesi ve yıkım isteği bakımından davanın reddine, tapu iptal ve tescil isteğinin kabulüne karar verilmiş, hüküm birleşen tapu iptal ve tescil davasının davacıları .... ve ....tarafından temyiz edilmiştir. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 09.02.2012 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve Resmi Gazetede yayımlanarak 01.03.2012 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 16. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünde 16. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 13.02.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. .......

            Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Danıştay Dokuzuncu Dairesince verilen bozma kararına uyarak dosyanın yeniden incelemesi suretiyle; asıl borçlu şirket adına düzenlenen ihbarnamelerin 14/11/2019 tarihinde şirket müdürünün ikâmet adresinde, birlikte ikâmet eden annesine usulüne uygun tebliğ edildiği ve kesinleştiği, serbest muhasebeci mali müşavir olan davacının sorumluluğunun beyanname ve tasdik raporlarında yer alan bilgilerin, defter kayıtlarına ve bu kayıtların dayanağını oluşturan belgelere uygunluğu ile sınırlı olduğu, defter ve belgelerin gerçek bir emtia hareketine ve gerçek bir ticari faaliyete dayanmamasından dolayı davacının müşterek ve müteselsil sorumluluğundan söz edilemeyeceği, buna göre, serbest muhasebeci ve mali müşavir olan davacı tarafından yükümlü adına verilen beyanname ve tasdik raporlarında yer alan bilgilerin, defter kayıtlarına ve bu kayıtların dayanağını teşkil eden belgelere uygun olmadığının harici bir araştırma yapılmadan somut bir şekilde ortaya konulamadığı...

              İcra müdürünün haciz işlemini gerçekleştirdiği sırada, bir başka anlatımla haciz tarihinde, taşınmazın borçlu adına kayıtlı olması zorunlu ve yeterlidir. Böyle olduğu takdirde icra müdürünün haciz işleminde bir usulsüzlük bulunmadığı sonucuna varılmalıdır. (HGK.nun 13.6.2001 tarih, 2001/12- 461 E. - 2001/516 K.) Haciz tarihinde borçlu adına kayıtlı taşınmaz için 3. kişinin açmış olduğu tapu iptali ve tescil davasının kabul edilip kesinleşmesi dahi, haczin kaldırılması sonucunu doğurmaz. Tescil kararı hacizden sonra kesinleştiğinden ve bu kararda tapudaki hacizlerin kaldırılması yönünde bir hüküm de bulunmadığından haczin kaldırılması istemi ancak 3. kişinin genel mahkemede açacağı davada tartışılabilir. (Yargıtay 12. HD 2016/32884 Esas 2018/944 Karar sayılı ilamı)....

              UYAP Entegrasyonu