Kararı, davalılar vekili temyiz etmiştir. 1- Dava, haklı nedenlerle limited şirket müdürünün azli istemine ilişkin olup, mahkemece, davalı şirket yönünden işin esasına girilerek yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiştir. Oysa, şirket müdürünün azli davalarında husumetin, azli istenen müdüre yöneltilmesi gerekli ve yeterli olup, ayrıca limited şirketin dava edilmesi zorunlu değildir. Bu durumda, davalı şirket hakkındaki davanın, husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde işin esasına girilerek karar verilmesi doğru olmamıştır. 2- Dava dilekçesinde, tedbir mahiyetinde kayyım atanması talibinde bulunulduğu ve 02.04.2012 tarihli celsede ihtiyati tedbir istemi reddedildiği anlaşılmaktadır. Bu bağlamda davacının esasen netice-i talebinde kayyım atanması talebi bulunmamaktadır. 6100 sayılı HMK 26/1 hükmünde mahkemelerin taleple bağlılığı esas kural olarak belirlenmiştir....
Şirket müdürlerinin görevden alınmaları ile Genel Kurul’un azil yönünde alacağı bir karar ile yada Ticaret Mahkemesi tarafından verilecek bir karar ile olabilecektir. 6102 sayılı md.630/1 ile “Genel kurul, müdürü veya müdürleri görevden alabilir, yönetim hakkını ve temsil yetkisini sınırlayabilir.” düzenlemesi ile Genel Kurul’un müdürleri görevden alma ve yetkilerini sınırlama hakkına sahip olduğu düzenlenmiştir. İşte şirket müdürünün azli konusundaki gereklilik Genel Kurul’da alınabilecek bir karar ile olanaklı olabilecektir. Ancak karar alınması olanaklı olmadığı takdirde Mahkemeden bu konuda talepte bulunulması da yasal olarak olanaklıdır. Keza, 6102 sayılı TTK’nın 630/2 ve 639/3 ile limited şirket müdürünün azli hususunda Mahkemeye başvuru hakkı düzenlenmiştir....
Asliye Ticaret Mahkemesi TARİHİ: 08.12.2021 NUMARASI: 2019/156 DAVA: Şirket Müdürünün Azli Taraflar arasındaki Şirket müdürünün azli davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sırasında ilamda yazılı nedenlerle ihtiyati tedbir talebinin reddine dair verilen ara karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; bilirkişiler tarafından mahkeme dosyasına sunulan bilirkişi raporu ile davalı şirket müdürünün kusurlu ve sorumlu olduğu kanaatine varıldığını, davalının şirket menfaatini hiçe sayan ve kendi şahsi menfaatlerini gözeten fiillerinin kanuni özen ve sadakat borcunu açık ve ağır ihlal niteliğinde olduğunu, Bakırköy ......
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl dava bakımından; şirket müdürünün kanunun kendisine yüklediği sorumlulukları yerine getirmediği, şirket müdürünün özen ve bağlılık yükümü ile diğer kanunlardan ve şirket sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini ağır bir şekilde ihlal ettiği dolayısıyla 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun (6102 sayılı Kanun) 630 uncu maddesinin ikinci fıkrası gereği şirket müdürünün azli koşullarının oluştuğu, birleşen dava bakımından; davacı şirket müdürü ve ortağının kusuruna dayalı olarak şirket olağan genel kurulu toplantılarının yapılmadığı, şirketin haklı nedenle fesih koşullarının oluştuğu, ancak fesih koşullarının oluşmasında davacı şirket ortağı ve şirket müdürünün kusurlu olduğu, Yargıtay'ın emsal kararlarında da belirtildiği üzere şirketin feshini gerektirecek sebeplerin oluşmasında kendi kusuru bulunan şirket ortağının şirketin feshini ve tasfiyesini isteyemeyeceği, dolayısıyla şirket müdürünün...
nin ana sözleşmesinde, rekabet konusunda izin verildiğine dair maddenin bulunmadığı, bu açıdan davalının anılan şirketteki müdürlük görevinden azli için haklı nedenin oluştuğu, ancak müdürlükten azli istenen şirketin davalı olarak gösterilmediğinden, davanın usulden reddinin gerektiği, davanın "tasfiye memurunun azli" davası olarak kabul edilmesi halinde ise tasfiye memuru olarak davalının azlini gerektiren haklı bir nedenin tespit edilemediği gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, haklı nedenlerle limited şirket müdürünün azli istemine ilişkin olup, mahkemece, davalının müdürlüğünden azli istenen şirkete husumet yöneltilmediğinden davanın usulden reddine karar verilmiştir. Oysa, şirket müdürünün azli davalarında husumetin, azli istenen müdüre yöneltilmesi gerekli ve yeterli olup, ayrıca limited şirketin dava edilmesi zorunlu değildir....
nın şirket müdürü olarak seçildiği anlaşılmaktadır.Buna göre davalının görev süresi , 18.04.2021 tarihinde sona ermiştir.Bu nedenle azil talebi bakımından davanın konusu kalmamıştır. Öte yandan somut davada, müdür azlinin yanı sıra müdürün azli halinde şirket organsız kalacağından şirkete yönetici kayyımı atanması talep edilmiş ve mahkemece bu talep de kabul edilmiştir.TTK nun 616/b maddesi uyarınca şirket müdürünün seçimi genel kurulun devredilemeyen yetkileri arasındadır. Şirket müdürünün azli kararının kesinleşmesi halinde ,şirket genel kurulunun şirket müdürünü seçmesi ,organlarını tamamlaması gerekmektedir.Azil davası görülürken davalı müdürün yönetim yetkisi ihtiyati tedbir kararı ile sınırlandırılmamıştır.Kararın kesinleşme tarihi sonrası ileri bir tarihde şirketin organsız kalacağı var sayılarak genel kurulun yetkilerini sınırlar biçimde davalı şirkete kayyım atanması doğru olmamıştır....
