Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Maddesi gereğince ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüne, asıl alacağın 13.400,00 TL'sı yönünden icranın geri bırakılmasına karar vermek gerekmiştir....

Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, İcra Müdürlüğünce haciz talebinin reddi ve hacizlerin kaldırılması işleminin iptaline ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 5393 sayılı kanunun 15/son maddesi, 2004 sayılı kanunun 36. maddesi 3. Değerlendirme İİK'nın 36. maddesi gereğince; ilâmı temyiz eden borçlu, hükmolunan para veya eşyanın resmî bir mercie depo edildiğini ispat eder yahut hükmolunan para veya eşya kıymetinde icra mahkemesi tarafından kabul edilecek taşınır rehin veya esham veya tahvilât veya taşınmaz rehin veya muteber banka kefaleti gösterirse veya borçlunun hükmolunan para ve eşyayı karşılayacak malı mahcuz ise, icranın geri bırakılması için Yargıtay’dan karar almak üzere icra müdürü tarafından kendisine uygun bir süre verilir. İİK’nın 36. maddesi gereğince, icranın tehiri için taşınmaz teminat olarak gösterilebilir ise de, taşınmazın satışı halinde, satış bedelinin, dosya borcunu ferileri ile birlikte karşılayıp karşılamayacağı belli değildir....

    Sayılı dosyasında zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılması talep ettiği, ...2. İcra Hukuk Mahkemesinin 2020/237 E. sayılı dosyası ile takip hakkında zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılması kararı verildiği, davacı alacaklı tarafından İİK' nun 33a/2 maddesi uyarınca açılmış bir dava bulunup bulunmadığı davacı vekilinden sorulduğu, davacı vekilinin böyle bir dava açmadıklarını beyan etmesi üzerine davanın ön şart yokluğundan reddine karar verilmiş hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 21,40 TL kalan onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına 20/09/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, 22/10/2015 tarihli duruşmada verilen ara karar ile yetki itirazı ve zamanaşımı itirazlarının reddine karar verildiğini ve dosyanın esasına geçildiğini, buna rağmen son kararda davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, tanık dinletme taleplerinin reddine karar verilmesinin de doğru olmadığını, hukuki dinlenilme hakkının ihlali niteliğinde olduğunu, icra dosyası için verilen icranın geri bırakılması kararının borcu sona erdirmediğini, sebepsiz zenginleşme/eksik borç olgusunun ortaya çıktığı tarihin, davalı yanın icranın geri bırakılması talebi ile açtığı İstanbul 12....

      Somut olayda; İş mahkemesinin işçi alacaklarının tahsiline ilişkin ilamına dayalı icra emri düzenlendiği, talebin yapılan takibin iptali isteminden kaynaklandığı, iş aktinden kaynaklanan davanın çözümlendiği, davacı tarafından ilama ilişkin borcun ödenmesi, feragat ve ibra nedeniyle İcra Hukuk mahkemisne yapılan icra emrine itiraz talebinin, İİK'nın 32. ve devamı maddeleri gereğince icranın geri bırakılması talebi olarak değerlendirilmesi gerektiği anlaşıldığından uyuşmazlığın İcra Hukuk Mahkemesinde çözümlenmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nın 21.,22. ve 23. maddeleri gereğince Üsküdar 1. İcra Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 26.12.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Noterliğinin 2018/58033 ve 2018/49584 yevmiye sayısıyla gönderilen ihtarnamelere itiraz ettiklerini, bankaya yapılan ödemelerde gecikme yaşanmamasına rağmen takip yapılmasının kötü niyetli olduğunu, müvekkili şirketin konkordato sürecinde olması nedeniyle kredi ilişkisinin kat edilmesinin ve takip başlatılmasının İİK'nun 296. Maddesine aykırı olduğunu, borcun imhal edildiğini, muaccel olmadığını belirterek imhal nedeniyle takibin iptaline, icranın geri bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

        Borçlu tarafından İİK.nun 36.maddesi uyarınca icranın geri bırakılması kararı getirilmediği sürece ilamlı takibe devam edilir. İİK.nun 177/4.maddesi uyarınca açılan iflas davası icranın geri bırakılması kararı getirilmişse temyizin sonucu beklenir. İlamlı takip konusu ilamın Yargıtay'ca bozulması bu ilamla ilgili olarak açılan iflas davasını ortadan kaldırmaz. İlamlı takibe esas dava Yargıtay'ca bozulduktan sonra reddedilirse icra tamamen veya kısmen eski haline iade olunur (İİK.m.40). Mahkemece ilamlı takibe esas davanın sonucu beklenerek iflas davası yönünden bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 27.2.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Anılan bu dava llK.nun 33/a-2 maddesinde öngörülen icranın geri bırakılması kararının kesinleştiğinin alacaklıya tebliğinden sonra zamanaşımının vaki olmadığını ispat sadedinde ve 7 gün içinde genel mahkemelerde açılan dava niteliğinde olmadığından, icra mahkemesince verilen icranın geri bırakılması kararı bu takip yönünden kesin hüküm teşkil eder. O halde şikayete konu icra müdürlüğünün borçlunun taşınmazındaki haczinin kaldırılması isteminin reddine dair 13.02.2004 tarihli kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken reddi yönünden hüküm tesisi isabetsizdir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir....

            SAVUNMA:Davalı vekili 21/10/2022 uyap tarihli cevap dilekçesinde özetle; TBK 156/2 madde hükmünde zamanaşımı defi yönünden iki istisna getirilmiş olup “ borcun bir senetle tanınması veya kesinleşmiş, mahkeme veya hakem kararıyla sabit olması halinde “ kesilen süre daha kısa olsa bile zamanaşımı süresi 10 yıl olduğunu, davacı yan genel zamanaşımı itirazı ileri sürmekte ise işbu icra dosyasına konu borç çek ile takibi yapılmış olup kesinleştiğini, senet ve çek, her ikisi de BONO özelliğine sahip olduğundan bu zamanaşımı suresi çek için de geçerli olacağını, haksız ve hukuka aykırı gerekçelerle açılan işbu davanın reddinin gerektiğini, zamanaşımına uğramasına sebep olacak bir durum meydana gelmediğini, bu sebepler yüzünden icranın geri bırakılması talebi yerinde olmadığını, icranın geri bırakılması talebinin müvekkilin parasını alma sürecini uzatıp ,borç olan parayı ödememek için başvurulan kötü niyetli bir yolu olduğunu, borçlunun kendisi üzerinde bulunan araçların satışını engellemek...

            Mahkemece yukarıda belirtilen madde hükmü uyarınca icranın geri bırakılması yerine, takibin iptaline karar verilmesi isabetsiz olup hükmün bu nedenle bozulması gerekmekle beraber anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından mahkeme kararının düzeltilerek onanması yoluna gidilmiştir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile... (İcra Hukuk) 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 17.02.2012 tarih ve 2011/67 E, 2012/10 K. sayılı kararının hüküm bölümünün (1) numaralı bendinde yer alan “takibin zamanaşımı nedeniyle iptaline” sözcüklerinin karar metninden çıkarılmasına, yerine “icranın geri bırakılmasına” sözcüklerinin yazılmasına, mahkeme kararının düzeltilen bu şekliyle İİK 366. ve HUMK’nun 438. maddeleri uyarınca (ONANMASINA), mahkeme kararı düzeltilerek onandığından harç alınmasına yer olmadığına, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26/11/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              UYAP Entegrasyonu