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. 1- Dava, haklı nedenlerle limited şirket müdürünün azli istemine ilişkin olup, mahkemece, davalı şirket yönünden işin esasına girilerek yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiştir. Oysa, şirket müdürünün azli davalarında husumetin, azli istenen müdüre yöneltilmesi gerekli ve yeterli olup, ayrıca limited şirketin dava edilmesi zorunlu değildir. Bu durumda, davalı şirket hakkındaki davanın, husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde işin esasına girilerek karar verilmesi doğru olmamış ise de, sonucu itibariyle doğru olan hükmün HUMK 436. maddesi uyarınca gerekçesi değiştirilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir. 2- Ayrıca, tarafların davalı şirketin ortakları oldukları, davalı ...’in bu şirketin müdürü olduğu ve halen görevine devam ettiği hususları uyuşmazlık konusu değildir....
Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2021/709 Esas, 06/09/2021 tarihli ara kararının istinaf incelemesi neticesinde; TALEP: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkilinin davalı Murat Kılıç ve diğer ortaklarla birlikte ihbar olunan şirket ortağı olduğunu, Murat Kılıç'ın 06/08/2014 yılında yapılan genel kurul toplantısı ile 10 yıl süreyle şirket müdürü seçildiğini ve halen müdürlüğünün devam ettiğini, Bursa 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/89 esas sayılı dosyasında aldırılan bilirkişi raporunda şirket yetkilisinin usulsuz olarak 7143 sayılı yasadan faydalanmak suretiyle şirketi 1.545.000 TL zarar ettirdiğinin anlaşıldığını,davalı şirket müdürünün uhdesinde şirkete ait 1.228.078,18 TL'nin bulunduğunun tesbit edildiğini,davalı şirketin başka bir şirket ile CSV Enerji Üretim San Tic A.Ş isimli bir şirket kurduğunu,davalı Murat Kılıç tarafından şirket imkanları kullanılarak bitcoin madenciliği yapıldığını ve elde edilen karın şirket hesaplarına aktarılmadığını, şirket müdürü Murat Kılıç'ın şirketi...
Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2021/709 Esas, 06/09/2021 tarihli ara kararının istinaf incelemesi neticesinde; TALEP: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkilinin davalı Murat Kılıç ve diğer ortaklarla birlikte ihbar olunan şirket ortağı olduğunu, Murat Kılıç'ın 06/08/2014 yılında yapılan genel kurul toplantısı ile 10 yıl süreyle şirket müdürü seçildiğini ve halen müdürlüğünün devam ettiğini, Bursa 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/89 esas sayılı dosyasında aldırılan bilirkişi raporunda şirket yetkilisinin usulsuz olarak 7143 sayılı yasadan faydalanmak suretiyle şirketi 1.545.000 TL zarar ettirdiğinin anlaşıldığını,davalı şirket müdürünün uhdesinde şirkete ait 1.228.078,18 TL'nin bulunduğunun tesbit edildiğini,davalı şirketin başka bir şirket ile CSV Enerji Üretim San Tic A.Ş isimli bir şirket kurduğunu,davalı Murat Kılıç tarafından şirket imkanları kullanılarak bitcoin madenciliği yapıldığını ve elde edilen karın şirket hesaplarına aktarılmadığını, şirket müdürü Murat Kılıç'ın şirketi...
DAVA : Şirket Müdürünün azli DAVA TARİHİ : 01/08/2022 KARAR TARİHİ : 12/05/2023 KARAR YAZIM TARİHİ : 17/05/2023 Mahkememize açılan Şirket Müdürünün azli davasının yapılan açık yargılaması sonunda; DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin eşi olan ... ile birlikte 19.08.2004 tarihinde %50 eşit ortak olarak "...PVC Sistemleri İç Mimarlık Isıtma Sistemleri ve Yapı Ürünleri Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi" (Şirket)'ni kurduğunu, şirket müdürü olarak görevde bulunan ve aynı zamanda müvekkilin eşi olan davalı ..., ilk dönemlerde şirket yönetimi konusunda gerekli liyakatı göstermiş olmasına rağmen, son bir yıldan bu yana müvekkilin şirkete gelmesini çeşitli bahanelerle engellemeye çalıştığını, bu olaylar nedeniyle tarafların boşanma durumunun söz konusu olduğunu, bu nedenlerle davalı ...'nın şirketi tek başına temsil ve ilzam yetkisinin kaldırılarak, Şirketin %50 ortağı olan müvekkil ...'...